İKTİDAR, GÜCÜYLE EĞİTİMİ SİYASALLAŞTIRIYOR

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Adana Şube Başkanı Seçil Sönmez, AKP iktidarının uyguladığı politikalarla eğitimi herkesin erişebileceği, hoşgörülü, sorgulayan, eleştiren bireylerin yetişmesini sağlayan mekanizma olmaktan uzaklaştırdığını söyledi. Sönmez, “Hükümet, iktidar gücüyle eğitim sistemini kendi ideolojik-siyasal hedeflerine uygun biçimlendiriyor” dedi. Sönmez, sendika üyeleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle düzenlediği basın toplantısında eğitime yönelik eleştirilerde bulundu. Sönmez, “Bir ülkenin eğitim politikaları, o ülkede bireylerin hangi değerler üzerinden biçimlendirilmesi isteniyorsa, o şekilde oluşturulur. Ülkemiz tarihinde eğitim politikaları her dönem laik, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitim anlayışından uzak yapılanmıştır” diye konuştu. Sönmez, bugün eğitim sisteminin piyasacı, milliyetçi, militarist ve giderek dinsel bir içerik kazanan muhafazakâr egemen ideolojinin denetimi altına girdiğini anlattı. Müfredat hazırlanırken; evrensel bilimsel ilke ve değerlerin kazandırılması gerektiğine işaret eden Sönmez, şunları kaydetti: “Geleneksel kadınlık rollerini İslami kurallar ile meşrulaştırmaya çalışan Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin en önemli unsuru olan ders kitapları ile erkeği kutsayıp kadını yok sayan politikalarla kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıyor. Yeni müfredat ataerkil aile yapısının ve erkek egemen toplumun ailedeki varlığını tam anlamıyla koruyup yüceltiyor. Zaten mevcut iktidarın kadın haklarına yaklaşımı göz önünde bulundurulduğunda, eğitim alanında eşitlikçi yaklaşım beklenmesi gerçekçi görülmemektedir.”  “OHAL VE KHKL’LARLA SUSTURULUYORUZ” Toplumsal muhalefetin OHAL ve KHK’lerle  susturulduğunu, öğretmenlerin iş güvencesiyle tehdit edildiğine dikkat çeken Sönmez, bu süreçte cinsiyetçi, anti laik müfredatın işlenmeye başladığına dikkat çekerek, “Demokratik itiraz hakkı yok sayıldı. İşyerlerinde antidemokratik uygulamalar yaygınlaştırıldı. Türkiye'de eğitim alanında son dönemde yapılan değişikliklerin, yakın gelecekte yaratacağı sonuçlarla birlikte, ciddi bir şekilde değerlendirmek,  içinde barındırdığı tehlikeler hakkında toplumu uyarmak ve bütün bu gelişmelere karşı mücadele etmek en önemli görevimizdir” dedi. Sönmez, şöyle devam etti: “Temel bir hak olan eğitimin, özelleştirilerek, eğitime erişecek yeterli gelire sahip olmayanların çocuklarının yoksulluğa mahkûm edileceğini ve bu gelişmenin en büyük mağdurunun kız çocukları olacağını biliyoruz. Eğitim programları, ders kitapları ve oyun materyalleri cinsiyetçilikten ve homofobik içeriğinden arındırılmazsa cinsiyet eşitliğini sağlayamayacağımızı biliyoruz. Ders kitaplarında, tarihte, edebiyatta, sanatta, sporda, bilimde, siyasette öne çıkan kadınlar görünür kılınmazsa, kadına bakış açısının değişmeyeceğini biliyoruz. Ders kitapları ve eğitim materyallerinin üretim sürecine sendikaların, eğitimcilerin, kadın örgütlerinin, toplumsal hareketlerin görüşleri alınmazsa oluşturulacak müfredatın eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik olmayacağını biliyoruz. Anadilinde eğitime, insan hakları ve demokrasi kapsamında yaklaşılmazsa, farklılıklarımızı koruyamayacağımızı, toplumsal barışı sağlayamayacağımızı biliyoruz. Tarikat ve cemaatlerle ortak yürütülen faaliyetler, imzalanan protokollerle çocuklarımızın geleceğinin karartılmak istendiğinizi biliyoruz.” “SORGULAYAN BİREYLER YETİŞTİRECEĞİZ” Sönmez, toplumun bütün bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda, herkesin kendi anadilinde, cins ayrımcı olmayan, eşit demokratik, laik, bilimsel, parasız ve kamusal nitelikli eğitim görmesi için mücadeleye devam edeceklerini kaydederek, sorgulayan, itaat etmeyen, haksızlığın karşısında duran, cinsiyet eşitliğini savunan bireyler yetiştireceklerini sözlerine ekledi.