ÇOCUK DİŞ TEDAVİSİNDE LAZER DÖNEMİ

Cerrahi işlemlerin planlamasının zorunlu olduğu çocuk hastalarda yeterli kooperasyon sağlanarak uyutmaya gerek olmadan klinik işlemlerin yapılmasının çok kolay olmadığının altını çizen Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir çocuk diş hekimliğinde lazer uygulamalarına dair önemli gelişmeleri ve tedaviye dair merak edilenleri anlatıyor…

 

Lazer uygulamalarının çürük teşhisi, diş beyazlatma işlemleri, kanal tedavisi prosedürleri gibi diş hekimliğinin birçok alanında kullanımının günden güne yaygınlaştığını ifade eden Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir bu uygulamanın avantaj ve dezavantajlarının araştırılmaya devam ettiğini ifade etti. “Diş eti düzeltmeleri, dudak ve dil bağı konumlanmaları için gerekli görülen tedaviler, süremeyen dişlerin üstündeki diş eti engelinin kaldırılması gereken durumlarda yani çocuk diş hekimliğinde sıklıkla planladığımız işlemler rutinde lazer kullanılarak yapılabiliyor. Cerrahi işlem sırasında hasta konforunu arttırarak, işlem sonrasındaki komplikasyon risklerini düşürmesi, özellikle çocuk hastalarda, klasik cerrahi yöntemlere göre lazer uygulamalarını ön plana çıkarıyor” açıklamasında bulunan Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir sözlerine şöyle devam etti: “Cerrahi işlem sırasındaki kanamalı görüntüler, çocuk hastanın ağrı hissetme olasılığı, malzeme fazlalığının yaratacağı tedirginlik, çocuğun hareketliliği ile artacak olan komplikasyon riskleri çocuk hastalarda klasik yöntemlerle planlanan cerrahi işlemleri çoğu zaman uyutarak planlamamızı gerektiriyor. Başarılı geçen bir cerrahi işlemden sonra dahi, cerrahi bölgenin dikişle kapatılması, dikişle kapatılan bölgede işlem sonrasında yeterli hijyenin sağlanamaması, ağız bakımına özen gösterilmesindeki zorluklar ve çocuk hastanın dikişlerle oynayarak doku iyileşmesine zarar verme riski yapılan tedavinin sonuçlarını da olumsuz yönde etkiliyor maalesef.”

 

Kısa sürede acısız ve kolay tedavi

Lazerin çocuk hastalarda öne çıkan avantajlarından bahseden Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Lazer uygulanarak yapılan yumuşak doku işlemlerinin pek çoğunda bölgesel uyuşturulmaya ihtiyaç duyulmaması ve cerrahi işlemin uygulanacağı yumuşak doku bölgesine, çoğu zaman dikiş atılmasına gerek olmaması ile kanama kontrolünün sağlanabilmesi avantajlarımızdan bazıları. Lazer uygulamaları cerrahi işlem bölgesinin daha hızlı iyileşmesine olanak tanımasının yanısıra; işlem sonrasında oluşabilecek problemleri azaltması sayesinde de pek çok işlem için hastalarımıza ağrı kesici kullandırmamıza dahi gerek kalmıyor.  Lazer kullanılarak yapılan cerrahi işlemlerde, klasik cerrahi yöntemlere göre hastaların koltukta geçirdiği zaman da çok daha kısalıyor. Bu durum diş hekimi koltuğuna toleransı ve diş tedavileri sırasındaki kooperasyonu çok sınırlı olan çocuk hastalarda göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir” dedi.

 

Bakteri üremesinin önüne geçiliyor

“Lazerler, uygulandığı bölgedeki dokularda bakteri üremesini önleyerek, işlem sonrasında antibiyotik kullanılmasına duyulan ihtiyacı azaltır ve iyileşme sürecinin yüksek oranda sorunsuz geçmesini sağlar” açıklamasında bulunan Dt. Nurgül Demir “Düşük seviyeli lazerlerin, çocuklarda, kemoterapi, radyoterapi gibi bağışıklık sistemini zayıflatan tedavilerin sonucu olarak görülen ağız yaralarının tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir ve rutin olarak kullanılmaktadır. Ağızda çıkan aftöz ülserlerin, uçuk lezyonlarının ilaçsız tedavisinde farklı lazer uygulamalarının etkinliği de araştırılmaya devam etmektedir” dedi. Dt. Nurgül Demir lazerin diğer faydalarını ise şu şekilde sıraladı;

 

-Lazer uygulamaları çocuklarda şu anda, normal konumundan daha aşağıda konumlanarak diş diziliminde aralanmalara sebep olan dudak bağı tedavileri,

 

-Dil hareketlerinin kısıtlı kalmasına ve konuşma problemlerine yol açan dil bağı tedavileri,

 

-Diş eti konturunun düzeltilmesi, süremeyerek gömülü kalan dişlerin üstündeki diş eti engelinin kaldırılması gereken hastalarda planladığımız minör cerrahiler,

 

-Yumuşak dokulara uygulanacak cerrahi işlemler sırasında; kanama kontrolü sağlarken, hastanın ağrı duyması riskini azaltması,

 

-Cerrahi işlem sırasında hasta konforunu arttırarak, işlem sonrasındaki komplikasyon risklerini düşürmesi,

 

-İşlem süresini önemli ölçüde kısaltarak çocuk hastanın kooperasyonunu kaybetmemesine ve işlem sonrası iyileşme sürecinde sağladığı avantajlar ile gelecek vaat eden opsiyonlar sunacağa benziyor.

 

Doğru vaka seçimi ve doğru tedavi

Lazer uygulamalarının başarısında doğru vaka seçimi ve tekniğin uygulanmasındaki hassasiyet ve profesyonelliğe de dikkat çeken Dt. Nurgül Demir “Yumuşak doku cerrahisi planlanan hastada, yapılacak olan tedavinin yöntemine, hekim, hastanın ihtiyaçlarına ve tedavinin gerektirdiklerine göre karar vermelidir. Lazer uygulamalarının başarısında doğru vaka seçimi ve tekniğin uygulanmasındaki hassasiyet ve profesyonellik büyük önem taşımaktadır. Özellikle çocuk hastalarda, işlemin çene cerrahisi uzmanı ile planlanması sürecin kusursuz ilerlemesini sağlayacaktır.”