Enflasyonun yükü dar gelirliye

 12 aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 43,23 olarak açıklandı. TÜİK’e göre yıllık enflasyon artış hızında bir yavaşlama söz konusu. Bunun temel nedenlerinden birinin baz etkisi olduğu biliniyor. Baz etkisi bir önceki yılın daha yüksek aylık enflasyonunun yerini cari yılda daha düşük bir aylık enflasyonun almasından kaynaklanıyor” denildi.

Yılın ilk 6 ayı enflasyonunun memur maaşlarında ve emekli aylıklarında temmuzda yapılacak artışı belirlediğine yer verilen bültende, “DİSK-AR Ücret Kayıpları İzleme Raporu’na göre Mayıs 2025’te memurlar toplam 38,3 milyar TL, emekliler toplam 46,5 milyar TL ve işçiler ise toplam 113,4 milyar TL kayıp yaşadılar. Tekil olarak ise yılın ilk beş ayında en düşük memur maaşındaki erime 8 bin TL’nin üzerinde, en düşük emekli aylığındaki erime 2 bin 183 TL ve asgari ücretteki erime ise 3 bin 336 TL olarak gerçekleşti” ifadelerine yer verildi.

…………….
DİSK-AR Haziran 2025 Enflasyon Haber Bülteni yayınlandı. TÜİK’in yıllık TÜFE oranının yüzde 35,05, aylık yüzde 1,37 olarak açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığı savunulan bültende, “TÜİK’e göre TÜFE Haziran 2025’te yıllık yüzde 35,05 aylık yüzde 1,37 arttı. 12 aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 43,23 olarak açıklandı. TÜİK’e göre yıllık enflasyon artış hızında bir yavaşlama söz konusu. Bunun temel nedenlerinden birinin baz etkisi olduğu biliniyor. Baz etkisi bir önceki yılın daha yüksek aylık enflasyonunun yerini cari yılda daha düşük bir aylık enflasyonun almasından kaynaklanıyor” denildi.
Bültende, şu ifadelere yer verildi:
“TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Haziran 2025 sonuçlarını açıkladı. TÜİK’e göre TÜFE yıllık yüzde 35,05 aylık yüzde 1,37 arttı. TÜFE’deki değişim 2025 yılı haziran ayında on iki aylık ortalamalara göre yüzde 43,23 olarak gerçekleşti. Enflasyonun yıllık değişim oranı yüzde 35,05 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 43,23 olarak gerçekleşti. Haziran ayı resmi TÜFE artışı yüzde 1,37 olarak açıkladı. TÜİK’e göre Haziran 2025’te enflasyon oranı bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 16,67 olarak gerçekleşti. TÜİK tarafından açıklanan altı aylık enflasyon memurların ve emeklilerin maaş ve aylıklarına yapılacak artışın temelini oluşturuyor.
Yılın ilk 6 ayının enflasyonu memur maaşlarında ve emekli aylıklarında Temmuz 2025’ye yapılacak artışı belirliyor. DİSK-AR Ücret Kayıpları İzleme Raporu’na göre Mayıs 2025’te memurlar toplam 38,3 milyar TL, emekliler toplam 46,5 milyar TL ve işçiler ise toplam 113,4 milyar TL kayıp yaşadılar. Tekil olarak ise yılın ilk beş ayında en düşük memur maaşındaki erime 8 bin TL’nin üzerinde, en düşük emekli aylığındaki erime 2.183 TL ve asgari ücretteki erime ise 3.336 TL olarak gerçekleşti. Emekçilerin ücret, maaş ve aylıkları her geçen gün alım gücünü kaybederken milyonların ortalama ücreti olan asgari ücrete artış henüz hükümetin gündeminde değil. Türkiye’de birkaç yıldır devam eden yüksek enflasyon dar gelirlilerin ve işçilerin alım güçlerinin düşmesine yol açıyor. Büyük ölçüde baz etkisi nedeniyle enflasyonun artış hızı yavaşlamış olsa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Enflasyonun artış hızındaki düşüş fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Dahası enflasyon farklı toplumsal sınıf ve kesimleri farklı etkiliyor. Dar gelirlilerin alım gücünü çok daha fazla düşürüyor ve gelir dağılımını bozucu bir işlev görüyor.
FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDİYOR!
TÜİK’e göre TÜFE Haziran 2025’te yıllık yüzde 35,05 aylık yüzde 1,37 arttı. 12 aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 43,23 olarak açıklandı. TÜİK’e göre yıllık enflasyon artış hızında bir yavaşlama söz konusu. Bunun temel nedenlerinden birinin baz etkisi olduğu biliniyor. Baz etkisi bir önceki yılın daha yüksek aylık enflasyonunun yerini cari yılda daha düşük bir aylık enflasyonun almasından kaynaklanıyor. Örneğin Haziran 2024’teki yüzde 1,67 oranındaki aylık enflasyonun yerini Haziran 2025’te yüzde 1,37 oranında enflasyon almıştır. Hesaptan yüksek oran çıkıp düşük oran çıkınca son 12 aylık artış geriliyor. Bu durum enflasyon hızının yavaşlamasına yol açıyor.
Ancak enflasyonun artış hızı yavaşlasa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Fiyatlarda bir düşüş söz konusu değil. Sadece fiyat artış hızı yavaşlıyor. Enflasyon hesabına esas olan fiyat endeksleri, madde fiyatlarının derlenmesiyle oluşturuluyor ve fiyatlardaki artışı daha çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Buna göre TÜFE ile gıda fiyatları endeksi arasındaki fark açılmaya devam ediyor.
2003:100 bazlı TÜFE, Haziran 2025’te 3.132,17 ’ye yükseldi. 2003:100 bazlı olan TÜFE’ye göre ortalama madde fiyatları 2003’ten bu yana yaklaşık 31,3 kat artış gösterdi. Gıda fiyatları, ortalama fiyatlardan daha hızla artış göstermeye devam ediyor. 2003:100 bazlı gıda fiyatları endeksi ise 2025 Haziran’da 4.362,88’e yükseldi. Haziran 2005’te yüzde 5,95 olan yıllık gıda enflasyonu ise Haziran 2025’te yüzde 30,2 olarak gerçekleşti. 2003:100 bazlı olan endekse göre gıda fiyatları 2003’ten bu yana 43,6 kat artış gösterdi. 
2003 yılına göre genel fiyatlar yaklaşık 31,3 kat artarken, gıda fiyatları 43,6 kat arttı.
Gıda fiyatlarının ortalama madde fiyatlarından daha hızlı artması sebebiyle son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Uzun dönemde gıda fiyatlarının genel otalamadan çok artması gıda harcaması yüksek olan düşük gelir gruplarının geçim sıkıntısının artmasına yol açıyor.
ORTALAMA ENFLASYON YILLIK ENFLASYONDAN YÜKSEK SEYRETMEYE DEVAM EDİYOR!
Haziran 2025 döneminde enflasyonda yıllık değişim oranı yüzde 35,05 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 43,23 olarak gerçekleşmiştir. Son bir yıllık dönemde yıllık enflasyon oranı ile on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı arasındaki makas açılma eğilimi gösteriyor. Temmuz 2024 dönemine kadar on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı, yıllık enflasyon oranının üzerindeyken, bu dönemde 4,2 puan, Haziran 2025 döneminde 8,2 puan gerisinde kaldı.
ENFLASYONUN YÜKÜ DAR GELİRLİYE
Gelir düzeyi ve harcama kalıplarının farklı olması nedeniyle toplumsal sınıf ve kesimleri enflasyon sonucu ortaya çıkan pahalılığı çok farklı hissediyor. TÜİK verilerine2 (2023) göre en düşük yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 6,3'ünü alırken, bu grubun harcamaları içinde gıdanın payı yüzde 30,4’tür. En yüksek yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 48,1'ini elde ederken harcamaları içindeki gıdanın payı yüzde 12,8’de kalmaktadır. Böylece dar gelirli grupların gıda dışı harcamalar için geliri daha sınırlı kalırken yüksek gelir gruplarında bu miktar oldukça fazladır. Bu durum pahalılığın farklı toplumsal kesimlerde farklı hissedilmesine yol açmaktadır. Dar gelirlilerin harcanabilir gelirlerinin sınırlı olması nedeniyle daha yoğun bir geçim sıkıntısı çekmektedir. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor”