Genç kalmanın sırrı göz çevresi estetiğinde

SAĞLIK-YAŞAM 31.10.2017 - 15:16, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1632+ kez okundu.
 

Genç kalmanın sırrı göz çevresi estetiğinde

    ADANA / Yaşınızı en çok ele veren yer gözlerinizdir. Zamana meydan okuyan, genç bakışların sırrı ise göz çevresi kırışıklık tedavileri ile ileri teknolojik sistemlerden geçiyor.   Yaşlanma etkisinin en fazla görüldüğü bölgelerden biri göz çevresidir. Yaşın ilerlemesi, yoğun iş temposu veya kalıtsal nedenler, göz bölgesinde istenmeyen görüntülere yol açabilir. Genellikle 30 yaş ve üzerinde meydana gelen göz çevresinde kırışıklık, göz kapaklarında sarkıklık, bollaşma, sarkma, torbacıklar, çizgilerin keskinleşmesi, kişiyi olduğundan daha yaşlı veya her zaman yorgun, üzgün, hasta gibi gösterebilir. Üst göz kapaklarında cilt fazlalığı veya yağ torbaları mevcutsa bunlar görüş alanının kapatarak, görme kalitesini de düşürür. Adana Estelite Güzellik Merkezi uzmanlarından Dr. Dilek Şire Eren, gözlerin yüzün en dikkat çekici bölgesi olduğunu belirterek, göz bölgesinde yaşanan deformasyonun sosyal yaşamı olumsuz etkilediğini söyledi.   YAPISI ÇOK ÖZEL Göz bölgesinin anatomik yapısının çok özel olduğunu dile getiren Dr. Eren, yaşla beraber gözaltındaki fibröz bantlar gevşediği için  ‘tear thought’ denilen gözaltında genellikle çapraz bir oluk oluştuğunu kaydetti. Sürekli tekrarlanan hareketlerin gözaltlarının kırışmasının ana nedeni olduğuna işaret eden Dr. Eren bunun yanında düzensiz uyku ve beslenme, sigara ve alkol tüketimi, cilt bakımına özen göstermeme gibi diğer faktörlerin de etkili olduğunu ifade etti.   GÖZLER YÜZÜN ODAK NOKTASI Göz bölgesinin yenilenmesinde kombine uygulamaların önem taşıdığının altını çizen Dr. Eren, “Göz yaşı deformitesi için aminoasit, vitaminler gibi doğal içeriklerle kombine edilmiş hyaluronik asitle mezoterapi uygulamalarından iyi sonuçlar alınır. Göz çevresindeki koyu renkli halkalar kişiye stresli ve yorgun bir görünüm verir. Bu renk, cildin en ince olduğu bölgede kılcal damarların belirgin olmasından ve yaş artması ile hücresel alana geçen eritrositlerin birikmesine neden olur. Bu eritrositlerin yıkımı ile oluşan metabolitler renk oluşumuna neden olur. Somon DNA içeren gençlik aşısı uygulamaları ile yılda bir kür yapılarak renk düzenlemesinde iyi sonuç alınır. Işık dolgusu uygulamalarında da hem gözyaşı oluğu çöküntüsü doldurulur, hem de bu alanın daha taze ve parlak bir bakış olmasına neden olur. Plazma enerjisi ile yapılan uygulamalarda da göz kapağı düşüklüğü azaltılabilir” dedi.    GÖZ ÇEVRESİ BAKIMINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Genç görünen gözlere sahip olmak için dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında da açıklamalarda bulunan Dr. Dilek Şire Eren, “Gözlerin ve göz çevresinin hijyenik temizliğe ihtiyaç duyduğunu söylemeliyiz. Özellikle sık göz makyajı yapanlar, temizlemeden yatmayı akıllarından geçirmemeli. Temizlik yaparken göz çevresine çok bastırmamaya özen gösterilmelidir. İçten dış yöne doğru dairesel bir şekilde temizlemek göz sağlığı açısından en iyisidir. Göz çevresi bakımı için de bol A vitamini içeren ıspanak, kereviz, havuç ve maydanoz gibi sebzeler tüketilmeli. Göz çevrelerindeki deride hiç yağ bezi bulunmaz. Bu sebeple bu bölgeye ihtiyacı olan nemi dışarıdan takviye etmek önemlidir. Nemlendirici seçerken özellikleri olan doğal malzemelerle hazırlanmış ürünler tercih edilmelidir” ifadelerini kullandı. Gözlerin yüzün odak noktası ve yaşlanmanın ilk fark edildiği bölgesi olduğunu da belirten Dr. Eren, ileri teknoloji ürün ve uygulamalar ile doğal görünümlü ve uzun süreli sonuçlar alınabildiğini de sözlerine ekledi.

 

 

ADANA / Yaşınızı en çok ele veren yer gözlerinizdir. Zamana meydan okuyan, genç bakışların sırrı ise göz çevresi kırışıklık tedavileri ile ileri teknolojik sistemlerden geçiyor.

 

Yaşlanma etkisinin en fazla görüldüğü bölgelerden biri göz çevresidir. Yaşın ilerlemesi, yoğun iş temposu veya kalıtsal nedenler, göz bölgesinde istenmeyen görüntülere yol açabilir.

Genellikle 30 yaş ve üzerinde meydana gelen göz çevresinde kırışıklık, göz kapaklarında sarkıklık, bollaşma, sarkma, torbacıklar, çizgilerin keskinleşmesi, kişiyi olduğundan daha yaşlı veya her zaman yorgun, üzgün, hasta gibi gösterebilir. Üst göz kapaklarında cilt fazlalığı veya yağ torbaları mevcutsa bunlar görüş alanının kapatarak, görme kalitesini de düşürür.

Adana Estelite Güzellik Merkezi uzmanlarından Dr. Dilek Şire Eren, gözlerin yüzün en dikkat çekici bölgesi olduğunu belirterek, göz bölgesinde yaşanan deformasyonun sosyal yaşamı olumsuz etkilediğini söyledi.

 

YAPISI ÇOK ÖZEL

Göz bölgesinin anatomik yapısının çok özel olduğunu dile getiren Dr. Eren, yaşla beraber gözaltındaki fibröz bantlar gevşediği için  ‘tear thought’ denilen gözaltında genellikle çapraz bir oluk oluştuğunu kaydetti.

Sürekli tekrarlanan hareketlerin gözaltlarının kırışmasının ana nedeni olduğuna işaret eden Dr. Eren bunun yanında düzensiz uyku ve beslenme, sigara ve alkol tüketimi, cilt bakımına özen göstermeme gibi diğer faktörlerin de etkili olduğunu ifade etti.

 

GÖZLER YÜZÜN ODAK NOKTASI

Göz bölgesinin yenilenmesinde kombine uygulamaların önem taşıdığının altını çizen Dr. Eren, “Göz yaşı deformitesi için aminoasit, vitaminler gibi doğal içeriklerle kombine edilmiş hyaluronik asitle mezoterapi uygulamalarından iyi sonuçlar alınır. Göz çevresindeki koyu renkli halkalar kişiye stresli ve yorgun bir görünüm verir. Bu renk, cildin en ince olduğu bölgede kılcal damarların belirgin olmasından ve yaş artması ile hücresel alana geçen eritrositlerin birikmesine neden olur. Bu eritrositlerin yıkımı ile oluşan metabolitler renk oluşumuna neden olur. Somon DNA içeren gençlik aşısı uygulamaları ile yılda bir kür yapılarak renk düzenlemesinde iyi sonuç alınır. Işık dolgusu uygulamalarında da hem gözyaşı oluğu çöküntüsü doldurulur, hem de bu alanın daha taze ve parlak bir bakış olmasına neden olur. Plazma enerjisi ile yapılan uygulamalarda da göz kapağı düşüklüğü azaltılabilir” dedi. 

 

GÖZ ÇEVRESİ BAKIMINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Genç görünen gözlere sahip olmak için dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında da açıklamalarda bulunan Dr. Dilek Şire Eren, “Gözlerin ve göz çevresinin hijyenik temizliğe ihtiyaç duyduğunu söylemeliyiz. Özellikle sık göz makyajı yapanlar, temizlemeden yatmayı akıllarından geçirmemeli. Temizlik yaparken göz çevresine çok bastırmamaya özen gösterilmelidir. İçten dış yöne doğru dairesel bir şekilde temizlemek göz sağlığı açısından en iyisidir. Göz çevresi bakımı için de bol A vitamini içeren ıspanak, kereviz, havuç ve maydanoz gibi sebzeler tüketilmeli. Göz çevrelerindeki deride hiç yağ bezi bulunmaz. Bu sebeple bu bölgeye ihtiyacı olan nemi dışarıdan takviye etmek önemlidir. Nemlendirici seçerken özellikleri olan doğal malzemelerle hazırlanmış ürünler tercih edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Gözlerin yüzün odak noktası ve yaşlanmanın ilk fark edildiği bölgesi olduğunu da belirten Dr. Eren, ileri teknoloji ürün ve uygulamalar ile doğal görünümlü ve uzun süreli sonuçlar alınabildiğini de sözlerine ekledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.