KISKANÇ DEĞİLSE AŞIK DEĞİL MİDİR ?

SAĞLIK-YAŞAM 08.06.2019 - 16:27, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1979+ kez okundu.
 

KISKANÇ DEĞİLSE AŞIK DEĞİL MİDİR ?

    Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül ilişkilerde sıkça görülen kıskançlık konusunda önemli noktaların altını çiziyor.   “Evet, biraz kıskanç ama umursamamasından iyidir.”, “Sahiplenmese böyle yapar mı?”, “Sevgisini böyle gösteriyor.”, “Tabi canım sevmese kıskanır mı?” Bu ifadeler kıskançlığın sevgi işareti hatta gerekliliği olarak görüldüğünü anlatabilir. Bazı insanlar sevdiğini kıskanmakla ya da kıskanılmakla övünür. Ancak toplumda var olan bu yanılgının aksine, kıskançlığın sevgi göstergesi olduğu söylenemez. “Seven insan kıskanır.” inanışı bir şehir efsanesidir.    Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye, Kıskançlık konusunda Brezilya ve Çin’in ardından üçüncü sırada yer alıyoruz. Kıskançlık romantik ilişkilerde etkili, yaygın ve zarar verici duygulardan biri olarak öne çıkmaktadır. İlişkiyle ilgili sorunların ve boşanmanın en önemli nedenlerinden biri olarak görülür. İlişki, Çift, Evlilik danışmanlığına başvuran çiftlerin üçte birinin kıskançlık temelli sorunlarla  ilgili olduğunu söyleyebiliriz.   Romantik ilişkilerde sıklıkla rastlanan bir konu olan kıskançlık nedir? Genel anlamıyla kıskançlık önemsenen birinin kaybedileceği ya da ilişkinin bozulacağına yönelik korku, ilişkinin varlığına yönelik algılanan tehdit ve bu tehdide karşılık verilen bir tepki, olumsuz tutum olarak tanımlanabilir. Duygu, düşünce ve davranış boyutları olan karmaşık bir duygu durumdur.  Diğer her bir duygu gibi doğal ve normal olan kıskançlığın seviyesindeki dengesizlik sorunlara sebep olabilir. Tabi ki değer verdiğimiz bir şeyi kaybetmekten endişe duyabiliriz ancak bu kararında olmadığında korktuğumuz şeyi başımıza getirme olasılığımız yüksektir. Her ne kadar sevgi işareti olarak görülse de aslında kıskançlık mevcut ilişkideki sevgiyi bitirebilir. Kontrol altında tutulamayan kıskançlık cinayetlere kadar gidebilir.   Kıskançlığın dozunun arttığını gösteren birkaç ipucu:  İncir çekirdeğini doldurmayan, küçük şeyler için artan tartışmalar, konuşulan tek konunun kıskançlık olması, giydiğiniz kıyafetin eleştirilmesi, dışarı çıkınca fotoğraf istenmesi, görüntülü arama, karşı cinsle hatta bazen hemcinslerle bile görüşmenin yasaklanması, dışarıya tek başına göndermeme, sürekli masum olduğunuzu ispatlamak zorunda kalma gibi davranışlar güvenin kaybolduğuna işaret eden göstergelerdir.   Kıskançlığın arkasında sevgi yoksa ne var?   Kıskançlığın sorun olduğu ilişkilerde “ ben sana değil başkalarına güvenmiyorum” açıklaması vardır. Bu cümleyi söyleyen kişinin  genellikle bilinçaltında yatan, kişinin başkalarına değil kendine güvenmemesidir. Kendisini olduğu gibi kabul etmeyen, iç dünyasında kendisinin eksiklerine ve kusurlarına odaklanan, kendini işe yarar ve tam hmeyen kişiler, eşinin ilgisini, sevgisini ve kendi hayatındaki varlığını kaybetme korkusunu yoğun bir kıskançlık şeklinde dışa vururlar.  Kıskançlık davranışları çoğu zaman yetersizlik, değersizlik, önemsizlik gibi duyguların ifade edilemeyip maskelenmiş şekilde ortaya çıkmış hali olabilmekte.   Kıskanç kişilerin tipik özelliği: Düşük özgüven, düşük öz saygı ve yetersizlik duygularına sahip olmalarıdır. Kendilerini diğer insanlara denk görmeyen bu kişilerde ortaya çıkan güvensizlik duyguları önemsiz ve değersiz hmelerine neden olur. Eşinin başkasını tercih edebileceği ve terk edilebileceği düşüncesi kişide endişe yaratır. Kişi bu karmaşık duygularla yanlış şekilde baş etmeye başladığında ilişkide problemler ortaya çıkmaya başlar. Ve bu durum kişilerin güvensizlikleri ile ilgilidir, eşlerine besledikleri sevgi duygusu ile ilgili değil. Öte yandan diğer endişe biçimlerine benzer şekilde düşünce tarzları da kıskançlıkta rol oynar. Çarpık algılamalar ve varsayımlar olayları yorumlama şeklinizi etkiler.  Eşinizin davranışını, size olan ilgisini ve başkasına yaklaşımı yanlış yorumlarsanız bu duygunuza ve davranışınıza yansır. Bir partidesiniz ve eşiniz arkadaşlarıyla sohbet edip gülümsüyor, eğer size ihanet ettiğini ya da edebileceğiniz düşünürseniz öfke ve endişe hissedersiniz. Ya da eşiniz bugün eve her zamankinden geç geleceğiniz söyledi. Mesaiye kaldığını ve çalıştığını düşünürseniz iyi ve rahat hissedersiniz. Ancak ofisinde çalışan o güzel kadın / yakışıklı adam ile  olduğunu düşünürseniz ne hissedersiniz? Sinirlenir, üzülür, korkarsınız hem de düşündüğünüz şeyin gerçek olduğunuza dair kanıt olmadan.   Peki, kıskançlık ilişkinizi nasıl etkiler? Kıskanç davranışlar bir ilişki için oldukça zararlı olabilir. Kıskanç partner sürekli olarak tek olduğuna ve kimsenin yerini almak için bir tehdit olmadığına dair güvence arar. En kötü haliyle kıskançlık kontrol etme ve güvensizlik davranışlarını hatta fiziksel ve duygusal istismarları ortaya çıkarabilir. Kıskanç partner eşinin nerede olduğunu kontrol etmeye, çağrılarını veya mesajlarını takip etmeye çalışabilir ve eşinin üstünde büyük bir baskı ve sınırlama oluşturabilir. Bu davranışlar bir ilişkinin çökmesine neden olabilir. Sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin temeli güven ve saygıdır. Kıskançlıkla mücadele eden kişi birlikte olduğu kişiye güvenemez,ona ve sınırlarına saygı gösteremez. Bu zaman geçtikçe eşinizin size duyduğu şefkat ve sevgiyi yok edebilir ve karşı tarafı daha da uzaklaştırabilir. ‘Eşimden ayrılmayayım.’, ‘İlişkim bitmesin.’ diye endişeyle yapılan bu kontrolsüz davranışlar korkulan şeyin başa gelmesine sebep olabilir. Böylece kehanetinizi gerçekleştirmiş olursunuz.   

 

 

Uzman Psikolojik Danışman Şenol Baygül ilişkilerde sıkça görülen kıskançlık konusunda önemli noktaların altını çiziyor.

 

“Evet, biraz kıskanç ama umursamamasından iyidir.”, “Sahiplenmese böyle yapar mı?”, “Sevgisini böyle gösteriyor.”, “Tabi canım sevmese kıskanır mı?” Bu ifadeler kıskançlığın sevgi işareti hatta gerekliliği olarak görüldüğünü anlatabilir. Bazı insanlar sevdiğini kıskanmakla ya da kıskanılmakla övünür. Ancak toplumda var olan bu yanılgının aksine, kıskançlığın sevgi göstergesi olduğu söylenemez. “Seven insan kıskanır.” inanışı bir şehir efsanesidir. 

 

Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye, Kıskançlık konusunda Brezilya ve Çin’in ardından üçüncü sırada yer alıyoruz. Kıskançlık romantik ilişkilerde etkili, yaygın ve zarar verici duygulardan biri olarak öne çıkmaktadır. İlişkiyle ilgili sorunların ve boşanmanın en önemli nedenlerinden biri olarak görülür. İlişki, Çift, Evlilik danışmanlığına başvuran çiftlerin üçte birinin kıskançlık temelli sorunlarla  ilgili olduğunu söyleyebiliriz.

 

Romantik ilişkilerde sıklıkla rastlanan bir konu olan kıskançlık nedir?

Genel anlamıyla kıskançlık önemsenen birinin kaybedileceği ya da ilişkinin bozulacağına yönelik korku, ilişkinin varlığına yönelik algılanan tehdit ve bu tehdide karşılık verilen bir tepki, olumsuz tutum olarak tanımlanabilir. Duygu, düşünce ve davranış boyutları olan karmaşık bir duygu durumdur.  Diğer her bir duygu gibi doğal ve normal olan kıskançlığın seviyesindeki dengesizlik sorunlara sebep olabilir. Tabi ki değer verdiğimiz bir şeyi kaybetmekten endişe duyabiliriz ancak bu kararında olmadığında korktuğumuz şeyi başımıza getirme olasılığımız yüksektir. Her ne kadar sevgi işareti olarak görülse de aslında kıskançlık mevcut ilişkideki sevgiyi bitirebilir. Kontrol altında tutulamayan kıskançlık cinayetlere kadar gidebilir.

 

Kıskançlığın dozunun arttığını gösteren birkaç ipucu:  İncir çekirdeğini doldurmayan, küçük şeyler için artan tartışmalar, konuşulan tek konunun kıskançlık olması, giydiğiniz kıyafetin eleştirilmesi, dışarı çıkınca fotoğraf istenmesi, görüntülü arama, karşı cinsle hatta bazen hemcinslerle bile görüşmenin yasaklanması, dışarıya tek başına göndermeme, sürekli masum olduğunuzu ispatlamak zorunda kalma gibi davranışlar güvenin kaybolduğuna işaret eden göstergelerdir.

 

Kıskançlığın arkasında sevgi yoksa ne var?

 

Kıskançlığın sorun olduğu ilişkilerde “ ben sana değil başkalarına güvenmiyorum” açıklaması vardır. Bu cümleyi söyleyen kişinin  genellikle bilinçaltında yatan, kişinin başkalarına değil kendine güvenmemesidir. Kendisini olduğu gibi kabul etmeyen, iç dünyasında kendisinin eksiklerine ve kusurlarına odaklanan, kendini işe yarar ve tam hmeyen kişiler, eşinin ilgisini, sevgisini ve kendi hayatındaki varlığını kaybetme korkusunu yoğun bir kıskançlık şeklinde dışa vururlar.  Kıskançlık davranışları çoğu zaman yetersizlik, değersizlik, önemsizlik gibi duyguların ifade edilemeyip maskelenmiş şekilde ortaya çıkmış hali olabilmekte.

 

Kıskanç kişilerin tipik özelliği: Düşük özgüven, düşük öz saygı ve yetersizlik duygularına sahip olmalarıdır. Kendilerini diğer insanlara denk görmeyen bu kişilerde ortaya çıkan güvensizlik duyguları önemsiz ve değersiz hmelerine neden olur. Eşinin başkasını tercih edebileceği ve terk edilebileceği düşüncesi kişide endişe yaratır. Kişi bu karmaşık duygularla yanlış şekilde baş etmeye başladığında ilişkide problemler ortaya çıkmaya başlar. Ve bu durum kişilerin güvensizlikleri ile ilgilidir, eşlerine besledikleri sevgi duygusu ile ilgili değil.

Öte yandan diğer endişe biçimlerine benzer şekilde düşünce tarzları da kıskançlıkta rol oynar. Çarpık algılamalar ve varsayımlar olayları yorumlama şeklinizi etkiler.  Eşinizin davranışını, size olan ilgisini ve başkasına yaklaşımı yanlış yorumlarsanız bu duygunuza ve davranışınıza yansır. Bir partidesiniz ve eşiniz arkadaşlarıyla sohbet edip gülümsüyor, eğer size ihanet ettiğini ya da edebileceğiniz düşünürseniz öfke ve endişe hissedersiniz. Ya da eşiniz bugün eve her zamankinden geç geleceğiniz söyledi. Mesaiye kaldığını ve çalıştığını düşünürseniz iyi ve rahat hissedersiniz. Ancak ofisinde çalışan o güzel kadın / yakışıklı adam ile  olduğunu düşünürseniz ne hissedersiniz? Sinirlenir, üzülür, korkarsınız hem de düşündüğünüz şeyin gerçek olduğunuza dair kanıt olmadan.

 

Peki, kıskançlık ilişkinizi nasıl etkiler?

Kıskanç davranışlar bir ilişki için oldukça zararlı olabilir. Kıskanç partner sürekli olarak tek olduğuna ve kimsenin yerini almak için bir tehdit olmadığına dair güvence arar. En kötü haliyle kıskançlık kontrol etme ve güvensizlik davranışlarını hatta fiziksel ve duygusal istismarları ortaya çıkarabilir. Kıskanç partner eşinin nerede olduğunu kontrol etmeye, çağrılarını veya mesajlarını takip etmeye çalışabilir ve eşinin üstünde büyük bir baskı ve sınırlama oluşturabilir. Bu davranışlar bir ilişkinin çökmesine neden olabilir. Sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin temeli güven ve saygıdır. Kıskançlıkla mücadele eden kişi birlikte olduğu kişiye güvenemez,ona ve sınırlarına saygı gösteremez. Bu zaman geçtikçe eşinizin size duyduğu şefkat ve sevgiyi yok edebilir ve karşı tarafı daha da uzaklaştırabilir. ‘Eşimden ayrılmayayım.’, ‘İlişkim bitmesin.’ diye endişeyle yapılan bu kontrolsüz davranışlar korkulan şeyin başa gelmesine sebep olabilir. Böylece kehanetinizi gerçekleştirmiş olursunuz

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.