Hayatlarımız kimsenin pazarlık aracı değil
Adana’da baro, tabip odası, sendika, dernek ve partiler Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin açıklama yaptı.
Adana Barosu, Adana Tabip Odası, DİSK Çukurova Bölge Temsilciliği, KESK Adana Şubeler Platform, TMMOB Adana İKK, Anadolu Halkları Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Demokratik Alevi Derneği, DİSK Emekli Sen, Adana KHK Platformu, Adana Dersimliler Derneği, İHD Adana Şubesi, Mücadele Birliği Platformu, Emek Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Halkların Demokratik Kongresi, Halkların Demokratik Partisi, Toplumsal Özgürlük Partisi, Türkiye İşçi Partisi ile Yeşil Sol Parti’nin destek verdiği açıklamayı Avukat Sinem Tanrısınatapan okudu.
Tanrısınatapan, İstanbul Sözleşmesi’nin 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleyen uluslar arası bir insan hakları sözleşmesi olduğunu bildirdi. Kadına şiddetle mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirlediğini aktaran Tanrısınatapan, “Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslar arası insan hakları sözleşmesi uzun yıllardır sürdürülen kadın hakları mücadelesi ve kazanımlarının ürünüdür. Türkiye Büyük Millet Meclisinde tüm partilerin milletvekillerinin oy birliği ile Anayasamızın 90. Maddesi uyarınca 24 Kasım 2011’de 6251 sayılı kanunla onaylanan İstanbul Sözleşmesi; meclis iradesinin sonucudur. Anayasamızın 90. Maddesi gereği usulünce yürürlüğe giren Temel Hak ve Özgürlüklere İlişkin Uluslararası Antlaşmalar kanun hükmünde olup normlar hiyerarşisinde kanunların bile üzerinde yer alır.” İfadelerini kullandı.
Tanrısınatapan, şunları kaydetti: “TBMM’ninyani milletin iradesini yok sayarak Anayasanın 87. Ve 90. Maddelerine aykırı şekilde Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu uluslararası İstanbul Sözleşmesinin 20.03.2021 tarih ve 31429 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan feshine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı Anayasa’ya aykırıdır. Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesini fesih kararı ve dayanak olarak alındığı iddia edilen 15.07.2018 tarih ve 9 sayılı kararnamenin Anayasa’da temeli yoktur. Yetki ve usulde paralellik ilkesi doğrultusunda imzalanan uluslararası antlaşmalar Anayasa doğrultusunda aynı yöntemle feshedilmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Cumhurbaşkanına milletlerarası antlaşmaları feshetme yetkisi vermemiştir. Anayasanın 104.maddesi gereği temel hak ve özgürlüklere ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılması hukuka aykırıdır. Her sabah bir kadın cinayeti ile uyandığımız, eğitimde, istihdamda, sosyal ve siyasi yaşamda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamadığı ülkemizde, cumhurbaşkanının kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu kabul eden tek uluslararası bağlayıcı sözleşmeden çıkma kararı vermesi, açıkça eşit haklara ve şiddetin önlenmesine karşı duruşunu göstermektedir. Görüyoruz ki son 3 gündür tarikatlar Cumhurbaşkanına teşekkür için sıraya girdiler. Daha birkaç yıl önce Aladağ’da cemaat yurduna devlet eliyle gönderilen kız çocuklarının yanarak can verdiği, çocukların istismarını bir defadan bir şey olmaz diyerek aklayan, kadınların köle gibi kullanıldığı, küçük yaşta zorla evlilikleri olağan sayan tarikatlar, gruplar bu karar için cumhurbaşkanına teşekkür ediyorlar. İstanbul Sözleşmesi ve hayatlarımız kimsenin oyuncağı ya da pazarlık aracı değildir. Türkiye Cumhuriyeti laik bir hukuk devletidir. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olup, uygulanmaya devam edecektir. Temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik gördüğümüz bu girişim karşısında herkesi bu mücadeleye destek vermeye ve dayanışmaya çağırıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatacağız.”