YAĞMA YOK, DSP VAR

GÜNDEM 18.01.2019 - 17:02, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1470+ kez okundu.
 

YAĞMA YOK, DSP VAR

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal:
  Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, “31 Mart seçimlerine giderken Demokratik Sol Parti (DSP), Türkiye’nin 81 vilayetinde kendi adayları ile tek başına, hiçbir ittifak ve hiçbir işbirliği anlamında çalışmaya girmeden, kendi adayları ile seçimlere katılacak. Bu Adana’mızda da bu şekilde olacak, gerek büyükşehir başkan adayımızı gerekse ilçelerde belediye başkan adaylarımızı önümüzdeki günlerde kamuoyuna tanıtacağız” dedi. Aksakal, parti programı ve kuruluş ilkeleri, Cumhuriyet değerleri ile toplumun milli ve manevi değerlerine sıkı sıkıya bağlı başkan adayları ile seçime gireceklerini belirterek, “Talana dur, yolsuzluğa dur diyeceğiz. Belediyelerimizin imkanlarının peşkeş çekilmesine dur diyeceğiz. Yağma yok, DSP var” diye konuştu. AKSAKAL ADANA’YA GELDİ Aksakal, genel başkan yardımcıları Murat Özbilge, Hasan Uğurtürk, Parti Meclisi üyeleri Hakan Buldu ve Ercan Akarpınar’la birlikte Adana’ya geldi. Aksakal, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde, İl Başkanı Selami Gördebil ve Parti Sözcüsü Yaşar Sevik ile basın toplantısı düzenledi. Aksakal, burada yaptığı konuşmada, yerel seçimlere, parti projeleriyle ekonomik sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhur ittifakı veya Millet ittifakı denilen yapıların tamamının toplumu sağ bir merkezde toplama projesi olduğuna dikkat çeken Aksakal, “Yani dikkat ediniz Ankara’da bu ittifaklara oy verecek seçmenler hangi ittifakın adayına oy verirse versin; bir sağcıya oy vermiş olacaklar. Buradan bütün sol taraftaki seçmenlere, Atatürkçü, solcu, demokrasiden yana olan bütün seçmenlere sesleniyorum, bu oyuna gelmeyiniz. DSP’nin adaylarını destekleyerek sağın alternatifi olarak solun adaylarına oy veriniz. Aynı şey İstanbul için de geçerlidir, aynı şey Adana için de geçerlidir. Hatay’da olacağız, aynı şey Hatay için de geçerlidir. Bunun adı artık siyaset olmaktan çıkmış Türkiye’yi uluslararası emperyal sistemin güdümüne sokma projesinin son aşamasına gelindiğini göstermektedir” dedi. DSP’nin hamasi söylemlerden uzak, yerel seçimlerde toplumun beklentileri doğrultusunda projelerini ve bildirgesini hazırladığını anlatan Aksakal, partisinin yerel seçimler bildirgesini önümüzdeki günlerde Ankara’da Türkiye ile paylaşacaklarını vurguladı. Aksakal, projelerine ilişkin şunları anlattı: BİREYSEL ÇIKARLAR TOPLUMSAL ÇIKARLARIN ÖNÜNE GEÇTİ “Yerel seçimler için projemiz; Cumhuriyet Kent Umudun Projesi’dir, projemizin bildirgemizin adı. Yani bütün kentlerimizi Türkiye’nin 81 milyon insanını Cumhuriyet’in temel değerleri ile yeniden yoğurmak, onları tekrar bu noktada buluşturmak ve demokrasiyi, eşitliği, hakça paylaşımı, temiz çevreyi, temiz belediyeciliği, dürüst insan olmayı, yurtsever olmayı yeniden halkımıza öğretmemiz gerekiyor. Çünkü toplumsal çıkarları bireysel çıkarların ardına atan bir yapı oluşturuldu. 10 temel üzerine kurguladığımız bu yapıda, sevgi kentleri kuracağız, dürüst insanın, temiz toplumun oluştuğu sevgi kentleri yaratacağız. Halkkent oluşturacağız, halkın yönetimde tamamen ağırlığının olduğu yönetimlere bilfiil katılabildiği, her ne kadar yasal düzeyde geçerliliği olmasa da yerel düzeyde bunu fiiliyata, icraata geçirerek halkın yönetimlere katılımını mutlaka sağlayacağız. Atatürk’ün söylediği gibi ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ yani en doğru, en gerçek yol ilimdir sözünden hareketle DSP’nin iktidarında olan bütün kentlerimizde; büyükşehir, il, ilçe, belde neresi olursa olsun mutlaka bilimin öncülüğünü esas alacağız, bunun üzerine çalışmaları yürüteceğiz, bilim kentleri oluşturacağız. Kentlerde de yaşamı doğayla iç içe getirmek için Doğalkent projemizi de hayata geçireceğiz.” SANATÇILARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ “On bin yıllık geçmişi olan Türk toplumunun, Anadolu coğrafyasında on bin yıllık geçmişi olan milletin kültür değerlerini dünyada hiç kimse ile tartıştırmayız. Hangi sanat dalında olursa olsun bütün sanatçılarımızı mutlaka yerel yönetimler olarak destekleyeceğiz. Onların, kültüre ve sanata olan katkılarını en üst düzeyde, toplumsal anlamda yaşamalarını sağlayacağız. Türkiye’de en az değer verilen kesim sanatçı kesimidir. Onları izleriz, onlardan birçok şeyler öğreniriz ancak onların yaşamsal koşullarını iyileştirmek için her hangi bir proje, yasal düzenleme henüz net olarak konulmuş değildir. Binlerce sanatçımız, sinema sanatçımız, ses sanatçımız, ressam ya da diğer sanatçılarımız yaşamlarının belirli bir noktasından sonra çok kötü koşullarda hayatı sürdürmek zorunda kalmaktadır. Buna DSP olarak Kültürkent çerçevesinde bu projemiz çerçevesinde sahip çıkacağımızı buradan belirtmek istiyorum.” ŞEFFAFLIKLA YÖNETECEĞİZ, HESAP VERECEĞİZ “Hukukun üstünlüğü, “Adalet mülkün temelidir” çerçevesinde mutlaka halka yansıtılmalıdır. Hukuk kentlerimizi kuracağız. Aleniyeti, şeffaflığı ortaya koyacağız. Hiçbir yurttaşımız, bağlı bulunduğu belediyesinde yapılan çalışmalardan verilen hizmetlerden dolayı aklında en ufak bir şüphe taşımayacak şekilde o bölgede yaşayacak. Hesap sorabilirliğin önünü açacağız. Görev yapanlar topluma hesap vermekten kaçmayacaktır belediyelerimizde. Rantçı kentten üreten kente dönüştüreceğiz. Bütün kentlerimiz başta imar rantı olmak üzere; belediyeleri, yerel yönetimleri yöneten kişilerin veya kesimlerin ya da onların bağlı bulundukları partilerin bireysel ya da kesimsel rantlarına mahkum edilmiş vaziyette. Sayın Cumhurbaşkanı da kendisi de itiraf ediyor ya. Bunlar bildiğiniz gibi 3Y ile mücadele için iktidara gelmişlerdi, oy istemişlerdi. Yolsuzluktan, yasaklardan bahsederek. Şimdi 3T formülü çıkardılar kendilerine göre, Temiz toplum, Temiz belediyecilik, Temiz çevre diye. Dikkat edin arkadaşlar bu ülkenin cumhurbaşkanı yıllarca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı ve sonunda çıktı dedi ki; İstanbul’u katlettik, İstanbul’a ihanet ettik, bunda bizim vebalimiz var. Fakat bu vebalin karşılığının ne olduğunu hiç kimse sormuyor. Bir pastaneden, bir baklavacıdan 5 dilim baklava çaldı diye 9 sene hapis yatılan memlekette, koskoca İstanbul’a Ankara’ya ihanet edenler en ufak bir hesap vermiyorlar. Hukukkent’in önemli amaçlarından birisi hesap verebilirliği mutlaka hata geçirmemiz gerekiyor. Bunu hayata geçireceğiz.” GÜNEŞKENTLERİ KUCMAK İSTİYORUZ “Enerji en büyük sorunlarımızın başında geliyor. Dışa bağımlıyız, göbeğimizden bağımlıyız. Gerek akaryakıtta, petrolda, gerek doğalgazda, gerekse elektrik enerjisinde halbuki gökyüzünü aydınlatan, kemiklerimize kadar ışıtan koca bir güneş enerjisi var. Bu güneş enerjisini kullanma adına devlet yasal bir çalışma içerisine giremiyor, çünkü iktidarda olmasını sağlayan uluslar arası egen sistem onu doğalgaz, petrol tekellerine bağlamış vaziyette. Bunlardan yakasını kurtaramıyor. Bunu bir tek kurtaracak parti vardır Ecevit’in dirayeti ile kurulmuş ve Ecevit’in dirayetini kendi siyasetine egemen kılmış DSP, mutlaka Güneşkentleri kuracak ve enerjinin her noktada kullanımına ön ayak olacağız.” ÜRETİMDEN UZAKLAŞTIK, KÖYE DÖNECEĞİZ “Köylerimizi boşattılar, üretimden uzaklaştırdılar. Kentler köy bile olamaz hale geldi. Eskiden köylerde insanlar kendi kendilerine yeten ortamlarını yaratarak mutlu yaşarlardı. Şimdi bu mutluluk kentlerde de yok. Kentlere bir düzen verebilmek adına insanca yaşam ortamlarını yeniden sağlamak adına köyünden, yurdundan mecburen göç etmiş, tarlasını, tapanını, hayvanını, hasadını bırakarak kentlere göç etmek zorunda kamış yurttaşlarımıza mutlaka daha iyi koşulları yaratarak tekrar kendi yuvalarına dönmelerini sağlayacağız. Yine Bülent Ecevit’in en önemli projelerinden olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet Köyleri Projesi ile birlikte başlayan Köykent projesini güncelleştirerek yeniden köye dönüşümüzü sağlayacağız. Ve Köykentleri kuracağız.” İCATÇILARA FIRSAT VERECEĞİZ Teknokentlerimizi mutlaka geliştireceğiz, her ne kadar TV’lerde Sayın Cumhurbaşkanı ya da hükümet ya da iktidar partisinin sözcüleri teknolojilik gelişmelerden söz ediyor iseler de o sözünü ettikleri teknolojinin hiçbir aşamasında üretim anlamında yerli malı yoktur. Türkiye’nin kendi ürettiği, kendi icat ettiği her hangi bir gelişme maalesef yoktur. Biz kendi ülkemizde, kendi ürettiğimiz ve kendi icat ettiğimiz teknoloji ile devletimizi kalkındırmak için başta belediyelerimizden ve yerel yapılarımızda kurullar oluşturacağız, birimler oluşturacağız ve bu konuda çalışmak isteyen tüm toplum kesimlerine belediyelerimizin imkanlarını sonuna kadar kullandıracağız.” Aksakal, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin adayların hangi tarihte açıklanacağı yönündeki sorusuna; “Adaylarımız genel itibarı ile belli. Bazı yerlerde bir aday adayımız, bazı yerlerde iki, üç aday adayı olan ilçelerimiz de var. Adana’da büyükşehir ve ilçeler düzeyinde hangi adaylarımızla toplumun karşısına çıkarsak en ideal sonuca ulaşabilirizin bir değerlendirmesini yapacağız. Gelecek haftadan sonra muhtemelen adaylarımızı kamuoyuna tanıtacağız” diye yanıt verdi.    TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ, ÜRETMEMİZ GEREKİYOR DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, ekonomik sorunları ilişkin değerlendirmesinde ise “Türkiye’de halk son zamanlarda bu ekonomik sıkıntıyı çeker olarak gösterirsek geçmişimizi unuttuğumuz anlamına gelir. Türkiye 17 yıldır bu ekonomik sıkıntının içerisinde ve yokluğun içerisinde yaşıyor” dedi. DSP’nin 2002 yılında AK Parti’ye iktidarı devrettiğinde Türkiye’nin toplam dış borcunun 150 milyar dolar olduğunu hatırlatan Aksakal, “Bugün trilyon dolara yaklaşmış bir borç batağının içerisinde bir devlet var. Bu trilyon dolara yaklaşmış borcun bir de yanında paramızdan atılmış 6 sıfır var. 80 yıllık Cumhuriyet kazanımlarının tamamının satılmışlığı var. Bütün bu değerler de gitmiş haldeyken trilyona yaklaşmış bir borç batağının içerisindeyiz. Bu ülkede insanlar tanesi 7-8 liraya kereviz yiyorsa kilosu 8 liraya soğanı bulamıyorsa, samanı dışarıdan ithal eder hale gelmişse artık bunun sonucunda bir tek şeyi düşünmek gerekiyor. En kısa zamanda bu iktidardan kurtulmak zorundayız” diye konuştu. İttifak girişimleriyle göz boyandığını anlatan Aksakal, şöyle devam etti: “Düne kadar birbirlerine galiz hakaretler yapanlar, birbirlerine bizim demokratik solcular olarak ağzımıza yakıştıramadığımız hakaretlerle itham edenler bugün nasılsa kucak kucağa siyaset yapar görünüp toplumun karşısına çıkıp oy istiyorlar. Bunu artık halkımızın değerlendirmesi gerekiyor. Ekonomik sıkıntı özellikle seçimlerden sonraki süreçte daha bir belirgin hale gelecek. Bu seçimlerde insanların kendilerine oy vermesini sağlamak adına iktidar tarafı, sübvanse dediğimiz yani hariçten bulduğu paralarla, kaynağı belli olmayan paralarla piyasayı besliyor. Ama bir ata sözü vardır; Taşıma suyla değirmen dönmez. Üretmemiz gerekiyor.”
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal:

 

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, “31 Mart seçimlerine giderken Demokratik Sol Parti (DSP), Türkiye’nin 81 vilayetinde kendi adayları ile tek başına, hiçbir ittifak ve hiçbir işbirliği anlamında çalışmaya girmeden, kendi adayları ile seçimlere katılacak. Bu Adana’mızda da bu şekilde olacak, gerek büyükşehir başkan adayımızı gerekse ilçelerde belediye başkan adaylarımızı önümüzdeki günlerde kamuoyuna tanıtacağız” dedi.

Aksakal, parti programı ve kuruluş ilkeleri, Cumhuriyet değerleri ile toplumun milli ve manevi değerlerine sıkı sıkıya bağlı başkan adayları ile seçime gireceklerini belirterek, “Talana dur, yolsuzluğa dur diyeceğiz. Belediyelerimizin imkanlarının peşkeş çekilmesine dur diyeceğiz. Yağma yok, DSP var” diye konuştu.

AKSAKAL ADANA’YA GELDİ

Aksakal, genel başkan yardımcıları Murat Özbilge, Hasan Uğurtürk, Parti Meclisi üyeleri Hakan Buldu ve Ercan Akarpınar’la birlikte Adana’ya geldi. Aksakal, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde, İl Başkanı Selami Gördebil ve Parti Sözcüsü Yaşar Sevik ile basın toplantısı düzenledi. Aksakal, burada yaptığı konuşmada, yerel seçimlere, parti projeleriyle ekonomik sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhur ittifakı veya Millet ittifakı denilen yapıların tamamının toplumu sağ bir merkezde toplama projesi olduğuna dikkat çeken Aksakal, “Yani dikkat ediniz Ankara’da bu ittifaklara oy verecek seçmenler hangi ittifakın adayına oy verirse versin; bir sağcıya oy vermiş olacaklar. Buradan bütün sol taraftaki seçmenlere, Atatürkçü, solcu, demokrasiden yana olan bütün seçmenlere sesleniyorum, bu oyuna gelmeyiniz. DSP’nin adaylarını destekleyerek sağın alternatifi olarak solun adaylarına oy veriniz. Aynı şey İstanbul için de geçerlidir, aynı şey Adana için de geçerlidir. Hatay’da olacağız, aynı şey Hatay için de geçerlidir. Bunun adı artık siyaset olmaktan çıkmış Türkiye’yi uluslararası emperyal sistemin güdümüne sokma projesinin son aşamasına gelindiğini göstermektedir” dedi. DSP’nin hamasi söylemlerden uzak, yerel seçimlerde toplumun beklentileri doğrultusunda projelerini ve bildirgesini hazırladığını anlatan Aksakal, partisinin yerel seçimler bildirgesini önümüzdeki günlerde Ankara’da Türkiye ile paylaşacaklarını vurguladı.

Aksakal, projelerine ilişkin şunları anlattı:

BİREYSEL ÇIKARLAR TOPLUMSAL ÇIKARLARIN ÖNÜNE GEÇTİ

“Yerel seçimler için projemiz; Cumhuriyet Kent Umudun Projesi’dir, projemizin bildirgemizin adı. Yani bütün kentlerimizi Türkiye’nin 81 milyon insanını Cumhuriyet’in temel değerleri ile yeniden yoğurmak, onları tekrar bu noktada buluşturmak ve demokrasiyi, eşitliği, hakça paylaşımı, temiz çevreyi, temiz belediyeciliği, dürüst insan olmayı, yurtsever olmayı yeniden halkımıza öğretmemiz gerekiyor. Çünkü toplumsal çıkarları bireysel çıkarların ardına atan bir yapı oluşturuldu. 10 temel üzerine kurguladığımız bu yapıda, sevgi kentleri kuracağız, dürüst insanın, temiz toplumun oluştuğu sevgi kentleri yaratacağız. Halkkent oluşturacağız, halkın yönetimde tamamen ağırlığının olduğu yönetimlere bilfiil katılabildiği, her ne kadar yasal düzeyde geçerliliği olmasa da yerel düzeyde bunu fiiliyata, icraata geçirerek halkın yönetimlere katılımını mutlaka sağlayacağız. Atatürk’ün söylediği gibi ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ yani en doğru, en gerçek yol ilimdir sözünden hareketle DSP’nin iktidarında olan bütün kentlerimizde; büyükşehir, il, ilçe, belde neresi olursa olsun mutlaka bilimin öncülüğünü esas alacağız, bunun üzerine çalışmaları yürüteceğiz, bilim kentleri oluşturacağız. Kentlerde de yaşamı doğayla iç içe getirmek için Doğalkent projemizi de hayata geçireceğiz.”

SANATÇILARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ

“On bin yıllık geçmişi olan Türk toplumunun, Anadolu coğrafyasında on bin yıllık geçmişi olan milletin kültür değerlerini dünyada hiç kimse ile tartıştırmayız. Hangi sanat dalında olursa olsun bütün sanatçılarımızı mutlaka yerel yönetimler olarak destekleyeceğiz. Onların, kültüre ve sanata olan katkılarını en üst düzeyde, toplumsal anlamda yaşamalarını sağlayacağız. Türkiye’de en az değer verilen kesim sanatçı kesimidir. Onları izleriz, onlardan birçok şeyler öğreniriz ancak onların yaşamsal koşullarını iyileştirmek için her hangi bir proje, yasal düzenleme henüz net olarak konulmuş değildir. Binlerce sanatçımız, sinema sanatçımız, ses sanatçımız, ressam ya da diğer sanatçılarımız yaşamlarının belirli bir noktasından sonra çok kötü koşullarda hayatı sürdürmek zorunda kalmaktadır. Buna DSP olarak Kültürkent çerçevesinde bu projemiz çerçevesinde sahip çıkacağımızı buradan belirtmek istiyorum.”

ŞEFFAFLIKLA YÖNETECEĞİZ, HESAP VERECEĞİZ

“Hukukun üstünlüğü, “Adalet mülkün temelidir” çerçevesinde mutlaka halka yansıtılmalıdır. Hukuk kentlerimizi kuracağız. Aleniyeti, şeffaflığı ortaya koyacağız. Hiçbir yurttaşımız, bağlı bulunduğu belediyesinde yapılan çalışmalardan verilen hizmetlerden dolayı aklında en ufak bir şüphe taşımayacak şekilde o bölgede yaşayacak. Hesap sorabilirliğin önünü açacağız. Görev yapanlar topluma hesap vermekten kaçmayacaktır belediyelerimizde. Rantçı kentten üreten kente dönüştüreceğiz. Bütün kentlerimiz başta imar rantı olmak üzere; belediyeleri, yerel yönetimleri yöneten kişilerin veya kesimlerin ya da onların bağlı bulundukları partilerin bireysel ya da kesimsel rantlarına mahkum edilmiş vaziyette. Sayın Cumhurbaşkanı da kendisi de itiraf ediyor ya. Bunlar bildiğiniz gibi 3Y ile mücadele için iktidara gelmişlerdi, oy istemişlerdi. Yolsuzluktan, yasaklardan bahsederek. Şimdi 3T formülü çıkardılar kendilerine göre, Temiz toplum, Temiz belediyecilik, Temiz çevre diye. Dikkat edin arkadaşlar bu ülkenin cumhurbaşkanı yıllarca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı ve sonunda çıktı dedi ki; İstanbul’u katlettik, İstanbul’a ihanet ettik, bunda bizim vebalimiz var. Fakat bu vebalin karşılığının ne olduğunu hiç kimse sormuyor. Bir pastaneden, bir baklavacıdan 5 dilim baklava çaldı diye 9 sene hapis yatılan memlekette, koskoca İstanbul’a Ankara’ya ihanet edenler en ufak bir hesap vermiyorlar. Hukukkent’in önemli amaçlarından birisi hesap verebilirliği mutlaka hata geçirmemiz gerekiyor. Bunu hayata geçireceğiz.”

GÜNEŞKENTLERİ KUCMAK İSTİYORUZ

“Enerji en büyük sorunlarımızın başında geliyor. Dışa bağımlıyız, göbeğimizden bağımlıyız. Gerek akaryakıtta, petrolda, gerek doğalgazda, gerekse elektrik enerjisinde halbuki gökyüzünü aydınlatan, kemiklerimize kadar ışıtan koca bir güneş enerjisi var. Bu güneş enerjisini kullanma adına devlet yasal bir çalışma içerisine giremiyor, çünkü iktidarda olmasını sağlayan uluslar arası egen sistem onu doğalgaz, petrol tekellerine bağlamış vaziyette. Bunlardan yakasını kurtaramıyor. Bunu bir tek kurtaracak parti vardır Ecevit’in dirayeti ile kurulmuş ve Ecevit’in dirayetini kendi siyasetine egemen kılmış DSP, mutlaka Güneşkentleri kuracak ve enerjinin her noktada kullanımına ön ayak olacağız.”

ÜRETİMDEN UZAKLAŞTIK, KÖYE DÖNECEĞİZ

“Köylerimizi boşattılar, üretimden uzaklaştırdılar. Kentler köy bile olamaz hale geldi. Eskiden köylerde insanlar kendi kendilerine yeten ortamlarını yaratarak mutlu yaşarlardı. Şimdi bu mutluluk kentlerde de yok. Kentlere bir düzen verebilmek adına insanca yaşam ortamlarını yeniden sağlamak adına köyünden, yurdundan mecburen göç etmiş, tarlasını, tapanını, hayvanını, hasadını bırakarak kentlere göç etmek zorunda kamış yurttaşlarımıza mutlaka daha iyi koşulları yaratarak tekrar kendi yuvalarına dönmelerini sağlayacağız. Yine Bülent Ecevit’in en önemli projelerinden olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet Köyleri Projesi ile birlikte başlayan Köykent projesini güncelleştirerek yeniden köye dönüşümüzü sağlayacağız. Ve Köykentleri kuracağız.”

İCATÇILARA FIRSAT VERECEĞİZ

Teknokentlerimizi mutlaka geliştireceğiz, her ne kadar TV’lerde Sayın Cumhurbaşkanı ya da hükümet ya da iktidar partisinin sözcüleri teknolojilik gelişmelerden söz ediyor iseler de o sözünü ettikleri teknolojinin hiçbir aşamasında üretim anlamında yerli malı yoktur. Türkiye’nin kendi ürettiği, kendi icat ettiği her hangi bir gelişme maalesef yoktur. Biz kendi ülkemizde, kendi ürettiğimiz ve kendi icat ettiğimiz teknoloji ile devletimizi kalkındırmak için başta belediyelerimizden ve yerel yapılarımızda kurullar oluşturacağız, birimler oluşturacağız ve bu konuda çalışmak isteyen tüm toplum kesimlerine belediyelerimizin imkanlarını sonuna kadar kullandıracağız.”

Aksakal, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin adayların hangi tarihte açıklanacağı yönündeki sorusuna; “Adaylarımız genel itibarı ile belli. Bazı yerlerde bir aday adayımız, bazı yerlerde iki, üç aday adayı olan ilçelerimiz de var. Adana’da büyükşehir ve ilçeler düzeyinde hangi adaylarımızla toplumun karşısına çıkarsak en ideal sonuca ulaşabilirizin bir değerlendirmesini yapacağız. Gelecek haftadan sonra muhtemelen adaylarımızı kamuoyuna tanıtacağız” diye yanıt verdi. 

 

TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ, ÜRETMEMİZ GEREKİYOR

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, ekonomik sorunları ilişkin değerlendirmesinde ise “Türkiye’de halk son zamanlarda bu ekonomik sıkıntıyı çeker olarak gösterirsek geçmişimizi unuttuğumuz anlamına gelir. Türkiye 17 yıldır bu ekonomik sıkıntının içerisinde ve yokluğun içerisinde yaşıyor” dedi.

DSP’nin 2002 yılında AK Parti’ye iktidarı devrettiğinde Türkiye’nin toplam dış borcunun 150 milyar dolar olduğunu hatırlatan Aksakal, “Bugün trilyon dolara yaklaşmış bir borç batağının içerisinde bir devlet var. Bu trilyon dolara yaklaşmış borcun bir de yanında paramızdan atılmış 6 sıfır var. 80 yıllık Cumhuriyet kazanımlarının tamamının satılmışlığı var. Bütün bu değerler de gitmiş haldeyken trilyona yaklaşmış bir borç batağının içerisindeyiz. Bu ülkede insanlar tanesi 7-8 liraya kereviz yiyorsa kilosu 8 liraya soğanı bulamıyorsa, samanı dışarıdan ithal eder hale gelmişse artık bunun sonucunda bir tek şeyi düşünmek gerekiyor. En kısa zamanda bu iktidardan kurtulmak zorundayız” diye konuştu.

İttifak girişimleriyle göz boyandığını anlatan Aksakal, şöyle devam etti: “Düne kadar birbirlerine galiz hakaretler yapanlar, birbirlerine bizim demokratik solcular olarak ağzımıza yakıştıramadığımız hakaretlerle itham edenler bugün nasılsa kucak kucağa siyaset yapar görünüp toplumun karşısına çıkıp oy istiyorlar. Bunu artık halkımızın değerlendirmesi gerekiyor. Ekonomik sıkıntı özellikle seçimlerden sonraki süreçte daha bir belirgin hale gelecek. Bu seçimlerde insanların kendilerine oy vermesini sağlamak adına iktidar tarafı, sübvanse dediğimiz yani hariçten bulduğu paralarla, kaynağı belli olmayan paralarla piyasayı besliyor. Ama bir ata sözü vardır; Taşıma suyla değirmen dönmez. Üretmemiz gerekiyor.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.