YATIRIMCI, GÜVENLİ LİMANA YANAŞIR!

GÜNDEM 16.09.2020 - 17:56, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1542+ kez okundu.
 

YATIRIMCI, GÜVENLİ LİMANA YANAŞIR!

Demokrasi ve Atılım Partisi Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık:
    Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık, yatırımcıların genellikle iş yapabilecekleri “güvenli limanları” seçtiğini hatırlatarak, Türkiye’nin özgürlükleri genişletip, hukuk sistemini sağlam hale getirmedikten sonra pandemi süreci geçse bile, eski yatırımları çekemeyeceğini söyledi.  Kısacık, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yapılan icra işleminin ardından Başkan Zeydan Karalar’ın makam odasına hoşkin masası koydurup işlerini yürütmesini ise, ‘yönetim uzmanı’ olarak değerlendirirken, “Bu olay, belediyenin aslında algı ile yönetildiğini tescilledi” ifadelerini kullandı.   Kısacık, gazetemiz kurucusu Hakan Denizli’ye gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ekonominin evrensel kuralında yatırımların genelde rahat, özgürlüklerin olduğu, güvenli limanları seçtiğinin bilindiğini hatırlatan Kısacık, “Yatırım yapılmasını istiyorsak özgürlükleri genişletip ülkeyi özgür ve güvenli bir hale getirmeliyiz. Tüm uluslararası yatırımcıların baktığı ülkelerin risk primleri değerlendirmesinde, bugün Tanzanya, Kenya, Arjantin ile aynı seviyedeyiz. Yatırımcılar bu verilere bakarak, politik ve ekonomik riski görüyor, ona göre yatırım yapıyor veya tahvil alıyor” diye konuştu.  ------------ “HUKUK SAĞLAM HALE GELMEDİKTEN SONRA  PANDEMİ GEÇSE BİLE YATIRIM ÇEKEMEYİZ!” DEVA Partisi Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık’ın açıklamaları şöyle:  YATIRIMLARI GÜVEN ORTAMI SAĞLAR  “İlk önce ülkeyi özgürlüklerin olduğu, sermayenin rahat dolaştığı, sermayenin korkmadığı bir ülke haline getirmeliyiz. Sürekli yabancı sermayedarlar ülkeden çıkıyor. Borsa’daki özellikle yabancı payı yüzde 50’nin altına geldi, bu önemli. Paranın ucuz olduğu bir dönem yaşıyoruz. Yurtdışında yüzde sıfır faizlerin olduğu bir ortama rağmen, şu anda yatırım çekemiyoruz. En son Moody’s zaten çöp seviyesinde olan notu daha aşağı çekti. Yerel dinamiklerle bunu toparlayamayız. Artık global bir dünyadayız. Global fonlar var, yatırımlar var. Türkiye’nin önünü açacak en önemli şey, fonların ve global yatırımcıların gelmesi. Türkiye’ye güven yok. Risk primi bunu gösteriyor. Biz bu güveni sağlamadığımız sürece de ekonomik özgürlüğe kavuşamayız. İlk önce güven ortamını sağlayacağız.”  GÜVENLİ LİMAN OLMALIYIZ  “Herkesle görüşmeler yapıyoruz, sadece Katar’dan para alabildik. Amerika’daki FED Wietnam’a verdiği halde bile Türkiye’ye bu imkanı sağlamadı. Niye risk priminden dolayı. Kimse geri alamayacağına inandığı bir yere para vermez. Hiçbir yatırımcı, başına ‘iki dudak’ arasında bir iş geleceği, ülkeye gidip milyarlarca dolar yatırım yapmaz, emin olması lazım. Benim başıma bir şey gelmez, özgürlükler var, hukuk sistemi var, adaletine güveniyorum, beni korur denilmediği sürece kimse buraya yatırımını getirmez. Bu güveni vermeden pandemi süreci geçse bile, eski yatırımları çekemeyeceğiz. Hukuk sisteminin, gelen yatırımcıyı koruması lazım. Buraya yatırımları getiririm, fabrikaları kurarım, mal satarım ama bir gecede bir kararname ile acaba ekonomide bir kanun  değişir mi, ÖTV bir gecede yüzde 220’ye çıkar mı, bir gecede dolar alırken yüzde 1 tekrar vergi ödemek zorunda kalır mıyım diye düşünmemesi gerekir. Her şey bir gece kararnamelerle değişirse, bu yatırımcıya tedirgin eder. Güvenli liman; adaleti belli olan, hukuka dayanan, ticaretin kurallarının net olarak belirlendiği yerdir. Eğer bunu sağlayamazsak biz güvenli liman olmazsak hiçbir gemi, hiçbir tekne bizim limanımıza gelmez.”  ADANA BELEDİYECİLİKTE TALİHSİZ  DEVA Partisi Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık, Adana’yı belediyecilikte geçmişten bu yana talihsiz gördüğünü söyledi. Talihsizliğin hala sürdüğünü aktaran Kısacık, şöyle devam etti: “Adana’da son yaşananlara bakıyoruz. Polemiklerle, kavgayla, iç çekişmelerle, ya da algıyla gündeme geliyoruz. Şu andaki durum bu. Şunu istiyorum; Adana’nın 25 yıl sonrasının planının konuşulduğu, 25 yıl sonrasının vizyonunun masaya yatırılıp tartışıldığı, Adana’daki bir takımın Süper Lig’in dışında uluslararası bir başarıyı yakalayacak duruma gelmesini. Adana’daki tarımın, yatırım ortamlarının, çeşitli modellerin konuşulduğu bir Adana. Şu modele mi geçsin, bu modele mi geçsinin tartışıldığı bir yapı hayal ediyorum. Ancak hep kavgayla gündeme geliyoruz, çekişmelerle bir de algıyla. Yereldeki düzenlemelere de razıyız. Onu da konuşamıyoruz. Şu düzenleme trafiği rahatlatır, şu düzenleme insanların refah seviyesini artırır. O kapsamda bir şey göremiyoruz. Hep gördüğümüz, algı, boy boy sosyal medyada, bilboardlarda sadece sembol algılarla işleri yürütmeye çalışıyoruz. Bu Adanalı’ya bir şey katıyor mu, yok. 18 ayda Adanalı’nın yaşantısı değişti mi, o da yok. Adana’da bir gelişme oldu mu, o da yok. 25 yıl sonra biz Adana’ya çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl bir Adana bırakacağız. 25 yıl sonra ben istiyorum ki bu şehrin UEFA’da oynayan bir takımı olsun. Adana’nın altyapısı var, taraftarı var mı, var. O potansiyel var mı, var. Bunu konuşmamız lazım. Adana’nın tarımını nereye taşıyacağız? Adana’da turizm tamamen bakir. Karataş, Yumurtalık, Ceyhan. Böyle bir potansiyeli konuşmamız lazım. Harika bir gölümüz var. Nerede var böyle yer. Oraya bir plaj bile yapabilirsin. Birçok spora evsahipliği yapabilir o göl. Bunları entegre edecek bir yapı lazım. Adana’yı çağ atlatacak, Avrupa şehri haline getirecek işleri konuşmamız gerekir. Eskiden Adana, adliyesi ile anılıyordu, şimdi belediyesi ile. Hoşkin masasını gören herkes şunu biliyor. Kahveden hoşkin masası getirene kadar onun yan tarafında çok daha güzel bir toplantı odası var. Belki yan tarafında daha güzel bir makam odası var. Çalışmak istiyorsanız, bir başkan yardımcınızın masasına oturur devam edersiniz. Bu Adana’daki belediyenin aslında algı ile yönetildiğini tescilledi.”  İŞİNİ İYİ YAPAN İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR  Kısacık, Türkiye’de siyaset ortamın iyice kutuplaşıp gerildiğine dikkat çekerek, başkanlık sisteminin de bu dili perçinlediğini söyledi. Kısacık, “Ülkenin sigortası gitti. Eskiden bir cumhurbaşkanı en azından siyasi parti liderleri bir masa etrafında toparlayıp ülke sorunlarını masaya yatırabilir, konuşabilirdi. Şimdi bu süreçten günümüze kadar siyasetin dili gittikçe sertleşti. Ne oldu? Artık liderler grup toplantılarından birbirlerine laf söyleyen, birbirlerini sert eleştiren hatta birbirlerine hakaret eden duruma geldi. Seçmen bundan çok rahatsız. Genel başkanımız Ali Babacan kucaklayıcı, ideolojik siyaset değil, sorunları dile getiriyor. Ondan dolayı ciddi bir teveccüh var. CHP’den, MHP’den ve HDP’den gelenler var. İnsanlar kavga dili istemiyor. Sorunları çözecek bir siyaset dili istiyor. Ülkenin sorunları var. Bu ülkeye sıcak para, kaynak ve yatırımcı girmesi lazım. Bu ülkede eğitim belli bir noktaya gidiyor, bunların planlanması lazım. İyi işler planlanırsa olur. Kötü işler kendiliğinden olur zaten. Yöneticinin en önemli işi plandır. Ülkeyi yöneten insanlar artık bunu yapmalı. Bağırmanın, çağırmanın, dini sembolle kullanmanın, milliyetçi semboller kullanmanın bir anlamı yok. Semboller bu ülkeyi kutuplaştırır. Oturacağız, bu ülkenin sorunları nedir, kim nasıl katkı koyar ona bakacağız. Bu ülkede, işini iyi yapan, kaliteli, bu ülkeye bilgisiyle, birikimiyle katkı sağlayacağına inana herkesle çalışırız. Vatanı, bayrağı ve milletiyle sorunu yoksa beraber çalışırız.”
Demokrasi ve Atılım Partisi Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık:

 

 

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık, yatırımcıların genellikle iş yapabilecekleri “güvenli limanları” seçtiğini hatırlatarak, Türkiye’nin özgürlükleri genişletip, hukuk sistemini sağlam hale getirmedikten sonra pandemi süreci geçse bile, eski yatırımları çekemeyeceğini söyledi. 
Kısacık, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yapılan icra işleminin ardından Başkan Zeydan Karalar’ın makam odasına hoşkin masası koydurup işlerini yürütmesini ise, ‘yönetim uzmanı’ olarak değerlendirirken, “Bu olay, belediyenin aslında algı ile yönetildiğini tescilledi” ifadelerini kullandı.  
Kısacık, gazetemiz kurucusu Hakan Denizli’ye gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ekonominin evrensel kuralında yatırımların genelde rahat, özgürlüklerin olduğu, güvenli limanları seçtiğinin bilindiğini hatırlatan Kısacık, “Yatırım yapılmasını istiyorsak özgürlükleri genişletip ülkeyi özgür ve güvenli bir hale getirmeliyiz. Tüm uluslararası yatırımcıların baktığı ülkelerin risk primleri değerlendirmesinde, bugün Tanzanya, Kenya, Arjantin ile aynı seviyedeyiz. Yatırımcılar bu verilere bakarak, politik ve ekonomik riski görüyor, ona göre yatırım yapıyor veya tahvil alıyor” diye konuştu. 
------------
“HUKUK SAĞLAM HALE GELMEDİKTEN SONRA 
PANDEMİ GEÇSE BİLE YATIRIM ÇEKEMEYİZ!”


DEVA Partisi Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık’ın açıklamaları şöyle: 
YATIRIMLARI GÜVEN ORTAMI SAĞLAR 
“İlk önce ülkeyi özgürlüklerin olduğu, sermayenin rahat dolaştığı, sermayenin korkmadığı bir ülke haline getirmeliyiz. Sürekli yabancı sermayedarlar ülkeden çıkıyor. Borsa’daki özellikle yabancı payı yüzde 50’nin altına geldi, bu önemli. Paranın ucuz olduğu bir dönem yaşıyoruz. Yurtdışında yüzde sıfır faizlerin olduğu bir ortama rağmen, şu anda yatırım çekemiyoruz. En son Moody’s zaten çöp seviyesinde olan notu daha aşağı çekti. Yerel dinamiklerle bunu toparlayamayız. Artık global bir dünyadayız. Global fonlar var, yatırımlar var. Türkiye’nin önünü açacak en önemli şey, fonların ve global yatırımcıların gelmesi. Türkiye’ye güven yok. Risk primi bunu gösteriyor. Biz bu güveni sağlamadığımız sürece de ekonomik özgürlüğe kavuşamayız. İlk önce güven ortamını sağlayacağız.” 
GÜVENLİ LİMAN OLMALIYIZ 
“Herkesle görüşmeler yapıyoruz, sadece Katar’dan para alabildik. Amerika’daki FED Wietnam’a verdiği halde bile Türkiye’ye bu imkanı sağlamadı. Niye risk priminden dolayı. Kimse geri alamayacağına inandığı bir yere para vermez. Hiçbir yatırımcı, başına ‘iki dudak’ arasında bir iş geleceği, ülkeye gidip milyarlarca dolar yatırım yapmaz, emin olması lazım. Benim başıma bir şey gelmez, özgürlükler var, hukuk sistemi var, adaletine güveniyorum, beni korur denilmediği sürece kimse buraya yatırımını getirmez. Bu güveni vermeden pandemi süreci geçse bile, eski yatırımları çekemeyeceğiz. Hukuk sisteminin, gelen yatırımcıyı koruması lazım. Buraya yatırımları getiririm, fabrikaları kurarım, mal satarım ama bir gecede bir kararname ile acaba ekonomide bir kanun  değişir mi, ÖTV bir gecede yüzde 220’ye çıkar mı, bir gecede dolar alırken yüzde 1 tekrar vergi ödemek zorunda kalır mıyım diye düşünmemesi gerekir. Her şey bir gece kararnamelerle değişirse, bu yatırımcıya tedirgin eder. Güvenli liman; adaleti belli olan, hukuka dayanan, ticaretin kurallarının net olarak belirlendiği yerdir. Eğer bunu sağlayamazsak biz güvenli liman olmazsak hiçbir gemi, hiçbir tekne bizim limanımıza gelmez.” 
ADANA BELEDİYECİLİKTE TALİHSİZ 
DEVA Partisi Adana İl Başkanı Sadullah Kısacık, Adana’yı belediyecilikte geçmişten bu yana talihsiz gördüğünü söyledi. Talihsizliğin hala sürdüğünü aktaran Kısacık, şöyle devam etti: “Adana’da son yaşananlara bakıyoruz. Polemiklerle, kavgayla, iç çekişmelerle, ya da algıyla gündeme geliyoruz. Şu andaki durum bu. Şunu istiyorum; Adana’nın 25 yıl sonrasının planının konuşulduğu, 25 yıl sonrasının vizyonunun masaya yatırılıp tartışıldığı, Adana’daki bir takımın Süper Lig’in dışında uluslararası bir başarıyı yakalayacak duruma gelmesini. Adana’daki tarımın, yatırım ortamlarının, çeşitli modellerin konuşulduğu bir Adana. Şu modele mi geçsin, bu modele mi geçsinin tartışıldığı bir yapı hayal ediyorum. Ancak hep kavgayla gündeme geliyoruz, çekişmelerle bir de algıyla. Yereldeki düzenlemelere de razıyız. Onu da konuşamıyoruz. Şu düzenleme trafiği rahatlatır, şu düzenleme insanların refah seviyesini artırır. O kapsamda bir şey göremiyoruz. Hep gördüğümüz, algı, boy boy sosyal medyada, bilboardlarda sadece sembol algılarla işleri yürütmeye çalışıyoruz. Bu Adanalı’ya bir şey katıyor mu, yok. 18 ayda Adanalı’nın yaşantısı değişti mi, o da yok. Adana’da bir gelişme oldu mu, o da yok. 25 yıl sonra biz Adana’ya çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl bir Adana bırakacağız. 25 yıl sonra ben istiyorum ki bu şehrin UEFA’da oynayan bir takımı olsun. Adana’nın altyapısı var, taraftarı var mı, var. O potansiyel var mı, var. Bunu konuşmamız lazım. Adana’nın tarımını nereye taşıyacağız? Adana’da turizm tamamen bakir. Karataş, Yumurtalık, Ceyhan. Böyle bir potansiyeli konuşmamız lazım. Harika bir gölümüz var. Nerede var böyle yer. Oraya bir plaj bile yapabilirsin. Birçok spora evsahipliği yapabilir o göl. Bunları entegre edecek bir yapı lazım. Adana’yı çağ atlatacak, Avrupa şehri haline getirecek işleri konuşmamız gerekir. Eskiden Adana, adliyesi ile anılıyordu, şimdi belediyesi ile. Hoşkin masasını gören herkes şunu biliyor. Kahveden hoşkin masası getirene kadar onun yan tarafında çok daha güzel bir toplantı odası var. Belki yan tarafında daha güzel bir makam odası var. Çalışmak istiyorsanız, bir başkan yardımcınızın masasına oturur devam edersiniz. Bu Adana’daki belediyenin aslında algı ile yönetildiğini tescilledi.” 
İŞİNİ İYİ YAPAN İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR 
Kısacık, Türkiye’de siyaset ortamın iyice kutuplaşıp gerildiğine dikkat çekerek, başkanlık sisteminin de bu dili perçinlediğini söyledi. Kısacık, “Ülkenin sigortası gitti. Eskiden bir cumhurbaşkanı en azından siyasi parti liderleri bir masa etrafında toparlayıp ülke sorunlarını masaya yatırabilir, konuşabilirdi. Şimdi bu süreçten günümüze kadar siyasetin dili gittikçe sertleşti. Ne oldu? Artık liderler grup toplantılarından birbirlerine laf söyleyen, birbirlerini sert eleştiren hatta birbirlerine hakaret eden duruma geldi. Seçmen bundan çok rahatsız. Genel başkanımız Ali Babacan kucaklayıcı, ideolojik siyaset değil, sorunları dile getiriyor. Ondan dolayı ciddi bir teveccüh var. CHP’den, MHP’den ve HDP’den gelenler var. İnsanlar kavga dili istemiyor. Sorunları çözecek bir siyaset dili istiyor. Ülkenin sorunları var. Bu ülkeye sıcak para, kaynak ve yatırımcı girmesi lazım. Bu ülkede eğitim belli bir noktaya gidiyor, bunların planlanması lazım. İyi işler planlanırsa olur. Kötü işler kendiliğinden olur zaten. Yöneticinin en önemli işi plandır. Ülkeyi yöneten insanlar artık bunu yapmalı. Bağırmanın, çağırmanın, dini sembolle kullanmanın, milliyetçi semboller kullanmanın bir anlamı yok. Semboller bu ülkeyi kutuplaştırır. Oturacağız, bu ülkenin sorunları nedir, kim nasıl katkı koyar ona bakacağız. Bu ülkede, işini iyi yapan, kaliteli, bu ülkeye bilgisiyle, birikimiyle katkı sağlayacağına inana herkesle çalışırız. Vatanı, bayrağı ve milletiyle sorunu yoksa beraber çalışırız.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.