HIDIR ÇAK: "GÖZBEBEĞİMİZ SEYHAN GÖLÜ'NÜ KAYBEDİYORUZ"
Adana'nın kalbi olan Seyhan Baraj Gölü, ciddi bir kaçak yapılaşma krizine maruz kalıyor. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, bu kritik durumu ve yaşanan imar kirliliğini tüm yönleriyle Egemen Gazetesi’ne değerlendirdi. Çak, bölgede yaşanan sorunların çözümü için acil bir kurumlar arası iş birliği çağrısında bulundu. Çak, Seyhan Baraj Gölü’nün Adana için hayati öneme sahip bir yer olduğunu vurgulayarak, “Burası Adanalıların hafta sonları ve sıcak yaz günlerinde serinlemek için en çok tercih ettiği yerlerden biri. Ancak maalesef bu gözbebeğimiz olan bölge ciddi bir kaçak yapılaşma tehdidi altında. Gözümüz gibi baktığımız bu havzayı koruyamıyoruz” dedi.
"YETKİ KARMAŞASI SORUNU DERİNLEŞTİRİYOR"
Seyhan Baraj Gölü çevresindeki kaçak yapılaşmanın giderek yayıldığını belirten Çak, “Pandemi ve deprem sonrası, yüksek katlı binalardan daha az katlı binalara geçiş amacıyla bölgede fütursuzca yapılaşma başladı” şeklinde konuştu.Çak, yetkili kurumlar arasındaki yetki karmaşasının bölgedeki kaosun başlıca nedeni olduğunu belirterek, “Burada sürekli ‘benim yetkim, senin yetkin’ tartışmaları yaşanıyor. Bu karmaşanın ortadan kaldırılması için tüm ilgili kurumların yetkililerinden oluşan bir komisyon kurulmalı” önerisinde bulundu. Çak, komisyonun, “Yetki paylaşımını net bir şekilde belirlemeli ve kaçak yapılaşmanın sorumluluğunu açıkça ortaya koymalıdır. Bu sayede Adanalılar, kıyılarını ve baraj gölünü sağlıklı bir şekilde kullanabilmelidirler” ifadelerini kullandı.
"70.90 KOTU ALTINDA KAÇAK YAPILAR ARTIYOR"
Çak, DSİ tarafından belirlenen 70.90 kotunun altındaki yapıların mevcut olduğunu belirterek, “Bu kotun altında yapılaşma kesinlikle yasak. Ancak Adana’da bu kotun altında, DSİ ve Milli Emlak’a ait araziler üzerinde birçok kaçak yapı bulunuyor. Bu yapılar, su tutma havzasının genişlemesi durumunda sular altında kalma riski taşıyor. Ayrıca, zemin sürekli suya maruz kaldığı için heyelan riski de var” dedi. Çak, bu yapıların mühendislik hizmeti almamış ve zayıf zemin üzerine inşa edilmiş olduğunu vurgulayarak, “Bu yapılar, doğayı kirletiyor ve çevreyi olumsuz yönde etkiliyor” dedi.
"KAÇAK YAPILAŞMA DOĞAYI TAHRİP EDİYOR"
Kaçak yapıların elektrik ve içme suyunu nasıl temin ettiğini sorgulayan Çak, “Bu yapıların elektrik ve içme suyunu hangi kurumlar sağlıyor? Ayrıca, kanalizasyon sistemleri nereye akıtılıyor? Bu kaçak yapılar doğrudan deşarj yapıyor veya fosseptik çukurlara atıklarını boşaltıyor. Bu durum doğayı tahrip ediyor ve çevreyi olumsuz etkiliyor” dedi. Çak, Seyhan Baraj Gölü çevresindeki kamusal arazilerin büyük ölçüde talan edildiğini belirterek, “Bölgedeki tarlalar arsa vasfına geçirildi ve kamuya ait araziler neredeyse tamamen işgal edildi. Bu durum, 10 yıldan uzun süredir devam eden bir sorun” dedi. Çak, bölgedeki derme çatma ticari işletmeler ve kafelerin, Amerikan Yarımadası ve Sevgi Adası çevresinden başlayarak, Menekşe Üniversitesi’ne kadar olan alanları işgal ettiğini belirtti.
"2016 TEBLİĞİ YETERSİZ KALDI, KURUMLAR ARASI İŞBİRLİĞİ ŞART"
Çak, 2016 yılında dönemin Valisi Mustafa Büyük'ün kaçak yapılaşmayı engellemek için bir tebliğ yayınladığını hatırlatarak, “Bu tebliğ, kaçak yapılaşmayı engellemek için çeşitli görevler belirlemişti. Ancak, pandemi ve depremin ardından kaçak yapılaşma yeniden arttı ve bölge tekrar işgal altına girdi” dedi. Çak, kurumların daha etkili ve koordineli bir şekilde çalışarak bu sorunu çözmeleri gerektiğini vurguladı.Çak, imar kirliliğinin önlenmesi için kurumlar arası iş birliğinin şart olduğunu belirterek, “Yetki karmaşası ortadan kaldırılmalı ve sorumluluklar net bir şekilde belirlenmelidir. Bu şekilde, Seyhan Baraj Gölü çevresindeki kaçak yapılaşma sorunu çözülebilir ve bölge sağlıklı bir şekilde korunabilir” dedi. Çak, tüm yetkilileri bu acil sorunun çözümü için harekete geçmeye çağırdı.