YÜZDE 5,69’LUK MAAŞ ZAMMI UÇTU GİTTİ!

EKONOMİ 19.01.2018 - 10:02, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:19 1675+ kez okundu.
 

YÜZDE 5,69’LUK MAAŞ ZAMMI UÇTU GİTTİ!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, 5 milyon kamu emeklisi ile çalışanı ilgilendiren 2018 yılı toplu sözleşmesinin yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, ilk altı ay için enflasyon farkı da eklenerek verilen yüzde 5,69 zamlı aylıklarını aldıklarını söyledi.     HALKIN ENFLASYONU DAHA FAZLA ANCAK… Yüksel, Egemen’e yaptığı açıklamada, yıllardır kamu emekçilerine verilen zamların vergilendirme sistemi sonucu fazlasıyla ve peşin vergi olarak alındığını bildirdi. Yüksel, “Biz diyoruz ki ücretlerimizin asgari ücret kadar kısmından vergi alınmasın,  asgari ücret üzeri gelirlerden yüzde 15 oranı vergi dilimiyle sabitleştirilsin” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yıllık enflasyonu yüzde 11.92 olarak  açıkladığını kaydeden Yüksel, ancak halkın enflasyonunun daha fazla olduğunu vurguladı. Yüksel, en çok tüketilen yumurta, baklagiller, patates, domates, patlıcan ile limon fiyatlarında artışın yüzde 25 ile 30’u bulduğunu ifade ederek, herkesin temel gıdası ekmeğin gramajıyla da oynanarak gizli zam yapıldığına dikkat çekti. Yüksel, köprü ve otoyollara yüzde 25, elektriğe yüzde 8.8, akaryakıt ve doğalgaza da zam yapıldığını belirterek, “Döviz artıyor, vergiler artırılıyor. Bu ücret zamları yeterli mi?” diye sordu   “EN DÜŞÜK KAMU ÇALIŞANI 5 BİN 700 TL’NİN ÜZERİNDE ALMALI” Kamu çalışanlarını gelir kaybına uğratan yüksek ve peşin vergilendirme sistemi mevcutken, astronomik ücretler alan futbolcular, pırlantacılar, uluslararası sularda ticaret yapan gemi sahiplerinin vergiden muaf tutulmalarını anlamakta zorlandığını dile getiren Yüksel, şöyle konuştu: “Devletin halkından vergi almasının ölçütü;  az kazanandan çok, çok kazanandan “hiç” vergi almamak olmamalıdır. Kamu emekçilerinin maaşı  açlık sınırının biraz üzerindedir,  ülkemizde açlık sınırı resmi rakamlara göre bin 800 TL, yoksulluk sınırı 5 bin 700 TL’dir. Kamu emekçilerinin en düşük maaş alanların ücreti yoksulluk  sınırı üzerinde olmalıdır. Kamu emekçilerinin ücretlerinin büyük miktarı ek ödemelerdir. Emeklilikte de çalışırken de aynı ücret alınmalıdır. Kamu emekçileri yıllardır bu düzeltmeyi  beklemektedir. Kamu emekçileri kreş, ulaşım, kira, lojman, yemek bedeli gibi sosyal haklardan  faydalanmıyor.”   “DOKTORLAR EN AZ 10 BİN LİRA ALSIN” Türkiye’de 800 bin kadar sağlık personeli bulunduğunu, bunun 600 bininin Sağlık Bakanlığı’nda çalıştığını anlatan Yüksel, sağlığın tehlikeli ve ağır işlerden sayılması gerektiğini vurguladı. Yüksel, “Sağlıkta şiddet, iş riski sayılmalı, her çalışan iş riskine göre yıllık 60- 220 gün arası yıpranma payından faydalanmalıdır. Fiili hizmet tazminatı ödenmeli,  acilen fiili hizmet tazminatı ve sağlıkta şiddet yasası çıkarılmalıdır. Sağlık emekçileri yıpranma payı konusunda iktidar tarafından yıllardır oyalanmaktadır. Sağlıkta ücretlerin büyük kısmı performansa dayalı döner sermaye paylarıdır emeklilikten sayılmaz, her ay  eşit standart ücret alamaz,  bazen de hiç almayabilir. Biz diyoruz ki performansa dayalı ücretlendirme kaldırılsın, en düşük ücret yoksulluk sınırı üzerinde olsun. Kıdemine, öğrenimine ve iş riskine göre hekimlere 10.000 ile 18.000 TL aylık ücret ödensin, bu da emeklilikten sayılsın.”   YILDA 12 MİLYON MR ÇEKTİRİLİYOR! Son 14 yılda hasta sayısının yüzde 14 arttığını söyleyen Yüksel, bir kişinin yılda 3-4 kez muayeneye giderken bu sayının 8-9’a çıktığını bildirdi. Yüksel, “Bir hastanın hastanede kalma süresi 7-8 günden 4 günün altına düştü. Günübirlik giriş- çıkışlar arttı, yıllık MR çekimi 12 milyon, tomografi çekimi 16 milyon adet olmuştur. Tıbbı tahliller, ultrason, ameliyatlar, acillere müracaatlar artmıştır. Bir doktor günlük 80-100 hastaya bakar olmuş, bu kadar ağır iş yoğunluğu ücretlerde, çalışmada rahatlık getirmezken tükenmişlik,  bitkinlik getirmiş, sağlık çalışanına şiddeti arttırmış ne yazık ki intiharlar artmış, halen gerekli tedbirler alınmamıştır. Şehir hastanelerinin açılmaya başlaması ile  sağlık emekçilerinin iş güvencesi kayboluyor, belirsizlik sürüyor. Şehir hastanelerinde taşeron işçiler de kadroya geçemiyor, taşeron çalıştırılmaya devam edecekler” diye konuştu.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, 5 milyon kamu emeklisi ile çalışanı ilgilendiren 2018 yılı toplu sözleşmesinin yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, ilk altı ay için enflasyon farkı da eklenerek verilen yüzde 5,69 zamlı aylıklarını aldıklarını söyledi.

 

 

HALKIN ENFLASYONU DAHA FAZLA ANCAK…

Yüksel, Egemen’e yaptığı açıklamada, yıllardır kamu emekçilerine verilen zamların vergilendirme sistemi sonucu fazlasıyla ve peşin vergi olarak alındığını bildirdi. Yüksel, “Biz diyoruz ki ücretlerimizin asgari ücret kadar kısmından vergi alınmasın,  asgari ücret üzeri gelirlerden yüzde 15 oranı vergi dilimiyle sabitleştirilsin” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yıllık enflasyonu yüzde 11.92 olarak  açıkladığını kaydeden Yüksel, ancak halkın enflasyonunun daha fazla olduğunu vurguladı. Yüksel, en çok tüketilen yumurta, baklagiller, patates, domates, patlıcan ile limon fiyatlarında artışın yüzde 25 ile 30’u bulduğunu ifade ederek, herkesin temel gıdası ekmeğin gramajıyla da oynanarak gizli zam yapıldığına dikkat çekti. Yüksel, köprü ve otoyollara yüzde 25, elektriğe yüzde 8.8, akaryakıt ve doğalgaza da zam yapıldığını belirterek, “Döviz artıyor, vergiler artırılıyor. Bu ücret zamları yeterli mi?” diye sordu

 

“EN DÜŞÜK KAMU ÇALIŞANI 5 BİN 700 TL’NİN ÜZERİNDE ALMALI”

Kamu çalışanlarını gelir kaybına uğratan yüksek ve peşin vergilendirme sistemi mevcutken, astronomik ücretler alan futbolcular, pırlantacılar, uluslararası sularda ticaret yapan gemi sahiplerinin vergiden muaf tutulmalarını anlamakta zorlandığını dile getiren Yüksel, şöyle konuştu: “Devletin halkından vergi almasının ölçütü;  az kazanandan çok, çok kazanandan “hiç” vergi almamak olmamalıdır. Kamu emekçilerinin maaşı  açlık sınırının biraz üzerindedir,  ülkemizde açlık sınırı resmi rakamlara göre bin 800 TL, yoksulluk sınırı 5 bin 700 TL’dir. Kamu emekçilerinin en düşük maaş alanların ücreti yoksulluk  sınırı üzerinde olmalıdır. Kamu emekçilerinin ücretlerinin büyük miktarı ek ödemelerdir. Emeklilikte de çalışırken de aynı ücret alınmalıdır. Kamu emekçileri yıllardır bu düzeltmeyi  beklemektedir. Kamu emekçileri kreş, ulaşım, kira, lojman, yemek bedeli gibi sosyal haklardan  faydalanmıyor.”

 

“DOKTORLAR EN AZ 10 BİN LİRA ALSIN”

Türkiye’de 800 bin kadar sağlık personeli bulunduğunu, bunun 600 bininin Sağlık Bakanlığı’nda çalıştığını anlatan Yüksel, sağlığın tehlikeli ve ağır işlerden sayılması gerektiğini vurguladı. Yüksel, “Sağlıkta şiddet, iş riski sayılmalı, her çalışan iş riskine göre yıllık 60- 220 gün arası yıpranma payından faydalanmalıdır. Fiili hizmet tazminatı ödenmeli,  acilen fiili hizmet tazminatı ve sağlıkta şiddet yasası çıkarılmalıdır. Sağlık emekçileri yıpranma payı konusunda iktidar tarafından yıllardır oyalanmaktadır. Sağlıkta ücretlerin büyük kısmı performansa dayalı döner sermaye paylarıdır emeklilikten sayılmaz, her ay  eşit standart ücret alamaz,  bazen de hiç almayabilir. Biz diyoruz ki performansa dayalı ücretlendirme kaldırılsın, en düşük ücret yoksulluk sınırı üzerinde olsun. Kıdemine, öğrenimine ve iş riskine göre hekimlere 10.000 ile 18.000 TL aylık ücret ödensin, bu da emeklilikten sayılsın.”

 

YILDA 12 MİLYON MR ÇEKTİRİLİYOR!

Son 14 yılda hasta sayısının yüzde 14 arttığını söyleyen Yüksel, bir kişinin yılda 3-4 kez muayeneye giderken bu sayının 8-9’a çıktığını bildirdi. Yüksel, “Bir hastanın hastanede kalma süresi 7-8 günden 4 günün altına düştü. Günübirlik giriş- çıkışlar arttı, yıllık MR çekimi 12 milyon, tomografi çekimi 16 milyon adet olmuştur. Tıbbı tahliller, ultrason, ameliyatlar, acillere müracaatlar artmıştır. Bir doktor günlük 80-100 hastaya bakar olmuş, bu kadar ağır iş yoğunluğu ücretlerde, çalışmada rahatlık getirmezken tükenmişlik,  bitkinlik getirmiş, sağlık çalışanına şiddeti arttırmış ne yazık ki intiharlar artmış, halen gerekli tedbirler alınmamıştır. Şehir hastanelerinin açılmaya başlaması ile  sağlık emekçilerinin iş güvencesi kayboluyor, belirsizlik sürüyor. Şehir hastanelerinde taşeron işçiler de kadroya geçemiyor, taşeron çalıştırılmaya devam edecekler” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.