“Adalet mekanizması işlemiyor”

GÜNDEM 08.10.2018 - 16:40, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2105+ kez okundu.
 

“Adalet mekanizması işlemiyor”

Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, iki yıllık görev sürelerinin hızlı geçtiğini belirterek, “15 Temmuz darbe kalkışması süreci, OHAL, KHK’lar, TBMM’nin devre dışı kalması gibi yoğun gündem ve derin izler bırakan iki yılı geride bıraktık” dedi.  EN BÜYÜK ZARARI YARGI GÖRDÜ Çıkarılan 32 KHK’nın Anayasa Mahkemesi’nce incelenmediğini, ülkenin ‘tek adam’ iradesine kaldığını buradan da en büyük zararı yargının gördüğünü savunan Küçük, “Yargı bir cemaatin elinden alınıp başka cemaatlerin eline bırakıldı. Tarafsızlık oluşmazsa bizi ciddi bir tehlike bekliyor. Bu gidişle hiç kimsenin hukuka güveni kalmayacak” dedi.  HEPSİ ETKİ ALTINDA Sayıştay raporunda ortaya çıkan bazı usulsüzlüklerle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Veli Küçük, “Yüksek yargının tamamında olduğu gibi Sayıştay’da da iktidarın etkisi var. Objektif bir inceleme yapılsa, örneğin otoyollar, şehir hastaneleri gibi büyük yatırımlara bakılsa ciddi usulsüzlük çıkacak. Sayıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi görevini yapmıyor, adalet mekanizması işlemiyor” diye konuştu.  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görev yapacak yeni Türk yargıcın seçimi için Türk hükümeti tarafından Avrupa Konseyi'ne iletilen listenin adayların yetersizliği gerekçesiyle reddedilmesini de yorumlayan Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, şöyle devam etti: “AİHM’in Türkiye’ye karşı bir önyargısı var. Bu önyargının daha da artmaması için hala hata yapılıyor. Oraya objektifliğiyle tanınan biri değil de dar bakış açısına sahip birini yollarsınız olmaz. Rıza Türmen gibi tarafsızlığını ortaya koyan biri olmazsa oradaki sorun çözülmez. Avrupa ile uyumlu olunmalı. Avrupa Birliği’ne (AB) girip girmeme adına referandum yapma düşüncesi de yanlış. AB’nin hukuk ve demokrasi normlarını yaşama geçirip bunu işlevsel kılmalıyız. OHAL ile KHK ile Avrupa’da olmayanı uygularsanız bunun tabansal karşılığı olmaz.  Türkiye AB üyeliğinden vazgeçmemeli.”  “Hak ve özgürlüklerin yargı bağımsızlığıyla teminat altına alınmayışı ülkenin hem yurt içinde, hem de yurt dışında karnesini zayıflatıyor. Örneğin kayıp çocukları için sessiz sedasız oturan Cumartesi Anneleri’ne yapılan saldırıyı AB’ye izah edemezsiniz. Almanya hala İkinci Dünya Savaşı’nın mahcubiyetini yaşıyor.  Bir hata varsa devlet özür dilemeyi de bilmeli. AB, hukuku, demokrasiyi, şeffaflığı bekler. Bunları da ancak 95 yıllık cumhuriyet değerine sahip çıkarak başarabiliriz. Şu an yasama, yürütme ve yargının birbirini denetleme şansı yok.” “Her gün üç tane kararnameyle uyanıyoruz. Devlet tiyatrolarından baroların denetlenmesine kadar Türk tipi diye tuhaf değişiklikler yapılıyor. Bu da sivil toplum örgütlerine gözdağı gibi görünüyor. Bu bakış açısıyla AB’ye girmek daha da uzun zaman alır. Kendimize çekidüzen vermemiz gerek. 16 yıldır hep geriye giden uygulamalar AB ve dış dünyayla ilişkileri zora sokuyor. Bu kontrolsüz, dikkatsiz politikalar Türkiye’yi bu noktaya getirdi. 95 yıllık dengeleri sıfırlayıp ivedi sonuç beklenemez.” Ekonominin rayına oturmasının yolunun da hukuktan geçtiğini söyleyen Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, “İnsan devletine güvenirse yatırımı gönül rahatlığıyla yapar. Yabancı yatırımcı bile bir ülkeye yatırım yapacaksa ekonomik verilere bakıyor” dedi.  30. DÖNEM GENEL KURULUMUZ 13-14 EKİM’DE Yeni Adalet Sarayı’nın 2019 yılında tamamlanacağını anlatan Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: “2019 yılının yeni adli yıl açılışında yeni binamıza geçmiş olacağız. Ayrıca Yüreğir ilçesinde 3600 metrekarelik bir alanımız var. Burası da baromuz için hizmet binası olacak. Bu konu Türkiye Barolar Birliği’nin projelendirme aşamasında. Komisyonlarımız oldukça aktif çalışıyor. Kadın ve Çocuk Hakları, Hayvan Hakları komisyonlarımız var. Aladağ’daki yurt yangınından Özgecan Aslan ve Cumhuriyet Gazetesi davasına kadar bir çok olayı komisyon üyelerimiz takip etmekte. 13-14 Ekim tarihlerinde baromuz 30. Dönem genel kurulu yapılacak. Biz aynı göreve tekrar talibiz. Üyelerimizin katılımının yoğun olmasını bekliyoruz. Katılım üst düzeyde olmuyor ama bu büyük ailenin biraraya gelip tüm sorunları paylaştığı bir seçim olmasını diliyoruz. Baromuza kayıtlı 2 bin 566 üyemiz var. Bizler, yargının kurucu unsuru olan, savunmayı temsil eden mesleğimizin daha örgütlü, saygınlığının daha da üst düzeyde olacağı bir bakış açısı isteriz. Adaletin her alanda yaşama geçirilmesini istiyoruz. Yargı bağımsız olmazsa kimsenin hukuk güvenliği olmaz. Avukatlar bağımsız savunma yapamazsa yargı yara alır. Adil yargılama hakkı her yönüyle yaşama geçirilmeli. “ ÖNCE KUTUPLAŞMA BİTİRİLMELİ SONRA AF GÖRÜŞÜLMELİ Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, son günlerde sık sık tartışma konusunu olan af yasasıyla ilgili de şu açıklamalarda bulundu: “Af konusunun şu dönemde gündeme gelmesi yanlış. Bu kadar ayrışma, kamplaşma içinde normalleşmeden af gündeme getirilmemeli. Ayrışmanın olduğu yerde af kavramı kişisel görünüyor. Gelişmiş ülkelerde çok da gündeme gelen bir şey değil bu. Popülist bakış açısıyla değerlendiriliyor. Düşünün 11 binden fazla yasa maddesi KHK’larla değişti. İnanılmaz bir mevzuat değişimi oldu. Yaz-boz tahtasına dönmüş bir sistemde af sağlıklı sonuç vermez. Önce kutuplaşma giderilmeli, sonra bu konu değerlendirilmeli.”


Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, iki yıllık görev sürelerinin hızlı geçtiğini belirterek, “15 Temmuz darbe kalkışması süreci, OHAL, KHK’lar, TBMM’nin devre dışı kalması gibi yoğun gündem ve derin izler bırakan iki yılı geride bıraktık” dedi. 
EN BÜYÜK ZARARI YARGI GÖRDÜ
Çıkarılan 32 KHK’nın Anayasa Mahkemesi’nce incelenmediğini, ülkenin ‘tek adam’ iradesine kaldığını buradan da en büyük zararı yargının gördüğünü savunan Küçük, “Yargı bir cemaatin elinden alınıp başka cemaatlerin eline bırakıldı. Tarafsızlık oluşmazsa bizi ciddi bir tehlike bekliyor. Bu gidişle hiç kimsenin hukuka güveni kalmayacak” dedi. 
HEPSİ ETKİ ALTINDA
Sayıştay raporunda ortaya çıkan bazı usulsüzlüklerle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Veli Küçük, “Yüksek yargının tamamında olduğu gibi Sayıştay’da da iktidarın etkisi var. Objektif bir inceleme yapılsa, örneğin otoyollar, şehir hastaneleri gibi büyük yatırımlara bakılsa ciddi usulsüzlük çıkacak. Sayıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi görevini yapmıyor, adalet mekanizması işlemiyor” diye konuştu. 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görev yapacak yeni Türk yargıcın seçimi için Türk hükümeti tarafından Avrupa Konseyi'ne iletilen listenin adayların yetersizliği gerekçesiyle reddedilmesini de yorumlayan Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, şöyle devam etti:
“AİHM’in Türkiye’ye karşı bir önyargısı var. Bu önyargının daha da artmaması için hala hata yapılıyor. Oraya objektifliğiyle tanınan biri değil de dar bakış açısına sahip birini yollarsınız olmaz. Rıza Türmen gibi tarafsızlığını ortaya koyan biri olmazsa oradaki sorun çözülmez. Avrupa ile uyumlu olunmalı. Avrupa Birliği’ne (AB) girip girmeme adına referandum yapma düşüncesi de yanlış. AB’nin hukuk ve demokrasi normlarını yaşama geçirip bunu işlevsel kılmalıyız. OHAL ile KHK ile Avrupa’da olmayanı uygularsanız bunun tabansal karşılığı olmaz.  Türkiye AB üyeliğinden vazgeçmemeli.” 
“Hak ve özgürlüklerin yargı bağımsızlığıyla teminat altına alınmayışı ülkenin hem yurt içinde, hem de yurt dışında karnesini zayıflatıyor. Örneğin kayıp çocukları için sessiz sedasız oturan Cumartesi Anneleri’ne yapılan saldırıyı AB’ye izah edemezsiniz. Almanya hala İkinci Dünya Savaşı’nın mahcubiyetini yaşıyor.  Bir hata varsa devlet özür dilemeyi de bilmeli. AB, hukuku, demokrasiyi, şeffaflığı bekler. Bunları da ancak 95 yıllık cumhuriyet değerine sahip çıkarak başarabiliriz. Şu an yasama, yürütme ve yargının birbirini denetleme şansı yok.” “Her gün üç tane kararnameyle uyanıyoruz. Devlet tiyatrolarından baroların denetlenmesine kadar Türk tipi diye tuhaf değişiklikler yapılıyor. Bu da sivil toplum örgütlerine gözdağı gibi görünüyor. Bu bakış açısıyla AB’ye girmek daha da uzun zaman alır. Kendimize çekidüzen vermemiz gerek. 16 yıldır hep geriye giden uygulamalar AB ve dış dünyayla ilişkileri zora sokuyor. Bu kontrolsüz, dikkatsiz politikalar Türkiye’yi bu noktaya getirdi. 95 yıllık dengeleri sıfırlayıp ivedi sonuç beklenemez.”
Ekonominin rayına oturmasının yolunun da hukuktan geçtiğini söyleyen Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, “İnsan devletine güvenirse yatırımı gönül rahatlığıyla yapar. Yabancı yatırımcı bile bir ülkeye yatırım yapacaksa ekonomik verilere bakıyor” dedi. 
30. DÖNEM GENEL KURULUMUZ 13-14 EKİM’DE
Yeni Adalet Sarayı’nın 2019 yılında tamamlanacağını anlatan Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: “2019 yılının yeni adli yıl açılışında yeni binamıza geçmiş olacağız. Ayrıca Yüreğir ilçesinde 3600 metrekarelik bir alanımız var. Burası da baromuz için hizmet binası olacak. Bu konu Türkiye Barolar Birliği’nin projelendirme aşamasında. Komisyonlarımız oldukça aktif çalışıyor. Kadın ve Çocuk Hakları, Hayvan Hakları komisyonlarımız var. Aladağ’daki yurt yangınından Özgecan Aslan ve Cumhuriyet Gazetesi davasına kadar bir çok olayı komisyon üyelerimiz takip etmekte. 13-14 Ekim tarihlerinde baromuz 30. Dönem genel kurulu yapılacak. Biz aynı göreve tekrar talibiz. Üyelerimizin katılımının yoğun olmasını bekliyoruz. Katılım üst düzeyde olmuyor ama bu büyük ailenin biraraya gelip tüm sorunları paylaştığı bir seçim olmasını diliyoruz. Baromuza kayıtlı 2 bin 566 üyemiz var. Bizler, yargının kurucu unsuru olan, savunmayı temsil eden mesleğimizin daha örgütlü, saygınlığının daha da üst düzeyde olacağı bir bakış açısı isteriz. Adaletin her alanda yaşama geçirilmesini istiyoruz. Yargı bağımsız olmazsa kimsenin hukuk güvenliği olmaz. Avukatlar bağımsız savunma yapamazsa yargı yara alır. Adil yargılama hakkı her yönüyle yaşama geçirilmeli. “
ÖNCE KUTUPLAŞMA BİTİRİLMELİ SONRA AF GÖRÜŞÜLMELİ
Adana Barosu Başkanı Avukat Veli Küçük, son günlerde sık sık tartışma konusunu olan af yasasıyla ilgili de şu açıklamalarda bulundu: “Af konusunun şu dönemde gündeme gelmesi yanlış. Bu kadar ayrışma, kamplaşma içinde normalleşmeden af gündeme getirilmemeli. Ayrışmanın olduğu yerde af kavramı kişisel görünüyor. Gelişmiş ülkelerde çok da gündeme gelen bir şey değil bu. Popülist bakış açısıyla değerlendiriliyor. Düşünün 11 binden fazla yasa maddesi KHK’larla değişti. İnanılmaz bir mevzuat değişimi oldu. Yaz-boz tahtasına dönmüş bir sistemde af sağlıklı sonuç vermez. Önce kutuplaşma giderilmeli, sonra bu konu değerlendirilmeli.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.