“KANSER ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR”

SAĞLIK-YAŞAM 19.03.2021 - 13:55, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:20 2526+ kez okundu.
 

“KANSER ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR”

Beslenme, diyet ve psikoloji danışmanlık hizmetlerini bir araya toplayan Formteg Danışmanlık Merkezi kurucularından Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, Kanserden korunmanın yollarını anlattı. Kanser hakkında doğru-yanlış pek çok bilginin paylaşıldığına dikkat çeken Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, “Kanser oluşumunu etkileyen çevresel faktörler engellendiğinde, kanser büyük ölçüde önlenebilen bir hastalıktır. Kanserden korunmak için atacağımız adımlar sadece yap veya yapma kurallarını değil, bir yaşam tarzını kapsamalıdır” ifadelerini kullandı.   “Kanser, hücrelerimizdeki DNA’nın hasar sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalması ile karakterize edilen hastalıklar grubunun ortak adıdır” ifadeleriyle kanseri tanımlayan Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, “2020 yılında kanser vaka sayısı 19,3 milyon iken bu sayının 2040 yılında 30,2 milyon olacağı tahmin ediliyor. Kanser oluşumunu etkileyen çevresel faktörlerin başında sigara, hatalı beslenme alışkanlıkları, yetersiz beslenme, alkol ve enfeksiyonlar geliyor. Özellikle hatalı beslenme alışkanlıkları yüzde 25 ila yüzde 30 oranında kanser oluşumunun riskini arttırıyor. İyi haber ise kaliteli beslenme ve yaşam tarzındaki değişikliklerle kanser riskini avantaja çevirmek mümkün. Kansere yakalanma riskinizi azaltmaya yardımcı olmak için sağlıklı kilo aralığında olmanız, düzenli olarak fiziksel aktivite yapmanız, sağlıklı bir beslenme düzeninizin olması, alkol ve sigaradan uzak durmanız gibi yapabileceğiniz önemli uygulamalar bulunuyor” şeklinde konuştu.   Uzman Diyetisten Ecem Ocak, kanseri oluşturan çevresel etkenlerden korunmak için atabileceğimiz adımları şöyle sıraladı:       SAĞLIKLI KİLO ARALIĞINDA KALIN Sağlıklı kilo aralığında olmanız kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıkların riskinin azaltılmasına olanak sağlar. Çünkü fazla kilo ve vücudun aşırı yağlanması meme kanseri, kolon ve rektum, endometrium, pankreas, karaciğer, böbrek vs. birçok kanser riskini arttırır. Ayrıca bazı çalışmalar da fazla kilonun tiroid kanseri riskini arttırdığını gözlemlemiştir. Bu yüzden sağlıklı bir beslenme programı ile istenilen kilo aralığında olmak riski azaltacaktır.   SAĞLIKLI BESLENMEYİ SÜRDÜRÜN Sağlıklı ve kaliteli beslenmek iyi bir yaşamın ve kanser riskini azaltmanın önemli bir parçasıdır. Dünya Kanser Önleme Fonu’nun (WCRF/ AICR)  önerileri; Çok çeşitli sebzeler, meyveler, tahıllar ve kuru baklagiller tüketin. Şekerli içecekler tüketmeyin. Kırmızı et tüketimini sınırlandırın, işlenmiş etlerden kaçının. Alkollü içecekler; kadınlar; 1 kadeh/gün, erkekler; 2 kadeh/gün sınırlandırın. Tuzlu yiyecek ve tuzla işlenmiş gıda tüketimini kısıtlayın. Çok çeşitli gıdaları içeren dengeli bir beslenme seçin. Her gün 30 dakika fiziksel aktivite yapın. Normalin altına inmeden, olabildiğince zayıf kalın şeklindedir.   SEBZE VE MEYVELERİ ÇEŞİTLENDİRİN Sağlıklı beslenmek ve bunu yaşam tarzı haline getirmek çok önemli. Bu yüzden yaşamınıza uygun sürdürülebilir bir beslenmeyi amaçlamanız gerekiyor. Tabağınızı olabildiğince renkli sebzeler, meyvelerle doldurun. Unutmayın ki ne kadar renk o kadar sağlık demektir. Antioksidan bakımından zengin koyu yeşil, turuncu, mor ve kırmızı meyveler ile sebzeleri daha fazla tüketin. Çünkü antioksidanlar hücreleri hasardan korur ve kanser riskini düşürür.   KURU BAKLAGİLLERİ VE TAM TAHILLI ÜRÜNLERİ TÜKETİN Glisemik İndeks bize karbonhidratların kanda ne kadar hızda şekere dönüştüğünü belirler. Kan şekerinin hızla yükselmesine neden olan besinlerin glisemik indeks değerleri yüksektir. Bu yüzden glisemik indeksi yüksek olan meyve suları, asitli şekerli içecekler, beyaz ekmek, poğaça vs. yerine glisemik indeksi düşük olan tam tahıllı ürünleri tercih etmemiz gerekiyor. Posadan zengin, yağdan kısıtlı bir diyet kolon ve rektum kanseri riskini düşürür. Bu yüzden mutlaka lif kaynağı olan sebze, meyveleri, kuru baklagilleri çokça tüketin.   KIRMIZI VE İŞLENMİŞ ET TÜKETİMİNİ SINIRLANDIRIN Kırmızı ve işlenmiş etlerin kanser riskini arttırdığını gösteren çalışmalar mevcut. İşlenmiş etlerin özellikle koleraktal kanser riskini arttırdığına dair güçlü kanıtlar mevcut. Son çalışmalar da kırmızı ve işlenmiş et tüketiminin meme kanseri riskini artırıcı etkisini olduğunu söylüyor. Bu yüzden tüketim miktarını sınırlamak gerek. Birçok çalışma nitritin kanser riskini arttırdığını söylüyor. İşlenmiş etlere etin iyileşmesi, tadını arttırmak, raf ömrünü uzatmak için nitrat eklemesi yapılabiliyor. Bu yüzden sınırlamak gerektiğini bir kez daha söylemiş olalım.   BESLENMENİZE KALSİYUM KAYNAKLARI EKLEYİN Kalsiyum içeren besinler özellikle kolon kanseri riskini azalttığı ile biliniyor. Çünkü kalsiyum, kolonda safra ve yağ asitlerini bağlar. O nedenle günlük kalsiyum yeteri miktarda alınmalıdır. Aynı şekilde D vitamini yetersizliği olan kişilerin kolon kanseri riski taşıdığı gözlemlenmiştir.   ALKOLÜ SINIRLANDIRIN Fazla alkol tüketiminin özellikle karaciğer ve meme kanseri riskini arttırdığını söyleyebiliriz. Alkol tüketim miktarını mutlaka gözden geçirmek ve kontrollü tüketmek gerekir. Kadınlarda günlük 1 kadeh, erkeklerde ise 2 kadeh ile sınırlandırılmalıdır. Kanser riski açısından önemli olan alkollü içeceğin türü değil, miktarıdır.   HAREKET HALİNDE OLUN Yediklerimize, içtiklerimize dikkat ederek sağlıklı kilo vermek gerektiğini biliyoruz. Bir de fiziksel olarak aktif olmak şart. Çünkü aktif olmak hem kilo kontrolüne yardımcı olarak kanser riskini azaltmaya yardımcı olur, hem de bağışıklık sisteminizin güçlenmesini sağlar. Ayrıca fiziksel aktivite kalp hastalıkları ve diyabete yakalanma riskini düşürür. O halde her fırsatta evden dışarı çıkmak veya evde de olsa hareket halinde olmamız gerekiyor. Yani oturma, uzanma, TV izleme, telefonunuzla veya bilgisayarınızla vakit geçirmeyi azaltmak önem taşıyor. Kısaca normalden daha fazla fiziksel olarak aktif olmanız aktivite seviyeniz ne olursa olsun sağlığınız için birçok fayda sağlar.   Kanserden korunmak için sağlıklı ipuçları:   Kırmızı et, kümes eti ve balıkları kızartma veya kömürleştirmeden fırında, ızgarada veya haşlama olan pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Dışarda yemek yediğinizde sağlıklı bir beslenme düzeni izleyin. Patates kızartması, patates ve diğer cipsler, dondurma, çörek ve diğer tatlılar vs.  yüksek kalorili yiyecekler yerine sebze, meyve, salata ve diğer düşük kalorili yiyecekleri yiyin. Restoranlar genellikle büyük porsiyonlar sunar, ancak hepsini tek bir oturuşta yemek zorunda değilsiniz. Siparişi verirken yarısını talep edin ve geriye kalan yiyeceği ertesi gün öğle veya akşam yemeği için paket yaptırın. Küçük tabak tercih edin. Arada tatlı tüketmek istiyorsanız sütlü tatlı veya çok küçük porsiyonlarda istediğiniz bir tatlıyı tüketin. Bilinçli bir tüketici olun. Marketteki gıda ürünlerinin etiketlerini mutlaka okuyun. Yağ alımını azaltmak için yemekleri az yağda pişirin. Hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durun. Alkol tüketimini sınırlandırın veya hiç tüketmeyin. Sigara içilmemelidir. Günlük alınan şeker miktarını azaltın. Şekerli içecekler, hamur tatlıları, şerbetli tatlıları miktar ve tüketim sıklığına dikkat ederek tüketin. Yemeklerde veya sofrada fazla tuz kullanımı, salamura, turşu gibi besinlerin tüketiminden kaçının. Tuz yerine baharatlar kullanın.   “SAĞLIKLI BESLENMEYİ YAŞAM TARZI HALİNE GETİRİN” Kanserin çevresel faktörler engellendiğinde önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çeken Ecem Ocak, “Kansere yakalanma riskini çevresel faktörler iyileştirildiğinde en aza indirmek mümkün. Burada beslenme çok büyük önem taşıyor. Bu yüzden bir an önce sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmeli, olabildiğince fiziksel aktivite alışkanlığı hayata geçirilmelidir. Ayrıca, yaptırmanız gereken kontrol ve tetkikleri atlamayın. Unutmayın ki kanser önlenebilen, geç kalmadığınızda tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Kanserden korkmayın!” ifadelerini kullandı.               Ayrıntılı Bilgi İçin; Hatice Kumalar / Brandistanbul PR hatice.kumalar@brandistanbulpr.com - 0530 110 73 03 Burak Kılavuzoğlu / Brandistanbul PR - Marka Temsilcisi burak.kilavuzoglu@brandistanbulpr.com – 0507 409 09 79     Formteg Hakkında: Sağlıklı beslenmenin ve yeme-içme davranışlarımızın insan psikolojisiyle doğrudan orantılı olduğuna inanan Psikolog G. Tansu Ocak ve Uzman Diyetisyen Ecem Ocak tarafından hayata geçirilen Formteg, sağlıksız yeme-içme alışkanlıklarını düzenlemek için öncelikle danışanlarına psikolojik destek vermeyi ve sorunun kökenine inmeyi hedefliyor. Doğru teşhis ve terapi sayesinde sorun teşkil eden alışkanlıklar öncelikle sona erdiriliyor. Sonrasında uzman diyetisyen eşliğinde kapsamlı bir programla doğru, sürdürülebilir, tam bir değişimin gerçekleştirilmesi sağlanıyor. Yeme-içme bozukluklarının tedavisinde psikoloji önemli bir rol oynuyor. Psikolog gözetiminde diyetetik dünyanın pek çok ülkesinde uygulansa da Formteg, ülkemizde bu konuda ilk olma özelliğini taşıyor. Formteg’de fiziksel değişimin başlangıcı iyi beslenme ve sağlıklı bir ruh hali ile başlıyor.   Formteg internet sayfası, https://formteg.com/ Formteg Instagram hesabı, https://www.instagram.com/formteg_diyetvepsikoloji/     Psikolog Ganime Tansu Ocak kimdir? Doğu Akdeniz Üniversitesi, Psikoloji bölümünden onur derecesi ile mezun olan Psikolog Ganime Tansu Ocak, Marmara Üniversitesi Hastanesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü, İstanbul Florence Nightingale Hastanesi ve Fransız Lape Hastanesi’nde klinik Psikoloji eğitimini tamamladı. Özel Hatay Hastanesi ve İstanbul Medikal Park Hastanesi’nde çalışmalarını sürdüren Tansu Ocak, “Yaygın Kaygı Bozukluğu – Anksiyete, Depresyon, Panik Bozukluk, Agorafobi, Sosyal Kaygı, Özgül Fobi, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Yeme Bozuklukları” konularında uzmandır. Kanser tanısı almış hastalara ve hasta yakınlarına da danışmanlık hizmeti veren Tansu Ocak, kurucu ortağı olduğu Formteg Beslenme, Diyet ve Psikoloji Danışma Merkezi’nde çalışmalarını sürdürmektedir.   Uzman Diyetisyen Ecem Ocak kimdir? Doğu Akdeniz Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun olan Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı’nda tamamladığı Yüksek Lisans Programı’nı ‘yüksek şeref’ derecesiyle bitirerek ‘Uzman Diyetisyen’ unvanını taşımaya hak kazanmıştır. Hacettepe Üniversitesi Yetişkin Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ve Acıbadem Maslak Hastaneleri’nde çalışmalarını sürdüren Uzman Diyetisyen Ecem Ocak’ın sertifika kazandığı alanlar, “Obezite Diyetisyenliği, Kardiyoloji Diyetisyenliği, Yeme Bozuklukları Diyetisyenliği, Onkoloji Diyetisyenliği, Gebelik ve Laktasyon, Metabolik ve Cerrahi Diyetisyenliği” şeklindedir. Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, kurucu ortağı olduğu Formteg Beslenme, Diyet ve Psikoloji Danışma Merkezi’nde bireysel, kurumsal ve çevrimiçi beslenme danışmanı olarak hizmet vermektedir.

Beslenme, diyet ve psikoloji danışmanlık hizmetlerini bir araya toplayan Formteg Danışmanlık Merkezi kurucularından Uzman Diyetisyen Ecem Ocak,

Kanserden korunmanın yollarını anlattı. Kanser hakkında doğru-yanlış pek çok bilginin paylaşıldığına dikkat çeken Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, “Kanser oluşumunu etkileyen çevresel faktörler engellendiğinde, kanser büyük ölçüde önlenebilen bir hastalıktır. Kanserden korunmak için atacağımız adımlar sadece yap veya yapma kurallarını değil, bir yaşam tarzını kapsamalıdır” ifadelerini kullandı.

 

“Kanser, hücrelerimizdeki DNA’nın hasar sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalması ile karakterize edilen hastalıklar grubunun ortak adıdır” ifadeleriyle kanseri tanımlayan Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, “2020 yılında kanser vaka sayısı 19,3 milyon iken bu sayının 2040 yılında 30,2 milyon olacağı tahmin ediliyor. Kanser oluşumunu etkileyen çevresel faktörlerin başında sigara, hatalı beslenme alışkanlıkları, yetersiz beslenme, alkol ve enfeksiyonlar geliyor. Özellikle hatalı beslenme alışkanlıkları yüzde 25 ila yüzde 30 oranında kanser oluşumunun riskini arttırıyor. İyi haber ise kaliteli beslenme ve yaşam tarzındaki değişikliklerle kanser riskini avantaja çevirmek mümkün. Kansere yakalanma riskinizi azaltmaya yardımcı olmak için sağlıklı kilo aralığında olmanız, düzenli olarak fiziksel aktivite yapmanız, sağlıklı bir beslenme düzeninizin olması, alkol ve sigaradan uzak durmanız gibi yapabileceğiniz önemli uygulamalar bulunuyor” şeklinde konuştu.

 

Uzman Diyetisten Ecem Ocak, kanseri oluşturan çevresel etkenlerden korunmak için atabileceğimiz adımları şöyle sıraladı:

 

 

 

SAĞLIKLI KİLO ARALIĞINDA KALIN

Sağlıklı kilo aralığında olmanız kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıkların riskinin azaltılmasına olanak sağlar. Çünkü fazla kilo ve vücudun aşırı yağlanması meme kanseri, kolon ve rektum, endometrium, pankreas, karaciğer, böbrek vs. birçok kanser riskini arttırır. Ayrıca bazı çalışmalar da fazla kilonun tiroid kanseri riskini arttırdığını gözlemlemiştir. Bu yüzden sağlıklı bir beslenme programı ile istenilen kilo aralığında olmak riski azaltacaktır.

 

SAĞLIKLI BESLENMEYİ SÜRDÜRÜN

Sağlıklı ve kaliteli beslenmek iyi bir yaşamın ve kanser riskini azaltmanın önemli bir parçasıdır.

Dünya Kanser Önleme Fonu’nun (WCRF/ AICR)  önerileri;

  • Çok çeşitli sebzeler, meyveler, tahıllar ve kuru baklagiller tüketin.
  • Şekerli içecekler tüketmeyin.
  • Kırmızı et tüketimini sınırlandırın, işlenmiş etlerden kaçının.
  • Alkollü içecekler; kadınlar; 1 kadeh/gün, erkekler; 2 kadeh/gün sınırlandırın.
  • Tuzlu yiyecek ve tuzla işlenmiş gıda tüketimini kısıtlayın.
  • Çok çeşitli gıdaları içeren dengeli bir beslenme seçin.
  • Her gün 30 dakika fiziksel aktivite yapın.
  • Normalin altına inmeden, olabildiğince zayıf kalın şeklindedir.

 

SEBZE VE MEYVELERİ ÇEŞİTLENDİRİN

Sağlıklı beslenmek ve bunu yaşam tarzı haline getirmek çok önemli. Bu yüzden yaşamınıza uygun sürdürülebilir bir beslenmeyi amaçlamanız gerekiyor. Tabağınızı olabildiğince renkli sebzeler, meyvelerle doldurun. Unutmayın ki ne kadar renk o kadar sağlık demektir. Antioksidan bakımından zengin koyu yeşil, turuncu, mor ve kırmızı meyveler ile sebzeleri daha fazla tüketin. Çünkü antioksidanlar hücreleri hasardan korur ve kanser riskini düşürür.

 

KURU BAKLAGİLLERİ VE TAM TAHILLI ÜRÜNLERİ TÜKETİN

Glisemik İndeks bize karbonhidratların kanda ne kadar hızda şekere dönüştüğünü belirler. Kan şekerinin hızla yükselmesine neden olan besinlerin glisemik indeks değerleri yüksektir. Bu yüzden glisemik indeksi yüksek olan meyve suları, asitli şekerli içecekler, beyaz ekmek, poğaça vs. yerine glisemik indeksi düşük olan tam tahıllı ürünleri tercih etmemiz gerekiyor. Posadan zengin, yağdan kısıtlı bir diyet kolon ve rektum kanseri riskini düşürür. Bu yüzden mutlaka lif kaynağı olan sebze, meyveleri, kuru baklagilleri çokça tüketin.

 

KIRMIZI VE İŞLENMİŞ ET TÜKETİMİNİ SINIRLANDIRIN

Kırmızı ve işlenmiş etlerin kanser riskini arttırdığını gösteren çalışmalar mevcut. İşlenmiş etlerin özellikle koleraktal kanser riskini arttırdığına dair güçlü kanıtlar mevcut. Son çalışmalar da kırmızı ve işlenmiş et tüketiminin meme kanseri riskini artırıcı etkisini olduğunu söylüyor. Bu yüzden tüketim miktarını sınırlamak gerek. Birçok çalışma nitritin kanser riskini arttırdığını söylüyor. İşlenmiş etlere etin iyileşmesi, tadını arttırmak, raf ömrünü uzatmak için nitrat eklemesi yapılabiliyor. Bu yüzden sınırlamak gerektiğini bir kez daha söylemiş olalım.

 

BESLENMENİZE KALSİYUM KAYNAKLARI EKLEYİN

Kalsiyum içeren besinler özellikle kolon kanseri riskini azalttığı ile biliniyor. Çünkü kalsiyum, kolonda safra ve yağ asitlerini bağlar. O nedenle günlük kalsiyum yeteri miktarda alınmalıdır. Aynı şekilde D vitamini yetersizliği olan kişilerin kolon kanseri riski taşıdığı gözlemlenmiştir.

 

ALKOLÜ SINIRLANDIRIN

Fazla alkol tüketiminin özellikle karaciğer ve meme kanseri riskini arttırdığını söyleyebiliriz. Alkol tüketim miktarını mutlaka gözden geçirmek ve kontrollü tüketmek gerekir. Kadınlarda günlük 1 kadeh, erkeklerde ise 2 kadeh ile sınırlandırılmalıdır. Kanser riski açısından önemli olan alkollü içeceğin türü değil, miktarıdır.

 

HAREKET HALİNDE OLUN

Yediklerimize, içtiklerimize dikkat ederek sağlıklı kilo vermek gerektiğini biliyoruz. Bir de fiziksel olarak aktif olmak şart. Çünkü aktif olmak hem kilo kontrolüne yardımcı olarak kanser riskini azaltmaya yardımcı olur, hem de bağışıklık sisteminizin güçlenmesini sağlar. Ayrıca fiziksel aktivite kalp hastalıkları ve diyabete yakalanma riskini düşürür. O halde her fırsatta evden dışarı çıkmak veya evde de olsa hareket halinde olmamız gerekiyor. Yani oturma, uzanma, TV izleme, telefonunuzla veya bilgisayarınızla vakit geçirmeyi azaltmak önem taşıyor. Kısaca normalden daha fazla fiziksel olarak aktif olmanız aktivite seviyeniz ne olursa olsun sağlığınız için birçok fayda sağlar.

 

Kanserden korunmak için sağlıklı ipuçları:

 

  • Kırmızı et, kümes eti ve balıkları kızartma veya kömürleştirmeden fırında, ızgarada veya haşlama olan pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
  • Dışarda yemek yediğinizde sağlıklı bir beslenme düzeni izleyin. Patates kızartması, patates ve diğer cipsler, dondurma, çörek ve diğer tatlılar vs.  yüksek kalorili yiyecekler yerine sebze, meyve, salata ve diğer düşük kalorili yiyecekleri yiyin. Restoranlar genellikle büyük porsiyonlar sunar, ancak hepsini tek bir oturuşta yemek zorunda değilsiniz. Siparişi verirken yarısını talep edin ve geriye kalan yiyeceği ertesi gün öğle veya akşam yemeği için paket yaptırın.
  • Küçük tabak tercih edin. Arada tatlı tüketmek istiyorsanız sütlü tatlı veya çok küçük porsiyonlarda istediğiniz bir tatlıyı tüketin.
  • Bilinçli bir tüketici olun. Marketteki gıda ürünlerinin etiketlerini mutlaka okuyun.
  • Yağ alımını azaltmak için yemekleri az yağda pişirin.
  • Hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
  • Alkol tüketimini sınırlandırın veya hiç tüketmeyin. Sigara içilmemelidir.
  • Günlük alınan şeker miktarını azaltın. Şekerli içecekler, hamur tatlıları, şerbetli tatlıları miktar ve tüketim sıklığına dikkat ederek tüketin.
  • Yemeklerde veya sofrada fazla tuz kullanımı, salamura, turşu gibi besinlerin tüketiminden kaçının. Tuz yerine baharatlar kullanın.

 

“SAĞLIKLI BESLENMEYİ YAŞAM TARZI HALİNE GETİRİN”

Kanserin çevresel faktörler engellendiğinde önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çeken Ecem Ocak, “Kansere yakalanma riskini çevresel faktörler iyileştirildiğinde en aza indirmek mümkün. Burada beslenme çok büyük önem taşıyor. Bu yüzden bir an önce sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmeli, olabildiğince fiziksel aktivite alışkanlığı hayata geçirilmelidir. Ayrıca, yaptırmanız gereken kontrol ve tetkikleri atlamayın. Unutmayın ki kanser önlenebilen, geç kalmadığınızda tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Kanserden korkmayın!” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

 

 

Ayrıntılı Bilgi İçin;

Hatice Kumalar / Brandistanbul PR
hatice.kumalar@brandistanbulpr.com - 0530 110 73 03

Burak Kılavuzoğlu / Brandistanbul PR - Marka Temsilcisi

burak.kilavuzoglu@brandistanbulpr.com – 0507 409 09 79

 

 

Formteg Hakkında:

Sağlıklı beslenmenin ve yeme-içme davranışlarımızın insan psikolojisiyle doğrudan orantılı olduğuna inanan Psikolog G. Tansu Ocak ve Uzman Diyetisyen Ecem Ocak tarafından hayata geçirilen Formteg, sağlıksız yeme-içme alışkanlıklarını düzenlemek için öncelikle danışanlarına psikolojik destek vermeyi ve sorunun kökenine inmeyi hedefliyor. Doğru teşhis ve terapi sayesinde sorun teşkil eden alışkanlıklar öncelikle sona erdiriliyor. Sonrasında uzman diyetisyen eşliğinde kapsamlı bir programla doğru, sürdürülebilir, tam bir değişimin gerçekleştirilmesi sağlanıyor. Yeme-içme bozukluklarının tedavisinde psikoloji önemli bir rol oynuyor. Psikolog gözetiminde diyetetik dünyanın pek çok ülkesinde uygulansa da Formteg, ülkemizde bu konuda ilk olma özelliğini taşıyor. Formteg’de fiziksel değişimin başlangıcı iyi beslenme ve sağlıklı bir ruh hali ile başlıyor.

 

Formteg internet sayfası, https://formteg.com/

Formteg Instagram hesabı, https://www.instagram.com/formteg_diyetvepsikoloji/

 

 

Psikolog Ganime Tansu Ocak kimdir?

Doğu Akdeniz Üniversitesi, Psikoloji bölümünden onur derecesi ile mezun olan Psikolog Ganime Tansu Ocak, Marmara Üniversitesi Hastanesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü, İstanbul Florence Nightingale Hastanesi ve Fransız Lape Hastanesi’nde klinik Psikoloji eğitimini tamamladı. Özel Hatay Hastanesi ve İstanbul Medikal Park Hastanesi’nde çalışmalarını sürdüren Tansu Ocak, “Yaygın Kaygı Bozukluğu – Anksiyete, Depresyon, Panik Bozukluk, Agorafobi, Sosyal Kaygı, Özgül Fobi, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Yeme Bozuklukları” konularında uzmandır. Kanser tanısı almış hastalara ve hasta yakınlarına da danışmanlık hizmeti veren Tansu Ocak, kurucu ortağı olduğu Formteg Beslenme, Diyet ve Psikoloji Danışma Merkezi’nde çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Uzman Diyetisyen Ecem Ocak kimdir?

Doğu Akdeniz Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun olan Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı’nda tamamladığı Yüksek Lisans Programı’nı ‘yüksek şeref’ derecesiyle bitirerek ‘Uzman Diyetisyen’ unvanını taşımaya hak kazanmıştır. Hacettepe Üniversitesi Yetişkin Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ve Acıbadem Maslak Hastaneleri’nde çalışmalarını sürdüren Uzman Diyetisyen Ecem Ocak’ın sertifika kazandığı alanlar, “Obezite Diyetisyenliği, Kardiyoloji Diyetisyenliği, Yeme Bozuklukları Diyetisyenliği, Onkoloji Diyetisyenliği, Gebelik ve Laktasyon, Metabolik ve Cerrahi Diyetisyenliği” şeklindedir. Uzman Diyetisyen Ecem Ocak, kurucu ortağı olduğu Formteg Beslenme, Diyet ve Psikoloji Danışma Merkezi’nde bireysel, kurumsal ve çevrimiçi beslenme danışmanı olarak hizmet vermektedir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.