“BİZİM TEK AMACIMIZ, 81 MİLYONUN HUZUR İÇİNDE YAŞAMASIDIR”

SİYASET 22.06.2018 - 09:50, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2546+ kez okundu.
 

“BİZİM TEK AMACIMIZ, 81 MİLYONUN HUZUR İÇİNDE YAŞAMASIDIR”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün İstanbul’da Perpa Ticaret Merkezi esnafıyla bir araya geldiği toplantıda, bir ülkede güvenle üretim yapmak, çalışmak, konuşmak için herkesin can ve mal güvenliği olması gerektiğini, bunun teminatının da yargı bağımsızlığı olduğunu dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün İstanbul’da Perpa Ticaret Merkezi esnafıyla bir araya geldiği toplantıda, bir ülkede güvenle üretim yapmak, çalışmak, konuşmak için herkesin can ve mal güvenliği olması gerektiğini, bunun teminatının da yargı bağımsızlığı olduğunu dile getirdi.   “YARGININ BAĞIMSIZ OLMASI LAZIM” Bir ülkede can ve mal güvenliği yoksa, kaygı varsa, düşüncesini ifade ettiği için insanlar kaygı duyuyorsa, o ülkede can ve mal güvenliği olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye'de ister sanayici, ister çiftçi, ister emekli, ister esnaf olsun, hayatının her alanında alın teri döküp para kazanan, istihdam yaratan hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Neden can ve mal güvenliği yok? Can ve mal güvenliği olması için yargının bağımsız olması lazım. Vatandaş haksızlığa uğradığında mahkemeye başvuracak, adalet arayacak. Eğer yargı, siyasi otoritenin emrindeyse, ondan talimat alıyorsa, adalet sağlanamaz" diye konuştu.   “GÖREVDE BULUNDUĞU SÜRECE DANIŞTAY'A GÖLGE DÜŞÜRÜYOR” CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasilerde cumhurbaşkanının tarafsız olma zorunluluğu bulunduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hakimi, bir partinin genel başkanı tayin edemez. Tarafsız bir yargıcın olabilmesi için onu atayacak kişinin de tarafsız olması lazım. Bu felsefeden uzaklaşırsanız, hakimler saraya, kendilerini atayan siyasi otoriteye bakar karar vermek için. Daha geçen haftalarda Danıştay'dan bir üye cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce aleyhinde bir tweet attı. Bir hakim siyasi liderler, cumhurbaşkanı adayları ve milletvekili adayları karşısında siyasi görüş beyan edemez. Siyasi görüş beyan ediyorsa, o kişiye hakim denilemez. Ben o tweeti atan, daha sonra da silen hakim kardeşime seslendim: Sen eğer onurlu bir hakimsen, dürüst bir hakim olduğunu düşünüyorsan, 'Attığım tweet yanlış, ben Danıştay'a gölge düşürdüm' diyorsan, onurluysan, haysiyetliysen o görevde bir dakika durma, istifa dilekçeni ver ve ayrıl. Bu çağrıyı defalarca yaptım. İstifa etmemekte kararlı. Ama ben de ona 'Sen onursuz, haysiyetsiz birisisin' deme kararlılığındayım. O kişi o görevde bulunduğu sürece Danıştay'a gölge düşürüyor, Danıştay'ın itibarını sarsıyor."   “SANDIĞA GİTMEK ZORUNDAYIZ” Esnafın çok sayıda sorunu olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, "Esnaf kardeşlerimizin başında bir kira stopajı belası vardır. O kira stopajı belasını, Allah'ın izniyle Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunda, Millet İttifakı da parlamentoda çoğunluğu sağladığında kaldıracağız" dedi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Ayın 24'ünde, pazar günü hep beraber sandığa gitmek zorundayız. Sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Sandığa giderken demokrasiden, özgürlükten yana, genç, dinamik, yetenekli, enerjik bir cumhurbaşkanı adayımız var. İdealist bir öğretmen, binlerce çocuğumuzu yetiştirdi ve bütün hayatını Türkiye'nin gelişmesi ve büyümesine adayan bir öğretmen, adı Muharrem İnce. Ona da 'Evet' diyecek miyiz? Bir de milletvekili seçimlerimiz var. Millet İttifakı'nın parlamentoda çoğunluğu alması lazım. Çoğunluk olacak ki uyum olacak, tek adam rejimine son verelim, parlamentonun üzerinde hiçbir vesayet olmasın." Türkiye'nin değişime, dönüşüme, kardeşçe yaşamaya, farklı düşünceleri dile getirenlere saygı göstermeye, ülkenin geleceği olan gençlerin iyi yetişmesine ihtiyacı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, gençlerin de sandığa gitmesi ve demokrasiye sahip çıkması gerektiğine dikkati çekti.   “DEVLETİ YÖNETMEK İÇİN ÖNCE AKIL LAZIM” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Sigortasını getireceklerini, gelirsiz aile olmayacağını bildirerek, katılımcılara şöyle seslendi: "Taksi şoförünün, tır şoförünün, kamyon şoförünün, servisçinin, büfecilerin sorunu var. Bu sorunları çözmenin tek adresi var: CHP. Küçük esnafın büyük sorunları var. Zincir mağazalarla rekabet edemiyor. Bir küçük esnaf bu zincir mağazalarla nasıl rekabet edecek? Zincir mağazalarla esnafı yok ediyorsunuz. Zincir mağazalarla, AVM'lerle esnafın boğulmasını isteyen bir atmosfer istemiyorsan adresin, yerin bellidir: CHP." Bütün sorunların farkında olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Devleti yönetmek için deneyim değil, devleti yönetmek için önce akıl lazım, akıl. Devleti yönetmek dünyanın en kolay işidir. Devlette herkesin görevi bellidir ve kanunlarla tanımlanmıştır. Almanya'da 4 ay hükümet kurulamadı. Hiçbir Alman esnafı, sanayicisi, çiftçisi çıkıp 'Ne olacak bu memleketin hali?' demedi. Çünkü devletin çarkı çalışıyor. Hükümet, devleti yönetmek üzere gelir, yetkiyi halktan alır. Devlet bakidir, liyakat üzerine, adalet üzerine yücelir. İşi ehline verdiğinizde hiçbir sorun kalmaz. Eğer hükümet 'Ben devlet olacağım' diyorsa, orada liyakat biter ve devlet çöküş sürecine girer. Bir veya binlerce yetkiyi bir kişiye verdiğinizde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir kişiye teslim ettiğinizde, o ülkenin geleceği karanlıktır. Bir kişi her şeyi bilemez, her şeye muktedir değildir. Demokrasilerde denetlenmeyen hiçbir makam yoktur, her makam denetlenir. Bu gerçekten yola çıkmamız ve bu gerçekle düşünerek sandığa gitmemiz lazım."   “BİZİM TEK AMACIMIZ 81 MİLYONUN HUZUR İÇİNDE YAŞAMASI” Genel Başkan Kılıçdaroğlu, medyada özgürlüğü sağlayacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti: "Bizim havuz medyası diye tanımladığımız medya kanalları var. 'Bizden korkmayın. Niye bizi kendi televizyonlarınıza davet etmiyorsunuz? Davet edin, istediğiniz soruyu sorun' diyoruz. Cesaret edip bizi kendi televizyonlarına bile davet edemiyorlar. Niye cesaret edemiyorlar? Çünkü onlar da biliyorlar ki biz yüzde 100 doğruları söylüyoruz, bizim hiçbir bireysel çıkarımız yoktur. Bizim tek amacımız bu ülkede 81 milyonun huzur içinde yaşamasıdır. İlk yapacağımız işlerden birisi medya özgürlüğünü sağlamaktır. Medya patronları gazetecilik dışında başka bir işle uğraşmayacak." CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Perpa Ticaret Merkezi esnafıyla bir araya geldiği toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Patates ve soğan fiyatlarının yükselmesinin ardından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin bu ürünlerin ithalatına izin verileceğine ilişkin açıklaması sorulan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “16 yılda bu ülke saman ithal etti, mercimek ithal etti, fasulye ithal etti, yulaf ithal etti, canlı hayvan ithal etti, et ithal etti, şimdi soğan ve patates ithal ediyor. Akıl ve mantığın alacağı bir şey değil. Bu kadar bereketli topraklar üzerinde üretim yapan insanların 5 – 10 kuruş kazanmalarına hükümet engel oluyor. Fiyatlar arttıysa sorumlusu hükümettir, hükümet edenlerdir. Bunlar hangi gerekçeyle gidip vatandaştan oy istiyorlar emin olun ben de merak ediyorum, hangi gerekçeyle! Bu memleketi bu hale kim getirdi? Kim getirdi bu hale? Soğan ithal edecek bir ülke miyiz biz? Patates ithal edecek bir ülke miyiz biz? Daha düne kadar patatesler derelere dökülüyordu, soğanlar derelere dökülüyordu. O zaman bu ülkede hükümet yok muydu? Aynı adamlar var, aynı kişiler var, aynı bakanlar var, aynı Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan zat var. Memleketi bu hale getirdiler, şimdi ithalat yapıyoruz. Başka ülkelerin tarımına katkı yapıyorlar bunlar. Fransa’da boşuna şövalye nişanı vermediler. O ülkelerin tarımına katkıda bulunduğu için… Geldiğimiz nokta şudur, tarım üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor, hükümet büyük güçlerin şu anda Batı’daki tarım lobisinin oyuncağı konumundadır.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün İstanbul’da Perpa Ticaret Merkezi esnafıyla bir araya geldiği toplantıda, bir ülkede güvenle üretim yapmak, çalışmak, konuşmak için herkesin can ve mal güvenliği olması gerektiğini, bunun teminatının da yargı bağımsızlığı olduğunu dile getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün İstanbul’da Perpa Ticaret Merkezi esnafıyla bir araya geldiği toplantıda, bir ülkede güvenle üretim yapmak, çalışmak, konuşmak için herkesin can ve mal güvenliği olması gerektiğini, bunun teminatının da yargı bağımsızlığı olduğunu dile getirdi.

 

“YARGININ BAĞIMSIZ OLMASI LAZIM”

Bir ülkede can ve mal güvenliği yoksa, kaygı varsa, düşüncesini ifade ettiği için insanlar kaygı duyuyorsa, o ülkede can ve mal güvenliği olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye'de ister sanayici, ister çiftçi, ister emekli, ister esnaf olsun, hayatının her alanında alın teri döküp para kazanan, istihdam yaratan hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Neden can ve mal güvenliği yok? Can ve mal güvenliği olması için yargının bağımsız olması lazım. Vatandaş haksızlığa uğradığında mahkemeye başvuracak, adalet arayacak. Eğer yargı, siyasi otoritenin emrindeyse, ondan talimat alıyorsa, adalet sağlanamaz" diye konuştu.

 

“GÖREVDE BULUNDUĞU SÜRECE DANIŞTAY'A GÖLGE DÜŞÜRÜYOR”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasilerde cumhurbaşkanının tarafsız olma zorunluluğu bulunduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hakimi, bir partinin genel başkanı tayin edemez. Tarafsız bir yargıcın olabilmesi için onu atayacak kişinin de tarafsız olması lazım. Bu felsefeden uzaklaşırsanız, hakimler saraya, kendilerini atayan siyasi otoriteye bakar karar vermek için. Daha geçen haftalarda Danıştay'dan bir üye cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce aleyhinde bir tweet attı. Bir hakim siyasi liderler, cumhurbaşkanı adayları ve milletvekili adayları karşısında siyasi görüş beyan edemez. Siyasi görüş beyan ediyorsa, o kişiye hakim denilemez. Ben o tweeti atan, daha sonra da silen hakim kardeşime seslendim: Sen eğer onurlu bir hakimsen, dürüst bir hakim olduğunu düşünüyorsan, 'Attığım tweet yanlış, ben Danıştay'a gölge düşürdüm' diyorsan, onurluysan, haysiyetliysen o görevde bir dakika durma, istifa dilekçeni ver ve ayrıl. Bu çağrıyı defalarca yaptım. İstifa etmemekte kararlı. Ama ben de ona 'Sen onursuz, haysiyetsiz birisisin' deme kararlılığındayım. O kişi o görevde bulunduğu sürece Danıştay'a gölge düşürüyor, Danıştay'ın itibarını sarsıyor."

 

“SANDIĞA GİTMEK ZORUNDAYIZ”

Esnafın çok sayıda sorunu olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, "Esnaf kardeşlerimizin başında bir kira stopajı belası vardır. O kira stopajı belasını, Allah'ın izniyle Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunda, Millet İttifakı da parlamentoda çoğunluğu sağladığında kaldıracağız" dedi.

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Ayın 24'ünde, pazar günü hep beraber sandığa gitmek zorundayız. Sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Sandığa giderken demokrasiden, özgürlükten yana, genç, dinamik, yetenekli, enerjik bir cumhurbaşkanı adayımız var. İdealist bir öğretmen, binlerce çocuğumuzu yetiştirdi ve bütün hayatını Türkiye'nin gelişmesi ve büyümesine adayan bir öğretmen, adı Muharrem İnce. Ona da 'Evet' diyecek miyiz? Bir de milletvekili seçimlerimiz var. Millet İttifakı'nın parlamentoda çoğunluğu alması lazım. Çoğunluk olacak ki uyum olacak, tek adam rejimine son verelim, parlamentonun üzerinde hiçbir vesayet olmasın."

Türkiye'nin değişime, dönüşüme, kardeşçe yaşamaya, farklı düşünceleri dile getirenlere saygı göstermeye, ülkenin geleceği olan gençlerin iyi yetişmesine ihtiyacı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, gençlerin de sandığa gitmesi ve demokrasiye sahip çıkması gerektiğine dikkati çekti.

 

“DEVLETİ YÖNETMEK İÇİN ÖNCE AKIL LAZIM”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Sigortasını getireceklerini, gelirsiz aile olmayacağını bildirerek, katılımcılara şöyle seslendi:

"Taksi şoförünün, tır şoförünün, kamyon şoförünün, servisçinin, büfecilerin sorunu var. Bu sorunları çözmenin tek adresi var: CHP. Küçük esnafın büyük sorunları var. Zincir mağazalarla rekabet edemiyor. Bir küçük esnaf bu zincir mağazalarla nasıl rekabet edecek? Zincir mağazalarla esnafı yok ediyorsunuz. Zincir mağazalarla, AVM'lerle esnafın boğulmasını isteyen bir atmosfer istemiyorsan adresin, yerin bellidir: CHP."

Bütün sorunların farkında olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Devleti yönetmek için deneyim değil, devleti yönetmek için önce akıl lazım, akıl. Devleti yönetmek dünyanın en kolay işidir. Devlette herkesin görevi bellidir ve kanunlarla tanımlanmıştır. Almanya'da 4 ay hükümet kurulamadı. Hiçbir Alman esnafı, sanayicisi, çiftçisi çıkıp 'Ne olacak bu memleketin hali?' demedi. Çünkü devletin çarkı çalışıyor. Hükümet, devleti yönetmek üzere gelir, yetkiyi halktan alır. Devlet bakidir, liyakat üzerine, adalet üzerine yücelir. İşi ehline verdiğinizde hiçbir sorun kalmaz. Eğer hükümet 'Ben devlet olacağım' diyorsa, orada liyakat biter ve devlet çöküş sürecine girer. Bir veya binlerce yetkiyi bir kişiye verdiğinizde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir kişiye teslim ettiğinizde, o ülkenin geleceği karanlıktır. Bir kişi her şeyi bilemez, her şeye muktedir değildir. Demokrasilerde denetlenmeyen hiçbir makam yoktur, her makam denetlenir. Bu gerçekten yola çıkmamız ve bu gerçekle düşünerek sandığa gitmemiz lazım."

 

“BİZİM TEK AMACIMIZ 81 MİLYONUN HUZUR İÇİNDE YAŞAMASI”

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, medyada özgürlüğü sağlayacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bizim havuz medyası diye tanımladığımız medya kanalları var. 'Bizden korkmayın. Niye bizi kendi televizyonlarınıza davet etmiyorsunuz? Davet edin, istediğiniz soruyu sorun' diyoruz. Cesaret edip bizi kendi televizyonlarına bile davet edemiyorlar. Niye cesaret edemiyorlar? Çünkü onlar da biliyorlar ki biz yüzde 100 doğruları söylüyoruz, bizim hiçbir bireysel çıkarımız yoktur. Bizim tek amacımız bu ülkede 81 milyonun huzur içinde yaşamasıdır. İlk yapacağımız işlerden birisi medya özgürlüğünü sağlamaktır. Medya patronları gazetecilik dışında başka bir işle uğraşmayacak."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Perpa Ticaret Merkezi esnafıyla bir araya geldiği toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Patates ve soğan fiyatlarının yükselmesinin ardından Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin bu ürünlerin ithalatına izin verileceğine ilişkin açıklaması sorulan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“16 yılda bu ülke saman ithal etti, mercimek ithal etti, fasulye ithal etti, yulaf ithal etti, canlı hayvan ithal etti, et ithal etti, şimdi soğan ve patates ithal ediyor. Akıl ve mantığın alacağı bir şey değil. Bu kadar bereketli topraklar üzerinde üretim yapan insanların 5 – 10 kuruş kazanmalarına hükümet engel oluyor. Fiyatlar arttıysa sorumlusu hükümettir, hükümet edenlerdir. Bunlar hangi gerekçeyle gidip vatandaştan oy istiyorlar emin olun ben de merak ediyorum, hangi gerekçeyle! Bu memleketi bu hale kim getirdi? Kim getirdi bu hale? Soğan ithal edecek bir ülke miyiz biz? Patates ithal edecek bir ülke miyiz biz? Daha düne kadar patatesler derelere dökülüyordu, soğanlar derelere dökülüyordu. O zaman bu ülkede hükümet yok muydu? Aynı adamlar var, aynı kişiler var, aynı bakanlar var, aynı Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan zat var. Memleketi bu hale getirdiler, şimdi ithalat yapıyoruz. Başka ülkelerin tarımına katkı yapıyorlar bunlar. Fransa’da boşuna şövalye nişanı vermediler. O ülkelerin tarımına katkıda bulunduğu için…

Geldiğimiz nokta şudur, tarım üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor, hükümet büyük güçlerin şu anda Batı’daki tarım lobisinin oyuncağı konumundadır.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.