KEYİFLE OKUNACAK BİR ROMAN: BİR GÜN

15.02.2017 - 17:04, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1615+ kez okundu.
 

KEYİFLE OKUNACAK BİR ROMAN: BİR GÜN

    ADANA- Kitaplarında toplumsal  sorunları ve yaraları farklı bir üslupla okuyucuya sunan yazar Muhittin Çoban,   “Bir Gün” adlı Romanı ile 78 kuşağının fırtınalı günlerine ışık ttuyor. Bir Aşk Hikayesi, Düşüncede Yürümek, Sevgiliye Mektuplar, O Büyük Gün Geldiğinde, Her şey Aşk İçin kitaplarıyla ön plana çıkan Adanalı yazar  Muhittin Çoban’ın Bir Gün adlı romanında Alevi – Sünni çatışması olarak gösterilen ama Irkçı saldırıların yaşandığı bir dönem anlatılıyor. Muhittin Çoban, Orhan Kemal’in bereketli topraklarında doğup, filizlenmenin ve  çoğalmanın bir şans olduğuna her zaman dile getiriyor.   Ve gelelim “Bir Gün”e: Bir Gün, Çukurova insanına yazılmış. Çoban bunu şöyle anlattı: “Her yazar romanına kendini katar. Ben Çukurovalının insanını yazdım bu romanda. Ama sadece Çukurovalının romanı dersek Bir Gün’e, yanılmış oluruz ve haksızlık etmiş oluruz. Bir Gün aynı zaman da Türkiye’nin romanı, benzer kaderleri paylaştık Karadenizlisiyle, Egelisiyle, Doğulusuyla, yani içselleşmiş bir halkız.”  İnsanların kamplara bölünüp birbirlerine kıydığı, eylemler, direnişler, ölümler yaşandığı döneme aşkı  da eklemişti Çoban. Her eserde illaki bir aşk olduğunu söyleyen Çoban, şöyle davem etti:  “ Aşksız hayat yok mu, yani yaşam aşk üzerine mi kurulmuş. Denemeler kitabınızın adı da bu :  ‘Her Şey Aşk İçin ‘ diyorsun. Aşk cinselliğin estetizme edilmiş bir halidir. Tamam, hayat aşk üzerine kurulmamıştır. Cinsellik doğanın üremesidir, çoğalmasıdır. Bu doğal bir işleyiştir, İnsanın insanlaşma süreciyle birlikte aşkta oluşuyor. Evrenin oluşumuyla birlikte aşk oluşmuyor. İnsanın dışında öteki canlıların cinsel yaşamında aşk yoktur, estetizm yoktur. Her güzel estetik değildir ama her estetikte güzellik vardır. Denize veya bir dağa bakarsınız, ya da bahçedeki çiçeklere güzel dersiniz, bu güzellikte estetik yoktur. Ancak insanın yaratıcılığı eklenince o güzelliğe estetik diyebiliyoruz. İki çift atın, iki çift köpeğin, iki çift kuşun, iki çift maymunun çiftleşmesinde estetizm yoktur, çünkü sevişme yoktur. Erkek niye bakımlı olur, kadın niye saatlerini ayna karşısında, kuaförde geçirir, niye güzel, şık ve dekolte kıyafetler giyeriz, niye dişimizi fırçalar, parfümlerimizi sıkarız, niye çalışıp para kazanırız? Tüm bunların bir nedeni de karşı cinsimize kendimizi beğendirmektir.         İnsanı güzelleştiren aşktır!  Bunu iyi bilelim. Ankara da o üzerinde bombayı patlatan kişiler eğer gerçek insani aşkı –karşı cinde duyulan aşktan söz ediyorum- yaşıyor olsaydı, o canlı bombacıları oraya gönderenler aşkı yaşıyor olsalardı, bizi yönetenler insanca bir aşk yaşıyor olsalardı bu katliamlara izin vermezlerdi. Çünkü aşk insanı iyimser düşündürür. Yüreğinde aşk olan kişinin beyninde kahpelik, pusuculuk yaşayamaz. Pusuculuk bir kültürdür. Pusuculuk feodal kültürdür, orta doğu kültürdür. Düşmanının karşısına direk çıkamaz, ona pusu, tuzak kurarak yok etmek ister. Ama Adana halkında genel olarak bu yoktur. Düello eder gibi hasmının karşısına çıkar. O sana küfür eder, sen ona küfür edersin, o sana yumruk atar sen ona yumruk atarsın, ama arkadan seni vurmaz Adanalı.” (EGEMEN)      

 

 

ADANA- Kitaplarında toplumsal  sorunları ve yaraları farklı bir üslupla okuyucuya sunan yazar Muhittin Çoban,   “Bir Gün” adlı Romanı ile 78 kuşağının fırtınalı günlerine ışık ttuyor.

Bir Aşk Hikayesi, Düşüncede Yürümek, Sevgiliye Mektuplar, O Büyük Gün Geldiğinde, Her şey Aşk İçin kitaplarıyla ön plana çıkan Adanalı yazar  Muhittin Çoban’ın Bir Gün adlı romanında Alevi – Sünni çatışması olarak gösterilen ama Irkçı saldırıların yaşandığı bir dönem anlatılıyor.

Muhittin Çoban, Orhan Kemal’in bereketli topraklarında doğup, filizlenmenin ve  çoğalmanın bir şans olduğuna her zaman dile getiriyor.

  Ve gelelim “Bir Gün”e: Bir Gün, Çukurova insanına yazılmış. Çoban bunu şöyle anlattı:

“Her yazar romanına kendini katar. Ben Çukurovalının insanını yazdım bu romanda. Ama sadece Çukurovalının romanı dersek Bir Gün’e, yanılmış oluruz ve haksızlık etmiş oluruz. Bir Gün aynı zaman da Türkiye’nin romanı, benzer kaderleri paylaştık Karadenizlisiyle, Egelisiyle, Doğulusuyla, yani içselleşmiş bir halkız.”

 İnsanların kamplara bölünüp birbirlerine kıydığı, eylemler, direnişler, ölümler yaşandığı döneme aşkı  da eklemişti Çoban.

Her eserde illaki bir aşk olduğunu söyleyen Çoban, şöyle davem etti:

 “ Aşksız hayat yok mu, yani yaşam aşk üzerine mi kurulmuş. Denemeler kitabınızın adı da bu :  ‘Her Şey Aşk İçin ‘ diyorsun. Aşk cinselliğin estetizme edilmiş bir halidir. Tamam, hayat aşk üzerine kurulmamıştır. Cinsellik doğanın üremesidir, çoğalmasıdır. Bu doğal bir işleyiştir, İnsanın insanlaşma süreciyle birlikte aşkta oluşuyor. Evrenin oluşumuyla birlikte aşk oluşmuyor. İnsanın dışında öteki canlıların cinsel yaşamında aşk yoktur, estetizm yoktur. Her güzel estetik değildir ama her estetikte güzellik vardır. Denize veya bir dağa bakarsınız, ya da bahçedeki çiçeklere güzel dersiniz, bu güzellikte estetik yoktur. Ancak insanın yaratıcılığı eklenince o güzelliğe estetik diyebiliyoruz. İki çift atın, iki çift köpeğin, iki çift kuşun, iki çift maymunun çiftleşmesinde estetizm yoktur, çünkü sevişme yoktur. Erkek niye bakımlı olur, kadın niye saatlerini ayna karşısında, kuaförde geçirir, niye güzel, şık ve dekolte kıyafetler giyeriz, niye dişimizi fırçalar, parfümlerimizi sıkarız, niye çalışıp para kazanırız? Tüm bunların bir nedeni de karşı cinsimize kendimizi beğendirmektir.

 

 

 

 

İnsanı güzelleştiren aşktır!  Bunu iyi bilelim. Ankara da o üzerinde bombayı patlatan kişiler eğer gerçek insani aşkı –karşı cinde duyulan aşktan söz ediyorum- yaşıyor olsaydı, o canlı bombacıları oraya gönderenler aşkı yaşıyor olsalardı, bizi yönetenler insanca bir aşk yaşıyor olsalardı bu katliamlara izin vermezlerdi. Çünkü aşk insanı iyimser düşündürür. Yüreğinde aşk olan kişinin beyninde kahpelik, pusuculuk yaşayamaz. Pusuculuk bir kültürdür. Pusuculuk feodal kültürdür, orta doğu kültürdür. Düşmanının karşısına direk çıkamaz, ona pusu, tuzak kurarak yok etmek ister. Ama Adana halkında genel olarak bu yoktur. Düello eder gibi hasmının karşısına çıkar. O sana küfür eder, sen ona küfür edersin, o sana yumruk atar sen ona yumruk atarsın, ama arkadan seni vurmaz Adanalı.” (EGEMEN)

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.