ÇOCUKLARA SABIR VE ANLAYIŞ GÖSTERİN!

Eğitim Bir-Sen Adana Şube Başkanı Mehmet Sezer, koronavirüsten dolayı eğitime ara verilmesinin ardından evde kalmak zorundaki öğrencilerle ilgili velilere önemli tavsiyelerde bulundu.

UZAKTAN EĞİTİM SÜRÜYOR Çin’den dünyaya yayılan koronavirüs Avrupa ülkeleri, Amerika ile ülkemizi de ciddi şekilde tehdit ediyor. Koronavirüs tedbirleri kapsamında eğitime bir süre önce ara verildi. Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilere  “uzaktan eğitim” metoduyla ders veriyor.  ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ Yıllarını eğitime verip, yöneticilik yapan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Adana Şube Başkanı Mehmet Sezer, ülkemizin zor bir süreçten geçtiğine dikkat çekerek, okulların virüs sebebiyle geçici süreyle tatil edilmesinin ardından uzaktan eğitime başlanmasının yerinde bir karar olduğunu bildirdi.  ANNE-BABALARA BÜYÜK GÖREV  Anne-babalara bu süreçte büyük görev düştüğünü anlatan Sezer, “Velilerimiz çocuklara baskı yapmasın. Çocuk dışarı çıkamıyor, oyun oynayamıyor. Çocuklarımızı sabır ve anlayışla karşılayalım. Umarım, çocuklar da velileri anlayışla karşılar” dedi.    UZAKTAN EĞİTİMDE GRAFİK YUKARI DOĞRU ÇIKIYOR Eğitim Bir-Sen Adana Şube Başkanı Mehmet Sezer, dünyanın ve Türkiye’nin ilk defa böyle bir durumla karşılaştığını anlatarak, işçinin, memurun, çiftçinin, velilerin ve öğrencilerin hep aynı zorluğu yaşadıklarını kaydetti. Koronavirüs sebebiyle verilen araya altyapı olarak en hazır bakanlığını Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu hatırlatan Sezer, “Uzaktan eğitim olabilir mi diye bir tereddüt vardı. Yıllardır öğrencilerin tüm işlemleri, karne ve benzeri iş ve işlemler e-okul üzerinden yapılıyor. Yani devletin altyapı sistemi buna hazır. “eba” adında bir sistem kurulmuştu. Öğretmenler bunu değerlendiriyorlardı ama bu kadar aktif değildi. Öğretmenler değişik kaynaklardan da istifa ediyorlardı. Burada, farklı bir olay ortaya çıktı. İlk zamanlar ‘ne yapacağız acaba?’ diye biraz sıkıntı oldu. Bugün ise Milli Eğitim Bakanlığı aksaklıkları gördü ve grafikte yukarı doğru bir yükseliş var. Sistemin kendini kontrol etmesi ve sonra grafiği yukarıya doğru götürüyor olmasını bir eğitimci olarak olumlu buluyorum” dedi.  Sezer, uzun süre sınıf öğretmenliği ve okul müdürlüğü yaptığını hatırlatarak, şunları kaydetti: “Müdür olarak bulunduğum okullarda, bazen veliler öğretmenleri şikayete gelirdi. Derlerdi ki; şu okulun öğretmeni sayfalarca ödev vermiş bizim öğretmen ödev vermiyor. Ben de ‘Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Bu kadar çok baskı yapılmasına, bu kadar çok ödev verilmesine gerek olmayabilir. Öğretmenimiz sizin çocuğunuza göre değerlendirme yapıyor.’ derdim. Zaten çok fazla ödev verilmesi de doğru değil. Sonuç itibarıyla velilerimiz ödev verilmeyince öğrencilerin boşta kaldıklarını hissediyorlar. Asla öyle düşünmesinler. Bugün eba’dan istifade edilebilir. Televizyon programları var, bunun yanında başka bir avantajları var. Öğretmenlerimize 24 saat telefonla ulaşabilirler. Sınıf öğretmeni kimse 1’den 4’e kadar öğretmen arkadaşlarımız 24 saat hazır. Zaten okullar sosyal ağlar üzerinden çocuklarla görüşüyor, alandayız. Bir takım aksaklıklar nasıl giderilebilir, bunun üzerinde biz de fikir veriyoruz, fikir alıyoruz.”  Sezer, koronavirüs sebebiyle verilen ara ile “Evde kal” çağrılarıdan dolayı öğrencilerin dışarı çıkıp oyun oynayamadıklarını hatırlatarak, bu süreçte anne babaların çocuklara baskı yapmamalarını tavsiye etti. Sezer, “Bu dönemde birbirimize karşı anlayışlı olmak zorundayız. Yoksa Allah göstermesin başka sıkıntılar ortaya çıkar. Velilerimiz, rehber öğretmenlerle irtibata geçebilir” dedi.  Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu an inanın tüm iletişim kanalları açık. Hem okul idareleri, hem okullardaki rehber öğretmenler, hem sınıf öğretmenleri. Nasıl ki 1’den 4’e kadar sınıf öğretmenimiz varsa 5. sınıftan itibaren yine sınıf öğretmenleri var. Ders öğretmenleri var. Bu öğretmen arkadaşlarla irtibata geçebilirler. Öğretmen arkadaşlarımız yardımcı olmak için hazır bekliyor. Ufak tefek aksayan yönler varsa o noktada arkadaşlar yardımcı olabilirler. Çocuklara asla baskı yapılmamalı. Bizim ısrarla üzerinde durduğumuz konu budur. Daha sakin, bu süreci birlikte aşmamız lazım. Sadece her şeyi devletten beklememiz de yanlış. Bu süreçte öngörülemeyen bir durum var ortada. Hep birlikte bunu aşacağız. Taşın altına hep birlikte elimizi koyup buradan birlikte çıkmamız lazım.”