İlyada Destanı, Troya'nın yıkımını anlatan Homeros üstüne..

18.11.2017 - 07:55, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2398+ kez okundu.
 

İlyada Destanı, Troya'nın yıkımını anlatan Homeros üstüne..

: Homeros’a sevdası 80 yıl önce başlayan  Anadolu destancısı : Zeki Büyüktanır SAKİNE AYHAN    Homeros’la ilgili bir sohbetiniz sırasında: “ Biz Karşıyaka’da her Hıdırellez’de Değerli Bilge Ozan Homeros’un Meles Irmağı’nın kıyısındaki küçük bir tepede bulunan barınağına ziyarete gider, onu anarız.” diyorsunuz. Bu dikkatimi çekti. - Dikkatinizi çektiğine göre konuyu biraz gerilerden, eskilerden almak zorundayım. Biz Anadolu gibi kutsal bir toprakta yaşıyoruz. Tarihiyle, varsıllıklarıyla, iklimi, güzellikleriyle, yer altı-yer üstü değerleriyle… Ancak bunun değerini de bilemiyor, geçmişimize sahip çıkamıyoruz. Bu huyumuz bizi Birinci Dünya Savaşı sırasında ölümden döndürdü. O Büyük Devlet Adamı Devrimci Bilge Asker Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı bugün değil O Bilge Homeros’un barınağını ziyaret etmek; kim bilir hangi emperyal güçlerin kölesi durumunda olurduk. Sizdeki bu yoğun ilgi kişisel merakınızdan mı yoksa başka bir nedeni var mı? Örneğin Karşıyakalı olmanın da etkisi var mı? -Bu söyleyeceklerim belki de okuyucuya biraz fazla abartılı gelir ya da yanlış anlamlar olabilir. Doğru da görüyorum. Çünkü bizim yetiştiğimiz dönem o 1930’ların Atatürk dönemi idi. Doksana merdiven dayarsanız siz de o günlerin aydınlığını görürsünüz. 1936 yılında okuldayım. O günün eğitimi dünyanın en yaygın, saygın, bilgelik yüklü eğitimiydi. İnanın o günlerde yayımlanan çocuk dergileri, kültür dergileri günümüzde ne yazık ki yoktur. İkinci sınıftayım. ‘HASAN SABBAH’ diye bir öykü okudum. Çok hoşuma gitti ama dikkatimi de çekti. Kim bu Hasan Sabbah? Kitaplık okulumuzla evimiz arasında. Okul çıkışı kitaplığa uğradım öğrenmek için. İçeriye girdiğimde salon kalabalık. Baktım öğretmenim de kitaplıkta. Bir öğretmenle tartışıyor. Dinleyicilerin yanına oturdum. Öğretmenim: “ Cumhuriyet kurulalı 15 seneyi buldu ama bugün bile Homeros’un iki destanı Türkçeye çevrilemedi. Bu bağışlanır bir olay değil.” diye düşüncesini dile getiriyordu. Sonunda tatlıya bağladılar tartışmayı; öğretmenim de elimden tutarak birlikte evlerimize yöneldik. Oysa bugünkü sözde ‘Eğitim’ dediğimiz ülkemizdeki karmaşa eğitim vermediği gibi, gençlerin beyinlerini yoruyor test saçmalığıyla. O günün ilkokulunda okunan Homeros’tan, bugünün üniversitelisinin haberi bile yoktur. Uzatmayalım. Bende ‘Homeros Sevdası’ taa seksen yıl öncesinden, ilkokul ikinci sınıftayken başladı. Söylediklerime bugünün gençleri biraz kuşkuyla bakar çünkü günümüzde ne yazık ki gençlerimize eğitim veremiyoruz. Ne okul, ne üniversite…  Hepsi de çağı geçmiş safsataların içinde gençlerin beyinlerini törpülüyor. Hangi üniversite mezununa HOMEROS’u sorsam yüzüme bel bel bakıyor! Çünkü okumamış, öğretilmemiş, kendi geçmişinden haberi yoktur. Oysa Homeros,  İlk Çağ aydınlık  tiyatrolar,  bilimsel gelişmeler dönemi Anadolu’sunda yetişmiş bilgelerden birisi; tarihçi Heredot gibi, coğrafyacı Amasyalı  Strabon gibi, Bilge Thales gibi… O gün yarattığı iki destanıyla bugüne kadar yaşayan bir destancıbaşı: Homeros.  İlyada- Odise adlı iki destanı günümüzde tüm ulusların başucu kitabı olarak okunuyor, okutuluyor. ABD Kongre Kitaplığı’nın kapısında bir okuma listesinde ilk okunacaklar arasında Homeros’un İlyada’sı olduğunu biliyor muydunuz? İşte böylesi bir değeri bizim bazı sözde profesörlerimiz bile “Yunan Ozanı” deyip çıkıyorlar işin içinden! Bu sıcak ilgi dikkat çekici çalışmalarınızda, yeni girişimler var mı bu konuda? -Evet bu üç gün içindeki güney illerimizden Antakya, Mersin ile Adana’da yaptığımız bu kültürel toplantılar birer Homeros programıdır. Edebiyat ile sanat alanlarındaki bu oluşumları hazırlayan saygın illerimizin gösterdikleri ilgiye, çabaya da çok teşekkür ederiz. Bu şenlikleri, kültürel oluşumları Karşıyaka’da yineleyecek misiniz? -Her zaman. Aslında biz 26 Eylül 2017, Salı günü Karşıyaka’da TROYA HOMEROS İLYADA adlı geniş kapsamlı bir Homeros programı yaptık. Bu konuda Karşıyaka yalnız değil. Bornova, Bayraklı belediyeleri de her fırsatta kültürel toplantılar, yazı- şiir yarışmaları gibi benzeri faaliyetleri hep sürdürüyorlar. Özellikle Karşıyaka Belediyesi Kültür Müdürü Nail ÇETİN’in  bu konudaki çalışmaları ve duyarlılığı saygıdeğerdir. Homeros’un yaşadığı o günden bugüne şöyle bir gezintiyle bitirelim: İNSAN DOĞA- İNSAN SANAT- İNSAN KÜLTÜR… İşte o aydınlık dönemden bugüne dek gelen bilgeler, ozanlar, sanatçılar, yazarlar arasında yetişen HOMEROS! Günümüze kadar artan bir sevgi, saygınlık, ilgi odağı olarak yaşayan saygınlığını yitirmeden tüm ozanlara, bilgelere, sanatçılara da yol gösteren bir değer olarak günümüzde de aydınlık çizgisini sürdürmektedir. Homeros; Anadolu’nun temel kültürünü yaratan ilk ozanıdır. Anadolu yarımadasının kuzeyinde Phokaia ( FOÇA) ile güneyinde Miletos arasında kalan kıyı şeridi, ilk adıyla ( İONYA); yalnız Anadolu’nun değil Avrupa kültürünün de beşiğini, dünya kültürünün de temelini oluşturmaktadır. ( Joachim Latacz: Homeros Kitabı, 2001) “Yunanca denilen bugünkü kullandığımız abecenin aslı Milet’ten gelmiştir. Troya Savaşını anlatan  ( İLİAS DESTANI) İlyada; savaşın hemen sonrasında LUVİCE yazılmış olabilir. Bu özgün metin M.Ö.8. yüzyılda LUVİCE bilen HOMEROS tarafından Helence’ye çevrilmiş olabilirdi. Bu gerçek, 1995 kazısıyla gün yüzüne çıkan bir yüzük mühürle doğrulandı. (Prof. Fahri IŞIK, Akdeniz Üniversitesi) ZEKİ BÜYÜKTANIR KİMDİR? Şair ve yazar. 17 Şubat 1930, Gürün/Sivas doğumlu. Gürün Yassıcatepe İlkokulu (1943), Sivas öğretmen Okulu (1960) mezunu. İzmir’de ilkokul öğretmenliğini ve gazeteciliği (Yeni Asır) birlikte sürdürerek 1976’da emekli oldu. 1984 yılına kadar da İzmir Aliağa Rafinerisinde personel şefi olarak çalıştı. Bu tarihten sonra tüm zamanını ayırdığı edebiyat çalışmalarını yine İzmir’de sürdürdü. Yazı ve şiirlerini; Cumhuriyet, Yeni Asır, Siyah Beyaz, Ege Expres gazeteleri ile Kemalizm, Dinde Reform, Dönem, Çalı, Kıyı, Berfin Bahar, Dönemeç, Minerya, Aşgana, Söylem, Şafak (Yunanistan), Bilim ve Ütopya, Çağdaş Türk Dili, Türk Dili Dergisi, Yeni Biçem, Ardıç Kuşu, Gerçek Sanat, Prometheus, Aydınca, Beşparmak vb. dergilerde yayımladı. İnsan Sevgi Anadolu adlı eseri 1997 yılında Farsçaya çevrildi. Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği, İzmir Pir Sultan Abdal Derneği üyesidir. Anadolu geçmişi ve kültürü ile çok sayıda araştırmaları yayınlandı. Gençlerin okuyabilecekleri eserleri: Mustafa Kemal Şafağı Atatürk Şiirleri (1993), Kurtuluşa Giden Yol/Kuvayı Milliye Destanı (1994), Şeyh Bedreddin Destanı (1994), Pir Sultan Abdal Destanı (1994), , Baba İshak Destanı (2000), Ömer’in Ağıdı Destanı (T. Özdemir’le birlikte, 2003). Anadolu Ulusal Kurtuluş Destanı-Mustafa Kemal Atatürk (2003).

: Homeros’a sevdası 80 yıl önce başlayan 
Anadolu destancısı : Zeki Büyüktanır
SAKİNE AYHAN 

 

Homeros’la ilgili bir sohbetiniz sırasında: “ Biz Karşıyaka’da her Hıdırellez’de Değerli Bilge Ozan Homeros’un Meles Irmağı’nın kıyısındaki küçük bir tepede bulunan barınağına ziyarete gider, onu anarız.” diyorsunuz. Bu dikkatimi çekti.

- Dikkatinizi çektiğine göre konuyu biraz gerilerden, eskilerden almak zorundayım.
Biz Anadolu gibi kutsal bir toprakta yaşıyoruz. Tarihiyle, varsıllıklarıyla, iklimi, güzellikleriyle, yer altı-yer üstü değerleriyle… Ancak bunun değerini de bilemiyor, geçmişimize sahip çıkamıyoruz. Bu huyumuz bizi Birinci Dünya Savaşı sırasında ölümden döndürdü. O Büyük Devlet Adamı Devrimci Bilge Asker Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı bugün değil O Bilge Homeros’un barınağını ziyaret etmek; kim bilir hangi emperyal güçlerin kölesi durumunda olurduk.

Sizdeki bu yoğun ilgi kişisel merakınızdan mı yoksa başka bir nedeni var mı? Örneğin Karşıyakalı olmanın da etkisi var mı?

-Bu söyleyeceklerim belki de okuyucuya biraz fazla abartılı gelir ya da yanlış anlamlar olabilir. Doğru da görüyorum. Çünkü bizim yetiştiğimiz dönem o 1930’ların Atatürk dönemi idi. Doksana merdiven dayarsanız siz de o günlerin aydınlığını görürsünüz. 1936 yılında okuldayım. O günün eğitimi dünyanın en yaygın, saygın, bilgelik yüklü eğitimiydi. İnanın o günlerde yayımlanan çocuk dergileri, kültür dergileri günümüzde ne yazık ki yoktur. İkinci sınıftayım. ‘HASAN SABBAH’ diye bir öykü okudum. Çok hoşuma gitti ama dikkatimi de çekti. Kim bu Hasan Sabbah? Kitaplık okulumuzla evimiz arasında. Okul çıkışı kitaplığa uğradım öğrenmek için. İçeriye girdiğimde salon kalabalık. Baktım öğretmenim de kitaplıkta. Bir öğretmenle tartışıyor. Dinleyicilerin yanına oturdum. Öğretmenim: “ Cumhuriyet kurulalı 15 seneyi buldu ama bugün bile Homeros’un iki destanı Türkçeye çevrilemedi. Bu bağışlanır bir olay değil.” diye düşüncesini dile getiriyordu. Sonunda tatlıya bağladılar tartışmayı; öğretmenim de elimden tutarak birlikte evlerimize yöneldik.
Oysa bugünkü sözde ‘Eğitim’ dediğimiz ülkemizdeki karmaşa eğitim vermediği gibi, gençlerin beyinlerini yoruyor test saçmalığıyla. O günün ilkokulunda okunan Homeros’tan, bugünün üniversitelisinin haberi bile yoktur.
Uzatmayalım. Bende ‘Homeros Sevdası’ taa seksen yıl öncesinden, ilkokul ikinci sınıftayken başladı.
Söylediklerime bugünün gençleri biraz kuşkuyla bakar çünkü günümüzde ne yazık ki gençlerimize eğitim veremiyoruz. Ne okul, ne üniversite…  Hepsi de çağı geçmiş safsataların içinde gençlerin beyinlerini törpülüyor. Hangi üniversite mezununa HOMEROS’u sorsam yüzüme bel bel bakıyor! Çünkü okumamış, öğretilmemiş, kendi geçmişinden haberi yoktur. Oysa Homeros,  İlk Çağ aydınlık  tiyatrolar,  bilimsel gelişmeler dönemi Anadolu’sunda yetişmiş bilgelerden birisi; tarihçi Heredot gibi, coğrafyacı Amasyalı  Strabon gibi, Bilge Thales gibi… O gün yarattığı iki destanıyla bugüne kadar yaşayan bir destancıbaşı: Homeros.  İlyada- Odise adlı iki destanı günümüzde tüm ulusların başucu kitabı olarak okunuyor, okutuluyor. ABD Kongre Kitaplığı’nın kapısında bir okuma listesinde ilk okunacaklar arasında Homeros’un İlyada’sı olduğunu biliyor muydunuz? İşte böylesi bir değeri bizim bazı sözde profesörlerimiz bile “Yunan Ozanı” deyip çıkıyorlar işin içinden!

Bu sıcak ilgi dikkat çekici çalışmalarınızda, yeni girişimler var mı bu konuda?

-Evet bu üç gün içindeki güney illerimizden Antakya, Mersin ile Adana’da yaptığımız bu kültürel toplantılar birer Homeros programıdır.
Edebiyat ile sanat alanlarındaki bu oluşumları hazırlayan saygın illerimizin gösterdikleri ilgiye, çabaya da çok teşekkür ederiz.
Bu şenlikleri, kültürel oluşumları Karşıyaka’da yineleyecek misiniz?

-Her zaman. Aslında biz 26 Eylül 2017, Salı günü Karşıyaka’da TROYA HOMEROS İLYADA adlı geniş kapsamlı bir Homeros programı yaptık. Bu konuda Karşıyaka yalnız değil. Bornova, Bayraklı belediyeleri de her fırsatta kültürel toplantılar, yazı- şiir yarışmaları gibi benzeri faaliyetleri hep sürdürüyorlar. Özellikle Karşıyaka Belediyesi Kültür Müdürü Nail ÇETİN’in  bu konudaki çalışmaları ve duyarlılığı saygıdeğerdir.
Homeros’un yaşadığı o günden bugüne şöyle bir gezintiyle bitirelim:
İNSAN DOĞA- İNSAN SANAT- İNSAN KÜLTÜR… İşte o aydınlık dönemden bugüne dek gelen bilgeler, ozanlar, sanatçılar, yazarlar arasında yetişen HOMEROS!
Günümüze kadar artan bir sevgi, saygınlık, ilgi odağı olarak yaşayan saygınlığını yitirmeden tüm ozanlara, bilgelere, sanatçılara da yol gösteren bir değer olarak günümüzde de aydınlık çizgisini sürdürmektedir.
Homeros; Anadolu’nun temel kültürünü yaratan ilk ozanıdır. Anadolu yarımadasının kuzeyinde Phokaia ( FOÇA) ile güneyinde Miletos arasında kalan kıyı şeridi, ilk adıyla ( İONYA); yalnız Anadolu’nun değil Avrupa kültürünün de beşiğini, dünya kültürünün de temelini oluşturmaktadır.
( Joachim Latacz: Homeros Kitabı, 2001)
“Yunanca denilen bugünkü kullandığımız abecenin aslı Milet’ten gelmiştir. Troya Savaşını anlatan  ( İLİAS DESTANI) İlyada; savaşın hemen sonrasında LUVİCE yazılmış olabilir. Bu özgün metin M.Ö.8. yüzyılda LUVİCE bilen HOMEROS tarafından Helence’ye çevrilmiş olabilirdi. Bu gerçek, 1995 kazısıyla gün yüzüne çıkan bir yüzük mühürle doğrulandı. (Prof. Fahri IŞIK, Akdeniz Üniversitesi)
ZEKİ BÜYÜKTANIR KİMDİR?
Şair ve yazar. 17 Şubat 1930, Gürün/Sivas doğumlu. Gürün Yassıcatepe İlkokulu (1943), Sivas öğretmen Okulu (1960) mezunu. İzmir’de ilkokul öğretmenliğini ve gazeteciliği (Yeni Asır) birlikte sürdürerek 1976’da emekli oldu. 1984 yılına kadar da İzmir Aliağa Rafinerisinde personel şefi olarak çalıştı. Bu tarihten sonra tüm zamanını ayırdığı edebiyat çalışmalarını yine İzmir’de sürdürdü.
Yazı ve şiirlerini; Cumhuriyet, Yeni Asır, Siyah Beyaz, Ege Expres gazeteleri ile Kemalizm, Dinde Reform, Dönem, Çalı, Kıyı, Berfin Bahar, Dönemeç, Minerya, Aşgana, Söylem, Şafak (Yunanistan), Bilim ve Ütopya, Çağdaş Türk Dili, Türk Dili Dergisi, Yeni Biçem, Ardıç Kuşu, Gerçek Sanat, Prometheus, Aydınca, Beşparmak vb. dergilerde yayımladı. İnsan Sevgi Anadolu adlı eseri 1997 yılında Farsçaya çevrildi. Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği, İzmir Pir Sultan Abdal Derneği üyesidir. Anadolu geçmişi ve kültürü ile çok sayıda araştırmaları yayınlandı.
Gençlerin okuyabilecekleri eserleri: Mustafa Kemal Şafağı Atatürk Şiirleri (1993), Kurtuluşa Giden Yol/Kuvayı Milliye Destanı (1994), Şeyh Bedreddin Destanı (1994), Pir Sultan Abdal Destanı (1994), , Baba İshak Destanı (2000), Ömer’in Ağıdı Destanı (T. Özdemir’le birlikte, 2003). Anadolu Ulusal Kurtuluş Destanı-Mustafa Kemal Atatürk (2003).

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.