ADANA BAROSU, 6 ŞUBAT DEPREMLERİNDE HAYATINI KAYBEDEN MESLEKTAŞLARI VE YURTTAŞLARIMIZI ANDI

Adana Barosu Avukatlar Salonu’nda gerçekleştirilen programa Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz, Mersin Barosu Başkanı Av.

Gazi Özdemir, TBB Genel Sekteteri Av. Veli Küçük, Yönetim Kurulu Üyeleri, TBB Avukat Hakları Merkezi Üyesi Av. Sabahattin Gümüş, TBB Delegesi Av. Filiz Feyhan Aksoy Karakoç ile çok sayıda avukat katıldı. Depremde kaybettiğimiz meslektaşları ve yurttaşlarımızın anısına saygı duruşunun ardından hazırlanan video izlendi.

Av. GÖKAYAZ: “ADALET SAĞLANANA VE ŞEHİRLERİMİZ
YENİDEN İNŞA EDİLENE KADAR BİZ BU İŞİN PEŞİNİ
BIRAKMAYACAĞIZ.”

Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz yaptığı konuşmada ; hayatını kaydeden meslektaşlarını ve yurttaşları saygı, özlem ve rahmetle andı.

Deprem nedeniyle ortaya çıkan hukuksal sürecin takipçisi olduklarını ifade eden Av. Gökayaz, “Enkazları, tırnaklarıyla kazımak için koşup gelenleri; dişinden tırnağından artırdığını paylaşanları unutmadık. Meslektaşlarının ve yurttaşların yaralarını sarmaya koşan ve bu uğurda tüm kapasitelerini kullanan Barolarımızı unutmadık. Meslektaşlarımızı, arkadaşlarımızı unutmadık! Deprem felaketinden etkilenen yurttaşların mağduriyetleri daha fazla artırılmadan, tazmini mümkün olan tüm zararlarının giderilmesini istiyoruz. Bir
yıldır nasıl inatla, inançla ve birbirimize umut vererek dayanışma gösterdiysek, taleplerimizin de aynı şekilde hep birlikte takipçisi olacağız. Ne kadar uzun sürerse sürsün; adalet sağlanana ve şehirlerimiz yeniden inşa edilene kadarbiz bu işin peşini bırakmayacağız”  dedi.

Av. GÖKAYAZ, CUMHURBAŞKANI’NA ANAYASA’NIN 104.
MADDESİNİ HATIRLATTI
Cumhurbaşkanı’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaya atıfta bulunan Av. Gökayaz, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104/2. Fıkrası “Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil ederAnayasanınuygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.” Şeklinde düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın kendisine
yüklediği görevi yerine getirmek yerine bu beyanıyla deprem acısı karşısında bile ayrımcılık yaptığını itiraf etmiştir. Deprem
acısına mı yanalım, milletin birliğini temsil etmesi gereken kişinin ülkenin en zor günlerinde yaptığı ayrımcılığa mı ? Allahtan bu ülkede milletin dayanışması var, milletin vicdanı var, milletin feraseti var…”

TBB Genel Sekreteri Av. Veli Küçük yaptığı konuşmada, iki meslektaşının depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen
halen naaşlarına ulaşılamadığını hatırlatarak, “Acının gözyaşının sele dönüştüğü bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti
Devleti bu sorumluluğu mutlaka yerine getirmelidir. On binlerce sayıyla ifade edilen kayıpların akıbeti hakkında devlet
bilgi vermelidir. Deprem gününden başlayan dayanışma anlayışını TBB olarak barolarımız ve avukatlarımızla birlikte
yükseltmeye devam edeceğiz. Depremde kaybettiğimiz 122 meslektaşımızı ve yurttaşlarımızı saygıyla, rahmetle ve
özlemle anıyorum.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından anma programı sona erdi.

Bundan tam bir yıl önce, kıyameti yaşadık. Saat 04.17’de, o hiç bitmeyen 65 saniyeyi yaşadık. O 65 saniye içerisinde on
binlerce insanımızı kaybettik. Evlerimizi, iş yerlerimizi kaybettik. Sokaklarında büyüdüğümüz şehirlerimizi, hatıralarımızı kaybettik. Zamanla kapanacağı söylenen yaralarımız, ilk günkü gibi derin ve açık; acılarımız ilk günkü gibi taze… Yaşananların dehşetini anlatmak için sayıların büyüklüğüne sığınmak istemiyoruz. Resmî açıklamalara göre aralarında 122 meslektaşımızın da olduğu 50 binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybetti, 100 binin üzerinde insanımız yaralandı. Fiziken yaralanan yurttaşlarımızın yanında milyonlarca yurttaşımız manen yaralandı. Gerek depremde kaybettikleri yakınları nedeniyle gerekse deprem sonrası arama kurtarmadan başlamak üzere yaşananlar, insanımızda çok büyük yaralar açtı. Acıları sadece yaşamakla kalmak değil, acılardan dersler de çıkarmak gerekli.
Bu acılar bir daha yaşanmasın, sorumlular yargı önünde hesap versin. Aradan geçen bir yıla rağmen yakınları bulunamayan ailelerin
sesi duyulsun, en azından bir mezar yerine sahip olsunlar istiyoruz. Kaybedilen uzuvların, bir ömür boyu taşınacak yaraların üzerinin yaklaşık sayılarla kapatılmasını istemiyoruz. 6 Şubat Depreminde Adana Barosu olarak beş meslektaşımızı kaybettik. Meslektaşlarımızı, arkadaşlarımızı unutmadık!

1.Av.Zeliha Esin Atmaca
2.Av.Uğur Uçurum
3.Av.Tarık Buğra Taştekin
4-Av.Yusuf Başlar
5.Stj.Av.Ömer Öz
Meslektaşlarımızı saygıyla, özlemle ve rahmetle anıyoruz. Sevdiklerimizin sesleri, çığlıkları yıkıntıların arasından yükselirken, enkazların başında yaşadığımız çaresizliği unutmadık. Arama kurtarma çalışmalarında, yardım malzemelerinin ulaştırılmasında yaşananları unutmadık. Geçtiğimiz gün, Antakya’da yapılan bir toplantıda konuşma yapan Cumhurbaşkanı şöyle dedi: “Bir gerçeği şu anda söylüyorum. Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı.” Evet, Hatay’a gelmedi. Hatay halkı, enkaz altındayken bile devletin eli gelmedi. Enkaz altında kalan Hatay halkı, can çekişerek, soğukta, diri diri öldü. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104/2. Fıkrası

“Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla TürkiyeCumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder;Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli veuyumlu çalışmasını temin eder.” Şeklinde düzenlenmiştir.Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın kendisine yüklediği görevi

yerine getirmek yerine bu beyanıyla deprem acısı karşısındabile ayrımcılık yaptığını itiraf etmiştir. Deprem acısına mıyanalım, milletin birliğini temsil etmesi gereken kişininülkenin en zor günlerinde yaptığı ayrımcılığa mı ? Allahtan buülkede milletin dayanışması var, milletin vicdanı var, milletinferaseti var…Enkazları, tırnaklarıyla kazımak için koşup gelenleri; dişindentırnağından artırdığını paylaşanları unutmadık.Meslektaşlarının ve yurttaşların yaralarını sarmaya koşan vebu uğurda tüm kapasitelerini kullanan Barolarımızıunutmadık.
İlk günden itibaren, Türkiye’nin dört bir yanından deprembölgesine gelen, bir işin ucundan tutmaya çalışanyurttaşlarımızı unutmadık.
Büyük bir organizasyon gerçekleştirip, bizleri yalnız bırakmamak ve adaletin gerçekleşmesini sağlamak için nöbetleşe görev almak üzere Türkiye’nin hemen hemen bütün barolarından gelen yüzlerce meslektaşımızı unutmadık. Düzenlenen yardım kampanyalarına verilen desteği, 5 Mart 2023 Pazar günü gerçekleştirilen #Büyük Avukat Dayanışması kampanyasını unutmadık.
Barınma ihtiyacı olan meslektaşlarımızı, aileleriyle birlikte evlerinde misafir eden meslektaşlarımızı unutmadık.

Yurttaşların adalete erişimlerini sağlamak üzere konteynır ve çadırlardaki adli yardım bürolarında fedakarca görev alan
meslektaşlarımızı unutmadık. Şimdi, depremin birinci yıl dönümünde, yaşanan acıları en derinden hissederken, bu acıların bir nebze olsun giderilebilmesi ve tekrar aşanmaması için; Deprem yargılamalarında tüm sorumluların ortaya çıkarılmasını ve en
ağır yaptırımların uygulanmasını istiyoruz. On binlerce bina yıkılmış olmasına rağmen, mevzuata aykırı yapılaşmaya göz yuman hiçbir kamu görevlisi yargı önüne çıkarılmamıştır. Binaların yıkılmasından sorumlu kamu görevlilerinin yargılanmasını istiyoruz. Yürütülen soruşmalarda yaşanan en önemli sorunlardan biri; ehil bilirkişilerin bulunamaması veya sorumluluk almamasıdır. Deprem nedeniyle yürütülen soruşturmaların hızlı, etkin ve adalete uygun bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılması için konusunda uzman mühendis ve bilim insanlarını göreve davet ediyoruz. Yakınlarını hala bulamayan ailelerin sesleri duyulsun istiyoruz.Enkazların, insan sağlığına zarar verilmeden, atıklarınınçevreye ve doğaya zarar verilmeden tasfiyesini istiyoruz.Yeniden inşa edilecek şehirlerimizin, hatıralarımıza saygıduyularak, tarihî ve kültürel dokuya uyularak kurulmasınıistiyoruz.Bütün bunlar yapılırken yurttaşların, Baroların, meslek
örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının da içerisinde yeraldığı demokratik katılım imkânı sağlanmasını istiyoruz.Yapılacak konutların bir rant dağıtımı mekanizmasına kurbanedilmemesini, faaliyetlerin, barınma hakkını esas alan bir

yaklaşımla gerçekleştirilmesini istiyoruz.Deprem felaketinden etkilenen yurttaşların mağduriyetleridaha fazla artırılmadan, tazmini mümkün olan tümzararlarının giderilmesini istiyoruz.Bir yıldır nasıl inatla, inançla ve birbirimize umut vererekdayanışma gösterdiysek, taleplerimizin de aynı şekilde hepbirlikte takipçisi olacağız. Ne kadar uzun sürerse sürsün;adalet sağlanana ve şehirlerimiz yeniden inşa edilene kadarbiz bu işin peşini bırakmayacağız.