EĞİTİME BÜYÜK DARBE: 200 BİN USTA ÖĞRETİCİ MAĞDUR!
USTA ÖĞRETİCİLER İŞSİZLİĞİN VE BELİRSİZLİĞİN PENÇESİNDE
Eğitim-İş Adana 1 No’lu Şube Başkanı Hatice Hazar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) tasarruf tedbirleri kapsamında aldığı kararlarla, yalnızca örgün eğitimdeki öğrencilerin değil, yaygın eğitimdeki yetişkinlerin de eğitim hakkının ihlal edildiğini belirtti. Hazar, Cumhuriyet’in en önemli kazanımlarından biri olan kamusal halk eğitiminin, ekonomik kısıtlamalar adı altında sekteye uğratılmasının toplum için ciddi sonuçları olacağını vurguladı.
"HALK EĞİTİMİ, CUMHURİYET’İN KAZANIMIDIR"
Hatice Hazar, Türkiye’de halk eğitiminin tarihsel önemine dikkat çekerek, 1921’deki savaş koşullarında bile halk eğitiminin devam ettiğini hatırlattı. Hazar, “Cumhuriyet’in halk eğitimi mirası, toplumun her kesiminden insanın bilgiye erişimini sağladı. Bugün gelinen noktada, tasarruf tedbirleri gerekçesiyle halk eğitimi merkezlerinde açılan kursların sınırlandırılması, her yaştan yurttaşın eğitim hakkının engellenmesi anlamına gelmektedir,” dedi.
"HER YIL 1 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ HALK EĞİTİM MERKEZLERİNİN KURSLARINDAN YARARLANIYOR"
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 998 halk eğitimi merkezinde, önceki yıllarda her ay yaklaşık 1 milyon kişinin çeşitli kurslardan faydalandığını ifade eden Hazar, 2023 yılında bu kurslara katılan toplam kişi sayısının 11,5 milyonu aştığını söyledi. Bu kursların yalnızca kişilere mesleki beceriler kazandırmakla kalmadığını, aynı zamanda özellikle kadınlar için aile içi şiddet ve benzeri sorunlara karşı dayanışma, güçlenme ve sosyalleşme imkanı sunduğunu vurguladı. Halk eğitimi merkezlerinin, dershanelere gidemeyen yoksul çocuklara yönelik ücretsiz destek kurslarıyla da sınavlara hazırlık sağladığını belirtti.
"TOPLUMSAL SORUNLAR KARŞISINDA HALK EĞİTİMİNE DUYULAN İHTİYAÇ"
Hazar, halk eğitiminin bugün daha da önem kazandığını belirterek Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunları şöyle sıraladı:
İşsizlik Oranlarının Yükselmesi: İşsiz kalan bireylerin iş bulma şansını artıran mesleki eğitim kursları, halk eğitimi merkezlerinde verilmektedir.
Açlık Sınırının Altında Yaşayan İnsanlar: Özellikle ekonomik sıkıntılar çeken bireylerin kendilerini geliştirme fırsatları ellerinden alınmamalıdır.
Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Toplumsal Şiddet: Bu merkezler, şiddet mağdurlarına sosyalleşme, dayanışma ve güçlenme imkanı sağlamaktadır.
Gençlerde Artan Bağımlılık ve Zararlı Alışkanlıklar: Gençlerin kendilerini geliştirmelerine olanak tanıyan kurslar, onları kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmaktadır.
Sınava Dayalı Eğitim Sistemi: Halk eğitimi merkezleri, dershanelere gidemeyen yoksul çocuklara sınavlara hazırlık kursları sunarak, eğitimde fırsat eşitliği sağlamaktadır.
Hazar, tüm bu toplumsal sorunlarla mücadele edebilmek için güçlü ve kapsamlı bir halk eğitimi politikası gerektiğini vurguladı. Hazar, "Halk eğitimi yalnızca bireyleri değil, toplumu da güçlendirir ve ekonomik kalkınmayı destekler" dedi.
"TASARRUF TEDBİRLERİ İLE EĞİTİMİN KISITLANMASI KABUL EDİLEMEZ"
Tasarruf tedbirleri çerçevesinde halk eğitimi merkezlerinde açılacak kursların öncelikli olarak yalnızca kadrolu öğretmenler tarafından açılmasının öngörüldüğünü belirten Hazar, bu durumun ciddi mağduriyetler yaratacağını ifade etti. Türkiye genelinde 998 halk eğitimi merkezinde toplam kadrolu öğretmen sayısının yalnızca 5.996 olduğuna dikkat çeken Hazar, “Bu sayı, kursların sağlıklı bir şekilde açılması için yeterli değil. Halk eğitimi kursları ağırlıklı olarak usta öğreticiler tarafından yürütülmektedir ve talep edilen kursların açılmaması, sayıları 200.000’i bulan usta öğreticiyi de mağdur etmektedir,” diye konuştu.
Hazar, sözlerini şöyle tamamladı: “Halk eğitimine erişimi kısıtlamak, toplumun gelişimini baltalamak anlamına gelir. Bu sebeple, tasarruf tedbirlerinin ilk hedefinin örgün ve yaygın eğitim faaliyetleri olması kabul edilemez.”
USTA ÖĞRETİCİLER İŞSİZLİKLE BOĞUŞUYOR: "YETİŞKİN EĞİTİMİNE DARBE VURULUYOR"
Usta Öğreticiler İşsizliğin ve Belirsizliğin Pençesinde
Osmaniye'de 17 yıldır usta öğreticilik yapan, aynı zamanda Meslek Eğitimcileri ve Usta Öğreticiler Federasyonu (MEUS_FED) İl Temsilcisi olan Mehtap Bozdoğan, halk eğitimi merkezlerinde görev yapan usta öğreticilerin yaşadığı mağduriyetleri dile getirdi. Bozdoğan, 100 binin üzerinde usta öğreticinin ciddi geçim sıkıntıları yaşadığını belirterek, “Açem’ler ve Hayat Boyu Öğrenme faaliyetlerine darbe vuruluyor. Tasarruf tedbirleriyle yetişkin eğitimine ciddi bir balta vuruluyor” dedi.
"KOTA UYGULAMASININ MANTIĞI YOK"
Bozdoğan, getirilen kota uygulamasının usta öğreticileri zor durumda bıraktığını vurguladı. “Örneğin, bana toplamda 190 saatlik kurs hakkı verilmiş. Günlük altı saat üzerinden kurs açmam isteniyor ve bu saati altı kişiye böleceksiniz deniyor,” diyen Bozdoğan, bunun usta öğreticilerin maaşlarına yansımayan bir iş yükü olduğunu, asgari ücretin altında kalan maaşlarının ise tatil günlerinde kesildiğini söyledi. “Örneğin, 29 Ekim, 1 Mayıs veya dini bayramlarda çalışmadığımız günlerde maaş kesintisi yaşıyoruz. Bu koşullarda öğretmen gibi çalışıp karşılığını alamıyoruz,” diye ekledi.
“HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİNDE YERİMİZİ KAYBETTİK”
Bozdoğan, 17 yıldır halk eğitimi merkezlerinde görev yapmasına rağmen, önceliğin üniversite mezunlarına verildiği gerekçesiyle kurs açmakta zorlandığını belirtti. “Örneğin halk oyunları ve satrançta yıllardır görev yapıyorum. Ancak şu an kurs açamıyorum, branşım tanınmaz hale geldi,” diyerek kendilerine deneyim ve eğitimine rağmen öncelik tanınmadığını söyledi.
“TÜRKİYE GENELİNDE USTA ÖĞRETİCİLERİN DURUMU KRİTİK”
Türkiye’nin birçok bölgesinde usta öğreticilerin işsiz kaldığını vurgulayan Bozdoğan, Anne Çocuk Eğitim Merkezi (AÇEM) ve diğer yetişkin eğitim faaliyetlerinin tasarruf tedbirleri yüzünden aksadığını ifade etti. “Bu kurslar sayesinde meslek sahibi olan binlerce kadın artık eğitimden mahrum kalacak,” diyen Bozdoğan, usta öğreticilerin ekonomik güvenceden yoksun bırakıldığını belirtti. Bozdoğan, maaşların yanı sıra sosyal güvence ve işsizlik sigortası gibi temel haklardan da faydalanamadıklarını ifade etti.
"INTİHAR VAKALARI ARTIYOR, USTA ÖĞRETİCİLER UMUTSUZ"
Bozdoğan, yaşanan mağduriyetlerin bazı usta öğreticileri çaresizliğe sürüklediğini belirterek, son zamanlarda artan intihar vakalarına dikkat çekti. “Karı-koca usta öğretici olanların sadece birine iş imkanı veriliyor. İşsiz kalan binlerce usta öğretici bu zor durumda. Geçim derdinde olanlar psikolojik baskı altında ve intihar vakalarıyla karşı karşıya kalıyoruz,” dedi.
"İYİLEŞTİRMELER YAPILSIN, KADRO HAKKI VERİLSİN"
Bozdoğan, usta öğreticiler için daha kalıcı ve güvence sağlayan düzenlemeler talep ettiklerini belirterek, “Kotaların kaldırılmasını, maaş ve sigorta güvencesi sağlanmasını istiyoruz. İşsizlik sigortasından faydalanamıyoruz; 720 saatlik kurs belgesini zorunlu hale getirip, deneyimi olan usta öğreticilere kalıcı kadro hakkı tanınmalı,” diyerek yetkililerden acil çözüm istedi.
USTA ÖĞRETİCİLERİN GELECEĞİ BELİRSİZLİKTE: EMEKLİLİĞİNE YAKLAŞANLAR DA MAĞDUR
Dörtyol Halk Eğitim Merkezi’nde 11 yıldır usta öğreticilik yapan H.Ö., emekliliğine yalnızca bir buçuk yıl kalmış olmasına rağmen işsizlikle karşı karşıya olduğunu ve yaşanan belirsizliklerin kendisini mağdur ettiğini belirtti. Emekli olmayı beklerken, açılması gereken kursların ertelenmesi veya iptali nedeniyle geçim sıkıntısı yaşadığını ifade eden H.Ö., merkezdeki yüzlerce usta öğreticinin de benzer bir durumda olduğunu vurguladı.
"BİZLERE HİÇBİR BİLGİ VERİLMİYOR, BELİRSİZLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
H.Ö., Dörtyol Halk Eğitim Merkezi’nde çalışan usta öğreticilerin iş durumuyla ilgili kesin bir bilgi alamadıklarını ve bu nedenle büyük bir belirsizlik içinde olduklarını ifade etti: “Ne kadar kişi alınacak, kurslar açılacak mı, bizlere hiçbir bilgi verilmiyor. Örneğin, Aralık sonunda bazı kursların açılacağı söylendi ancak yine de emin değiliz. Sürekli bir belirsizlik içinde bekliyoruz,” dedi.
Bu durumun kendisini ve diğer usta öğreticileri hem ekonomik hem de psikolojik açıdan zora soktuğunu belirten H.Ö., emekliliğine az bir süre kalmış olmasına rağmen yaşanan bu durum yüzünden emekli olamayacağını ve büyük bir mağduriyet yaşadığını ifade etti.
"100'LERCE USTA ÖĞRETİCİ EVİNE EKMEK GÖTÜREMİYOR"
H.Ö., özellikle el sanatları, giyim ve makine nakışı gibi alanlarda usta öğretici olarak çalışan birçok meslektaşının bu yıl iş bulamadığını söyledi. Dörtyol Halk Eğitim Merkezi’nde yalnızca mefruşat, giyim ve el makine nakışları alanında görev yapan yaklaşık 70-80 hocanın olduğunu ancak kursların açılmaması nedeniyle birçoğunun gelir kaybı yaşadığını belirtti.
“Geçen yıl 70-80 arkadaşımız bu alanlarda görev yapıyordu, bu sene birçoğu işsiz kaldı ve evlerine ekmek götüremiyor. Çoğunun evi kira; karı koca usta öğretici olarak çalışanlar bile iş bulamıyor,” diyen H.Ö., yaz döneminde sigortalarını kendileri ödediklerini, emekli olabilmek için yıllardır beklediklerini ve bir an önce bu sürecin sona ermesini umduklarını söyledi.
"EL SANATLARI VE KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ MESLEKLER BİLE BELİRSİZ"
H.Ö., usta öğreticilerin eğitim verdiği alanlar arasında el sanatları, ahşap boyama, rölyef, resim, kuaförlük, moda ve tasarım gibi dalların bulunduğunu ifade etti. "Bu dallarda hem beceri kazandırmak hem de meslekleri yaşatmak amacıyla çalışıyoruz ancak kaybolmaya yüz tutmuş olan mesleklerde bile bir belirsizlik var," diyerek kaygılarını dile getirdi.
"İKİNCİ LİSE DİPLOMASI ALDIM AMA GÖREV ALAMIYORUM"
53 yaşında ikinci bir lise diploması aldığını ve moda ve tasarım üzerine eğitimini tamamladığını belirten H.Ö., alanında kendini geliştirmek için gösterdiği çabaya rağmen iş bulamamanın üzüntüsünü yaşadığını söyledi:
“Moda ve tasarım üzerine ikinci bir diplomamı aldım, el ve makine nakışı, mefruşat gibi dallarda eğitim veriyorum. Ancak belirsizlik içinde bekliyoruz. Bir umutla haber bekliyoruz; çünkü emekli olmak ve bu zorlukları artık geride bırakmak istiyoruz,” şeklinde konuştu.
H.Ö., usta öğreticilerin iş bulamamasının yalnızca öğreticileri değil, kurslara katılarak meslek öğrenmek ve iş bulmak isteyen kursiyerleri de mağdur ettiğini vurguladı.
USTA ÖĞRETİCİ H: “14 YILLIK EMEĞİMİZİN KARŞILIĞI BU OLMAMALI”
Halk Eğitimi Merkezlerinde 14 yıldır usta öğretici olarak çalışan H isimli eğitimci ise, son bir buçuk aydır işsiz olduğunu ve geçim sıkıntısı yaşadığını belirtti. Kronik rahatsızlıkları nedeniyle düzenli sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğunu dile getiren H, geçici işsizlik nedeniyle sağlık haklarından da yararlanamadığını ifade ederek yetkililerden acil çözüm talebinde bulundu.
“HER YIL 1 EKİM'DE KURSLAR AÇILIRDI, BU YIL BELİRSİZLİK VAR”
H, halk eğitimi merkezlerinde açılan kursların her yıl 1 Ekim’de başladığını, ancak bu yıl neredeyse bir buçuk aydır kursların başlamadığını belirtti. “Beklemekten yorulduk,” diyen H, kendilerine kursların açılıp açılmayacağı hakkında net bilgi verilmediğini, bu belirsizliğin hayatlarını olumsuz etkilediğini vurguladı. Bu süreçte yaşadıkları stresin sağlıklarına da zarar verdiğini ifade etti.
"KURS KOTALARI, ÖNCELİKLER VE BELİRSİZLİK MAĞDURİYET YARATIYOR"
H, halk eğitimi merkezlerinde kurs açılabilmesi için belirlenen saat kotalarının kendisi gibi deneyimli usta öğreticileri dışarıda bıraktığını dile getirdi. “Dörtyol için belirlenen 4 bin 500 saat kotasına kesinlikle giremiyoruz,” diyen H, kotada önceliğin üniversite mezunlarına verildiğini, özellikle daha önce ataması yapılmamış veya Dörtyol’da daha önce görev yapmamış iki yıllık üniversite mezunlarının tercih edildiğini belirtti. “Bu kursları kimin açtığı ya da hangi kriterlere göre açıldığı hakkında da bir bilgiye sahip değiliz,” diyerek yaşanan belirsizliğin kendileri için ciddi bir mağduriyet oluşturduğunu ifade etti.
“SAĞLIK HİZMETİNDEN YARARLANAMIYORUM, HER HAFTA DOKTORA GİTMEM GEREKİYOR”
Kronik rahatsızlıkları olan H, işsiz kaldığı için sağlık hizmetlerinden de yararlanamadığını vurguladı. “Neredeyse haftada iki gün doktora gitmem gerekiyor,” diyerek durumunun ciddiyetini belirtti. Uzun yıllardır halk eğitim merkezlerinde hizmet verdiğini, yüzlerce öğrenci ve altı usta öğretici yetiştirdiğini dile getiren H, “Bu kadar yıl emek verdikten sonra yaşadığımız bu mağduriyet kabul edilemez. Bizler sadece işimizin başına geçmek ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz” dedi.
"NET BİLGİ VE ŞEFFAFLIK TALEP EDİYORUZ"
H, yetkililerden, sürecin net bir şekilde yönetilmesi ve kendileri gibi usta öğreticilere sağlıklı bilgilendirme yapılması çağrısında bulunarak sözlerini tamamladı: “En azından bize net bir bilgi verilsin; kurslar açılacak mı, açılmayacak mı? Sağlıklı bilgiler istiyoruz. Bu belirsizlik, bizim sağlığımızı da ekonomik durumumuzu da kötü etkiliyor.”diye konuştu.