KUDÜS MÜSLÜMANLAR İÇİN DİRENİŞ, İNSANLIK İÇİN DİRİLİŞTİR

Adana Sivil İnisiyatif Meclisi (ASİM) Başkanı Mahmut Eraslan, “Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa davası sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların hatta zalime zulmünü haykıracak, adaletin tesisini isteyen tüm insanlığın ortak davasıdır. İşte bu yüzden diyoruz ki Kudüs Müslümanlar için direniş, insanlık için diriliştir” dedi. 

50 sivil toplum kuruluşunu bünyesinde barındıran Adana Sivil İnisiyatif Meclisi’nce Merkez Camii’nde Filistin'deki son gelişmeler ve İsrail işgal kuvvetlerinin kara harekatı başlatması üzerine basın açıklaması yapıldı. Adana İl Müftüsü Dr. Hasan Çınar da gıyabi cenaze namazı kıldırdı. 
ASİM Başkanı Mahmut Eraslan, burada yaptığı konuşmada, küresel dünya sisteminin oyun kurucuları ve onların şımarık çocuğu İsrail’in artık kaçınılmaz büyük sona yaklaştığını söyledi. Eraslan, “O yüzden yine Müslümanlar için kutsal sayılan bir zaman diliminde bir kez daha çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden insanları katletmeye ve Müslümanlara ait yerleşim yerlerini işgal etmeye devam ediyorlar. Bu işgalin son bir yılda 4 kez erken seçim yapmak zorunda kalan ve bir türlü hükümet kuramayan Siyonistlerin bir oy devşirme oyunu olduğu açıktır” ifadelerini kullandı. Dünyanın dört bir yanından duyarlı yüreklerden yükselen seslerin olduğuna dikkat çeken Eraslan, “Bizler inanıyoruz ki bu sancılar Siyonistler ve onları besleyip, büyüten küresel güçler için büyük bir hezimet, mazlumlar için büyük bir zafer, tüm insanlık içinse adil, yeni bir dünya düzeninin müjdecisi olacak bir doğuma işarettir” dedi. 
Eraslan, şunları kaydetti: “Emperyalist güçler Siyonist İsrail İşgal güçlerinin barbarca saldırıları karşısında üç maymunu oynarken Filistinli kardeşlerimizin kendilerini savunmaya yönelik direnişlerini dünyanın gözünün içine baka baka yaşanan zulmün kaynağı olarak göstermek istemektedirler.
Bu yalanlarına artık kimse inanmaz oldu. O yüzden de büyük bir panik ve endişe içindedirler. Bu endişe, emperyalistleri gün geçtikçe daha da korkutmakta ve iktidarını sabit kılabilmeleri adına şiddetin boyutunu gün geçtikçe derinleştirmektedir. Bu zalimce şiddete üç maymunu oynayan bazı devletlerin suskunluklarını da not ediyor, onları Allah’a şikâyet ediyoruz. Günü geldiğinde bu zulme dur diyemeyen petrol şeyhleri de elbet hesap verecektir. Buna rağmen dünyanın dört bir yanından, tüm milletlerden duyarlı yürekler yaşananlara sessiz kalmamış herkes gücü yettiğince bu zulme karşı çıkmaya çalışmıştır. Türkiye ise Anadolu irfanıyla her zaman olduğu gibi mazluma karşı müşfik zalime karşı şedit yüzünü göstermiş ve hem devletiyle hem de milletiyle bir bütün halinde Filistinli kardeşlerimize ve onların şanı davalarına destek olmuştur. Zira Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa davası sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların hatta zalime zulmünü haykıracak, adaletin tesisini isteyen tüm insanlığın ortak davasıdır. İşte bu yüzden diyoruz ki Kudüs Müslümanlar için direniş, insanlık için diriliştir. Bizler de Adana’daki STK’lar olarak, bir vahdet bilinciyle hareket ediyor ve bu bilincin tüm mazlum coğrafyalara yayılabilmesi için dua ediyoruz. Allah’a hamdolsun ki zenginlik olarak gördüğümüz bazı farklılıklarımız mesele Kudüs olduğunda teferruat olarak kalmaktadır. Kudüs’ün aslına rücu etmesi ve yeniden İslam’ın hâkimiyetinde olması için ülkemizde olduğu gibi şehrimizde de tüm duyarlı STK’lar elinden geleni yapmakta, maddi-manevi her türlü desteği sağlamaktadır. Yeri gelmişken bir gerçeğin daha altını çizmek istiyorum. Kıymetli Adanalılar. Muhterem Müslümanlar. İsrail sadece güçten anlar. Bu gücü sadece askeri güç olarak düşünmemek gerekir. Bilakis gelinen noktada ekonomik güç askeri gücün önüne geçmiştir. Bu kapsamda Siyonist sermayenin hâkimiyeti altında olan tüm ürünlere boykot çağrımızı da yinelemek istiyorum. İnanın onların ürünlerine güçlü bir şekilde boykot uygulayabilsek ve bu noktada güçlü bir irade ortaya koyabilsek inanıyorum ki bu kapitalist Siyonist sermayeye en güçlü tokadı atacağız. Biz vatandaş olarak bunu başarabiliriz. Devletimizden de bazı beklentilerimiz var. Bunlardan ilki yerli ürünlerin ve satıcıların desteklenmesidir. İkincisi ve daha önemlisi ise Filistin Hükümeti ile askeri ve ekonomik iş birliğine girilerek son dönemde Karabağ’da, Libya’da ve diğer coğrafyalarda oyun değiştiren, masayı dağıtan savunma sanayimizin yüz akı askeri techizatlarımızın Filistin’e hibe edilmesini ayrıca dünyanın dört bir yanında barışı savunan ve gittiği her coğrafyada sorunların önüne geçerek halkların büyük teveccühüne mazhar olan kahraman Mehmetçiğimizin de Kudüs’te kutsal topraklarımızı ve Mescid-i Aksa’yı korumak için görevlendirilmesidir. Her anlamda ortak yaşama kültürünün sembolü haline gelmiş bu kadim ve kutsal beldeyi özgürleştirmek sadece coğrafyamızın değil bütün dünyanın da huzur ve istikrarını sağlayacaktır.”