NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA DAVASININ İLK DURUŞMASI YAPILDI

15.09.2017 - 12:18, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2051+ kez okundu.
 

NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA DAVASININ İLK DURUŞMASI YAPILDI

KHK ile işten çıkarılan ve 190 gündür açlık grevinde ve 23 Mayıs’tan beri tutuklu olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın ilk duruşması dün yapıldı.   Duruşma öncesi Gülmen ve Özakça'nın avukatlarının gözaltına alınması sonrası barolar ve çok sayıda hukukçu Ankara Adliyesi’ndeki Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Gülmen ve Özakça'nın yanında yer aldılar. Av. Veli Küçük (Adana Baro Başkanı), Av. Zafer Kazan (Sakarya Barosu Başkanı), Av Polat Balkan (Antalya Baro Başkanı), Av. Hakan Canduran, (Ankara Barosu Başkanı), Av.Murat Timur (Van Barosu Başkanı), Av. Sabahattin Gümüş (Adana Baro Başkan Yardımcısı), Av. Semih Gökayaz (Adana Barosu Genel Sekreteri) Adana Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Duygu Özgüven, Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve TBB Disiplin Kurulu Üyesi Av. Mustafa Çinkılıç, Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Av. Tugay Bek, Av. Sabahattin Demir, Av. Şiar Rişvanoğlu, Av. Ünsal Bener, Av.Ali Akıncı, Av.Necmi Biçen, Av. Ümit Büyükdağ, Av. Oya Tekin, Av. Cemre Topal, Av. Funda Buyruk, Av. Zelal Demiray, Av. Ayşe Zilan, Av. Av. Kübra Özbiçer, Av. Songül Yıldız duruşmaya sanıklar müdafii olarak katıldı.   Gülmen ve Özakça, iddianamede “Silahlı terör örgütüne üye olma, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyorlar.   Duruşma eksikliklerin giderilmesi ve yazışmalar ile bilgi toplanılması için 28 Eylül 2017 günü saat 10.00'a bırakıldı. Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'in tutukluluğunun devamına karar verildi.   “ÖLÜMÜN YANINDA YAŞAMI KUTSAYALIM”   Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, bugüne kadar KHK’lar nedeniyle 40’ın üzerinde kamu görevlisinin intihar ettiğini hatırlatarak, “9 Kasım 2016’da “Açığa alındım, işimi geri istiyorum” yazılı pankartla başlayan ve daha sonra açlık grevine dönüşen protesto ve direniş cezaevinde sürüyor. Açlık grevinin 190’ıncı gününde ilk duruşmalarına getirilmeyerek Ankara Jandarma Komutanlığı’nın mahkemeye gönderdiği yazıda, 'personel yetersizliği ve provokasyon ihtimali' neden gösterildi.   Bir başka garip olay ise, Gülmen ve Özakça’nın davaya hâkim avukatları ise önceki gün yapılan polis operasyonu ile gözaltına alınmalarıdır.   Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, OHAL kararnamesi ile işten atılan beş bin akademisyen, elli bin öğretmen ve yüz elli bin çalışandan yalnızca ikisidir.   Semih ve Nuriye sadece demokratik tepkilerini kendi canlarını hiçe sayarak barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hedef haline gelmiştir. Somut ve ciddi, önemli suç delili varsa devlet suçlu ve suçla mücadelesini verecektir, bu sürece destek vermek hepimizin de görevidir. Ancak, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’in içeriğinde yer aldığı üzere terörle mücadele çerçevesinde olması gerekirken, içeriğinin terörden başka yaşamımızın her alanına sirayet ettiğini ve sivil diktaya, korku imparatorluğuna dönüştüğünü görmekteyiz.   Bu süreçte dileğimiz ve isteğimiz halk iradesinin tecelli noktası TBMM’nin asıl irade olarak esas alınıp, egemen kılınması, KHK’lar yönteminden vazgeçilerek Meclisin işlevsel hale getirilmesidir. Anayasa Mahkemesinin KHK’ları denetleme yetkisinin olmadığı yönünde kararı geçmiş dönem uygulamalarına ve hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır.    Semih ve Nuriye İşe geri dönme talebiyle açlık grevine gittikleri için tutuklandılar ve 190 gündür açlar. Her geçen gün sağlık durumları daha da kötüye gitmektedir.   Biz, en temel evrensel insan hakkı olan yaşam hakkını önemseyerek Nuriye ve Semih ölmesin, çalışma hakları geri verilsin istiyoruz. Okullarına dönebilmeleri ve olağan hayatlarına devam edebilmeleri için yetkililerin ve devletin gereken adımları atmasını bekliyoruz. Biz ölümün yanında yaşamı savunuyoruz. Mahkemeden isteğimiz bağımsız ve tarafsız yargıyı yaşama geçirmesi, verecekleri tahliye ve beraat kararı ile ülkemiz hukuk, demokrasi, hak ve özgürlükler tarihine altın harflerle yazışmaları, Ankara'da hakimler var duygusunu topluma yaşatmalarıdır. Nuriye ve Semih özgürlüklerine kavuşsun istiyoruz. ” dedi.

KHK ile işten çıkarılan ve 190 gündür açlık grevinde ve 23 Mayıs’tan beri tutuklu olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın ilk duruşması dün yapıldı.

 

Duruşma öncesi Gülmen ve Özakça'nın avukatlarının gözaltına alınması sonrası barolar ve çok sayıda hukukçu Ankara Adliyesi’ndeki Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Gülmen ve Özakça'nın yanında yer aldılar.

Av. Veli Küçük (Adana Baro Başkanı), Av. Zafer Kazan (Sakarya Barosu Başkanı), Av Polat Balkan (Antalya Baro Başkanı), Av. Hakan Canduran, (Ankara Barosu Başkanı), Av.Murat Timur (Van Barosu Başkanı), Av. Sabahattin Gümüş (Adana Baro Başkan Yardımcısı), Av. Semih Gökayaz (Adana Barosu Genel Sekreteri) Adana Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Duygu Özgüven, Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve TBB Disiplin Kurulu Üyesi Av. Mustafa Çinkılıç, Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Av. Tugay Bek, Av. Sabahattin Demir, Av. Şiar Rişvanoğlu, Av. Ünsal Bener, Av.Ali Akıncı, Av.Necmi Biçen, Av. Ümit Büyükdağ, Av. Oya Tekin, Av. Cemre Topal, Av. Funda Buyruk, Av. Zelal Demiray, Av. Ayşe Zilan, Av. Av. Kübra Özbiçer, Av. Songül Yıldız duruşmaya sanıklar müdafii olarak katıldı.

 

Gülmen ve Özakça, iddianamede “Silahlı terör örgütüne üye olma, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyorlar.

 

Duruşma eksikliklerin giderilmesi ve yazışmalar ile bilgi toplanılması için 28 Eylül 2017 günü saat 10.00'a bırakıldı. Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'in tutukluluğunun devamına karar verildi.

 

“ÖLÜMÜN YANINDA YAŞAMI KUTSAYALIM”

 

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, bugüne kadar KHK’lar nedeniyle 40’ın üzerinde kamu görevlisinin intihar ettiğini hatırlatarak, “9 Kasım 2016’da “Açığa alındım, işimi geri istiyorum” yazılı pankartla başlayan ve daha sonra açlık grevine dönüşen protesto ve direniş cezaevinde sürüyor. Açlık grevinin 190’ıncı gününde ilk duruşmalarına getirilmeyerek Ankara Jandarma Komutanlığı’nın mahkemeye gönderdiği yazıda, 'personel yetersizliği ve provokasyon ihtimali' neden gösterildi.

 

Bir başka garip olay ise, Gülmen ve Özakça’nın davaya hâkim avukatları ise önceki gün yapılan polis operasyonu ile gözaltına alınmalarıdır.

 

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, OHAL kararnamesi ile işten atılan beş bin akademisyen, elli bin öğretmen ve yüz elli bin çalışandan yalnızca ikisidir.

 

Semih ve Nuriye sadece demokratik tepkilerini kendi canlarını hiçe sayarak barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hedef haline gelmiştir. Somut ve ciddi, önemli suç delili varsa devlet suçlu ve suçla mücadelesini verecektir, bu sürece destek vermek hepimizin de görevidir. Ancak, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’in içeriğinde yer aldığı üzere terörle mücadele çerçevesinde olması gerekirken, içeriğinin terörden başka yaşamımızın her alanına sirayet ettiğini ve sivil diktaya, korku imparatorluğuna dönüştüğünü görmekteyiz.

 

Bu süreçte dileğimiz ve isteğimiz halk iradesinin tecelli noktası TBMM’nin asıl irade olarak esas alınıp, egemen kılınması, KHK’lar yönteminden vazgeçilerek Meclisin işlevsel hale getirilmesidir. Anayasa Mahkemesinin KHK’ları denetleme yetkisinin olmadığı yönünde kararı geçmiş dönem uygulamalarına ve hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır. 

 

Semih ve Nuriye İşe geri dönme talebiyle açlık grevine gittikleri için tutuklandılar ve 190 gündür açlar. Her geçen gün sağlık durumları daha da kötüye gitmektedir.

 

Biz, en temel evrensel insan hakkı olan yaşam hakkını önemseyerek Nuriye ve Semih ölmesin, çalışma hakları geri verilsin istiyoruz. Okullarına dönebilmeleri ve olağan hayatlarına devam edebilmeleri için yetkililerin ve devletin gereken adımları atmasını bekliyoruz. Biz ölümün yanında yaşamı savunuyoruz. Mahkemeden isteğimiz bağımsız ve tarafsız yargıyı yaşama geçirmesi, verecekleri tahliye ve beraat kararı ile ülkemiz hukuk, demokrasi, hak ve özgürlükler tarihine altın harflerle yazışmaları, Ankara'da hakimler var duygusunu topluma yaşatmalarıdır. Nuriye ve Semih özgürlüklerine kavuşsun istiyoruz. ” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.