Bir Gergedan kuşu tespihin hikayesi!

01.02.2018 - 05:12, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 3494+ kez okundu.
 

Bir Gergedan kuşu tespihin hikayesi!

Adana’da, 3 asırdan bu yana tespihçilikle uğraşan Mardinli bir aileden gelen Ahmet Bozkurt, “Osmanlı Tespihçilik” adlı işyerinde yapım aşamaları birbirinden ilginç tespihleri üretiyor. Bozkurt’un en ilginç hikayesi ise; Dubai’deki çok varlıklı Maktum Ailesi’nin kuzeninin isteği üzerine, 6 usta ile yaklaşık 1,5 ay çalışıp ortaya çıkardığı ‘Gergedan kuşu’ boynuzu tespihi oldu. Ahmet Bozkurt, babadan tespihçi. Mardinli Bozkurt ailesinin 3 asırdan bu yana sürdüğünü geleneği devam ettiriyor. Tespih malzemesinden yapımına kadar birçok konuda özel araştırmalar yapıyor. İşyerinde; gazetemizin Kurucusu Hakan Denizli’nin de bulunduğu sohbette, tespihlerle ilgili ilginç bilgiler verdi. Başından geçen bir olay ise kendisinin de yıllar boyu unutamayacağı bir hatıraya dönüştü. Gergedan kuşu’ndan yaptırdığı tespihin fiyatı ise bizde saklı kalsın! İşte o röportaj; KEHRİBAR BÖYLE OLUŞUYOR! Herkes tespihten bahsediyor ancak, yeteri kadar bilmiyoruz. Tespihler neden yapılıyor, anlatır mısınız? “Tespihler çeşitli malzemelerden üretiliyor ancak bir malzeme var ki adı kehribar. Kehribarın da iki çeşidi var. Biri Allah yapımı, biri kul yapımı. Allah yapımı damla kehribar, onun da 6 çeşidi var. Balta değmemiş ormanlardaki çam reçinelerini yağmur toprağın altından alıyor, ağacın dibinden ırmağa, denize akıyor. Deniz bunu alıyor, ülke ülke bölüştürüyor. Her ülkede ayrı bir renk oluyor. Rusya’da sarı, Litvanya’da yeşil oluyor. Dominik Cumhuriyeti’nde kahverengi çıkıyor. O ülkelerde sahile vuruyor bu yılların çam reçineleri, oralarda artık bu işin borsası oluşmuş. Sahilden bir iki kilo kehribar toplayamıyorsunuz. Şirketler bölüştürüyor. Bunu dünyaya yayıyorlar. Kehribar, 10 milyon- 20 milyon yaşlarındaki fosillerdir. Normal bir reçine değil. Mesela içinden sinek çıkıyor, dünyanın yaşını da işte bu damla kehribarlar belirliyor, karbon testleri ile dünyanın yaşı ortaya çıkıyor.” SIKMA KEHRİBARI İLK ALMANLAR ÜRETTİ “Damla kehribarı Peygamber Efendimiz (sav) yeni doğan çocuklar için tavsiye ediyor. Çocuklar için diş çıkarırken faydalı, ağız akması ve sarılık için de tavsiye ediliyor. Damla kehribarı tespih haline getirmek Osmanlı zamanında başlamış. Ancak çok hassas olduğu için damla kehribar fazla talep görmüyor. Padişahlar tespih minderinin üzerinde damla kehribarı çekerlermiş kırılmasın diye. 200 yıl önce damla kehribarın dayanıklılığını artırmak için sıkma kehribar üretiyorlar. Kim yapıyor bunu Almanlar, zamanın plastiği olarak kullanmışlar. Kapı kolu, düğme, şemsiye sapları yapılmış.” İLK TESPİHİ ALMANLAR SATTI! “Sıkma kehribardan tespihi Osmanlı’ya ilk Almanlar göndermişler. Sıkma kehribar özünden yapıldığı için ilgi çekiyor. Tespih sarı geliyor bize çektikçe tespih renk değiştiriyor. Bizim için enteresan bir şey oluyor. Ancak fabrikanın işi rast gitmiyor. Kapı kolu zamanla renk değiştiriyor, kırmızı oluyor. Fabrika zora giriyor. 20-30 yıl üretiyor, maddeyi değiştiriyorlar.” OSMANLI KEHRİBARLARI 4-5 BİN DOLARDAN SATILIYOR “Damla kehribarlar, çam reçinesi olan fosillerdir. Sıkma kehribar kendi arasında 3-4’e bölünüyor. Osmanlı zamanında yapılan sıkma kehribarlar var. Ve günümüzde yapılan kehribarlar var. Osmanlı zamanında yapılan kehribarların fiyatı 4-5 bin dolar arası değişiyor. Yukarı çıkıyor aşağı inmiyor. Günümüzde yapılan kehribarlar var. 200 TL’den başlayıp 1500 TL’ye kadar malzemenin özelliğine göre değişiyor.” -Sıkma kehribar nasıl üretiliyor, atölyelerde üretim ne durumda? “SIKMA KEHRİBARI DÜNYADA TEK BİZ ÜRETİYORUZ” “Sıkma kehribar üretimi dünyada sadece Türkiye’de var. Türkiye’de ise Adana’da, Adana’da ise biz üretiyoruz. Toplamda 3 aile üretiyor, kehribarı. Üretimi bizim 7 senemizi aldı. Tamamen yap-boz, yani deneme yöntemiyle bulduk. Ta ki tutana kadar, Tam Almanların döktüğü gibi değil bizim de eksiklerimiz var. Almanlar bu ürünü 100 sene önce üretmiş, tarih farkı giriyor. Bir de sıkma kehribar sürekli reaksiyon halinde, devamlı çalışan bir madde. O biraz daha sert oluyor. Yeni ürün biraz daha yumuşak oluyor, kullandıkça tarihi geçtikçe sertleşiyor.” ARTIK ATÖLYELER VAR GÜNDE 50-100 TESPİH ÜRETİLİYOR “Eskiden olsa bir tespih 3-4 günümüzü alıyordu. Tamamen el işçiliğiydi, şimdi makinalar gelişti. Atöleyer gelişti, özel usta işçiliği istediğinizde yapılan işçiliğe göre 5-6 gün sürebilir. Seri üretimde bir atölye 50-100 tane üretebiliyor. Özel üretimlerde 4-5 gün sürüyor. Çok nadir ürün olursa, onların biraz daha günü artıyor. Osmanlı kehribarları, damla kehribarlar, hayvansal tespihlerimiz var. Deve kemiği, fildişi tespihler. Ağaç türü tespihler var. Narçın, Yılanağacı, Adana’ya özgü ağacımız var, Andız. Huka tespihimiz var; Hindistan cevizinin erkeğinden. Zeytin çekirdeğinden de yapıyoruz. Bu tespih, çektikçe eldeki teri bakteriyi çekiyor. Genellikle sertifikalı ürünler yapıyoruz. Devlet tarafından kesilmiş özel koruma altındaki ürünleri yapıyoruz. Gergedan boynuzu, Gergedan kuşu boynuzu, fildişi.” “İŞTE O HİKAYE” Uzun zamandır bu işle uğraşıyorsunuz başınızdan geçen unutamadığınız anılarız var mı? “Dubai’ye tespih satmak için gittim. Tabi onlarda tespih kültürü yokmuş, sonradan fark ettim ancak alıştırmak için birçok da tespih hediye ettim. Bu arada Maktum Ailesi’nde biri ile tanıştım. Bana Gergedan kuşu’ndan tespih yapar mısın dedi, ben de ‘iyi bir sipariş’ olacağı için ‘tamam olur 3 ayda bitirir teslim ederim’ dedim. Ancak ondan sonraki yaşadıklarım beni bir hayli zorladı. Gergedan kuşu’nu zamanında imparatorlar yanlarında beslermiş. Eğer yemek zehirli ise kuşun boynuzu renk değiştirir bukalemun gibi. Zehirsiz ise bir şey olmuyor. Bu kuş zehirden etkilenmiyor. “ALMAN BİR AVCIDAN DOLDURULMUŞUNU BULDUM” Uzun bir araştırmanın sonunda kuşu buldum ancak bu kuş koruma altındaymış. Hayvanı bulamıyoruz, buluyoruz ama getirmesi sorun, canlı şekilde çıkarmak yasak. Şans eseri hayvanın doldurulmuş halini bulduk. Zamanında bir avcı bu hayvanı vurmuş, doldurmuş. Adamla irtibata geçtik, adam 90 yaşında bir Alman. Böyle bir durum var, bu kuştan lazım dedik. 1970’li yıllarda vurduğu kuşu satın aldım. Dubai’ye gönderdi. Gergedan kuşu, hindiden büyük uçabilen bir kuş. Gagasının üstünden parçasını aldık, sertifikasını çıkardık. Konsolosluğa götürdük, İngilizce’ye çevirip mühürlettik. Kutusunu İstanbul’da özel yaptırdık. Adamın ismini üzerine mühürlettik. Yakutçuya götürüp yakut döşettik. Tespihi bitirdik, uçağa bindik. Meclise gidiyorum, adamlar beni seyrediyor. Bana da orada ‘Türk ne yaptın’ diyorlar. YA LATİF YA CEMİL DEYİP ŞOK OLDULAR! “Onlar zannediyorlar ki ben yapmadım. Bir şey olsun da dalga geçeriz muhabbeti çok. Zordu ama yaptık, herkes şok oldu. Nasıl yani dediler, kuşu bulduk, boynuzundan tespih yaptım dedim. Başka bir şey getirmedin değil mi dediler. ‘Oradan bakınca sahtekara mı benziyorum’ dedim. Verdiğim kişi, kutuyu açtı, mecliste sağdan başladılar tek tek inceliyorlar; Ya Latif, Ya Cemil diye. Maktum ailesinden birine dünyada tek olan bir tespih ürettim, elinde var. Mutlu oldu, sevindi, seyretti, iki çekti. Herkes bakıyor, valla çok güzel tespih diyorlar. Fiyat dedi ne kadar, ben herkesin içinde söylemedim. Aynı kişi av için Hindistan’a gidiyor. O kuşun ayrı bir türünü buluyor, onun siyahını yaptık. İlk yaptığımız sarıydı. Dubai’deki Araplarda öyle bir kültür var ki bendeki tespih kimsede olmasın. Ben 3 ayda teslim ettim. Ama o tespihin işçiliği, 1,5 ay sürdü. İşlemi zor 6 usta çalıştı. Oymacı, boncukçu, imamcı, yakut döşeme var. Bir imam kırılsa bir imamın bedeli yüksek.” “İNTERNETTEN SATIŞ YAPIYORUZ” “İnternet satışları devam ediyor. www.osmanlitespihcilik.com’da sabit satışlarımız var. Türkiye de yine ilk canlı yayınla tespih satan bir firmayız. En ucuz tespih 90 lira, en pahalı tespih 60 bin lira. Pahalı tespih Osmanlı’dan kalan parça, kehribar. Eski ile yeni tespih arasındaki değer sadece tarihi bir değerdir. Tespihten başka, çocuklara kolye ile erkeklere özel yüzük tasarlıyoruz. Gümüşlerimiz de var.”
Adana’da, 3 asırdan bu yana tespihçilikle uğraşan Mardinli bir aileden gelen Ahmet Bozkurt, “Osmanlı Tespihçilik” adlı işyerinde yapım aşamaları birbirinden ilginç tespihleri üretiyor. Bozkurt’un en ilginç hikayesi ise; Dubai’deki çok varlıklı Maktum Ailesi’nin kuzeninin isteği üzerine, 6 usta ile yaklaşık 1,5 ay çalışıp ortaya çıkardığı ‘Gergedan kuşu’ boynuzu tespihi oldu. Ahmet Bozkurt, babadan tespihçi. Mardinli Bozkurt ailesinin 3 asırdan bu yana sürdüğünü geleneği devam ettiriyor. Tespih malzemesinden yapımına kadar birçok konuda özel araştırmalar yapıyor. İşyerinde; gazetemizin Kurucusu Hakan Denizli’nin de bulunduğu sohbette, tespihlerle ilgili ilginç bilgiler verdi. Başından geçen bir olay ise kendisinin de yıllar boyu unutamayacağı bir hatıraya dönüştü. Gergedan kuşu’ndan yaptırdığı tespihin fiyatı ise bizde saklı kalsın! İşte o röportaj; KEHRİBAR BÖYLE OLUŞUYOR! Herkes tespihten bahsediyor ancak, yeteri kadar bilmiyoruz. Tespihler neden yapılıyor, anlatır mısınız? “Tespihler çeşitli malzemelerden üretiliyor ancak bir malzeme var ki adı kehribar. Kehribarın da iki çeşidi var. Biri Allah yapımı, biri kul yapımı. Allah yapımı damla kehribar, onun da 6 çeşidi var. Balta değmemiş ormanlardaki çam reçinelerini yağmur toprağın altından alıyor, ağacın dibinden ırmağa, denize akıyor. Deniz bunu alıyor, ülke ülke bölüştürüyor. Her ülkede ayrı bir renk oluyor. Rusya’da sarı, Litvanya’da yeşil oluyor. Dominik Cumhuriyeti’nde kahverengi çıkıyor. O ülkelerde sahile vuruyor bu yılların çam reçineleri, oralarda artık bu işin borsası oluşmuş. Sahilden bir iki kilo kehribar toplayamıyorsunuz. Şirketler bölüştürüyor. Bunu dünyaya yayıyorlar. Kehribar, 10 milyon- 20 milyon yaşlarındaki fosillerdir. Normal bir reçine değil. Mesela içinden sinek çıkıyor, dünyanın yaşını da işte bu damla kehribarlar belirliyor, karbon testleri ile dünyanın yaşı ortaya çıkıyor.” SIKMA KEHRİBARI İLK ALMANLAR ÜRETTİ “Damla kehribarı Peygamber Efendimiz (sav) yeni doğan çocuklar için tavsiye ediyor. Çocuklar için diş çıkarırken faydalı, ağız akması ve sarılık için de tavsiye ediliyor. Damla kehribarı tespih haline getirmek Osmanlı zamanında başlamış. Ancak çok hassas olduğu için damla kehribar fazla talep görmüyor. Padişahlar tespih minderinin üzerinde damla kehribarı çekerlermiş kırılmasın diye. 200 yıl önce damla kehribarın dayanıklılığını artırmak için sıkma kehribar üretiyorlar. Kim yapıyor bunu Almanlar, zamanın plastiği olarak kullanmışlar. Kapı kolu, düğme, şemsiye sapları yapılmış.” İLK TESPİHİ ALMANLAR SATTI! “Sıkma kehribardan tespihi Osmanlı’ya ilk Almanlar göndermişler. Sıkma kehribar özünden yapıldığı için ilgi çekiyor. Tespih sarı geliyor bize çektikçe tespih renk değiştiriyor. Bizim için enteresan bir şey oluyor. Ancak fabrikanın işi rast gitmiyor. Kapı kolu zamanla renk değiştiriyor, kırmızı oluyor. Fabrika zora giriyor. 20-30 yıl üretiyor, maddeyi değiştiriyorlar.” OSMANLI KEHRİBARLARI 4-5 BİN DOLARDAN SATILIYOR “Damla kehribarlar, çam reçinesi olan fosillerdir. Sıkma kehribar kendi arasında 3-4’e bölünüyor. Osmanlı zamanında yapılan sıkma kehribarlar var. Ve günümüzde yapılan kehribarlar var. Osmanlı zamanında yapılan kehribarların fiyatı 4-5 bin dolar arası değişiyor. Yukarı çıkıyor aşağı inmiyor. Günümüzde yapılan kehribarlar var. 200 TL’den başlayıp 1500 TL’ye kadar malzemenin özelliğine göre değişiyor.” -Sıkma kehribar nasıl üretiliyor, atölyelerde üretim ne durumda? “SIKMA KEHRİBARI DÜNYADA TEK BİZ ÜRETİYORUZ” “Sıkma kehribar üretimi dünyada sadece Türkiye’de var. Türkiye’de ise Adana’da, Adana’da ise biz üretiyoruz. Toplamda 3 aile üretiyor, kehribarı. Üretimi bizim 7 senemizi aldı. Tamamen yap-boz, yani deneme yöntemiyle bulduk. Ta ki tutana kadar, Tam Almanların döktüğü gibi değil bizim de eksiklerimiz var. Almanlar bu ürünü 100 sene önce üretmiş, tarih farkı giriyor. Bir de sıkma kehribar sürekli reaksiyon halinde, devamlı çalışan bir madde. O biraz daha sert oluyor. Yeni ürün biraz daha yumuşak oluyor, kullandıkça tarihi geçtikçe sertleşiyor.” ARTIK ATÖLYELER VAR GÜNDE 50-100 TESPİH ÜRETİLİYOR “Eskiden olsa bir tespih 3-4 günümüzü alıyordu. Tamamen el işçiliğiydi, şimdi makinalar gelişti. Atöleyer gelişti, özel usta işçiliği istediğinizde yapılan işçiliğe göre 5-6 gün sürebilir. Seri üretimde bir atölye 50-100 tane üretebiliyor. Özel üretimlerde 4-5 gün sürüyor. Çok nadir ürün olursa, onların biraz daha günü artıyor. Osmanlı kehribarları, damla kehribarlar, hayvansal tespihlerimiz var. Deve kemiği, fildişi tespihler. Ağaç türü tespihler var. Narçın, Yılanağacı, Adana’ya özgü ağacımız var, Andız. Huka tespihimiz var; Hindistan cevizinin erkeğinden. Zeytin çekirdeğinden de yapıyoruz. Bu tespih, çektikçe eldeki teri bakteriyi çekiyor. Genellikle sertifikalı ürünler yapıyoruz. Devlet tarafından kesilmiş özel koruma altındaki ürünleri yapıyoruz. Gergedan boynuzu, Gergedan kuşu boynuzu, fildişi.” “İŞTE O HİKAYE” Uzun zamandır bu işle uğraşıyorsunuz başınızdan geçen unutamadığınız anılarız var mı? “Dubai’ye tespih satmak için gittim. Tabi onlarda tespih kültürü yokmuş, sonradan fark ettim ancak alıştırmak için birçok da tespih hediye ettim. Bu arada Maktum Ailesi’nde biri ile tanıştım. Bana Gergedan kuşu’ndan tespih yapar mısın dedi, ben de ‘iyi bir sipariş’ olacağı için ‘tamam olur 3 ayda bitirir teslim ederim’ dedim. Ancak ondan sonraki yaşadıklarım beni bir hayli zorladı. Gergedan kuşu’nu zamanında imparatorlar yanlarında beslermiş. Eğer yemek zehirli ise kuşun boynuzu renk değiştirir bukalemun gibi. Zehirsiz ise bir şey olmuyor. Bu kuş zehirden etkilenmiyor. “ALMAN BİR AVCIDAN DOLDURULMUŞUNU BULDUM” Uzun bir araştırmanın sonunda kuşu buldum ancak bu kuş koruma altındaymış. Hayvanı bulamıyoruz, buluyoruz ama getirmesi sorun, canlı şekilde çıkarmak yasak. Şans eseri hayvanın doldurulmuş halini bulduk. Zamanında bir avcı bu hayvanı vurmuş, doldurmuş. Adamla irtibata geçtik, adam 90 yaşında bir Alman. Böyle bir durum var, bu kuştan lazım dedik. 1970’li yıllarda vurduğu kuşu satın aldım. Dubai’ye gönderdi. Gergedan kuşu, hindiden büyük uçabilen bir kuş. Gagasının üstünden parçasını aldık, sertifikasını çıkardık. Konsolosluğa götürdük, İngilizce’ye çevirip mühürlettik. Kutusunu İstanbul’da özel yaptırdık. Adamın ismini üzerine mühürlettik. Yakutçuya götürüp yakut döşettik. Tespihi bitirdik, uçağa bindik. Meclise gidiyorum, adamlar beni seyrediyor. Bana da orada ‘Türk ne yaptın’ diyorlar. YA LATİF YA CEMİL DEYİP ŞOK OLDULAR! “Onlar zannediyorlar ki ben yapmadım. Bir şey olsun da dalga geçeriz muhabbeti çok. Zordu ama yaptık, herkes şok oldu. Nasıl yani dediler, kuşu bulduk, boynuzundan tespih yaptım dedim. Başka bir şey getirmedin değil mi dediler. ‘Oradan bakınca sahtekara mı benziyorum’ dedim. Verdiğim kişi, kutuyu açtı, mecliste sağdan başladılar tek tek inceliyorlar; Ya Latif, Ya Cemil diye. Maktum ailesinden birine dünyada tek olan bir tespih ürettim, elinde var. Mutlu oldu, sevindi, seyretti, iki çekti. Herkes bakıyor, valla çok güzel tespih diyorlar. Fiyat dedi ne kadar, ben herkesin içinde söylemedim. Aynı kişi av için Hindistan’a gidiyor. O kuşun ayrı bir türünü buluyor, onun siyahını yaptık. İlk yaptığımız sarıydı. Dubai’deki Araplarda öyle bir kültür var ki bendeki tespih kimsede olmasın. Ben 3 ayda teslim ettim. Ama o tespihin işçiliği, 1,5 ay sürdü. İşlemi zor 6 usta çalıştı. Oymacı, boncukçu, imamcı, yakut döşeme var. Bir imam kırılsa bir imamın bedeli yüksek.” “İNTERNETTEN SATIŞ YAPIYORUZ” “İnternet satışları devam ediyor. www.osmanlitespihcilik.com’da sabit satışlarımız var. Türkiye de yine ilk canlı yayınla tespih satan bir firmayız. En ucuz tespih 90 lira, en pahalı tespih 60 bin lira. Pahalı tespih Osmanlı’dan kalan parça, kehribar. Eski ile yeni tespih arasındaki değer sadece tarihi bir değerdir. Tespihten başka, çocuklara kolye ile erkeklere özel yüzük tasarlıyoruz. Gümüşlerimiz de var.”
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.