MASKE UYARISI!

Adana Eczacı Odası Başkanı Mürsel Yalbuzdağ, koronavirüs için kullanılması istenen maskelerin merdivenaltı üretimlerinin arttığını hatırlattı.

  KORUNDUĞUNUZU ZANNEDİYORSUNUZ! Yalbuzdağ, “Şimdi herkes tekstil makinesi almış, maske imalatına giriyor. Bu doğru değil, sıhhi bir ortam olmalı. Cerrahi tip maskenin özellikleri bellidir. 3 katlı, filtresi olacak, alerji yapmayan kumaşı olacak. Bugün don kumaşından bile yapıyorlar. Siyah kumaş, onların virüs koruyucu bir özelliği falan yok, daha da tehlikeli olmaya başlıyor. İnsanlar korunduğunu zannediyor, ancak korunmuyor. Bugün maskelerin kalite kontrol aşamaları bile aşırı talepten yapılamıyor” dedi.  KORUYUCU MASKE 4 SAATTE DEĞİŞTİRİLMELİ  Yalbuzdağ, bir maskeyi 4 saatte bir değiştirmek gerektiğine dikkat çekerek, “Çünkü nemleniyor, nemlenirse virüs ve bakteriyi tutma özelliği artıyor, insanı riske atıyor. Bir kutu 100’lük maske bu şekilde 25 günde biter. Maske üreten gerçek firmaların ürünlerinin bile çakmaları ürettiler, her şeyleri aynı, kimin ki gerçek tereddüde düşersiniz” diye konuştu.  Adana Eczacı Odası Başkanı Mürsel Yalbuzdağ: ÖN SAFTAYIZ KORUYUCU EKİPMAN İSTİYORUZ Çin'den dünyaya yayılan ölümcül koronavirüsle ilgili ülkemizde bugüne kadar 202 bin 845 test yapıldı. Koronavirüslü hasta sayısı 30 bin 217 oldu. Bugüne kadar 649 kişi ölümcül virüs sebebiyle hayatını kaybetti.  Ülkemizin değişik illerdeki hastanelerde bin 415 kişi yoğun bakımda tedavi görüyor, oksijene bağlı tedavi görenlerin sayısı ise 966. Koronavirüsten kurtulan hasta sayısı bin 326’yı buldu.  Salgınla mücadele savaşında hiç şüphesiz sağlık çalışanları gibi eczacılar da ön saflarda yer alıyor. Kimin hastalığı taşıdığını bilmeden günde binlerce kişiye ilaç, koruyucu maske ve dezenfektan hizmeti veren eczacılar, bilimsel adı Covid-19 olan koronavirüse karşı risk altında olduklarını belirterek, “Bizler de yetkililerden, Sağlık Bakanlığı’ndan koruyucu ekipman talep ediyoruz” dedi.  Adana Eczacı Odası Başkanı Mürsel Yalbuzdağ, koronavirüs vakaları ortaya çıktığı günden bu yana Adana genelinde 752 eczacı ile 7 gün 24 saat, tüm riskleri göze alarak vatandaşlara hizmet verdiklerini söyledi.  Mürsel Yalbuzdağ, “Ne yazık ki tüm çabalarımıza rağmen maske ve dezenfektanlarla ilgili eczacılarla ilgili çok şey söylendi. Bizim alış ve satış fiyatlarımız belgeli. Gelip faturalara her zaman bakabilirler, her zaman denetlenmeye açığız. Bu fahiş fiyatı yaratanlar ve sorumlusu biz değiliz” diye konuştu.   KARABORSACILAR MASKE TOPLADI! Yalbuzdağ,  daha önce içinde 100 adet olan bir kutu maskeyi 40-50 liraya aldıklarını, koronavirüs vakaları ortaya çıkmasının ardından ise bugün ecza depolarından 50’lik bir kutu maskeyi 120 liraya temin ettiklerini söyledi.  İşte Yalbuzdağ’ın anlattıkları:  “Mart ayından itibaren talep o kadar arttı ki maskeleri karaborsacılar toplamaya başladı. Ve bulunamayışından dolayı da fahiş fiyattan piyasaya sürmeye başladılar. Fabrikalar da tedarikte sıkıntı yaşadı. Malzemesini, kullanacağı kağıdı daha pahalıya aldı. Onlar da maliyetlerin üzerine bindirmek zorunda kaldı. Burada önemli olan devletin zamanında olaya el koymamasıydı. Geçtiğimiz haftalarda, stokları sayacağız, el koyacağız denildi. Ancak 50’lik maskeyi bile 170 liradan aldık. Biz nereden alıyoruz? Büyük ecza depolarından… Bizim aldığımız yerler belli, hala piyasadan daha pahalıya alıyoruz. Ecza depoları da satılması gereken elzem bir ürün olduğu için portföylerine koymak zorundalar. Biz cüzi bir kar koyarak satmaya çalışıyoruz. Üzerimize gelindi, sıkıntı yaşadık.”  KİMİN MASKESİ GERÇEK! “Şimdi herkes tekstil makinesi almış, maske imalatına giriyor. Bu doğru değil, sıhhi bir ortam olmalı. Merdivenaltı üretimler arttı. Şimdi kimi bedava, kimi bir liraya dağıtıyor. Cerrahi tip maskenin özellikleri bellidir. 3 katlı, filtresi olacak, alerji yapmayan kumaşı olacak. Bugün don kumaşından bile yapıyorlar. Siyah kumaş, onların virüs koruyucu bir özelliği falan yok, daha da tehlikeli olmaya başlıyor. İnsanlar korunduğunu zannediyor, ancak korunmuyor. Bugün maskelerin kalite kontrol aşamaları bile aşırı talepten yapılamıyor. Çünkü ihtiyaç büyük. Bir maskeyi 4 saatte bir değiştirmek lazım. Çünkü nemleniyor, nemlenirse virüs ve bakteriyi tutma özelliği artıyor, insanı riske atıyor. Bir kutu 100’lük maske bu şekilde 25 günde biter. Maske üreten gerçek firmaların ürünlerinin çakmaları ürettiler, her şeyleri aynı, kimin ki gerçek tereddüde düşersiniz.”  20 YAŞ ALTINDA SIKINTI VAR! “20 yaş altına sokağa çıkma yasağı geldi. Gençler, bebekler bunların ilaçları ne olacak? Sokağa çıkma yasağı var. Çıkarsa para cezası, aile hekimine gitse, ‘ben yazamam, senin sokağa çıkma yasağın var’ diyor, sıkıntı var. 2 haftadır 65 yaş üstü evinden çıkamıyor. Raporlu ilacından başka ilaç lazım. Reçetede yazılması lazım. İlçe sağlık müdürlükleri ilaç yazınca alıyorlar. 0- 20 yaş arası nüfus 34 milyon. Buna ilçe sağlık müdürlüklerinin yetişmesi mümkün değil. Boğazı ve başı ağrıyan olacak, ilaç ihtiyacı olacak.” DEZENFEKTAN İÇİN AMBALAJ BULAMADIK! “Dezenfektanda spekülatörler o kadar çok oldu ki. Eczanede elle hazırlanan formüller var. Koronavirüsle mücadelede Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Eczacılık Örgütü’nün öngördüğü bir formülasyon var. Onun için alkol, hidrojen peroksit ile gliserin gerekiyor. Hammaddeleri bırakın, içine koyacağımız ambalaj yok. Plastik ve cam ambalaj fiyatı 5-ile 10 liradan satılmaya başlandı. Piyasa buna hazırlıksız yakalandı.”  KONTROLLÜ İLAÇ TEDARİKİ VAR “Koronavirüs tedavisinin ardından taburcu olan hastalara ilacı hastaneden veriyorlar. Bir de grip ilacı denen bir antiviral var. O ilacı eczanelerden veriyorlar. Biz hastane eczanesi ile koordineli çalışarak depodan reçeteye özel stok gönderiyoruz. Hastaların fazla dolaşmasını önlemek için. Bu ilacın kontrollü kullanımını sağlamasaydık, herkes evinde stok yapardı. İhtiyacı olan bu ilacı bulamazdı. O yüzden en başından itibaren bu ilaçlarla ilgili devlet de sınır koydu. Depolar da satışına sınır koydu. Kontrollü bir şekilde gerçek hastaya, gerçek bir şekilde ulaşsın ve onlar tedavilerini olsun amacı güdülüyor. Yoksa kulaktan dolma bilgilerle gidip alıyorlar. Bu ilacı koruma amacıyla birine vermişler böbrek yetmezliğine girmiş, bir tablette. Çünkü bu güçlü bir sıtma ilacı, hastalık tespit edilmeden verilmesi komplikasyonlara sebep oluyor. Bir ilacın üretimi yaklaşık 15 yıl sürer. Molekülünden faz araştırmalarına, hayvanlar ve insanlar üzerindeki çalışmalardan piyasaya verilmesine kadar uzun bir süreç vardır. Koronavirüs için ise araştırmalar hızlı yapılıyor.” ECZACILAR KORUYUCU EKİPMANLARLA DESTEKLENMELİ  “Maske ve dezenfektanlarla ilgili biz de ön cephede savaşıyoruz. Eczacılar olarak Covid-19’a karşı hem danışmanlık, hem maske, hem dezenfektan anlamında savaşıyoruz. Bizler de risk altındayız. Yetkililerden, bakanlıklardan sağlık çalışanı olarak koruyucu ekipman talep ediyoruz. Bizim de bu taleplerimizin karşılanması lazım. Çünkü eczaneler 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet veriyor. Ve hastaların ilaçlarını sunmaya çalışıyorlar. Kimin pozitif olduğu, kimin hasta olduğu belli değil. Yeterli ekipman, yeterli dezenfektan koruyucu ekipmanla bizlerin de korunması ve desteklenmesi lazım. Ama ne yazık ki geçtiğimiz günlerde de maske ve dezenfektanlarla ilgili eczacılarla ilgili çok şey söylendi. Bizim alış ve satışlarımız belgeli. Gelip faturalara her zaman bakabilirler, her zaman denetlenmeye açığız. Bu fahiş fiyatı yaratanlar ve sorumlusu biz değiliz.” KENDİNİZİ İYİ İZOLE EDİN “Ne yazık ki insanlar evinde kalmıyor, trafik dolu, insanlar koruyucu maske takmıyor, kullanmıyor. Bu işin sırrı evde kalmak, kendini izole etmek. Lütfen herkes evinde kalsın. Kimin taşıyıcı olduğu, kimin taşımadığı bilinmiyor. O yüzden herkes kendi tedbirini kendi alsın. Hijyen tedbirleri sıkı sıkıya uygulanmalı. Bu uygulanmazsa çok büyük sıkıntıya gireriz. Herkes hasta olacak deniliyor, ancak herkesin bir anda hasta olmasıyla beraber sağlık sistemi çöker. Herkese yatak yok. Herkese yoğun bakım yatağı yok. İtalya ve İspanya’daki duruma düşmemek lazım. Markete giderken korunsunlar ve bunu ciddiyle alsınlar. Gerçekten büyük bir savaş veriliyor. Büyük bir uğraşı veriliyor. Dışarıdan belki görülmüyor ama görünen ve bilinen hastalıklardan daha farklı. Bilinmeye karşı bir savaş veriliyor. Dikkatli olmak lazım. Herkesin sakınması ve kurallara uyması şart.”