HAK-İŞ’ten şiddete karşı birlik çağrısı

Hak-İş Konfederasyonu Adana İl Başkanı ve Hizmet İş Sendikası Adana Şube Başkanı Bekir Hakan Durna, Kadın Komite üyelerinin de katılımıyla, İstasyon Meydanı önünde “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” sebebiyle bir basın açıklaması yaptı. Durna, ‘’Filistinli kadın ve çocuklar başta olmak üzere dünyada zulme ve şiddete maruz kalan kadın, çocuk, hayvan ve bütün canlılara yapılan şiddeti kınamak, kadın kardeşlerimiz adına güçlü bir ses vermek üzere HAK-İŞ teşkilatı olarak kadını erkeği hep birlikte meydanlardayız’’ dedi.  Durna, ‘’Nereden ve kimden gelirse gelsin şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz’’ ifadelerini kullandı. 
 ‘’BM VE ULUSLAR ARASI KURULUŞLARIN GÖREVİ KALICI BARIŞI SAĞLAMAKTIR’’
Son bir yılda Gazze’de 18 bin çocuk, 12 bin kadın olmak üzere yaklaşık 45 bin insan katledildiğini, 103 bin insanın da yaralandığını hatırlatan Bekir Hakan Durna, ’’Kudüs’te, Yemen’de, Ukrayna’da Mısır’da, Suriye’de, Arakan’da, Afrika’da, Doğu Türkistan’da kadınlar cinsel şiddet ve etnik temizlikle karşı karşıya kalmaktadır. Bu yaşananlar maalesef bütün insanlığın ve BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların gözleri önünde yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların görevi, savaşları izlemek değil, kalıcı bir barışı tesis etmektir’’ dedi. Başkan Durna, ülkemizde ise son beş yılda 1585 kadın katledildiğini, sadece 2024 yılının ilk 10 ayında 357 kadının öldürüldüğüne dikkat çekerek; kadınlara, çocuklara ve hayvanlara karşı işlenen suçların kadın-erkek beraberliği içerisinde, büyük bir dayanışma ile engelleneceğini düşündüklerini kaydetti. 
‘’SENDİKASIZ ÇALIŞAN KADINLAR DAHA FAZLA ŞİDDET GÖRÜYOR’’
Başkan Durna, konuşmasında şunları ifade etti:
‘’Yapılan araştırmalar, kariyerleri boyunca kadın çalışanların yüzde 77’sinin en az bir kez şiddetin çeşitli türlerine maruz kaldığını, sendika üyesi olmayan çalışanların cinsel şiddete maruz kalma olasılığının, sendika üyesi olanlardan yüzde 8,3 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Sendikal temsilden yoksun emekçilerin, ayrımcılıkla karşılaşma olasılığı sendikalı emekçilere göre iki kat daha fazladır. Son bir yıl içerisinde psikolojik şiddete maruz kalma olasılığı sendika üyesi olmayanlarda daha fazladır. HAK-İŞ olarak, sendikal örgütlenme ile toplumun kanayan yarası olan şiddeti yenebileceğimize inanıyoruz.  Bizler, HAK-İŞ’li kadın ve erkek emekçiler olarak, çalışma hayatında kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi için; Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, ILO C190 sözleşmesinin onaylanmasını ve ilgili sözleşmenin Sendikalar tarafından toplu iş sözleşmelerine uyarlanmasını, iş yerlerinde şiddete sıfır tolerans politikasının hayata geçirilmesini, “Şiddete sıfır tolerans” yaklaşımının bir devlet politikası haline getirilmesini, kadın ve aile dostu işyerlerinin teşvik edilmesini, sektörel çözümler üretebilmek için iş yerlerinde şiddet araştırması yapılmasını, Devlet tarafından ‘Çalışma hayatında şiddeti önleme ve izleme komitesi’ oluşturularak sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışma yapılmasını, eşit değerde işe eşit ücret verilmesi için kamu organlarınca denetimler yapılmasını ve caydırıcı, önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesini, Kadınları sendikal güvence altına almak, kayıt dışılığı ve cinsiyetler arası ücret açığını önlemek için sendikal örgütlenmenin teşvik edilmesini ve arttırılmasını,
Kendisine yönelmiş veya yönelmesi kuvvetle muhtemel şiddet veya taciz olayı nedeniyle hayati tehlikesi bulunan çalışanlara, talebi üzerine; tayin, fesih, ücretli-ücretsiz izin ve esnek çalışma hakkı verilmesini, tekrar işe alımda öncelik hakkı tanınmasını ve kıdem tazminatının tam olarak ödenmesini, talep ediyoruz.’’