“Adana keyifli bir yer, geleni etkiliyor”

Adana Valisi Süleyman Elban, koronavirüs sürecindeki çalışmalar, Lezzet Festivali, Portakal Çiççei Fesitvali, indirim günleri, kadına şiddet, kadın kooperatifleri, sağlık turizmi ve korona vakalarından dolayı yoğun bakımlardaki doluluk oranları, 15 Temmuz Köprüsü’nün son durumu ile Güney Çevre Yolu Projesi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Vali Elban, Valilik’te gazetemiz Kurucusu Hakan Denizli ile yazarlarımız CHP 25. ve 26. dönem Adana milletvekili Avukat Elif Doğan Türkmen, Geriatri ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Teslime Atlı, Göz Hastalıkları Uzmanı, Dünya Göz Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Cüneyt Karaarslan ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Nadide Talay’ı ağırladı, sorularını cevapladı.  YAŞLIYA DESTEK PANDEMİYE RAĞMEN SÜRÜYOR “Korona çok ani gelişti. Şu anda hem dünyada hem Türkiye’de alınan tedbirlerin çoğu bir anda gelişti. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı bir kısım tedbirler oldu. Uygulanan tedbirlerde değişiklikler oluyor. Bu tedbirler içerisinde en önemlisi insanların birbiri ile olan teması, olabildiğince azaltılması konusu var. Aşırı izolasyon yalnızlığı da getiriyor. Bu yalnızlığın tabi ciddi psikolojik sorunları var. Bunu gidermeyle ilgili hemen bir çalışma başlatıldı mı,  dünyada yok. Hala pandemi konusu en yoğun gündem. Yaşlılar ilgili bizim daha önceden yürüttüğümüz klasik hizmetlerimiz var; evde bakım hizmeti, evde destek hizmetleri gibi. Bunlar pandemiye rağmen devam ettiriliyor. Vefa Destek Sistemi ile maddi durumu iyi olmayanların ihtiyaçlarını bedelsiz karşılıyoruz. Maddi durumu iyi olanların ihtiyaçları da karşılanıyor. Bu dönemde, herkes temastan çok kaçıp korktuğu için yaşlıların sağlıkları açısından evlerine uğramamak onlarla temas etmemek gerekiyor. Giden gelen ekipler de kapıdan bu işleri sağlıyorlar.” PORTAKAL ÇİÇEĞİNİ YAPILIR MI? “Portakal Çiçeği Festivali ile ilgili değerlendirme yaptık. Yaklaşık 4 aydan fazla bir zaman var. Şu an için uzun bir öngörüde bulunmak söz konusu olamaz.  Aralık ayının ikinci yarısı biz de gribal enfeksiyonların pik yaptığı dönemler. İkinci pik dönemi de martta oluyor. Aşılarla ve alınan tedbirlerle olağanüstü bir düşüş olmazsa festivalin yapılmasının biraz zor olacağı görünüyor. Ancak yine de festival yapılabilir düşüncesiyle hazırlık da yapıyoruz. Lezzet Festivali’nde olduğu gibi dijitalde hazırlıklarımız var. Lezzet Festivali bize bir şey gösterdi. Bundan sonra normale dönsek de bizim artık festivallerimizin vazgeçilmezi dijital olacak. Çünkü dijitalde çok sayıda kişiye süratle ulaşabiliyoruz. Sadece twitter, instagram ve facebook üzerinden 7,5 milyon kişiye ulaştık. Bloggerler, youtuberler hariç. İnanılmaz bir sosyal medya iletişim gücü var. MasterChef de çok etkili oldu. Bizden sonra başka iller de çağırmaya başladı ancak onların yüzlerinden de görüyorsunuz Adana’dan aldıkları keyfi hiçbir yerden alamıyorlar. Adana hakikaten bu açıdan keyifli bir yer, geleni etkiliyor.”  İNDİRİM GÜNLERİ  “Mali müşavirlere yönelik indirim günleriyle ilgili; sayısal olarak çok olmayanlar için piyasa ilgi göstermiyor. Biz de mülki idare birliği olarak bazen Ankara’dan bir talepte bulunuyoruz, ancak hiç ilgi görmüyoruz. Hepiniz topunuz iki bin kişisiniz diyorlar. Biz sizinle mi uğraşacağız, diyorlar. Bir araba alsanız kaç tane araba alırsınız, ne filo pazarlığı yapacağız deniliyor. Eğitim camiası milyonun üzerinde, bir ordu; dolayısıyla onlarla ilgili yapılan kampanya çok kitlelere hitap ediyor. Ticari olarak ne kadar karşılık buluruz denemekte fayda var.”  KADINLARLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIN İÇİNDE OLDUM  “Kadına şiddet konusu üzerinde Ankara’da 10 yıldan fazla çalıştım. Ülkemizin değişik illerinde, Avrupa Birliği Projesi ile 8 kadın sığınma evi yaptırdım. Kadınla ilgili sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin çoğunu tanıyorum. O alanda yapılabilecek her çalışmaya çok alışkın ve yatkınım. Bir mazeretin arkasına sığınıyor gibi algılanmasın. Her faaliyette olduğu gibi kadın konusunda yapacağımız çalışmalara pandemi bir ‘es’ verdi. Kadın bakış açısı, kadının topumdaki yeri ve birçok konuda eğitim verdim. Aslında çok ciddi eğitimler de verildi. Ama farkındalığın oluşturulması sadece eğitimle olmuyor. Belli uygulamalar, çalışmalar ve projelerle oluyor. Sadece polis ve asker eğitimi ile sadece belli insanların eğitimi el olmuyor. Onun için topyekün bir çalışma da gerekiyor. Ve bununla ilgili mekanizmaların da doğru oluşturulması şart. Çağrı mekanizması, kadın sığınma evleri, kadınların istihdamı konusunun öncelenmesi, kız çocukları ile ilgili okula gitmelerinden başlayıp birçok konu topyekün beraber değerlendirilmeli. Hemen her alanda belli çalışmaların içinde oldum. Kadın Dostu Şehir çalışmasının da. Ancak Adana’da çok karşıyım ‘Kadın Dostu Şehir’e. En çok eleştirenlerden biri de benim. Proje ortaklarından biriyim, içerik doğru ancak kavrama karşıyım. Şehri kadın ve erkek beraber yaratıyor ve yaşatıyor. Sanki erkek zaten buraya hakim, kadına da dost bu şehir. Öyle bir şey yok, kadın da şehrin sahibi.”  KADIN KOOPERATİFLERİNE TEPEBAĞ’DA YER TAHSİS EDECEĞİZ “Kooperatiflerle ilgili kaynağın doğru kullanılmamasının nedeni şu; Bizim bu işi biraz samimi olarak yapmamız ve belli bir noktaya getirmek için çaba göstermemiz gerekiyor. Genelde bütün işlerimiz şöyle olur; işe başlarız heyecanla, ondan sonra bir resim veririz. Sonra bunun lansmanını yaparız ondan sonra proje bitmiştir artık. Ya yeter, başka bir şeye geçebiliriz diye düşünürüz. Sürdürülebilirlik çok önemli. Kadın kooperatifindeki amaçlardan en önemlisi; farklı şeyler üretmek, özellikle de yöresel tat, lezzet, materyal anlamında. Sosyal güvencesi olmayanların ekonomik olarak ayakta durmalarını sağlamaya çalışırken, bir katma değer yaratmak ve şehre değer katmaktır amaç. Aynı zamanda herkesin kaliteli, düzgün, yöresel ürünleri kaynağından, en ucuz şekilde almasını sağlamak istiyoruz. Tepebağ’da tüm kooperatiflerimize bir satış yeri vererek görünür olsunlar istiyoruz. Bir kısmı internette, bir kısmı sosyal medyada var, satış da yapıyorlar, ancak Tepebağ’da daha görünür olsunlar. Çünkü Tepebağ’ı ayağa kaldırdığımızda; oranın vazgeçilmezlerinden biri de yöresel, yerel ürünlerimiz olacak, sadece gıda değil el işi ürünler de dahil olmak üzere… Bu sistemde ayakta duranları daha da güçlendirmek, daha gelişmesini sağlamak istiyoruz. Denetleyeceğimiz mekanizmalarla sağlam bir yapı olur. Yürüyemeyeni de desteklemek yerine diğerleriyle birleşmesini ya da işi tasfiye etmesini sağlayıp başka alanda ilerlemelerini istemek gerekiyor. Ulusal ve uluslar arası pazar sağlanabilir ancak belli bir hacminizin olması, ayağınızın üzerinde duruyor olmanız gerekiyor. Belli miktar bir şeyi üretiyor olmanız lazım. Bunu düzenli olarak sürekli üretiyor olmanız lazım. Oraları biraz daha profesyonelleştirmemiz lazım. Kendi içerimizde mükemmelleştirmemiz lazım. Şimdi çok güzel salça var ama ambalajı kötü. Çok güzel banyo takımları var. Ambalajı güzel ama tedarikçinin istediği ürünler yok. Siz çok daha pahalıya çok daha farlı bir ürün pazarlayacakken onu bambaşka bir halde sunuyorsunuz.” SAĞLIK TURİZMİNE YÖNELİK ÇALIŞMALAR  “Sağlık turizmini çok önemsiyorum. Tabi ki bir dijital havza olduğu gibi sağlık havzası da olsun istiyorum. Sağlıkta, medikal malzemeler, Lokman Hekim başlığı altında tıbbi aromatik bitkiler, onlar ilgili yağlardan tutun fitoterapisine diğer alanlara kadar tamamen üretim, tamamen turizmle ilgili bir çalışma yapmak istiyoruz. Lokman Hekim’le ilgili çalışmaya da başlayacaktık. İlk başlangıcı yapaktık. Lezzet Festivali ile çakışmasın diye ileriye atalım dedik. O da pandemi dönemi hızlanınca geri kaldı. Belki bahar döneminde başlatabiliriz. Lokman Hekim’in ölümsüzlük reçetesini de bir sürü reçetelerle birlikte tanıtabiliriz.  15 TEMMUZ’DA YER TESLİMİ TAMAM “15 Temmuz Şehitler Köprüsü ihalesi yapıldı. Müteahhitle sözleşmeye bağlandı. Çalışmalar başladı. Müteahhite yer teslimi de yapıldı. Muhtemelen ödenek durumuna, müteahhidin yerle ilgili çalışmalarına bağlı olarak devam edecek. Süreç burada başladı.”  GÜNEY ÇEVRE YOLU KAMULAŞTIRMAYA TAKILDI  “Güney Çevre Yolu da ihale edildi. Ancak kamulaştırma meseleleri var. Kamulaştırma işleri devam ediyor. Belli bir miktarı çözüldü, oransal olarak birçoğu dava konusu olduğu için davalar sonuçlandıkça kamulaştırma işlemleri tamamlanıyor. 28 kilometrelik hattın yüzde 44-45’i nin kamulaştırma sorunu çözüldü. Ama kamulaştırma 0’dan 12. kilometreye kadar çözülmediği için ara ara çözülüyor. Arada Hazine arazisi var, uzlaşarak alınanlar var, kamulaştırması çözülen mahkemesi bitenler mahkemesi devam edenler var. O süreç devam ediyor, mahkeme sürecini tahmin etmek güç.”  YOĞUN BAKIMDAKİLERİN YÜZDE 28’İ COVİD’Lİ  “Pandemiden dolayı yatak sayısıyla ilgili bir sıkıntı yok. Esas problem, entübe olanlar ve yoğun bakıma düşenlerle ilgili. Adana’da şu anda yoğun bakımdaki hastalarımızın yüzde 27-28’i Covid’li. Doluluk oranımız yüzde 90’ların üzerine çıktı. Şu anda çeviriyor muyuz, çeviriyoruz. Hastalık iyice mutasyona uğradı, eskiden yakalananların yüzde 40-50’si entübe oluyordu, çok düşmeye başladı. Şehir Hastanesi’nin 1500 yatağı var, bir gecede 5 bin yatağa da çıkarırız. Orada bir sıkıntı yok. Büyük bir sıkıntı yaşamadık. Çok sıkıntı yaşarsak, zorunlu olmayan ameliyatları erteleyeceğiz. Kapasitemizin de limitlerine yaklaşıyoruz, zorda değiliz. B planları da var. Ona geçmedik henüz. Adana’da sağlık altyapısı gerçekten iyi. Özel hastaneler de bize destek veriyor. Yoğun bakımlarla ilgili ruhsat sorunlarını da çözdük. Özel hastanelirin kapasitesi de bize katkı sağladı”