İndirim aldatmacalarına dikkat
İndirim aldatmacalarına karşı başta Bakanlıkların yanı sıra en büyük sorumluluğun vatandaşlara düştüğünü vurgulayan Palandöken, “Belgesi olmayan, değişim ve iade hakkı vermeyen esnaf ya da ticarethaneden ürün alınmamalı. Aynı durum internet sitelerinde de mevcut. Sipariş edilen ürün geldiğinde beğenilmezse “iade et” deniyor, fakat karşılaşılan manzaralar ortada” dedi.
Palandöken, “İndirim kampanyaları mevsimsel olarak şekil değiştiriyordu. Bugüne kadar nasıl oluyordu? Meslek odalarından müsaade almak suretiyle ilkbaharda ve sonbaharda indirim yapılırdı. Halbuki şimdi öyle değil. Artık yılın on iki ayında indirim var. Vitrinlerde ürünleri göremiyorsunuz ama indirimleri görüyorsunuz. Yüzde elliyle başlıyor, yüzde yetmiş oluyor, kasada yüzde on, nakitte yüzde on daha ekleniyor. Yani sanki ürün bedavaymış gibi bir algı oluşturuluyor. Bu sistem vatandaşı yanıltıcı, tüketime zorlayıcı bir sistemdir. Bunun, hem Ticaret Bakanlığımızın hem de meslek odalarımızın denetlemesi gereken bir konu olduğu açık” dedi.
-“HALKA PAHALI ÜRÜN UCUZMUŞ GİBİ SATILIYOR”
Vatandaşın mağduriyetinin önlenmesi için indirimlerin mutlaka denetlenmesi gerektiğini söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bugüne kadar olduğu gibi vatandaşın aldatılmasının önlenmesi, sahte ürünlerin piyasaya sürülmemesi, sağlığı bozan ürünlerin satışının engellenmesi gerekiyor. Vatandaşın da bu tür isim değişiklikleriyle yapılan sahte indirimlere itibar etmemesi, ‘Böyle bir indirim olur mu’ diyebilmesi lazım. Çünkü yüzde elliyle başlayan, yüzde doksana kadar varan indirim sisteminde böyle bir kazanç unsuru olması mümkün değil. Bu nedenle Bakanlıkların, kolluk kuvvetlerinin ve yerel yönetimlerin denetim yapması şart. Niçin denetlenmesi lazım? Bu ürünlerin gerçekten indirimli olup olmadığının, fason mu yoksa orijinal mi olduğunun, sağlığa zararlı kimyasal boyalarla üretilip üretilmediğinin tespit edilmesi için. Bildiğiniz üzere bunlar ‘garaj indirimi, çadır indirimi, pazar indirimi, cuma indirimi’ gibi birçok kılıf altında sunuluyor. Halk, daha pahalıyı ucuzmuş gibi alıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil ve esnaflıkla da bağdaşmaz. Gerçek esnaf ve üretici de diyor ki: ‘Biz böyle bir para görmedik, böyle bir kazancımız yok’. Zaten dünyanın her yerinde indirim belli dönemlerde yapılır, süresi belirlenir ve ürünler tahlil edilir. Aynı kalite mi, fason mu, insan sağlığına zararlı mı bakılır. Böylece vatandaşın aldanmasının önüne geçilir” diye konuştu.
-“YANILTICI KAMPANYALARLA İHTİYAÇ DIŞI ÜRÜNLER PAZARLANIYOR”
Ancak nokta bazlı yapılan denetimlerin ne kadar sıklaşsa da milyonlarca ürün aynı anda piyasaya sürüldüğü için fayda sağlamadığına işaret eden Palandöken, “Şikâyet üzerine denetim yapılsa da ürünler çoktan yer değiştirmiş oluyor. Bu durum geleneksel ticaret yapısını bozuyor. Vatandaşın esnafa güveni azalıyor, kalitesiz ürüne yüksek fiyat ödendiğini herkes görüyor. Ama vatandaş da diyor ki: ‘Gelirimiz ancak bu ucuzlukları takip etmeye yetiyor.’ Bir ürün almak isterken, kampanyalar yüzünden ihtiyacı olmadığı halde üç ürün almak zorunda bırakılıyor. Zorunlu tüketim mallarında da aynı şey oluyor. Deterjanların üzerine içerikleri belirsiz kremler veya farklı sıvılar ekleniyor. Böyle olunca vatandaş stokçuluğa yöneliyor, haksız kazanç peşinde koşanların mallarını almak zorunda kalıyor.” ifadelerini kullandı.
-“EN BÜYÜK SORUMLULUK VATANDAŞA DÜŞÜYOR”
En büyük sorumluluğun vatandaşa düştüğünün altını çizen Palandöken, “Bu noktada Bakanlıkların yanı sıra en büyük sorumluluk vatandaşa düşüyor. Belgesi olmayan, değişim ve iade hakkı vermeyen esnaf ya da ticarethaneden ürün alınmamalı. Aynı durum internet sitelerinde de mevcut. Sipariş edilen ürün geldiğinde beğenilmezse “iade et” deniyor, fakat karşılaşılan manzaralar ortada. Vatandaşımızın çok dikkatli olması gerekiyor. Çadır indirimi, garaj indirimi, karanlık indirimi, cuma indirimi, pazar indirimi gibi söylemlere itibar edilmemeli. Esnaf, iş yerinde vatandaşın sağlıklı, ucuz, kaliteli ürünü makul kâr oranıyla almasını sağlamalı. Ama en önemlisi vatandaş da kendi otokontrolünü yapmalı” dedi.