HAMİLELİKTE DOĞRU BESLENMENİZİ SAĞLAYACAK 7 ÖNERİ
Hamilelikte alınan kilolar o dönem çok umursanmasa da doğum sonrası için aynı şeyi söylemek pek de mümkün olmuyor. Aslında gereğinden fazla kilo alımı bebeğe herhangi bir kazanım da sağlamıyor. Aksine, hem anne, hem de bebek için riskli durumların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, doğum sonrasında da bebeğin sağlıklı gelişimini etkileyen doğru beslenme planını anlatıyor...
Kadınlar için hayatlarındaki en özel dönemlerinden biri olan hamilelikte annenin yeterli ve doğru beslenmesi, bebeğin hem anne karnında, hem de doğumdan sonraki dönemindeki sağlıklı gelişimi için son derece önem taşıyor. Bu nedenle hamilelik süresince annenin hem kendi ihtiyaçlarını hem de bebeğin ihtiyaçlarını karşılaması için alması gereken kalori miktarını arttırması gerekiyor. Ancak ne yazık ki zaman zaman bu gerekli kalori miktarının üzerine çıkılması gereksiz kiloları da beraberinde getiriyor. Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, gebeliğin 4. ayından itibaren annenin beslenme programına yaklaşık 300 kkal. eklemesinin anne ve bebek için yeterli olacağına işaret ediyor.
Ortalama kaç kilo alınmalı?
Her anne adayının gebelik öncesi beden kitle indeksine göre zayıf veya fazla kilolu olması ağırlık artışında değişiklikler yapabiliyor. Ancak gebelik süresince olması gerekenden fazla ağırlık artışı anne ve bebek için riskli durumların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, bu nedenle hamilelik süresince ortalama 12 kg. ağırlık artışının ideal olduğunu belirterek, “Bu süreçte annenin; kızarmış besinler yerine fırınlanmış ve ızgara besinleri tüketmesi, asitli içecekler yerine ayran içmesi, kek ve börek gibi hamur işleri yerine de taze meyve tüketmesi istenmeyen kilo artışının önüne geçecektir” diyor ve dengeli beslenmek için şu önerileri sıralıyor...
Yeterli ve dengeli beslenmek için;
Kahvaltıda yumurtayı eksik etmeyin: Bebeğin büyüme ve gelişmesi için proteine ihtiyacı bulunuyor. Bu nedenle sabah kahvaltılarından yumurtayı eksik etmemek gerekiyor. Gün içerisindeki öğünlerden birinin et, tavuk veya balık olması, haftada 2-3 gün kırmızı et, 2-3 gün beyaz et ve 2 gün balık tüketilmesi önem taşıyor. Etin yanında salata tüketin: Protein kaynaklı hayvansal et ürünleri, hamilelik süresince annenin demir depolarını da doldurmaya yarar sağlıyor. Dolayısıyla, annenin yetersiz demir alımı hem bebek, hem de anne için risk faktörü oluşturabiliyor. C vitamini demirin emiliminin artmasına yardımcı olacağı için, ızgara köfte gibi protein ağırlıklı besinlerin yanında bol limonlu yeşil salata ile birlikte yemek yarar sağlıyor. Meyveleri renklendirin: Vitamin ve mineral deposu olan meyveler güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için son derece önem taşıyor. Bu nedenle günlük 2-3 porsiyon meyveyi beslenme düzenine eklemek gerekiyor. Ayrıca, meyvelerin mümkün olduğunca farklı renk ve çeşitlilikte olması da yarar sağlıyor. Sebzelerle bağışıklığınızı güçlendirin: Hamilelik döneminde annelerin en sık karşılaştığı problemlerden biri olan kabızlık, yeterli sebze tüketimi ile lif ihtiyacını karşılayarak çözümlenebiliyor. Aynı zamanda vitamin ve minerallerden zengin, antioksidan kapasitesi yüksek sebzeleri tüketmek anne adayını bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Yeteri kadar kalsiyum alın: Süt, yoğurt, peynir, kefir gibi kalsiyumun iyi kaynaklarına hamilelikte de yer verilmesi, hem anne adayının kemik kitlesinin korunması, hem de bebeğin gelişimi için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Çünkü, yetersiz kalsiyum alınması durumunda, bebek annenin kemiklerindeki kalsiyumu çektiği için ilerde annenin osteoporoza (kemik erimesi) yakalanma riski de artıyor. Mutlaka su için: Hamilelik boyunca artan su ihtiyacını karşılamak için ortalama 8-10 bardak su içilmesi gerektiğinin altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, “Su içmek, hamilelik boyunca meydana gelen ödemi azaltmaya da yardımcı oluyor” diyor. Bitki çaylarını tercih etmeyin: Bitki çaylarını tüketmek hamilelikte riskli olabileceği için doktora danışmadan hiçbir bitki çayını tüketmemek gerekiyor. Ayrıca, günde 2 fincan açık çay ve 1 fincan kahveden fazlasını içmemeye de dikkat etmek gerekiyor.