ATO’dan, AKPM'nin kararına tepki

Adana Ticaret Odası, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin, Türkiye'yi siyasi denetim altına alma kararını kınadı:

  Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin, Türkiye'yi siyasi denetim altına alma kararına tepki gösteren Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, “Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olan ve çağdaş Avrupa değerlerinin savunucusu ülkemizin böylesine bir haksızlıkla karşı karşıya kalmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Bu aşamada Türkiyesiz Avrupa, Avrupasız Türkiye olmayacağını bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz” dedi. AKPM'nin önceki gün Strazburg'da yapılan 2017 Bahar Dönemi Genel Kurulu'nda “Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi” konulu raporun görüşülmesi sırasında, OHAL’in devam etmesi ve yayımlanan kanun hükmünde kararnameler (KHK) gerekçe gösterilerek Türkiye'nin 45'e karşı 113 oyla siyasal ve hukuki alanda denetim sürecine alınması kararı kabul edilmişti. Konuyla ilgili açıklamasında, terör örgütlerini ve destekleyicilerini sevindirmenin dışında hiçbir anlamı bulunmadığını belirttiği kararı eleştiren ATO Başkanı Atila Menevşe, “Türkiye’nin Anayasal düzenini ve ulusun varlığını hedefleyen tehlikelere karşı, uluslararası yükümlülüklerine de bağlı kalarak PKK, FETÖ ve DEAŞ gibi eli kanlı terör örgütlerini ortadan kaldırmaya yönelik mücadelesi, kendisini olduğu kadar Avrupa ülkelerini de önemli bir tehditten korumaya yönelik bir anlam taşımaktadır ve bunu da en iyi görmesi gereken AB üyesi ülkelerdir” dedi. Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olarak çağdaş Avrupa ideallerinin ve değerlerinin savunucusu konumunda bulunan Türkiye’nin, terör örgütlerinin AKPM’deki uzantılarının gayretleriyle  uzun yıllardır tam üyelik müzakereleri yürüttüğü Avrupa Birliği’nin temel değerlerine uymadığı gerekçe gösterilerek denetim altına sokulmasının demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden Avrupa Konseyi’ne gölge düşürdüğünü de ifade eden Menevşe şunları söyledi: “Her zaman sağduyu ile hareket etmesi gereken AKPM'nin bu kararının terör örgütlerine hizmet etmekten başka hiçbir anlamı bulunmadığı acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmış bulunmaktadır. Uzun yıllardır PKK terörüyle mücadele eden Türkiye son dönemde DEAŞ, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana da FETÖ tehdidiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu kapsamda Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi güçlü bir şekilde desteklemesini beklediğimiz bu olağanüstü dönemde, AKPM'nin bu nitelikte bir karara imza atması anlaşılabilecek bir durum değildir. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecinin hızla tamamlanmasını desteklediğimiz ve beklediğimiz bir dönemde yaşanan bu kararın ortak menfaatlerimize zarar vereceği unutulmamalıdır. Adana Ticaret Odası olarak bizim bu karardan anladığımız mesaj, AKPM'nin terör örgütlerinin etkisindeki uzantılarının Türkiye'nin üstüne bir çizgi çekmek istedikleri ve doğrultuda da AB ülkelerinin Türkiye'nin üyeliği yönündeki tavırlarında farklı bir anlayışın egemen olmaya başladığıdır. Türk vatandaşlarının AB üyeliğine olan istek ve heyecanında inançsızlık ve bıkkınlık yaşanan bir süreçte bu olumsuzluğun AB tarafından da desteklendiğine dair karar ve tavırlar alınması müzakere sürecinin çoğu AB'den kaynaklanan nedenlerle olumsuzluğa sürüklendiğini göstermektedir. Ama biz tüm bu olumsuzluklara rağmen bu konudaki umudun yitirilmemesi tarafındayız ve Avrupa Birliği'nin, Türkiyesiz olamayacağını görmesine kadar da o tarafta kalmaya devam edeceğiz. Şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, Türkiyesiz Avrupa, Avrupasız Türkiye olamaz. Türkiyesiz bir AB hem çok önemli işbirliği imkanlarını kaybetmiş olacak hem de içine kapalı, çeşitliliği reddeden global dünyanın değişim ve yeniliklerine kuşkuyla bakan bir ülkeler grubu görüntüsü vererek olumsuz bir imaj çizecektir. Bu anlamda AKPM’nin Türkiye ile ilgili kararlarında daha sağduyulu hareket etmesi, ilişkilerin olumlu yönde seyretmesine yönelik tavırlar içerisinde olması ve özellikle de Türkiye’yi ABD’den dışlayıcı kararlar almaması gerekmektedir. Avrupa’nın Türkiye’ye adil ve önyargısız yaklaşması ve Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı bir Avrupa Birliği çabası içerisinde olması sadece Türkiye için değil, Avrupa’nın güvenliği ve refahı açısından da büyük önem taşımaktadır.”