Evlatlarını kaybetmiş 7 annenin yaşamı

22.02.2017 - 14:02, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1725+ kez okundu.
 

Evlatlarını kaybetmiş 7 annenin yaşamı

ADANA-Tüm Bel-Sen Adana Şubesi tarafından, Türkiye’nin yedi bölgesi ve kültüründen, evladını yitirmiş yedi farklı annenin yaşamlarından kesitler verilen ‘O’nsuz adlı begesel film gösterimi yapılacak. 26 Şubat Pazar günü Çınarlı Mahallesi, Ziyapaşa Bulvarı, Asım Özbilen apartmanı kat:2’deki sendika binasında gerçekleştirilecek film gösterimi saat 15.00’da başlayacak. O’nsuz adlı belgesel sinema projesinin asıl odak noktası, annelerin kendi hallerinde, sessizce yaşadıkları sıradan bir gününün hikayesidir. O’nsuz yaşamak zorunda bırakılan ailelerin ama en çok annelerin sesidir. Başka annelerin evlatlarını yitirmemesi, böylesi acıların bir daha hiç yaşanmaması adına ortaya konulacak her çalışma… Bu bağlamda daha önce birbirlerini hiç görmemiş, ortak paydada hiç buluşmamış bu yedi annenin, ortak tek yönleri evlatlarını zamansızca yitirmeleridir. Aslında yedi anne nezdinde bu acı evrenseldir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde iyi evladını –pek tabii bazı kötü örneğin tecavüz, seri katil, psikopatlık gibi suçlar işlemiş evladını kaybeden bir annenin yaşayacağı evlat acısı daha farklı olabilir- kaybetmiş bir anne ile dünyanın diğer ucunda iyi evladını kaybeden bir annenin yaşadığı boşluk aynıdır.  Filmde, Ani Balıkçı, Gülsüm Çolak, Emel Korkmaz, Hüsniye Koyuncu, Yeter Sivri, Leyla Encü ve Dilşah Özgen yer almaktadır. ‘Hayır Gönüllüleri Adana buluşması kapsamında ‘O’nsuz adlı film gösterimi yapılacak.  O’nsuz adlı belgeselde yer alan öyküler ise şöyle: Ani Balıkçı: Biricik oğlu Sevag Şahin Balıkçı Batman Kozluk’ta vatani görevini tamamlamasına sadece yirmiüç gün kala Ermeni Soykırımı Anma Günü olarak belirlenen 24 Nisan 2011 tarihinde vurularak öldürüldü. Olayın 24 Nisan’da meydana gelmesi, tüfeğin emniyetinin açık olması, önce şakalaşırken oldu denilip sonra da kaza sonucu olduğu söylenmesi üzerine olay yerine gelen aile katili de gördüğünde kaza olmadığını anladı. Gülsüm Çolak: Oğlu Uğur Çolak Türkiye’de en çok can kaybı yaşanan ve dünya maden kazaları tarihine geçen tam 301 kişinin öldüğü Soma maden faciasında 26 yaşında yaşamını yitirdi. Uğur öldüğünde geride 1.5 yaşındaki İsmail Ayaz ve henüz 5.5 aylık olan Ulaş Bereket yetim, çocukluk aşkı 21 yaşındaki Duygu da dul kaldı. Dilşah Özgen: Bir oğlunu dağda, bir oğlunu da yaralı olarak getirildiği hastanede ikaybetti.  Emel Korkmaz: Eskişehir’de İngilizce Öğretmenliği birinci sınıf öğrencisi oğlu Ali İsmail Korkmaz darp edildi. Kaldırıldığı hastanede 38 gün sonra yaşamını yitirdi. Ali İsmail öldüğünde sadece 19 yaşındaydı.  Hüsniye Koyuncu: Müziği, duruşu ve kişiliğiyle genç yaşlı demeden milyonların sevgisini kazanan sanatçı oğlu Kazım, 25 Haziran 2005’te öldüğünde henüz 33 yaşındaydı. 1986 yılında yirminci yüzyılın ilk büyük nükleer kazası Çernobil Faciası üzerinden yıllar geçmesine, dönemin cumhurbaşkanının “Biraz radyasyon kemiklere faydalıdır” başbakanının “radyoaktif çay daha lezzetlidir” dediği ve bir bakanın kameralar önünde inadına çay içmesine rağmen yıllardır Karadeniz’de ve özellikle Hopa’da kanser ölümleri hiç bitmiyor. Hüsniye Anne Hopa’ya Onkoloji hastanesi açılması ve güzelim Karadeniz doğasının katledilerek Nükleer Santrali yapılmaya çalışılmasına karşı mücadelesini sürdürüyor…   Leyla Encü: 2011 yılında yeni bir yıla sadece üç gün kala Roboski’de çoğu çocuk 34 kişi öldürülmüştü. Kaçakçılıktan taşıdıkları mazot için 60 lira kazanacaklardı. Leyla Anne daha 19 yaşında kaybettiği oğlu Şervan ve öldürülen diğer akraba ve köylüleri için adalet arıyor . Yeter Sivri: 02 Temmuz 1993 günü Madımak Otelinin yakıldığında kızları Asuman ve Yasemin’ini  kaybetti.  (EGEMEN)    

ADANA-Tüm Bel-Sen Adana Şubesi tarafından, Türkiye’nin yedi bölgesi ve kültüründen, evladını yitirmiş yedi farklı annenin yaşamlarından kesitler verilen ‘O’nsuz adlı begesel film gösterimi yapılacak.

26 Şubat Pazar günü Çınarlı Mahallesi, Ziyapaşa Bulvarı, Asım Özbilen apartmanı kat:2’deki sendika binasında gerçekleştirilecek film gösterimi saat 15.00’da başlayacak.

O’nsuz adlı belgesel sinema projesinin asıl odak noktası, annelerin kendi hallerinde, sessizce yaşadıkları sıradan bir gününün hikayesidir. O’nsuz yaşamak zorunda bırakılan ailelerin ama en çok annelerin sesidir. Başka annelerin evlatlarını yitirmemesi, böylesi acıların bir daha hiç yaşanmaması adına ortaya konulacak her çalışma…
Bu bağlamda daha önce birbirlerini hiç görmemiş, ortak paydada hiç buluşmamış bu yedi annenin, ortak tek yönleri evlatlarını zamansızca yitirmeleridir. Aslında yedi anne nezdinde bu acı evrenseldir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde iyi evladını –pek tabii bazı kötü örneğin tecavüz, seri katil, psikopatlık gibi suçlar işlemiş evladını kaybeden bir annenin yaşayacağı evlat acısı daha farklı olabilir- kaybetmiş bir anne ile dünyanın diğer ucunda iyi evladını kaybeden bir annenin yaşadığı boşluk aynıdır. 

Filmde, Ani Balıkçı, Gülsüm Çolak, Emel Korkmaz, Hüsniye Koyuncu, Yeter Sivri, Leyla Encü ve Dilşah Özgen yer almaktadır. ‘Hayır Gönüllüleri Adana buluşması kapsamında ‘O’nsuz adlı film gösterimi yapılacak. 

O’nsuz adlı belgeselde yer alan öyküler ise şöyle:

Ani Balıkçı: Biricik oğlu Sevag Şahin Balıkçı Batman Kozluk’ta vatani görevini tamamlamasına sadece yirmiüç gün kala Ermeni Soykırımı Anma Günü olarak belirlenen 24 Nisan 2011 tarihinde vurularak öldürüldü. Olayın 24 Nisan’da meydana gelmesi, tüfeğin emniyetinin açık olması, önce şakalaşırken oldu denilip sonra da kaza sonucu olduğu söylenmesi üzerine olay yerine gelen aile katili de gördüğünde kaza olmadığını anladı.

Gülsüm Çolak: Oğlu Uğur Çolak Türkiye’de en çok can kaybı yaşanan ve dünya maden kazaları tarihine geçen tam 301 kişinin öldüğü Soma maden faciasında 26 yaşında yaşamını yitirdi. Uğur öldüğünde geride 1.5 yaşındaki İsmail Ayaz ve henüz 5.5 aylık olan Ulaş Bereket yetim, çocukluk aşkı 21 yaşındaki Duygu da dul kaldı.

Dilşah Özgen: Bir oğlunu dağda, bir oğlunu da yaralı olarak getirildiği hastanede ikaybetti.

 Emel Korkmaz: Eskişehir’de İngilizce Öğretmenliği birinci sınıf öğrencisi oğlu Ali İsmail Korkmaz darp edildi. Kaldırıldığı hastanede 38 gün sonra yaşamını yitirdi. Ali İsmail öldüğünde sadece 19 yaşındaydı. 

Hüsniye Koyuncu: Müziği, duruşu ve kişiliğiyle genç yaşlı demeden milyonların sevgisini kazanan sanatçı oğlu Kazım, 25 Haziran 2005’te öldüğünde henüz 33 yaşındaydı. 1986 yılında yirminci yüzyılın ilk büyük nükleer kazası Çernobil Faciası üzerinden yıllar geçmesine, dönemin cumhurbaşkanının “Biraz radyasyon kemiklere faydalıdır” başbakanının “radyoaktif çay daha lezzetlidir” dediği ve bir bakanın kameralar önünde inadına çay içmesine rağmen yıllardır Karadeniz’de ve özellikle Hopa’da kanser ölümleri hiç bitmiyor. Hüsniye Anne Hopa’ya Onkoloji hastanesi açılması ve güzelim Karadeniz doğasının katledilerek Nükleer Santrali yapılmaya çalışılmasına karşı mücadelesini sürdürüyor…

 

Leyla Encü: 2011 yılında yeni bir yıla sadece üç gün kala Roboski’de çoğu çocuk 34 kişi öldürülmüştü. Kaçakçılıktan taşıdıkları mazot için 60 lira kazanacaklardı. Leyla Anne daha 19 yaşında kaybettiği oğlu Şervan ve öldürülen diğer akraba ve köylüleri için adalet arıyor .

Yeter Sivri: 02 Temmuz 1993 günü Madımak Otelinin yakıldığında kızları Asuman ve Yasemin’ini  kaybetti.  (EGEMEN)

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.