Dernek Başkanı Hakan Harput Karaca, 2015-2016 yılından buyana 3 kişilik ekibiyle yola çıkarak özellikle Adana’nın kırsal kesimlerinde yaşayan tarım işçisi çocuklara yönelik çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Bu bölgelerde yaşayan çocukların içler acısı halde yaşama tutunduklarına işaret eden Karaca, yetkililere yardım çağrısında bulundu. 
YIRTIK AYAKKABILARLA OKULA GİDİYORLAR
Kırsal bölgelerde yaşayan çocukların yürek parçalayan durumda olduğuna dikkat çeken Karaca, “Bu çocuklar genel olarak Güneydoğu’dan gelen aralarında mültecilerinde olduğu özellikle Karataş bölgelerinde yaşam savaşı veren tarım işçisi çocuklar. Soğukların arttığı kış aylarında üzerlerinde mont, ayakkabı olmadığını görüyoruz. Çocuklar terlik, sandalet ve yırtık yazlık ayakkabılarla okula gidiyor. Bunun için acil önlem olarak öncelikle çorap, ayakkabı ve mont ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz” dedi.
TESPİT EDİLMELİ
Bölgede yaşayan çocukların en büyük sorunlarından bir tanesinin eğitim olduğuna vurgu yapan Karaca; “Burada yaşayan aileler çocuklarını okula gönderemiyordu. Biz bu sorunu Valilik aracılığı ile taşımalı eğitimle çözdük. Ancak bu defada çocukların maddi olarak imkansızlıktan dolayı çanta, defter, kalem gibi eksikleri çok fazla. Özellikle çadırda yaşayan çocuklara yönelik Milli Eğitim tarafından bölge okullarda tespit yapılması lazım. Okula neden gelemiyor? kaçının çantası, kıyafeti var? Bir çok aile çocuklarının montu olmadığı, ayakları ıslandığı için okula gönderemiyor” diye konuştu. 
HER ÇOCUK EŞİT OLMALI
Her çocuğun eğitim ve yaşam hakkının eşit olması gerektiğini savunan Karaca şunları söyledi;  “Bizim önceliğimiz her çocuk eşit olmalı. Dünya sadece bizim sahip olduğumuz kendi çocuklarımızdan ibaret değil. Çalışmalarımızda en çok zorlandığımız şey, maalesef ülkemizin kanayan yarası yardım edeceği çocuğun mezhebini, ırkını soruyor. Biz öyle dedikleri zaman asla yardım kabul etmiyoruz. Çocukların dini, dili, ırkı, mezhebi olmaz. Bu çocuklar ülkenin geleceği bizim yarınlarımız. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet'e bu çocukları kazandırmamız lazım”.