UZMANINDAN LGS VE YKS’YE GİRECEK ÖĞRENCİLERE TAVSİYELER

EĞİTİM 08.12.2020 - 14:31, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1947+ kez okundu.
 

UZMANINDAN LGS VE YKS’YE GİRECEK ÖĞRENCİLERE TAVSİYELER

Pandemi kısıtlamalarının tekrar başlaması  LGS ve YKS’ye girecek öğrencileri de büyük oranda etkilemiş durumda. Sınava girecek olmak başlı başına bir kaygı sebebi iken üstüne okulların tekrar kapatılması ve sokağa çıkma yasağının da gelmiş olması öğrenciler için baş etmesi zor bir hal aldı. Özellikle lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanan öğrenciler için durumun daha can alıcı olduğunu belirten İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Pelin Buruk, ‘’ Normal şartlar altında bile sınava hazırlık süreci öğrenciler için yeterince zorlu ve stresliydi.  Okullarda ya da dershanelerde birlikte gülüp eğlenmeleri, yaşadıklarını ve duygularını paylaşmaları bu dönemi daha kolay atlatılabilir kılmaktaydı. Bir yandan da rekabet ortamı sayesinde derslere daha çok sarılmaları, bu maratonu kopmadan koşabilmelerine yardımcı oluyordu.’’ diye konuştu. Peki kaygı düzeyi artmış öğrencilere nasıl destek olabiliriz, nasıl yaklaşabiliriz?  Dr.Pelin Buruk, sınava girecek öğrenciler için önemli tavsiyelerde bulundu.   ARKADAŞLARINIZLA İLETİŞİM İÇİNDE KALMAYA DEVAM EDİN   Pandemi döneminde sınavlara hazırlanan gençlerin arkadaşları ile iletişim içinde kalmaya devam etmelerinin öneminden bahseden Öğr. Üyesi Dr. Pelin Buruk, ’’Bu süreci sağlıklı şekilde atlamak ve hedefledikleri yerleri kazanmak için gençlerin sürece dair bakış açılarını değiştirmeleri bir çözüm olabilir. Olumlu taraflarından baktıklarında evde olmanın gençlere daha fazla ders çalışacak zaman vermesinin yanı sıra daha iyi uyku uyumaları, daha sağlıklı beslenmeleri ve en önemlisi aileleri ile daha yakın olmalarını anlamına geldiğini düşünebilirler. Tabii durumu böyle görebilmeleri için ailelere de çok iş düşmektedir. Aileler, gençlere bu dönemde daha sevgi dolu ve anlayışlı davranmalıdır. Onların sınırlarına, kişisel alan ihtiyaçlarına saygı göstermelidir. Yaşadıkları baskı sebebiyle öfkelerinin daha yüksek olabileceği ya da duygusal iniş çıkışların, hassasiyetlerin görülebileceği farkındalığıyla, bu durumları sakin karşılamalıdır. İğneleyici sözler, eleştiriler, azarlama, bağırma şeklinde iletişim tarzları varsa bunlar yerine, yapıcı, teşvik eden, olumlu ve destekleyici bir tutum içine girmelidirler’’ dedi.     AİLELER BU DÖNEMDE ÇOK DAHA ANLAYIŞLI OLMALI   Bu dönemde ailelere bazı görevlerin düştüğünü belirten İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Pelin Buruk aileler için şu tavsiyelerde bulundu: Aileler mümkünse gençlerin fiziksel aktivitelere devam etmesini teşvik etmeli, hiç olmazsa günde yarım saat açık havada yürüyüş yapmalarını teşvik etmelidir. Aile içinde onların da kendilerini faydalı ve üretken hissedeceği faaliyetler yapmalarına fırsat verilebilir. Örneğin mutfak işlerine ya da ufak tefek tadilat, temizlik, düzenleme gibi işlere katılarak kendilerini daha verimli hmeleri mümkündür. Yapmak istedikleri hobilerle örneğin resim, müzik gibi zihinlerini boşaltabilecekleri aktivitelerle uğraşmaları desteklenebilir. Gençler ve aileler evde birlikte geçirilen bu dönemi aralarındaki bağlılığı güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirebilirler. Aile ortamlarında ergenlerin kendilerini ifade etmeleri, duygularını, düşüncelerini paylaşmaları daha fazla teşvik edilebilir. Pandemi öncesinde aslında herkesin az çok eksikliğini htiği “birlikte kaliteli zaman geçirme” bu dönemde telafi edilebilir. Birlikte sohbetler etme, aile hikayelerinin paylaşılması, keyifli zaman geçirmek için birlikte oyunlar oynanması da gençlerle ailelerini yakınlaştıracak etkinlikler arasındadır. Unutulmamalıdır ki aradaki bağ ne kadar güvenli kurulursa, gençler kendilerini hayata atılırken o kadar güçlü hissedecektir. Öte yandan depresyon ve kaygı ergenlik döneminin en yaygın psikolojik sorunlarındandır. Eğer aileler çocukları ile bağ kurmakta, onlara ulaşmakta güçlük çekiyor ve çocuklarında depresif semptomlar olan içe kapanma, öfke   patlamaları, ağlama nöbetleri, enerji kaybı, aşırı yorgun hme, odaklanma sorunları, ajitasyon, uyku ve/ya beslenme sorunları veya yoğun kaygı gözlemliyorsa bir psikolog veya psikiyatristten yardım almayı ciddi şekilde düşünmelidir.”  

Pandemi kısıtlamalarının tekrar başlaması  LGS ve YKS’ye girecek öğrencileri de büyük oranda etkilemiş durumda. Sınava girecek olmak başlı başına bir kaygı sebebi iken üstüne okulların tekrar kapatılması ve sokağa çıkma yasağının da gelmiş olması öğrenciler için baş etmesi zor bir hal aldı. Özellikle lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanan öğrenciler için durumun daha can alıcı olduğunu belirten İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Pelin Buruk, ‘’ Normal şartlar altında bile sınava hazırlık süreci öğrenciler için yeterince zorlu ve stresliydi.  Okullarda ya da dershanelerde birlikte gülüp eğlenmeleri, yaşadıklarını ve duygularını paylaşmaları bu dönemi daha kolay atlatılabilir kılmaktaydı. Bir yandan da rekabet ortamı sayesinde derslere daha çok sarılmaları, bu maratonu kopmadan koşabilmelerine yardımcı oluyordu.’’ diye konuştu. Peki kaygı düzeyi artmış öğrencilere nasıl destek olabiliriz, nasıl yaklaşabiliriz?  Dr.Pelin Buruk, sınava girecek öğrenciler için önemli tavsiyelerde bulundu.

 

ARKADAŞLARINIZLA İLETİŞİM İÇİNDE KALMAYA DEVAM EDİN

 

Pandemi döneminde sınavlara hazırlanan gençlerin arkadaşları ile iletişim içinde kalmaya devam etmelerinin öneminden bahseden Öğr. Üyesi Dr. Pelin Buruk, ’’Bu süreci sağlıklı şekilde atlamak ve hedefledikleri yerleri kazanmak için gençlerin sürece dair bakış açılarını değiştirmeleri bir çözüm olabilir. Olumlu taraflarından baktıklarında evde olmanın gençlere daha fazla ders çalışacak zaman vermesinin yanı sıra daha iyi uyku uyumaları, daha sağlıklı beslenmeleri ve en önemlisi aileleri ile daha yakın olmalarını anlamına geldiğini düşünebilirler. Tabii durumu böyle görebilmeleri için ailelere de çok iş düşmektedir. Aileler, gençlere bu dönemde daha sevgi dolu ve anlayışlı davranmalıdır. Onların sınırlarına, kişisel alan ihtiyaçlarına saygı göstermelidir. Yaşadıkları baskı sebebiyle öfkelerinin daha yüksek olabileceği ya da duygusal iniş çıkışların, hassasiyetlerin görülebileceği farkındalığıyla, bu durumları sakin karşılamalıdır. İğneleyici sözler, eleştiriler, azarlama, bağırma şeklinde iletişim tarzları varsa bunlar yerine, yapıcı, teşvik eden, olumlu ve destekleyici bir tutum içine girmelidirler’’ dedi.

 

 

AİLELER BU DÖNEMDE ÇOK DAHA ANLAYIŞLI OLMALI

 

Bu dönemde ailelere bazı görevlerin düştüğünü belirten İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Pelin Buruk aileler için şu tavsiyelerde bulundu: Aileler mümkünse gençlerin fiziksel aktivitelere devam etmesini teşvik etmeli, hiç olmazsa günde yarım saat açık havada yürüyüş yapmalarını teşvik etmelidir. Aile içinde onların da kendilerini faydalı ve üretken hissedeceği faaliyetler yapmalarına fırsat verilebilir. Örneğin mutfak işlerine ya da ufak tefek tadilat, temizlik, düzenleme gibi işlere katılarak kendilerini daha verimli hmeleri mümkündür. Yapmak istedikleri hobilerle örneğin resim, müzik gibi zihinlerini boşaltabilecekleri aktivitelerle uğraşmaları desteklenebilir. Gençler ve aileler evde birlikte geçirilen bu dönemi aralarındaki bağlılığı güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirebilirler. Aile ortamlarında ergenlerin kendilerini ifade etmeleri, duygularını, düşüncelerini paylaşmaları daha fazla teşvik edilebilir. Pandemi öncesinde aslında herkesin az çok eksikliğini htiği “birlikte kaliteli zaman geçirme” bu dönemde telafi edilebilir. Birlikte sohbetler etme, aile hikayelerinin paylaşılması, keyifli zaman geçirmek için birlikte oyunlar oynanması da gençlerle ailelerini yakınlaştıracak etkinlikler arasındadır. Unutulmamalıdır ki aradaki bağ ne kadar güvenli kurulursa, gençler kendilerini hayata atılırken o kadar güçlü hissedecektir. Öte yandan depresyon ve kaygı ergenlik döneminin en yaygın psikolojik sorunlarındandır. Eğer aileler çocukları ile bağ kurmakta, onlara ulaşmakta güçlük çekiyor ve çocuklarında depresif semptomlar olan içe kapanma, öfke

 

patlamaları, ağlama nöbetleri, enerji kaybı, aşırı yorgun hme, odaklanma sorunları, ajitasyon, uyku ve/ya beslenme sorunları veya yoğun kaygı gözlemliyorsa bir psikolog veya psikiyatristten yardım almayı ciddi şekilde düşünmelidir.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.