“29 Eylül Dünya Kalp Günü”


KALP HASTALIKLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT ETMEK
HAYAT KURTARIYOR!
Günümüzün en önemli sağlık sorunlarının başında gelen kalp damar hastalıkları, dünyada
tüm ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Bu nedenle çok küçük yaşlardan ileri
yaşlara kadar bütün yaş gruplarında ve her iki cinsiyette de görülebilen kalp hastalıkları
konusunda gerekli koruyucu önlemleri çocukluk döneminden itibaren almak gerekiyor.
Tüm dünyada yaşamı tehdit eden sağlık sorunları arasında ilk sırada yer alan kalp ve damar
hastalıklarına dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı sağlamak için her yıl 29 Eylül tarihinde
“Dünya Kalp Günü” olarak çeşitli etkinlikler gerçekleştirildiğini söyleyen Medline Adana
Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuna Katırcıbaşı, “Genetik etkenler, yaş ve
cinsiyet haricinde kalp damar hastalıkları için risk yaratan faktörler düzelterek ölümleri
azaltmak mümkün” diyerek önemli bilgiler verdi.
“Kalp damar hastalıkları kısaca, vücudumuzdaki istisnasız tüm organlara kan götüren yapılar
olan damarların daralması, tıkanması veya kireçlenmesi sonucu ortaya çıkan sorunlardır”
diyen Prof. Dr. Katırcıbaşı, Kalp ve damar hastalıkları ile mücadelede en önemli adım
hastalıktan korunmaktır. Hastalık, bir takım risk faktörlerinin varlığında daha erken yaşta
ortaya çıkmakta ve daha hızlı ilerlemektedir” dedi.
Risk faktörleri ikiye ayrılıyor
Kalp sağlığını olumsuz etkileyen risk faktörlerinin değiştirilebilenler ve değiştirilemeyenler
olmak üzere 2 gruba ayrıldığını söyleyen Prof. Dr. Katırcıbaşı, bunları şöyle açıkladı:

Değiştirilemeyen risk faktörleri
Yaş: Yaşın ilerlemesiyle birlikte kalp damar hastalığı görülme sıklığı artar; 65 yaş ve
üzerindeki bireylerin büyük çoğunluğu kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerden dolayı
kaybedilir.
Cinsiyet: Kalp krizi erkeklerde kadınlara göre daha erken yaşlarda görülür. Kalp
hastalığından ölüm oranı kadınlarda menopozdan sonra artar.
Aile öyküsü: Birinci derece akrabalarında (anne, baba, kardeş) kalp damar hastalığı olanlar
daha yüksek risk altındadırlar.

Değiştirilebilir risk faktörleri
Yüksek LDL kolesterolü: ‘Kötü kolesterol’ olarak da bilinen LDL kolesterol yüksekliği, kalp
damar hastalıklarının en önemli nedenlerindendir.

Yüksek kan basıncı: Sistolik (büyük tansiyon) kan basıncındaki her 20mmHg’lik ve diastolik
(küçük tansiyon) kan basıncındaki 10mmHg’lik artış koroner kalp hastalığı ve inmeye bağlı
ölüm oranlarını iki kat artırır.
Sigara tüketimi: Günde 1 paket veya daha fazla sigara kullanımı kalp krizi geçirme riskini 2-
3 kat oranında yükseltir. Özellikle erken yaşta sigara içimine başlanması hastalığa
yakalanmayı kolaylaştıran bir faktördür.
Şeker hastalığı: Günümüzde şeker hastalığı eşittir koroner kalp hastalığı olarak kabul
edilmekte ve yüksek risk kategorisine girmektedir. Şeker hastalarının yüzde 55’inde kalp
damar hastalığı görülür.
Obezite: Bu konuda en değerli kriter, vücut kitle indeksi ve bel çevresidir. Vücut kitle
indeksinin 25’in üzerinde olması veya bel çevresinin erkeklerde 98 cm, kadınlarda ise 88
cm’nin üzerinde olması, yalnızca kalp damar hastalığı riskini artırmakla kalmayıp şeker
hastalığı, yağ yüksekliği ve tansiyon yüksekliği riskini de artırmaktadır.
Alkol kullanımı: Yüksek tansiyon, günde 2 kadehten fazla içki içenlerde içmeyenlere göre 2
kat daha fazla görülür. Alkol kullanımı kan basıncını yükseltirken beraberinde kalp yetersizliği
ve inme riskini de yükseltir.
Hareketsiz yaşam tarzı: Düzenli olarak yapılan egzersizler kalp damar hastalığından
korunmada önemli bir rol oynar. Egzersizin süresi ve sıklığı arttıkça yararı da artar.
Stres ve Depresyon: Yapılan çalışmalar, ‘A tipi kişilik’ olarak tanımlanan tutkulu, sabırsız,
saldırgan ve yarışmacı kişilerin kalp damar hastalıklarına daha sık rastlandığını bize
göstermektedir.