ÖFKEMİZ DİNMEYECEK

SİYASET 11.05.2018 - 12:55, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1840+ kez okundu.
 

ÖFKEMİZ DİNMEYECEK

Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, Soma faciasının yıldönümünde konuştu:
Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan ve 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın üzerinden tam 4 yıl geçti. Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, “Yüreğimiz Soma’da, aklımız katliam davasında. Ülkemizin acısı dinene, katliamda sorumluluğu olan herkes hesap verene kadar öfkemiz dinmeyecek” dedi.  Yılmaz, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Erol Salman, Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, Sağlık Emekçileri Sendikası Başkanı Muzaffer Yüksel ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Soma’da hayatını kaybeden 301 maden emekçisini saygıyla andı. Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, hala öfkeli olduklarını hatırlatarak, “Çünkü rekabet, kâr hırsı ve ucuz üretim için işçiler, emekçiler vahşi koşullarda çalıştırılıyor, yasalar bu çalışma biçimine göre uyduruluyor ve aşırı üretim halen zorlanıyor” dedi.  Soma’da 301 madencinin katledildiği Eynez Ocağı’nın vaktinde böylesi bir çalışma yükünü, mevcut koşullarda kaldıramayacağı için bir işletmeden ötekine devredildiğini kaydeden Yılmaz, şunları kaydetti: “Ocakta bilime, tekniğe ve insani çalışma koşulları aykırı biçimde üretim yapılmış ve adeta geliyorum diyen Soma faciası yaşanmıştı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’ı Oda üyeliğinde ihraç etmiş, karar TMMOB Yüksek Onur Kurulu’nca onaylanmış ve Alp Gürkan bu karara itiraz ederek dava açmıştı. İdare mahkemesi, Soma maden işletmesinin yönetim kurulu başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunan davacının, olayın vehameti karşısında davalı idarece durumun değerlendirilerek meslek camiasından uzaklaştırılmasında mutlak zaruret bulunması nedeniyle odadan ihraç cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmemiştir. Hukukun sermaye ve iktidar çevrelerince baskı altına girmeden işlemesi için konunun takipçisi olacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.” MESLEK HASTALIKLARI İNDEKSİMİZ YOK! Türkiye’nin güvencesiz ve kuralsız çalışılan, emekçilerin açlık ile ölüm arasında seçim yapmak zorunda bırakıldığı, iş cinayetlerinin fıtrat ve kader olarak değerlendirildiği bir ülke haline geldiğini savunan Yılmaz, “İş cinayetleri sadece maden sektöründe değil, tüm iş kollarında artıyor. Olağanüstü Hal süresince, geçmiş zamanlardan daha fazla iş cinayetlerine kurban verilmiştir. Meslek hastalıkları ülkemizde halen tespit edilememekte, kapsam dışı görülmektedir. Ülkemizin bir meslek hastalıkları indeksi dahi oluşturulmamıştır. Çünkü bu sistem, hak ihlallerinden, uzun zamana yayılan ve sonuçsuz kalan hukuki süreçlerden, kamu denetiminin önemsenmemesinden, yasaların duruma göre değiştirilmesinden, demokratik sendikalaşma hakkının engellenmesinden, emekçilerin güvencesiz bırakılmasından besleniyor” diye konuştu.  HALA AYNI KOŞULLARDA ÇALIŞIYORLAR! İşverenler, siyasiler ve çıkar ortakları tarafından fiilen kurulan sistemi “vahşi” olarak niteleyen Yılmaz, “Bu sistem kiralık işçilikle, esnek çalıştırmayla, ödünç işçilik ile daha da güvencesiz hale getirilmiştir. Artan çalışma saatleri, göz dikilen kıdem tazminatlarıyla güvencesizlik ve ucuza çalıştırma, katliamlara vardırılmıştır” dedi. Madencilerin, bugün halen Soma’da aynı koşullar altında ekmeğini taştan çıkardıklarını anlatan Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, şöyle devam etti: “ Dünyanın en büyük iş cinayeti, dünyanın en büyük işçi katliamı olan Soma davası, 2014 yılından beri görülüyor. Hızlı, etkili, iş cinayetlerini caydırıcı, kamu vicdanını, adalet duygunu karşılayan bir dava olmasını beklediğimiz ve bu uğurda çaba sarf ettiğimiz bu dava, daha başlarken: Başsavcının, “gözaltına alacağımız herkes işçilerle birlikte öldü” beyanı ile ölen mühendislerin işaret edilmiş olması, sistemin yaratmış olduğu bu facianın, sadece birkaç mühendise yüklenerek çözümlenmek istenilmesi ve sistemden kaynaklı sorunların, üstü örtülerek, unutturulma mecrasına sokulması çok tanıdık bir yaklaşımdır. Daha da tanıdık olan, madenci ailelerini sokakta tekmeleyenlerin, 301 kişi yaşamını yitirmişken havanın soğukluğundan ve yorgunluktan söz edenlerin, ölümlerimiz üzerinden rant kazanmak isteyenlerin, katliamın gerçek sorumlularının halen kamuoyunun gözleri önünde olmasıdır”   SORUMLU SADECE ŞİRKET DEĞİL Soma katliamında sorumluluğun sadece, üretimi artırmak için tüm standartları ve yasaları çiğneyen şirketin olmadığına dikkat çeken Mehmet Yılmaz, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., Türkiye Kömür İşletmeleri, Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile hükümet yaşanan tüm maden facialarında olduğu gibi sorumludurlar ve hesap vermelidirler. Bu katliamın gerçek sorumluları hala kamuoyu önünde hesap vermemiştir. Bizler Soma davasının takipçisiyiz ve gerçek sorumluların açığa çıkarılması için sonuna kadar da takipçisi olacağız.” KAMUSAL DENETİM YETERLİ DEĞİL Türkiye’de özellikle AKP iktidarında ve OHAL döneminde uygulanan politikalarla maden ihalelerinde yağma ve yandaş zihniyetle üretim süreçlerinde teknik bilgi ve alt yapının yetersiz kişi ve şirketlere bırakıldığını öne süren Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılmaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliamlara dönüşmesine yol açmıştır.  Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo AKP’nin iktidara gelmesiyle daha vahim, OHAL’in ilanı ile akıl almaz hal almıştır. Soma’da, Ermenek’te, Şirvan’da, Çöllolarda, Torunlarda, 3. Köprü ve Havalimanında, madenlerde ve tüm iş kollarında katliamlar son 15 yıldır ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen “özelleştirme”, “piyasalaştırma” ve “taşeronlaştırma” politikalarının bir sonucu olarak artarak devam ediyor. Bu gün işçiyi her türlü korumadan uzak ve sahipsiz bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.” DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK! Soma’da dünden bugüne değişen, iyileşen kayda değer bir şey olmadığına dikkat çeken Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, “Soma katliamı davası sadece hayatını kaybeden 301 madencimizin değil, tüm yurtta iş cinayetlerine kurban olan tüm işçilerin ve ailelerinin, aynı zamanda tüm halkımızın davasıdır. Ancak bilinmelidir ki bu davada da henüz babalarını, eşlerini, evlatlarını kaybedenlerin yüreğini soğutacak somut adımlar atılmamış, somut kararlar verilmemiştir. Bu yüzden aklımız ve vicdanımız her duruşmada, işçi katliamlarının gündeme geldiği her gün bir kere daha ölmektedir. Bu cinayetlere sebep olanların bağımsız yargıya ve topluma hesap vermeleri için, adaletin yerini bulması için, bu acımasız sistemi değiştirmek için mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.  BİR AVUÇ KÖMÜRE BİR ÖMÜR VERDİK Yılmaz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insan hayatının her şeyden önce geldiğini vurgulamaya devam edeceklerini dile getirerek, “İşverenin kar hırsının, siyasi iktidarın politik önceliklerinin emekçilerin hayatlarını çalmasına izin vermeyeceğiz. Maden ocaklarında, bir avuç kömür için bir ömür verenleri, başta Soma olmak üzere kaybettiğimiz tüm madencileri ve işçi katliamlarında yaşamlarını kaybeden işçilerimizi saygıyla anıyoruz”  Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, “Geciken adalet adalet değildir” sözünü hatırlatarak göz göre göre gelen Soma faciasına yeterli ceza için işlem yapılmadığını söyledi. Türkiye’nin parti devleti uygulamalarından arınarak duyarlılık ortaya koyan bir yaklaşıma ihtiyacı olduğuna değinen Küçük, “emeğin sömürülmediği aydınlık güneşli günlere inancımızı yineliyoruz” dedi.  Sağlık emekçileri Sendikası Başkanı Muzaffer Yüksel de iş kazalarını azaltacak yasal düzenlemelerin ertelenmesinden yakındı.
Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, Soma faciasının yıldönümünde konuştu:

Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan ve 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın üzerinden tam 4 yıl geçti. Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, “Yüreğimiz Soma’da, aklımız katliam davasında. Ülkemizin acısı dinene, katliamda sorumluluğu olan herkes hesap verene kadar öfkemiz dinmeyecek” dedi. 
Yılmaz, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Erol Salman, Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, Sağlık Emekçileri Sendikası Başkanı Muzaffer Yüksel ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Soma’da hayatını kaybeden 301 maden emekçisini saygıyla andı. Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, hala öfkeli olduklarını hatırlatarak, “Çünkü rekabet, kâr hırsı ve ucuz üretim için işçiler, emekçiler vahşi koşullarda çalıştırılıyor, yasalar bu çalışma biçimine göre uyduruluyor ve aşırı üretim halen zorlanıyor” dedi. 
Soma’da 301 madencinin katledildiği Eynez Ocağı’nın vaktinde böylesi bir çalışma yükünü, mevcut koşullarda kaldıramayacağı için bir işletmeden ötekine devredildiğini kaydeden Yılmaz, şunları kaydetti: “Ocakta bilime, tekniğe ve insani çalışma koşulları aykırı biçimde üretim yapılmış ve adeta geliyorum diyen Soma faciası yaşanmıştı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’ı Oda üyeliğinde ihraç etmiş, karar TMMOB Yüksek Onur Kurulu’nca onaylanmış ve Alp Gürkan bu karara itiraz ederek dava açmıştı. İdare mahkemesi, Soma maden işletmesinin yönetim kurulu başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunan davacının, olayın vehameti karşısında davalı idarece durumun değerlendirilerek meslek camiasından uzaklaştırılmasında mutlak zaruret bulunması nedeniyle odadan ihraç cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmemiştir. Hukukun sermaye ve iktidar çevrelerince baskı altına girmeden işlemesi için konunun takipçisi olacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.”
MESLEK HASTALIKLARI İNDEKSİMİZ YOK!
Türkiye’nin güvencesiz ve kuralsız çalışılan, emekçilerin açlık ile ölüm arasında seçim yapmak zorunda bırakıldığı, iş cinayetlerinin fıtrat ve kader olarak değerlendirildiği bir ülke haline geldiğini savunan Yılmaz, “İş cinayetleri sadece maden sektöründe değil, tüm iş kollarında artıyor. Olağanüstü Hal süresince, geçmiş zamanlardan daha fazla iş cinayetlerine kurban verilmiştir. Meslek hastalıkları ülkemizde halen tespit edilememekte, kapsam dışı görülmektedir. Ülkemizin bir meslek hastalıkları indeksi dahi oluşturulmamıştır. Çünkü bu sistem, hak ihlallerinden, uzun zamana yayılan ve sonuçsuz kalan hukuki süreçlerden, kamu denetiminin önemsenmemesinden, yasaların duruma göre değiştirilmesinden, demokratik sendikalaşma hakkının engellenmesinden, emekçilerin güvencesiz bırakılmasından besleniyor” diye konuştu. 
HALA AYNI KOŞULLARDA ÇALIŞIYORLAR!
İşverenler, siyasiler ve çıkar ortakları tarafından fiilen kurulan sistemi “vahşi” olarak niteleyen Yılmaz, “Bu sistem kiralık işçilikle, esnek çalıştırmayla, ödünç işçilik ile daha da güvencesiz hale getirilmiştir. Artan çalışma saatleri, göz dikilen kıdem tazminatlarıyla güvencesizlik ve ucuza çalıştırma, katliamlara vardırılmıştır” dedi. Madencilerin, bugün halen Soma’da aynı koşullar altında ekmeğini taştan çıkardıklarını anlatan Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, şöyle devam etti: “ Dünyanın en büyük iş cinayeti, dünyanın en büyük işçi katliamı olan Soma davası, 2014 yılından beri görülüyor. Hızlı, etkili, iş cinayetlerini caydırıcı, kamu vicdanını, adalet duygunu karşılayan bir dava olmasını beklediğimiz ve bu uğurda çaba sarf ettiğimiz bu dava, daha başlarken: Başsavcının, “gözaltına alacağımız herkes işçilerle birlikte öldü” beyanı ile ölen mühendislerin işaret edilmiş olması, sistemin yaratmış olduğu bu facianın, sadece birkaç mühendise yüklenerek çözümlenmek istenilmesi ve sistemden kaynaklı sorunların, üstü örtülerek, unutturulma mecrasına sokulması çok tanıdık bir yaklaşımdır. Daha da tanıdık olan, madenci ailelerini sokakta tekmeleyenlerin, 301 kişi yaşamını yitirmişken havanın soğukluğundan ve yorgunluktan söz edenlerin, ölümlerimiz üzerinden rant kazanmak isteyenlerin, katliamın gerçek sorumlularının halen kamuoyunun gözleri önünde olmasıdır” 
 SORUMLU SADECE ŞİRKET DEĞİL
Soma katliamında sorumluluğun sadece, üretimi artırmak için tüm standartları ve yasaları çiğneyen şirketin olmadığına dikkat çeken Mehmet Yılmaz, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., Türkiye Kömür İşletmeleri, Maden İşleri Genel Müdürlüğü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile hükümet yaşanan tüm maden facialarında olduğu gibi sorumludurlar ve hesap vermelidirler. Bu katliamın gerçek sorumluları hala kamuoyu önünde hesap vermemiştir. Bizler Soma davasının takipçisiyiz ve gerçek sorumluların açığa çıkarılması için sonuna kadar da takipçisi olacağız.”
KAMUSAL DENETİM YETERLİ DEĞİL
Türkiye’de özellikle AKP iktidarında ve OHAL döneminde uygulanan politikalarla maden ihalelerinde yağma ve yandaş zihniyetle üretim süreçlerinde teknik bilgi ve alt yapının yetersiz kişi ve şirketlere bırakıldığını öne süren Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılmaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliamlara dönüşmesine yol açmıştır.  Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo AKP’nin iktidara gelmesiyle daha vahim, OHAL’in ilanı ile akıl almaz hal almıştır. Soma’da, Ermenek’te, Şirvan’da, Çöllolarda, Torunlarda, 3. Köprü ve Havalimanında, madenlerde ve tüm iş kollarında katliamlar son 15 yıldır ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen “özelleştirme”, “piyasalaştırma” ve “taşeronlaştırma” politikalarının bir sonucu olarak artarak devam ediyor. Bu gün işçiyi her türlü korumadan uzak ve sahipsiz bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.”
DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK!
Soma’da dünden bugüne değişen, iyileşen kayda değer bir şey olmadığına dikkat çeken Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, “Soma katliamı davası sadece hayatını kaybeden 301 madencimizin değil, tüm yurtta iş cinayetlerine kurban olan tüm işçilerin ve ailelerinin, aynı zamanda tüm halkımızın davasıdır. Ancak bilinmelidir ki bu davada da henüz babalarını, eşlerini, evlatlarını kaybedenlerin yüreğini soğutacak somut adımlar atılmamış, somut kararlar verilmemiştir. Bu yüzden aklımız ve vicdanımız her duruşmada, işçi katliamlarının gündeme geldiği her gün bir kere daha ölmektedir. Bu cinayetlere sebep olanların bağımsız yargıya ve topluma hesap vermeleri için, adaletin yerini bulması için, bu acımasız sistemi değiştirmek için mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu. 
BİR AVUÇ KÖMÜRE BİR ÖMÜR VERDİK
Yılmaz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insan hayatının her şeyden önce geldiğini vurgulamaya devam edeceklerini dile getirerek, “İşverenin kar hırsının, siyasi iktidarın politik önceliklerinin emekçilerin hayatlarını çalmasına izin vermeyeceğiz. Maden ocaklarında, bir avuç kömür için bir ömür verenleri, başta Soma olmak üzere kaybettiğimiz tüm madencileri ve işçi katliamlarında yaşamlarını kaybeden işçilerimizi saygıyla anıyoruz” 

Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, “Geciken adalet adalet değildir” sözünü hatırlatarak göz göre göre gelen Soma faciasına yeterli ceza için işlem yapılmadığını söyledi. Türkiye’nin parti devleti uygulamalarından arınarak duyarlılık ortaya koyan bir yaklaşıma ihtiyacı olduğuna değinen Küçük, “emeğin sömürülmediği aydınlık güneşli günlere inancımızı yineliyoruz” dedi. 
Sağlık emekçileri Sendikası Başkanı Muzaffer Yüksel de iş kazalarını azaltacak yasal düzenlemelerin ertelenmesinden yakındı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.