ÇOCUK EVE YOĞURT İSTEDİ!

20.09.2019 - 15:47, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1278+ kez okundu.
 

ÇOCUK EVE YOĞURT İSTEDİ!

İşkadını Aslı Öz’ün bir kız çocuğuna maddi destekle başlayan yardım serüveni sürüyor. Öz, kendisinin yanı sıra gönüllü bağışçılarla elele vererek bugüne kadar yüzlerce ihtiyaç sahibini sevindirdi.
    ÇİKOLOTA ALMAYI KENDİNE HAK GÖRMEDİ İhtiyaçları için ailelerle zaman zaman market alışverişini birlikte yaptıklarını anlatan bağış gönüllüsü Aslı Öz, başından geçen bir olayı ise şöyle anlattı: “Markete girince çocuğa dedim ki ‘Bütün market senin, ne istersen alabilirsin’ Ne yaptı biliyor musunuz? Yoğurt aldı, bir de ‘yağ alabilir miyim?’ dedi. Çikolata alabilmeyi kendine hak görmüyor. Sen çikolatanı al, ben senin evinin alışverişini yapacağım dedim. Çocuk çok net htiriyor. Okul çantasını dağıtırken sevinç naralarını yaşamanızı isterim. İnanılmaz keyifli.” YARDIM İŞİ ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK Yardım yapmayı düşündüklerini aileleri önceden tespit ederek işe başladığını anlatan Öz, ardından bağışçılarla ihtiyaç sahipleri arasında köprü kurduklarını söyledi. Yardımda bulundukları Türkmen ailelerin yanı sıra bugün yönlerini ekonomik sorunların artmasından dolayı ‘yerli’ ailelere çevirdiklerini anlattı. Öz şunları kaydetti: “Okul bazında çalışmalar yapıyoruz. Bunun için okuldaki rehberlik ve öğretmen arkadaşlarımızla irtibata geçip, ihtiyaç durumlarına göre hareket ediyoruz. Zaman zaman bekleyen taraf oluyoruz. Yokluk psikolojisi yedeklemeyi gerektiriyor. Veya hep talep edilmesini gerektiriyor. Varsa da yok denilmesini gerektiriyor. Gerektiriyor veya suiistimal ediliyor zaman zaman. Bu sebepten ötürü bazen biraz daha sabırla yaklaşıp neler karşılanamıyor ona bakıyoruz. Çünkü yardım işi büyük bir sorumluluk, emanetçi olduğumuz için her iki tarafın hakkını korumak zorundayız. Bu sebepten daha dikkatli hareket etmemiz gerekiyor.” “Baktığımız evlerimiz var. Öksüz yetim veya sadece yetim evlerimiz var. Yalnızca kadınların yaşadığı, Türkmense eğer sadece Kızılay’dan aldıkları gelirle geçimlerini sağlamak zorunda olanlarla birlikte  yerli ailelerimizdeki koşulları inceleyerek çalışan durumunun gelir bütçesini inceleyerek hareket etmek durumundayız. Bu anlamda, İstanbul’daki Umuda Koşanlar Adana temsilcisiyim. Bu bölgedeki tüm ihtiyaçlarla ilgileniyorum. Onların desteklerini çok görüyorum.  Şahıs olarak hareket ettiğim için birçok dernekle de ortak çalışma imkanım oluyor. Bu da benim için çok büyük bir avantaj.” “Adana’daki derneklerle de zaman zaman ihtiyaç sahibine ulaşma sıkıntısı veya güven problemi yaşıyoruz. En büyük problemimiz bu. Çünkü çok fazla suiistimal edilmiş yardım konuları. Sürekli görüştüğünüz insanlarla suiistimal durumu biraz daha azalıyor. Bunu net olarak fark edebilirim. Takibi sürekleştirip başarıyı elde ediyoruz.” GERÇEK İHTİYAÇLARI ÇOCUKLAR ORTAYA ÇIKARIYOR “Çocuklarla diyaloglarımız çok gelişti. Çocuklarla sohbet ederek gerçek ihtiyaçlarına ulaşıyoruz. Çünkü benim bir sloganım var; “Bir dünya bir çocuk.” Belki bu dünyayı kurtarabilir umuduyla onlarla birlikte hareket ediyoruz. Bir taraftan da yaşlılarla alakalı zaafım var benim çok ciddi anlamda. Yaşlı evlerimiz, yaşlı diyaloglarımız zaman zaman küçük sürprizlerle ziyaretlerle aktif olarak devam ediyor.” “Bayram dönemi bayramlık, adakların dağıtımından tutun büyük ev eşyaları, okul dönemi okul ihtiyaçları, zaman zaman sosyal projelerde çocuklarımızı da görevlendirme yapıyoruz. Sosyal alanda aktifleşmeye ihtiyaçları var. Ne kadar çok şey gösterirseniz o kadar ufukları açılıyor. Elimizden gelen ne varsa yapıyoruz, sınırımız yok. Ramazan bayramında 276 çocuğa ulaştım, Kurban bayramında 120 çocukla sınırlı kaldı.” NİYETİNİZ İYİ OLUNCA ALLAH YOLUNUZU AÇIYOR “Bağışçıların durumu geçmiş dönemde çok daha iyiydi. Şu günkü ekonomik sıkıntılarla biraz daha geriye düştüğünü ifade edebiliriz. Fakat niyetiniz iyi olunca Allah yolunuzu tüm hızıyla açık ediyor. Ne yapmak isterseniz, “çok şükür” bugüne kadar eksik kaldı diye bir şey kalmadı. Dünya çok kötüleşti. Kötüleştikçe bir o kadar iyi insan sayısı Kardelen gibi açığa çıktı. Onlar birbirini bulur, senkronize olur hale geldiler. Üniversiteli gençliğe, cemaatler anlamında sıkıntı yaşanmaması noktasında sahip çıkmak gerekiyor.” HİÇBİR ÇOCUK MAHZUN KALMASIN “Bazen hastane, bazen doktor, bazen sadece kadın toplantılarımız var. Okul açıldığı gün bizim iki yıldır çok şükür ciddi bir bağışçımız var. Nakit bağışta bulunuyoruz. 500 TL annelere teslim ettik. Ben bir şeyi yapmış olmak için yapmam. Çanta verdim, iki kalem, iki defter vereyim zihniyetinde değilim. Bir şeyi hakkıyla vermek lazım. Çocukların ayırt edilmesinden de hoşlanmam. Mahzun kalmış bir çocuğun gözündeki yaşla hiçbir şey değiştirilemez. Market alışverişlerine götürüyorum çocukları, çocuklu ev varsa birlikte markete gidiyoruz. Bu bizim en keyifli anlarımızdan birisi. Karşılıklı güvenle bunu oluşturuyoruz. 350 TL ödediğim evim de var. Çocuklara diyorum ki hak sizin, biz sonra evin alışverişini yaparız. Çok üzücüdür ki bir çocuğa dedim ki bütün market senin ne istersen alabilirsin, öncelikli. Yoğurt aldı, bir de yağ alabilir miyim dedi. Çünkü yok. Çikolata alabilmeyi kendine hak görmüyor. Sen çikolatanı al, ben senin evinin alışverişini yapacağım. Çocuk çok net htiriyor. Okul çantasını dağıtırken sevinç naralarını yaşamanızı isterim. İnanılmaz keyifli.”
İşkadını Aslı Öz’ün bir kız çocuğuna maddi destekle başlayan yardım serüveni sürüyor. Öz, kendisinin yanı sıra gönüllü bağışçılarla elele vererek bugüne kadar yüzlerce ihtiyaç sahibini sevindirdi.

 

 

ÇİKOLOTA ALMAYI KENDİNE HAK GÖRMEDİ

İhtiyaçları için ailelerle zaman zaman market alışverişini birlikte yaptıklarını anlatan bağış gönüllüsü Aslı Öz, başından geçen bir olayı ise şöyle anlattı: “Markete girince çocuğa dedim ki ‘Bütün market senin, ne istersen alabilirsin’ Ne yaptı biliyor musunuz? Yoğurt aldı, bir de ‘yağ alabilir miyim?’ dedi. Çikolata alabilmeyi kendine hak görmüyor. Sen çikolatanı al, ben senin evinin alışverişini yapacağım dedim. Çocuk çok net htiriyor. Okul çantasını dağıtırken sevinç naralarını yaşamanızı isterim. İnanılmaz keyifli.”

YARDIM İŞİ ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK

Yardım yapmayı düşündüklerini aileleri önceden tespit ederek işe başladığını anlatan Öz, ardından bağışçılarla ihtiyaç sahipleri arasında köprü kurduklarını söyledi. Yardımda bulundukları Türkmen ailelerin yanı sıra bugün yönlerini ekonomik sorunların artmasından dolayı ‘yerli’ ailelere çevirdiklerini anlattı. Öz şunları kaydetti:

“Okul bazında çalışmalar yapıyoruz. Bunun için okuldaki rehberlik ve öğretmen arkadaşlarımızla irtibata geçip, ihtiyaç durumlarına göre hareket ediyoruz. Zaman zaman bekleyen taraf oluyoruz. Yokluk psikolojisi yedeklemeyi gerektiriyor. Veya hep talep edilmesini gerektiriyor. Varsa da yok denilmesini gerektiriyor. Gerektiriyor veya suiistimal ediliyor zaman zaman. Bu sebepten ötürü bazen biraz daha sabırla yaklaşıp neler karşılanamıyor ona bakıyoruz. Çünkü yardım işi büyük bir sorumluluk, emanetçi olduğumuz için her iki tarafın hakkını korumak zorundayız. Bu sebepten daha dikkatli hareket etmemiz gerekiyor.”

“Baktığımız evlerimiz var. Öksüz yetim veya sadece yetim evlerimiz var. Yalnızca kadınların yaşadığı, Türkmense eğer sadece Kızılay’dan aldıkları gelirle geçimlerini sağlamak zorunda olanlarla birlikte  yerli ailelerimizdeki koşulları inceleyerek çalışan durumunun gelir bütçesini inceleyerek hareket etmek durumundayız. Bu anlamda, İstanbul’daki Umuda Koşanlar Adana temsilcisiyim. Bu bölgedeki tüm ihtiyaçlarla ilgileniyorum. Onların desteklerini çok görüyorum.  Şahıs olarak hareket ettiğim için birçok dernekle de ortak çalışma imkanım oluyor. Bu da benim için çok büyük bir avantaj.”

“Adana’daki derneklerle de zaman zaman ihtiyaç sahibine ulaşma sıkıntısı veya güven problemi yaşıyoruz. En büyük problemimiz bu. Çünkü çok fazla suiistimal edilmiş yardım konuları. Sürekli görüştüğünüz insanlarla suiistimal durumu biraz daha azalıyor. Bunu net olarak fark edebilirim. Takibi sürekleştirip başarıyı elde ediyoruz.”

GERÇEK İHTİYAÇLARI ÇOCUKLAR ORTAYA ÇIKARIYOR

“Çocuklarla diyaloglarımız çok gelişti. Çocuklarla sohbet ederek gerçek ihtiyaçlarına ulaşıyoruz. Çünkü benim bir sloganım var; “Bir dünya bir çocuk.” Belki bu dünyayı kurtarabilir umuduyla onlarla birlikte hareket ediyoruz. Bir taraftan da yaşlılarla alakalı zaafım var benim çok ciddi anlamda. Yaşlı evlerimiz, yaşlı diyaloglarımız zaman zaman küçük sürprizlerle ziyaretlerle aktif olarak devam ediyor.”

“Bayram dönemi bayramlık, adakların dağıtımından tutun büyük ev eşyaları, okul dönemi okul ihtiyaçları, zaman zaman sosyal projelerde çocuklarımızı da görevlendirme yapıyoruz. Sosyal alanda aktifleşmeye ihtiyaçları var. Ne kadar çok şey gösterirseniz o kadar ufukları açılıyor. Elimizden gelen ne varsa yapıyoruz, sınırımız yok. Ramazan bayramında 276 çocuğa ulaştım, Kurban bayramında 120 çocukla sınırlı kaldı.”

NİYETİNİZ İYİ OLUNCA ALLAH YOLUNUZU AÇIYOR

“Bağışçıların durumu geçmiş dönemde çok daha iyiydi. Şu günkü ekonomik sıkıntılarla biraz daha geriye düştüğünü ifade edebiliriz. Fakat niyetiniz iyi olunca Allah yolunuzu tüm hızıyla açık ediyor. Ne yapmak isterseniz, “çok şükür” bugüne kadar eksik kaldı diye bir şey kalmadı. Dünya çok kötüleşti. Kötüleştikçe bir o kadar iyi insan sayısı Kardelen gibi açığa çıktı. Onlar birbirini bulur, senkronize olur hale geldiler. Üniversiteli gençliğe, cemaatler anlamında sıkıntı yaşanmaması noktasında sahip çıkmak gerekiyor.”

HİÇBİR ÇOCUK MAHZUN KALMASIN

“Bazen hastane, bazen doktor, bazen sadece kadın toplantılarımız var. Okul açıldığı gün bizim iki yıldır çok şükür ciddi bir bağışçımız var. Nakit bağışta bulunuyoruz. 500 TL annelere teslim ettik. Ben bir şeyi yapmış olmak için yapmam. Çanta verdim, iki kalem, iki defter vereyim zihniyetinde değilim. Bir şeyi hakkıyla vermek lazım. Çocukların ayırt edilmesinden de hoşlanmam. Mahzun kalmış bir çocuğun gözündeki yaşla hiçbir şey değiştirilemez. Market alışverişlerine götürüyorum çocukları, çocuklu ev varsa birlikte markete gidiyoruz. Bu bizim en keyifli anlarımızdan birisi. Karşılıklı güvenle bunu oluşturuyoruz. 350 TL ödediğim evim de var. Çocuklara diyorum ki hak sizin, biz sonra evin alışverişini yaparız. Çok üzücüdür ki bir çocuğa dedim ki bütün market senin ne istersen alabilirsin, öncelikli. Yoğurt aldı, bir de yağ alabilir miyim dedi. Çünkü yok. Çikolata alabilmeyi kendine hak görmüyor. Sen çikolatanı al, ben senin evinin alışverişini yapacağım. Çocuk çok net htiriyor. Okul çantasını dağıtırken sevinç naralarını yaşamanızı isterim. İnanılmaz keyifli.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.