Gelenek'in yeni sayısı çıktı: Cumhuriyetin Dostları, Cumhuriyetin Düşmanları

Cumhuriyet fikrini devrim fikrinden, Cumhuriyetin kendisini de devrimlerden koparmak mümkün değil. Ama bugün “Cumhuriyet” etrafında yürütülen tartışma işte tam da bunu hedefliyor.

Cumhuriyeti eski rejimin bir devamı, eski devletin yeni biçimi olarak görenler var. Onu tarihin geriye çevrilmesi ya da düzeltilmesi gereken bir arızası olarak görenler de. Cumhuriyete kayıtsız kalamayıp onu sınıf mücadelelerinden, devrimci atılımlardan arındırarak bir tür modernlik anlayışına hapsetmek isteyenler de. Osmanlıcılık, İslamcılık, Türk ve Kürt milliyetçiliği, liberalizm… Cumhuriyete bakışlarında hepsinin ortaklaştığı bir yan bulmak zor değil.

Komünizm cumhuriyeti ezilenlerin ve sömürülenlerin mücadelesiyle birlikte ele alıyor, aslında bunların tam merkezinde görüyor. Eşitlik arayışından ayrı bir cumhuriyet kavgasının olamayacağını, tarih boyunca bu kavgayı devrimcilerin sürüklediğini söylüyor.

Ve Cumhuriyeti sermaye sınıfının çürüttüğünü de…

Bu sayıda Cumhuriyetin dostlarını ve düşmanlarını ele alıyoruz. Cumhuriyetin neden sosyalizmden ayrı düşünülemeyeceğine açıklık getiriyoruz. Cumhuriyeti kötürümleştirmeye çalışanlarla hesaplaşıyoruz.

Sayının açılışını Kemal Okuyan’ın Ulusal Gurur, Cumhuriyetçilik ve Sosyalizm yazısıyla yapıyoruz.

Ardından Aşkın Süzük‘ün yakın geçmişimizde sermaye sınıfının rolüne ve TÜSİAD’ın işlevine odaklandığı Türkiye’nin Yakın Tarihinde Kısa Bir Tur: Darbeden Demokrasiye “Sermaye Aklı” yazısıyla devam ediyoruz.

İlke Dündar Bir Koçbaşı Olarak Cumhuriyetçilik’te cumhuriyet fikrine odaklanıyor, liberallerin Cumhuriyeti kötürümleştirme çabasını ele alıyor.

Erdi Aydoğdu fazla bilinmeyen bir kesite odaklanıyor. 1946 Fransa’sında Anayasa Tartışmaları ve Komünistler yazısıyla 1946 Fransa’sına gidiyor, Anayasa tartışmalarına devrimci siyasetin penceresinden bakarak geçmiş hataların nedenlerine ve bakiyelerine yer veriyor.

Feride E. Tetik, Reel Sosyalizm Deneyimlerinde Kadın Eşitlik ve Özgürlüğü yazı dizisinin dördüncüsüyle bu sayıya katkıda bulunuyor.  Prag Baharı, Normalleşme ve Çekoslovakya Kadın Örgütü Üzerine yazısıyla yalnızca “kadın sorunu”na değil, Çekoslavakya deneyiminin ayrıntılarına ve sosyalist perspektifin genel ilkelerine de odaklanıyor.