“CHP’DE İL YÖNETİMİ DAHA AKTİF OLMALI”

SİYASET 21.02.2020 - 09:45, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2522+ kez okundu.
 

“CHP’DE İL YÖNETİMİ DAHA AKTİF OLMALI”

  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eski İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Avukat Yusuf Akıncı, CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi’nin daha aktif olması gerektiğini belirterek, “Bu aktivitesi oluşturacağı il listesiyle olabilir. CHP’nin Adana’da siyasetin lokomotifi olabilecek bir performans göstermesi gerekiyor. Buna uygun bir il yönetiminin oluşmasından yanayım” dedi.  Akıncı, gazetemiz Kurucusu Hakan Denizli’ye yarın yapılacak CHP il kongresi öncesi önemli açıklamalarda bulundu. Çelebi ile karşısındaki aday Hacı Hüseyin Kılınç’a başarı dileyen Akıncı, “Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin çok daha aktif bir il yönetimi ile parti yönetmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.  Yusuf Akıncı’nın açıklamaları şöyle:  ÇELEBİ’NİN LİSTESİNE DESTEK  VERİYORUM BİLDİĞİMİ SÖYLERİM “İl seçiminin demokratik olması lazım. İmza çok doğru bir değişiklik değil. Sadece burası için değil Kurultay için de öyle. Genel başkanlık parti meclisi üyelikleri için de bu düzeyde imza gerekiyor. Böyle bir sıkıntı var. Sonuçta tüzüktür. Tüzüğe herkesin uyması gerekiyor. Ben Cumhuriyet Partisi’nin çok daha aktif bir il yönetimi ile parti yönetmesi gerektiğini düşünüyorum. Mehmet Çelebi kişiliğine saygı duyduğum bir insan. Ama daha aktif olması gerektiğini de düşünüyorum.  Bu aktivitesi de oluşturacağı il listesiyle olabilir. Çatışma çok gerekmiyor. Her ne kadar önümüzdeki seçimlere 4 sene gibi bir süre görünüyorsa da siyasi partilerde bir ara dinlenme söz konusu olmaz. Süreklilik arzeder. 4 sene içinde önümüzdeki seçimler ancak kazanılabilir. CHP’nin Adana’da çok aktif, siyasetin lokomotifi olabilecek bir performansı göstermesi gerekiyor. Buna uygun bir il yönetiminin oluşmasından yanayım. Ama mevcut duruma göre de ben Mehmet Çelebi’nin çıkaracağı listeye destek veren biriyim. Bir şey sorarlarsa bildiğimi söylerim. Onun dışında kendilerine başarılar diliyorum. Diğer arkadaşımız da bir mücadeleye girmiş. O da CHP için çok iyi bir şey. Demokratik hakkını kullanıyor, ona da saygı duyuyoruz.” SEÇİLENLER PARTİ POLİTİKALARINA UYMALI  “Siyasi partilerin başarıları, doğru politikalar ve örgütsel bütünlüktür. Herkesin kendi kafasındaki politika doğru olabilir ama siyasi partinin doğrusu değildir. Siyasi partinin doğrusu, politikaları kendi programlarında belirlenmiştir. CHP’liyim diyen herkesin o programdaki politikaları uygulama zorunluluğu vardır. Hiç kimse yeni bir siyaseti yeni bir siyasi biçimi oluşturamaz. Siyaset biçimi o programla belirlenmiştir. CHP’nin, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini içerecek bir programı vardır. İlerici bir program olduğunu düşünüyorum. Bu programı, önce örgütlerde görev alan arkadaşların özümsemesi ve değerlendirmesi gerekiyor. Sonra onu kitlelere götürmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu her hangi bir sendika değil,  toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren ve Cumhuriyeti kuran bir parti. Her kesimle ilgili bilgi birikimleri olanların yer alması gereken bir il yönetiminin oluşmasından yanayım. Bu benim arkadaşlarıma bir önerimdir. Ama nasıl oluşturacakları konusunda bir dahlim ve bilgim yok. Ben sadece bir delegeyim.”  BAŞKANLAR KARIŞMIYORUZ DİYORLAR “Belediye başkanlarının hangisine sorsanız biz karışmıyoruz diyorlardır. Belediye başkanları da kendi başlarına seçilmiş değillerdir. CHP oylarıyla seçilmişlerdir. Dolayısıyla CHP’nin yerel politikaları ve yerel politikalara uygun olan kriterleri ve ilkeleri var. O ilkeler doğrultusunda, belediyeleri yönetmek durumundadırlar. Siyasi partilerde seçilenler, hiçbir zaman örgütün üstünde değil, örgüt bunların hepsinin üstündedir. Örgütle bağlarının olması gerekiyor. Oluşacak bir il yönetiminin de belediye başkanlarını bünyesine alacak şekilde bir bütünlük sağlaması, aralarında koordinasyonu gerçekleştirmesi ve CHP’nin yerel yönetimler politikalarını uygulamalarında da belediye başkanlarına yardım etmeleri, belediye başkanlarının da ona tabi olmaları gerekiyor. Bu kişiye göre değişmiyor. Kimin nereye seçildiği önemli değil. Seçilen herkes CHP’lidir ve CHP’nin ana ilkeleri doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Kişisel talepler, toplumsal taleplerin önüne geçmemelidir. Her birimiz kurtuluşumuzu, çıkarımızı ararız. Kişisel çıkarlarımız eğer toplumsal çıkarlarımızın önüne geçerse siyaset yapmamamız gerekiyor. Başka türlü mücadele etmemiz gerekiyor. Eğer siyasi partilerde, siyaset yaparak kurtuluş yollarını arıyorsak o zaman toplumsal çıkış yollarını, ezilenlerin çıkış yollarını bulmak durumundayız. Emekten yana bir siyasi parti olduğumuzu iddia eden, programında yer alan bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla emekten yana, sömürülenden yana, hukuksuzluğa uğrayanlardan yana olması gereken bir siyasi partiyiz.” UZLAŞMAYA UZAK, KAVGAYA YAKINIZ “Toplumun her kesimini bünyesinde barındırabilecek bir siyasi parti CHP. CHP’nin emek- sermaye eksenli politikaları da bir an önce harekete geçirmesi gerekiyor. Emek-sermaye politikalarında da sınıfsal çatışma değil, uzlaşma politikası sosyal demokrasinin temel prensibidir. Uzlaşma gerekiyor. Bizim beşeri unsurumuzda uzlaşmayı sağlamak kolay değil. Birbirimize tahammül edecek duruma gelmemiz gerekiyor. Bizim beşeri unsurumuz kavgaya daha yatkın. Uzlaşmaya daha uzak. Dolayısıyla CHP’nin bu noktada da zorlukları var.  Bu zorlukları aşmamız lazım. Nitekim, demokrasinin özünde de onu diyoruz. Demokrasi karşıt görüşe tahammül rejimidir. Önce kendi içimizde birbirimize tahammül edeceğiz. Sonra genel olarak farklı siyasi görüşte olanlar, dil-din-ırk-mezhep ayrımı gözetmeksizin, alt kimlikleri bir tarafa bırakarak tamamen emek sermaye eksenli politikaları harekete geçiren bir yönetim biçiminin bir an önce oluşturulması gerekiyor.”  ADALETSİZLİĞİN KARŞISINDA DURMAMIZ GEREKİR “2023’e daha 4 sene var, öyle değil. Siyasi partiler iki sene tatil yapamaz. İki sene yatalım, tekrar başlarız. 4 sene siyasette çok uzun bir süre değil. Yarın seçim olacak gibi hazırlıklı olmak durumundasın. Sadece örgütün hazırlıklı olması yetmiyor toplumu ona hazırlamak gerekiyor. Topluma gideceksin, topluma görüşlerini götüreceksin ki; CHP’nin toplumsal görüşleri, toplumun tüm kesimlerini tatmin edecek niteliktedir. Bence sıkıntımız, örgüt olarak onları topluma götüremiyoruz. Toplumlara götürebilirsek köylüsüyle, işçisiyle, alevisiyle, sünnisiyle, Kürt’ü ile Türk’ü herkesi kapsayabilecek bir programı var. Ama bu programı o kitlelere taşımak, o kitleleri de bu program etrafında toparlayabilecek bir performansı ortaya koymak gerekiyor. 4 sene bunun için çok uzun değil. Adım adım, köy köy gezilmesi gerekiyor. Adım adım vatandaşa gidilmesi gerekiyor. Nerde hukuksuzluk, adaletsizlik varsa karşısında durmamız gerekiyor. Nerede ezilenler varsa onların yanında olmamız gerekiyor. Sendikal örgütlenmelerin önün açan bir mücadeleyi başlatmak gerekiyor. Bütün bunlar uzun zaman alıyor. Eski sendikalı işçi sayımız da o düzeyde değil. Çok çok düşük, bütün buna rağmen, çalışanların hakkını esas alan, emekçinin haklarını esas alan parti programını kitlelere taşımamız gerekiyor. Katiyen sermaye düşmanlığı söz konusu değil. Sermayeler de CHP’nin içinde olacaktır. Yatırımcı da bunun içinde olacaktır. Emek ve sermaye birbirlerini idare etmek, birbirlerini bütünleştirmek zorundadır. Bu uzlaşmayı sağlayabilecek bir performansı ortaya koyacak bir CHP il yönetiminin oluşması lazım.” ADANA MESELELERİ ETRAFINDA BÜTÜNLEŞMELİYİZ  “Adana’nın sorunları, Türkiye’nin sorunlarından daha karmaşıktır. Adana bir dönem herkesin iş aramak geldiği bir il iken, şimdi işsizlik sayısı Türkiye ortalamasının üzerinde. Bunu aşabilecek Çukurova’nın demografik yapısı var, Çukurova’nın jeolojik yapısı var. Çukurova gibi bir ovayı sonuç itibarıyla bitiriyor bir takım insanlar. Çukurova toprağının korunması, tarım arazilerinin korunması tarım sektörünün korunması lazım. Bütün bunlar birbiriyle bağlantılı şeyler. Pamuk olmasa, sanayi olmaz. Ne olacak, istihdam olmuyor. İstihdam olmayınca mahallede bakkal aç kalıyor. Mahalledeki bakkal aç kalınca, çaycı aç kalıyor. Bunlar bir bütün. Bütün bunların hepsi için CHP il yönetiminin başka bir öncülük yapması gerektiğine inanıyorum. Adana hepimizin, bütün siyasi partileri Adana meseleleri etrafında bütünleştirecek bir performansı da ortaya koymak gerekiyor. Ben ona inanıyorum. Siyasi görüş farklılığı başka bir şey, Adana sorunları başka bir şey. CHP il yönetiminin; 15 milletvekili ile tüm siyasi parti il başkanlarıyla Adana’nın geleceğini şekillendirecek, onu ekonomik olarak güçlendirecek bir mücadelede öncülük yapması gerektiğine inanıyorum.”


 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eski İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Avukat Yusuf Akıncı, CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi’nin daha aktif olması gerektiğini belirterek, “Bu aktivitesi oluşturacağı il listesiyle olabilir. CHP’nin Adana’da siyasetin lokomotifi olabilecek bir performans göstermesi gerekiyor. Buna uygun bir il yönetiminin oluşmasından yanayım” dedi. 
Akıncı, gazetemiz Kurucusu Hakan Denizli’ye yarın yapılacak CHP il kongresi öncesi önemli açıklamalarda bulundu. Çelebi ile karşısındaki aday Hacı Hüseyin Kılınç’a başarı dileyen Akıncı, “Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin çok daha aktif bir il yönetimi ile parti yönetmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. 
Yusuf Akıncı’nın açıklamaları şöyle: 
ÇELEBİ’NİN LİSTESİNE DESTEK 
VERİYORUM BİLDİĞİMİ SÖYLERİM
“İl seçiminin demokratik olması lazım. İmza çok doğru bir değişiklik değil. Sadece burası için değil Kurultay için de öyle. Genel başkanlık parti meclisi üyelikleri için de bu düzeyde imza gerekiyor. Böyle bir sıkıntı var. Sonuçta tüzüktür. Tüzüğe herkesin uyması gerekiyor. Ben Cumhuriyet Partisi’nin çok daha aktif bir il yönetimi ile parti yönetmesi gerektiğini düşünüyorum. Mehmet Çelebi kişiliğine saygı duyduğum bir insan. Ama daha aktif olması gerektiğini de düşünüyorum.  Bu aktivitesi de oluşturacağı il listesiyle olabilir. Çatışma çok gerekmiyor. Her ne kadar önümüzdeki seçimlere 4 sene gibi bir süre görünüyorsa da siyasi partilerde bir ara dinlenme söz konusu olmaz. Süreklilik arzeder. 4 sene içinde önümüzdeki seçimler ancak kazanılabilir. CHP’nin Adana’da çok aktif, siyasetin lokomotifi olabilecek bir performansı göstermesi gerekiyor. Buna uygun bir il yönetiminin oluşmasından yanayım. Ama mevcut duruma göre de ben Mehmet Çelebi’nin çıkaracağı listeye destek veren biriyim. Bir şey sorarlarsa bildiğimi söylerim. Onun dışında kendilerine başarılar diliyorum. Diğer arkadaşımız da bir mücadeleye girmiş. O da CHP için çok iyi bir şey. Demokratik hakkını kullanıyor, ona da saygı duyuyoruz.”
SEÇİLENLER PARTİ POLİTİKALARINA UYMALI 
“Siyasi partilerin başarıları, doğru politikalar ve örgütsel bütünlüktür. Herkesin kendi kafasındaki politika doğru olabilir ama siyasi partinin doğrusu değildir. Siyasi partinin doğrusu, politikaları kendi programlarında belirlenmiştir. CHP’liyim diyen herkesin o programdaki politikaları uygulama zorunluluğu vardır. Hiç kimse yeni bir siyaseti yeni bir siyasi biçimi oluşturamaz. Siyaset biçimi o programla belirlenmiştir. CHP’nin, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini içerecek bir programı vardır. İlerici bir program olduğunu düşünüyorum. Bu programı, önce örgütlerde görev alan arkadaşların özümsemesi ve değerlendirmesi gerekiyor. Sonra onu kitlelere götürmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu her hangi bir sendika değil,  toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren ve Cumhuriyeti kuran bir parti. Her kesimle ilgili bilgi birikimleri olanların yer alması gereken bir il yönetiminin oluşmasından yanayım. Bu benim arkadaşlarıma bir önerimdir. Ama nasıl oluşturacakları konusunda bir dahlim ve bilgim yok. Ben sadece bir delegeyim.” 
BAŞKANLAR KARIŞMIYORUZ DİYORLAR
“Belediye başkanlarının hangisine sorsanız biz karışmıyoruz diyorlardır. Belediye başkanları da kendi başlarına seçilmiş değillerdir. CHP oylarıyla seçilmişlerdir. Dolayısıyla CHP’nin yerel politikaları ve yerel politikalara uygun olan kriterleri ve ilkeleri var. O ilkeler doğrultusunda, belediyeleri yönetmek durumundadırlar. Siyasi partilerde seçilenler, hiçbir zaman örgütün üstünde değil, örgüt bunların hepsinin üstündedir. Örgütle bağlarının olması gerekiyor. Oluşacak bir il yönetiminin de belediye başkanlarını bünyesine alacak şekilde bir bütünlük sağlaması, aralarında koordinasyonu gerçekleştirmesi ve CHP’nin yerel yönetimler politikalarını uygulamalarında da belediye başkanlarına yardım etmeleri, belediye başkanlarının da ona tabi olmaları gerekiyor. Bu kişiye göre değişmiyor. Kimin nereye seçildiği önemli değil. Seçilen herkes CHP’lidir ve CHP’nin ana ilkeleri doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Kişisel talepler, toplumsal taleplerin önüne geçmemelidir. Her birimiz kurtuluşumuzu, çıkarımızı ararız. Kişisel çıkarlarımız eğer toplumsal çıkarlarımızın önüne geçerse siyaset yapmamamız gerekiyor. Başka türlü mücadele etmemiz gerekiyor. Eğer siyasi partilerde, siyaset yaparak kurtuluş yollarını arıyorsak o zaman toplumsal çıkış yollarını, ezilenlerin çıkış yollarını bulmak durumundayız. Emekten yana bir siyasi parti olduğumuzu iddia eden, programında yer alan bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla emekten yana, sömürülenden yana, hukuksuzluğa uğrayanlardan yana olması gereken bir siyasi partiyiz.”
UZLAŞMAYA UZAK, KAVGAYA YAKINIZ
“Toplumun her kesimini bünyesinde barındırabilecek bir siyasi parti CHP. CHP’nin emek- sermaye eksenli politikaları da bir an önce harekete geçirmesi gerekiyor. Emek-sermaye politikalarında da sınıfsal çatışma değil, uzlaşma politikası sosyal demokrasinin temel prensibidir. Uzlaşma gerekiyor. Bizim beşeri unsurumuzda uzlaşmayı sağlamak kolay değil. Birbirimize tahammül edecek duruma gelmemiz gerekiyor. Bizim beşeri unsurumuz kavgaya daha yatkın. Uzlaşmaya daha uzak. Dolayısıyla CHP’nin bu noktada da zorlukları var.  Bu zorlukları aşmamız lazım. Nitekim, demokrasinin özünde de onu diyoruz. Demokrasi karşıt görüşe tahammül rejimidir. Önce kendi içimizde birbirimize tahammül edeceğiz. Sonra genel olarak farklı siyasi görüşte olanlar, dil-din-ırk-mezhep ayrımı gözetmeksizin, alt kimlikleri bir tarafa bırakarak tamamen emek sermaye eksenli politikaları harekete geçiren bir yönetim biçiminin bir an önce oluşturulması gerekiyor.” 
ADALETSİZLİĞİN KARŞISINDA DURMAMIZ GEREKİR
“2023’e daha 4 sene var, öyle değil. Siyasi partiler iki sene tatil yapamaz. İki sene yatalım, tekrar başlarız. 4 sene siyasette çok uzun bir süre değil. Yarın seçim olacak gibi hazırlıklı olmak durumundasın. Sadece örgütün hazırlıklı olması yetmiyor toplumu ona hazırlamak gerekiyor. Topluma gideceksin, topluma görüşlerini götüreceksin ki; CHP’nin toplumsal görüşleri, toplumun tüm kesimlerini tatmin edecek niteliktedir. Bence sıkıntımız, örgüt olarak onları topluma götüremiyoruz. Toplumlara götürebilirsek köylüsüyle, işçisiyle, alevisiyle, sünnisiyle, Kürt’ü ile Türk’ü herkesi kapsayabilecek bir programı var. Ama bu programı o kitlelere taşımak, o kitleleri de bu program etrafında toparlayabilecek bir performansı ortaya koymak gerekiyor. 4 sene bunun için çok uzun değil. Adım adım, köy köy gezilmesi gerekiyor. Adım adım vatandaşa gidilmesi gerekiyor. Nerde hukuksuzluk, adaletsizlik varsa karşısında durmamız gerekiyor. Nerede ezilenler varsa onların yanında olmamız gerekiyor. Sendikal örgütlenmelerin önün açan bir mücadeleyi başlatmak gerekiyor. Bütün bunlar uzun zaman alıyor. Eski sendikalı işçi sayımız da o düzeyde değil. Çok çok düşük, bütün buna rağmen, çalışanların hakkını esas alan, emekçinin haklarını esas alan parti programını kitlelere taşımamız gerekiyor. Katiyen sermaye düşmanlığı söz konusu değil. Sermayeler de CHP’nin içinde olacaktır. Yatırımcı da bunun içinde olacaktır. Emek ve sermaye birbirlerini idare etmek, birbirlerini bütünleştirmek zorundadır. Bu uzlaşmayı sağlayabilecek bir performansı ortaya koyacak bir CHP il yönetiminin oluşması lazım.”
ADANA MESELELERİ ETRAFINDA BÜTÜNLEŞMELİYİZ
 “Adana’nın sorunları, Türkiye’nin sorunlarından daha karmaşıktır. Adana bir dönem herkesin iş aramak geldiği bir il iken, şimdi işsizlik sayısı Türkiye ortalamasının üzerinde. Bunu aşabilecek Çukurova’nın demografik yapısı var, Çukurova’nın jeolojik yapısı var. Çukurova gibi bir ovayı sonuç itibarıyla bitiriyor bir takım insanlar. Çukurova toprağının korunması, tarım arazilerinin korunması tarım sektörünün korunması lazım. Bütün bunlar birbiriyle bağlantılı şeyler. Pamuk olmasa, sanayi olmaz. Ne olacak, istihdam olmuyor. İstihdam olmayınca mahallede bakkal aç kalıyor. Mahalledeki bakkal aç kalınca, çaycı aç kalıyor. Bunlar bir bütün. Bütün bunların hepsi için CHP il yönetiminin başka bir öncülük yapması gerektiğine inanıyorum. Adana hepimizin, bütün siyasi partileri Adana meseleleri etrafında bütünleştirecek bir performansı da ortaya koymak gerekiyor. Ben ona inanıyorum. Siyasi görüş farklılığı başka bir şey, Adana sorunları başka bir şey. CHP il yönetiminin; 15 milletvekili ile tüm siyasi parti il başkanlarıyla Adana’nın geleceğini şekillendirecek, onu ekonomik olarak güçlendirecek bir mücadelede öncülük yapması gerektiğine inanıyorum.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.