Okul Kaygısı Kâbusa Dönüşmesin!

17.09.2018 - 17:21, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 2630+ kez okundu.
 

Okul Kaygısı Kâbusa Dönüşmesin!

    Çocuklar kadar anne babalara da yoğun bir trafik yaşatan okul maratonuna merhaba dedik. İlk kez okulla tanışan ana sınıfı ve birinci sınıf öğrencilerinin okula uyum süreci de sona erdi. Nasıl ki, yeni bir ortama girdiğimizde ortamı, orda bulunan kişileri inceleriz. Güvenli bir ortam olup olmadığını değerlendirmeye çalışır ve değerlendirmemize göre davranış biçimleri geliştiririz. Sosyalleşmiş ve yaşam deneyimi olan yetişkinler bile böyle bir uyum süreci yaşarken; ailesinden ayrılıp okula ilk defa gelen bir çocuğun çekingen davranması, iletişime hemen geçmemesi, uyum sağlamakta zorlanması oldukça normaldir.   Yaşam döngüsü içinde en önemli dönüm noktalarından birinin okula ‘yeni’ başlamak olduğunu dile getiren Dr. Obengül Ejder, “Çocuk için; evden ayrılarak daha büyük bahçeye, sınıfa, daha kalabalık ortamlara, yeni sosyal çevreye girmek, okul kurallarına uyma zorunluluğu beraberinde çocuğun bir takım kaygılar duymasına neden olabilir. Çocuklar bu dönemdeki sorularına tatminkâr cevaplar bulamazlarsa çeşitli bahane öne sürerek okula gitmek istemeyebilir, okul korkusu yaşayabilir.” dedi.   Bu süreçte bazı çocukların okula kolay adapte olurlarken, bazılarının yoğun kaygı yaşayabileceklerini belirten Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, çocukların adaptasyon dönemini rahat atlatabilmesi için en büyük görevin ailelere düştüğüne dikkat çekti.     “Okul Korkusu Yaşayan Çocuk Hasta Psikolojisine Bürünür” Okul korkusu çocukların gergin ve huzursuz olmalarına neden olur bu da okul başarılarını önemli düzeyde etkiler.  Bazı çocuklarda okula başladıktan sonra somatik belirtiler denilen bedensel rahatsızlıkların başladığına dikkat çeken Dr. Ejder, bu belirtiler “özellikle karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı, huzursuzluk şeklinde görülmektedir ancak ne zaman okula gitme denildiğinde bu şikâyetler aniden kaybolur” şeklinde konuştu.                                                                                                             “Bağımlı Çocuk Yoktur Çocuğa Bağımlı Anne Baba Vardır” Bu tür kaygıların en çok anneye aşırı bağımlı çocuklarda görülebildiğini de bildiren Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, “Hayatın birçok evresinde kaygılı anne babaya sahip olan, aşırı koruyucu kollayıcı anne baba tutumunda yetişen, yeterli sosyal etkileşim deneyiminin olmadığı, fazla arkadaşı olmayan, aile içinde iletişim sorununun yaşandığı, duygularını ifade edemeyen, hayatında birden fazla önemli değişimin yaşandığı  (aile bireylerinden birinin ölümü, hastalık, taşınma, kardeş doğumu gibi) çocuklar daha fazla okul korkusu yaşıyor.” şeklinde konuştu.   Çocuğun okul kaygısının kâbusa dönüşmemesi için anne babalara önemli görevler düştüğünü ifade eden Dr. Ejder şu önerilerde bulundu;   Ayrılıkla ilgili kendi kaygılarınızı asla belli etmemelisiniz. Kaygınız öğrenme yolu ile çocuğa otomatik olarak geçecektir. Aşırı koruyucu tutumunuzu gevşetmeli, çocuğa hayatı deneyimleme fırsatı tanımalısınız Sabırlı yaklaşılmalı, çocuğu dinlemeli, duygularına odaklanmalı, sorularını gerçekçi bir şekilde yanıtlamalısınız. Anneleri kadar babalarını da okul bahçesinde görmeleri çocukları çok rahatlatır, güvende olduklarını htirir, ilk günler yanında olduğunuzu htirmelisiniz. Mümkün olduğunca okulda beklememeli, eğer çocuğunuz adaptasyonda bir sorun yaşarsa, öğretmeni tavsiye ediyor ise okulda beklemelisiniz ( en fazla 4-5 gün ) ve aşamalı şekilde kaldığınız gün sayısını azaltmalısınız. Okula gidilmesi konusunda kararlı ve tutarlı olmalısınız. Asla okul ya da öğretmen aleyhinde konuşmamalısınız. Çocuğu rahatlatacak, kaygısını giderecek farklı alanlara (spor, müzik, resim, oyun gibi)  ilgilerini çekmeli, arkadaşlarıyla okul dışında oyun oynayacağı ortamlar yaratmalısınız. Kendi okul anılarınızdan bahsederek, başınıza gelen olayları eğlenceli bir şekilde anlatarak sizin de bu süreci yaşadığınızı anlamalarını sağlamalısınız.      

 

 

Çocuklar kadar anne babalara da yoğun bir trafik yaşatan okul maratonuna merhaba dedik. İlk kez okulla tanışan ana sınıfı ve birinci sınıf öğrencilerinin okula uyum süreci de sona erdi. Nasıl ki, yeni bir ortama girdiğimizde ortamı, orda bulunan kişileri inceleriz. Güvenli bir ortam olup olmadığını değerlendirmeye çalışır ve değerlendirmemize göre davranış biçimleri geliştiririz. Sosyalleşmiş ve yaşam deneyimi olan yetişkinler bile böyle bir uyum süreci yaşarken; ailesinden ayrılıp okula ilk defa gelen bir çocuğun çekingen davranması, iletişime hemen geçmemesi, uyum sağlamakta zorlanması oldukça normaldir.

 

Yaşam döngüsü içinde en önemli dönüm noktalarından birinin okula ‘yeni’ başlamak olduğunu dile getiren Dr. Obengül Ejder, “Çocuk için; evden ayrılarak daha büyük bahçeye, sınıfa, daha kalabalık ortamlara, yeni sosyal çevreye girmek, okul kurallarına uyma zorunluluğu beraberinde çocuğun bir takım kaygılar duymasına neden olabilir. Çocuklar bu dönemdeki sorularına tatminkâr cevaplar bulamazlarsa çeşitli bahane öne sürerek okula gitmek istemeyebilir, okul korkusu yaşayabilir.” dedi.

 

Bu süreçte bazı çocukların okula kolay adapte olurlarken, bazılarının yoğun kaygı yaşayabileceklerini belirten Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, çocukların adaptasyon dönemini rahat atlatabilmesi için en büyük görevin ailelere düştüğüne dikkat çekti.

 

 

“Okul Korkusu Yaşayan Çocuk Hasta Psikolojisine Bürünür”

Okul korkusu çocukların gergin ve huzursuz olmalarına neden olur bu da okul başarılarını önemli düzeyde etkiler.  Bazı çocuklarda okula başladıktan sonra somatik belirtiler denilen bedensel rahatsızlıkların başladığına dikkat çeken Dr. Ejder, bu belirtiler “özellikle karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı, huzursuzluk şeklinde görülmektedir ancak ne zaman okula gitme denildiğinde bu şikâyetler aniden kaybolur” şeklinde konuştu.

                                                                                                           

“Bağımlı Çocuk Yoktur Çocuğa Bağımlı Anne Baba Vardır”

Bu tür kaygıların en çok anneye aşırı bağımlı çocuklarda görülebildiğini de bildiren Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, “Hayatın birçok evresinde kaygılı anne babaya sahip olan, aşırı koruyucu kollayıcı anne baba tutumunda yetişen, yeterli sosyal etkileşim deneyiminin olmadığı, fazla arkadaşı olmayan, aile içinde iletişim sorununun yaşandığı, duygularını ifade edemeyen, hayatında birden fazla önemli değişimin yaşandığı  (aile bireylerinden birinin ölümü, hastalık, taşınma, kardeş doğumu gibi) çocuklar daha fazla okul korkusu yaşıyor.” şeklinde konuştu.

 

Çocuğun okul kaygısının kâbusa dönüşmemesi için anne babalara önemli görevler düştüğünü ifade eden Dr. Ejder şu önerilerde bulundu;

 

  • Ayrılıkla ilgili kendi kaygılarınızı asla belli etmemelisiniz. Kaygınız öğrenme yolu ile çocuğa otomatik olarak geçecektir.
  • Aşırı koruyucu tutumunuzu gevşetmeli, çocuğa hayatı deneyimleme fırsatı tanımalısınız
  • Sabırlı yaklaşılmalı, çocuğu dinlemeli, duygularına odaklanmalı, sorularını gerçekçi bir şekilde yanıtlamalısınız.
  • Anneleri kadar babalarını da okul bahçesinde görmeleri çocukları çok rahatlatır, güvende olduklarını htirir, ilk günler yanında olduğunuzu htirmelisiniz.
  • Mümkün olduğunca okulda beklememeli, eğer çocuğunuz adaptasyonda bir sorun yaşarsa, öğretmeni tavsiye ediyor ise okulda beklemelisiniz ( en fazla 4-5 gün ) ve aşamalı şekilde kaldığınız gün sayısını azaltmalısınız.
  • Okula gidilmesi konusunda kararlı ve tutarlı olmalısınız.
  • Asla okul ya da öğretmen aleyhinde konuşmamalısınız.
  • Çocuğu rahatlatacak, kaygısını giderecek farklı alanlara (spor, müzik, resim, oyun gibi)  ilgilerini çekmeli, arkadaşlarıyla okul dışında oyun oynayacağı ortamlar yaratmalısınız.
  • Kendi okul anılarınızdan bahsederek, başınıza gelen olayları eğlenceli bir şekilde anlatarak sizin de bu süreci yaşadığınızı anlamalarını sağlamalısınız.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.