"21 BİN LİRA ÖĞRETMENE REVA MI?"

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda tartışmalı bir şekilde kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK), öğretmenler arasında büyük bir huzursuzluk yaratmış durumda. Kanunun bazı maddeleri, eğitimcilerin tepkisine neden oldu. Özellikle 14 ve 34. maddeler, öğretmenlerin iş güvencesini ve mesleki saygınlığını tehdit ediyor. Bu nedenle Hepimizin Sendikası, bu maddelerin geri çekilmesi çağrısında bulunuyor. Hepimizin Sendikası Grup Sözcüsü ve Eğitimci Zafer İncebacak, ÖMK'deki 14 ve 34. maddelerin öğretmenlik mesleğinin saygınlığını tehdit ettiğini belirtti. İncebacak, “TBMM'de görüşülen Kanun tasarısının 14 ve 34. maddeleri öğretmenlik mesleğinin saygınlığını, iş güvencesini tehdit eden niteliktedir. Kanunun 14. maddesi, eğitim fakültesinden mezun olmuş, KPSS ve mülakatı geçerek atanmış öğretmenlerin önüne yeni bir engel daha koymaktadır. Buna göre, Millî Eğitim Akademisi'nde bir yıl teorik ve pratik eğitim alınacak, başarılı olunursa öğretmenliğe atanılacak. Bu süre zarfında aday öğretmen statüsünde olacak öğretmen adayına verilen 21 bin lira maaş, ücret olarak ifade edilemez; bu olsa olsa cep harçlığı olabilir.” dedi.


"ÖĞRETMENLER KADROLU ATANSIN"

Milli Eğitim Bakanlığı'nı (MEB) göreve çağıran İncebacak, “Yıllardır uygulanan neoliberal politikalarla, plansızca açılan eğitim fakülteleriyle büyük bir öğretmen stoğu yaratıldı. Yaratılan öğretmen stoğu, öğretmenlerin özlük ve mesleki haklarını tehdit eder hâle geldi. Öğretmenler güvencesiz istihdam modelleriyle çalıştırılmaya başlandı. Aday öğretmenlik bunun son halkasıdır. Henüz kanun yasalaşmadan milletvekillerimizi, Millî Eğitim Komisyonunu, MEB'i göreve çağırıyoruz: Öğretmenler Millî Eğitim Akademisi'nde ek bir eğitim sürecinden geçebilir, fakat öğretmenler kadrolu olarak atanmalı, kadrolu öğretmenin özlük haklarına sahip olmalıdır. 14. maddedeki söz konusu aday öğretmenlik statüsü değiştirilmeli, öğretmen kadrolu olarak öncelikle kalkınmada öncelikli bölgelere atanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

"ÖĞRETMEN LİSELERİNİ AÇALIM"

İncebacak, akademi yerine öğretmen liselerini yeniden açmanın doğru bir adım olacağını belirtti: “MEB'in KPSS ve mülakat ardından aday öğretmenleri Millî Eğitim Akademisi'nde yetiştirme fikri, Eğitim Fakültelerinin niteliksizliğinin itirafı anlamına gelmektedir. Eğitim Fakültelerinin sayısı düşürülmeli, fiziki imkanları, öğretim kadrosu ve eğitim programları güçlendirilmelidir. Daha da önemlisi, Eğitim Fakültelerinde yetişecek öğretmen adayları Öğretmen Lisesi çıkışlı olmalıdır. MEB, Millî Eğitim Akademisi'nden önce Öğretmen Liselerini yeniden kurmalıdır. Öğretmen Liselerine öğrenci özel yetenek sınavı ile alınmalıdır. Böylece 8 yıllık bir sürede öğretmen yetiştirilmelidir.”

"34. MADDE BASKIYA YOL AÇAR"

maddenin yanı sıra 34. maddenin de öğretmenlik mesleğinde baskıya yol açacağını söyleyen İncebacak, “Kanun tasarısının 34. maddesinde yer alan, denetimlerde yetersizliği görülen eğitimcilerin genel idari hizmetler sınıfına alınması, öğretmen üzerindeki baskıyı arttırır ve mesleki güvenceyi zedeler. Toplumun her alanında olduğu gibi öğretmenlik mesleğinde de niteliksizleşme ve değersizleşme yaşandı. Fakat bunun yolu mesleki güvenceyi ortadan kaldırmak değil, mesleki gelişmeyi daimi kılmaktır. Millî Eğitim Akademisi, öğretmenlerin mesleki becerilerini geliştirmelerine imkan sağlayacak bir anlayışla kurulmalıdır.” dedi.

"ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİNE TABAN AYLIK"

“Eğitim kamu hizmetidir, kamu eliyle verilmelidir; ancak mevcut koşullarda iktidarın teşvikleriyle özel okullar çoğalmıştır. Özel okullarda çalışan eğitim emekçileri büyük bir sömürüye tabi tutulmaktadır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini içeriyorsa ve özel okul gerçeği ile karşı karşıyaysak, özel okul öğretmenlerinin taban aylık talebi kanunda yer almalıdır. Özel okullarda, kamudaki en düşük öğretmen maaşının (kadrolu 9/1) altında bir maaşla öğretmen çalıştırılmaması kanuna eklenmelidir.” dedi. Hepimizin Sendikası'nın taleplerinin dikkate alınıp alınmayacağı ise önümüzdeki günlerde belli olacak.