KHK ihraçları eğitimi vurdu

GÜNDEM 10.10.2018 - 16:59, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1616+ kez okundu.
 

KHK ihraçları eğitimi vurdu

OHAL kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilen Eğitim-Sen’li öğretmenler, ihraçların eğitim kalitesini olumsuz etkilediğini söyledi. EĞİTİMDE KALİTE DÜŞTÜ 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının ardından ilan edilen OHAL kapsamında KHK’larla yaklaşık 35 bin öğretmenin ihraç edilmesinin eğitimin kalitesinin düşmesine neden olduğu öne sürüldü. Bu KHK’larla görevlerinden ihraç edilen Eğitim-Sen Adana Şube Sekreteri Cemil Özen ve Mali Sekreter Seher Kılıç, boşalan öğretmenlerin yerinin KPSS puanları düşük, siyasi görüşü göz önünde bulundurularak doldurulmasından dolayı eğitimdeki kalitenin düştüğünü ileri sürdü.  Özen ve Kılıç, siyasi iktidarın bu yolla laik eğitim verecek öğretmenlerin önünü kestiğini savundu. GÜVENCE KALMADI Milli Eğitim Bakanlığı tarafından artık kadrolu öğretmen alımı yapılmadığını anlatan Kılıç, “Bu ihraçlar dolaylı olarak eğitim düzeyini olumsuz etkiliyor. Büyük bir öğretmen açığımız var. Eğitimi artık serbest piyasa haline getirdiler. Ücretli öğretmen alımında artış var. İhraç edilen öğretmenlerin yanı sıra sözleşmeli öğretmenlerin de artık bir güvencesi kalmadı. Eğitimde süreklilik önemli olduğu için eğitim kalitesi oldukça düşüşe geçti. İhraç edilen öğretmenler çok önemli öğretmenler ve her yere çağırılan öğretmenlerden oluşuyor” dedi. EĞİTİM-SEN’DEN MADDİ DESTEK OHAL döneminde Türkiye genelinde 133 bin kamu görevlisinin ihraç edildiğini belirten Eğitim-Sen Adana Şube Sekreteri Cemil Özen ise, ihraç edilen eğitimci sayısının 41 bini aştığını söyledi. Eğitim-Sen’in diğer kamu sendikalarının aksine ihraç edilen meslektaşlarına sahip çıktığını açıklayan Özen, “İlk ihraçların başladığı 2016 yılından bu yana ihraçlarımızın hepsine maddi yardımda bulunduk. Çalışan veya çalışmayan tüm arkadaşlarımıza maddi destekte bulunuyoruz” dedi. SİYASİ TASARRUF OHAL’in sona ermesiyle bu kararnamelerin iptal olması gerekirken iktidarın çıkardığı yasayla kararnamelere 3 yıl boyunca itiraz edilmesinin önünün kapatıldığını vurgulayan Özen, “Şu an ihraç edilen bizler için ortada ispat edilen herhangi bir suç yok. Hakkımızda açılan bir dava yok. Hükümet tarafından yapılan açıklamaya göre bizler idari bir tasarrufla işimizden ihraç edildik. Yani bu idari tasarruf aslında siyasi tasarruf sayılabilir” diye konuştu. YAŞAM ALANLARIMIZ DARALTILIYOR” İhraç edilen eğitimcilerin kamunun yanında özel okul ve etüt merkezlerinde dahi çalışmasının yasak olduğuna dikkat çeken Özen, “Yapılan ihraçları direkt meslekten ihraç olarak görebiliriz. Sadece ihraç edilenler değil tüm aile cezalandırılmaktadır. İktidar bizlerin yaşam alanlarımızı tamamen daraltıyor. Bundan dolayı birçok eğitimci çözümü yurt dışına kaçmakta buldu. Meriç Nehri'nde veya Ege Denizi'nde boğulan öğretmenlerimiz de oldu” şeklinde konuştu. SİGORTA DAYATMASI İktidar tarafından G1 sigortasının dayatıldığını ifade eden Özen, şöyle konuştu: “Bu, çalışma hakları ellerinden alınmış insanlar için hükümet tarafından yapılan bir dayatma. Çalışma alanlarımızı ellerimizden aldılar, bütün yaşamı alanlarımızı elimizden aldılar son olarak da sağlık haklarından yararlanma hakkımızı elimizden aldılar. Şu an bireysel sağlık sigortam olmadığı için hiçbir hastaneye başvuramıyorum. Sağlık, anayasal olarak verilen bir haktır ama ben bundan faydalanamıyorum.”

OHAL kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilen Eğitim-Sen’li öğretmenler, ihraçların eğitim kalitesini olumsuz etkilediğini söyledi.

EĞİTİMDE KALİTE DÜŞTÜ
15 Temmuz hain darbe kalkışmasının ardından ilan edilen OHAL kapsamında KHK’larla yaklaşık 35 bin öğretmenin ihraç edilmesinin eğitimin kalitesinin düşmesine neden olduğu öne sürüldü. Bu KHK’larla görevlerinden ihraç edilen Eğitim-Sen Adana Şube Sekreteri Cemil Özen ve Mali Sekreter Seher Kılıç, boşalan öğretmenlerin yerinin KPSS puanları düşük, siyasi görüşü göz önünde bulundurularak doldurulmasından dolayı eğitimdeki kalitenin düştüğünü ileri sürdü.  Özen ve Kılıç, siyasi iktidarın bu yolla laik eğitim verecek öğretmenlerin önünü kestiğini savundu.
GÜVENCE KALMADI
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından artık kadrolu öğretmen alımı yapılmadığını anlatan Kılıç, “Bu ihraçlar dolaylı olarak eğitim düzeyini olumsuz etkiliyor. Büyük bir öğretmen açığımız var. Eğitimi artık serbest piyasa haline getirdiler. Ücretli öğretmen alımında artış var. İhraç edilen öğretmenlerin yanı sıra sözleşmeli öğretmenlerin de artık bir güvencesi kalmadı. Eğitimde süreklilik önemli olduğu için eğitim kalitesi oldukça düşüşe geçti. İhraç edilen öğretmenler çok önemli öğretmenler ve her yere çağırılan öğretmenlerden oluşuyor” dedi.
EĞİTİM-SEN’DEN MADDİ DESTEK
OHAL döneminde Türkiye genelinde 133 bin kamu görevlisinin ihraç edildiğini belirten Eğitim-Sen Adana Şube Sekreteri Cemil Özen ise, ihraç edilen eğitimci sayısının 41 bini aştığını söyledi. Eğitim-Sen’in diğer kamu sendikalarının aksine ihraç edilen meslektaşlarına sahip çıktığını açıklayan Özen, “İlk ihraçların başladığı 2016 yılından bu yana ihraçlarımızın hepsine maddi yardımda bulunduk. Çalışan veya çalışmayan tüm arkadaşlarımıza maddi destekte bulunuyoruz” dedi.

SİYASİ TASARRUF
OHAL’in sona ermesiyle bu kararnamelerin iptal olması gerekirken iktidarın çıkardığı yasayla kararnamelere 3 yıl boyunca itiraz edilmesinin önünün kapatıldığını vurgulayan Özen, “Şu an ihraç edilen bizler için ortada ispat edilen herhangi bir suç yok. Hakkımızda açılan bir dava yok. Hükümet tarafından yapılan açıklamaya göre bizler idari bir tasarrufla işimizden ihraç edildik. Yani bu idari tasarruf aslında siyasi tasarruf sayılabilir” diye konuştu.

YAŞAM ALANLARIMIZ DARALTILIYOR”
İhraç edilen eğitimcilerin kamunun yanında özel okul ve etüt merkezlerinde dahi çalışmasının yasak olduğuna dikkat çeken Özen, “Yapılan ihraçları direkt meslekten ihraç olarak görebiliriz. Sadece ihraç edilenler değil tüm aile cezalandırılmaktadır. İktidar bizlerin yaşam alanlarımızı tamamen daraltıyor. Bundan dolayı birçok eğitimci çözümü yurt dışına kaçmakta buldu. Meriç Nehri'nde veya Ege Denizi'nde boğulan öğretmenlerimiz de oldu” şeklinde konuştu.

SİGORTA DAYATMASI
İktidar tarafından G1 sigortasının dayatıldığını ifade eden Özen, şöyle konuştu: “Bu, çalışma hakları ellerinden alınmış insanlar için hükümet tarafından yapılan bir dayatma. Çalışma alanlarımızı ellerimizden aldılar, bütün yaşamı alanlarımızı elimizden aldılar son olarak da sağlık haklarından yararlanma hakkımızı elimizden aldılar. Şu an bireysel sağlık sigortam olmadığı için hiçbir hastaneye başvuramıyorum. Sağlık, anayasal olarak verilen bir haktır ama ben bundan faydalanamıyorum.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.