GÜNEŞ KORUYUCU KULLANIRKEN DİKKAT!
Güneşin yaşamsal önem taşıyan işlevleri olsa da, ultraviyole ışınlarına fazla maruz kalmak ciltte yaşlanmaya ve lekelere, çok daha önemlisi cilt kanserine yol açabiliyor. Bu olumsuz etkilerden korunmak için cilt tipine uygun bir güneş koruyucu seçmek, ürünü doğru zaman aralıklarında ve doğru miktarda kullanmak büyük önem taşıyor. Bu detaylara dikkat edildiğinde cildimizi güneşin zararlı ışınlarından en iyi şekilde koruyabileceğimize dikkat çeken Acıbadem Ataşehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, “Krem, losyon, yağ, sprey veya jel formundaki güneş koruyuculardan maksimum fayda elde etmek için uygulama sıklığına dikkat etmek, yeterli miktarda uygulamak ve ürünü cilt tipine göre seçmek çok önemlidir. Zira, doğru koruyucu seçilmezse cilt hızla yaşlanır. Çok daha önemlisi, güneşten yeterince korunma sağlanamadığı için cilt kanserinin gelişme riski artar. Cilt tipine uygun ve 15-50 SPF aralığındaki koruyucu ürün güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli, denize veya havuza girdikten sonra işlem mutlaka tekrarlanmalıdır. Ayrıca koruyucu ürün sadece güneşli değil, bulutlu günlerde ve yapay aydınlatıcı ortamlarda da mutlaka uygulanmalıdır” diyor.
Alerjik bünyeniz varsa, dikkat!
Güneş koruyucular cilde gelen ultraviyole ışınlarını yansıtarak (organik veya fiziksel koruyucular) veya güneş ışığını absorbe ederek (inorganik veya kimyasal koruyucular) etki gösteriyorlar. Fiziksel güneş koruyucular ultraviyole ışığını yansıtarak veya çevreye dağıtarak etki gösterdikleri için alerjik tepkiye yol açmıyorlar. Bu nedenle yoğun güneşe maruz kalacak olan kişilere, hamilelere, 2 yaş altı (6 aydan büyük) çocuklara tavsiye ediliyor. Ancak titanyum dioksit, magnezyum oksit, demir oksit veya çinko oksit içeren fiziksel koruyucuların deri yüzeyinde kalın bir tabaka oluşturmak, güneşte yumuşayıp siyah noktalara yol açmak gibi dezavantajları bulunuyor. Güneş ışığını absorbe eden kimyasal güneş koruyucuların ise sentetik organik kimyasallardan meydana geldiğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, “Dolayısıyla kimyasal koruyucular hassas kişilerde alerjik ve fotoalerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Ayrıca bazı kimyasal güneş koruyucular güneşe maruziyet sonrası yıkıma uğrayarak etkilerini kaybederler. Bazıları ise sistemik olarak emilime uğrarlar. Bu nedenle 2 yaş altı kullanımları sakıncalıdır. Son dönemde kimyasal güneş koruyucularda da mikronize formülasyonlar geliştirilmiştir. Geliştirilen mikronize formülasyonlar güneş ışığına daha dayanıklıdır. Ayrıca deriden emilimleri azaltıldığı için alerjik reaksiyon riski de azdır” diye konuşuyor.
Cilt tipinize uygun ürün seçin!
Güneş koruyucu ürünleri seçerken cilt tipinize uygun olmasına dikkat etmeniz şart! Yağlı ciltlerde losyon ve jel formu, kuru ciltlerde ise krem tarzında güneş koruyucular daha sağlıklı sonuç veriyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, yağlı ve sivilcelenmeye yatkın bir cildiniz varsa, krem formunu tercih etmemeniz gerektiği uyarısında bulunarak, “Ciltte oluşan tabaka rahatsızlık hissi vermesinin yanı sıra güneşte yumuşayarak gözenekleri kapatıp siyah noktalara ve sivilcelenmeye neden olabiliyor. Eğer cildiniz kuruysa jel formu kullanmayın, zira deride kuruma, kaşıntı ve ileri formlarda egzama oluşabilmektedir” diyor.
İnce bir tabaka halinde uygulayın
Güneş kremini yüzünüze sürerken öncelikle cilt tipinize uygun, en az 15 koruma faktörlü bir ürün seçtiğinizden emin olun. Ürünü göz çevreniz dahil, boyun ve dekolte bölgesine ince bir tabaka halinde sürün. Lekelenmeye yatkın cildiniz varsa, “tinted” yani renkli formda güneş koruyucuları tercih edin. Sprey şeklindeki güneş koruyucular, uygulama esnasında göze ve buruna kaçma olasılığı nedeniyle yüzümüz için tavsiye edilmiyor.
Güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürün
Koruyucuları, yeterli etkinlik sağlamaları için güneşe çıktığınız an değil, cildinizi temizleyip nemlendirdikten sonra, güneşe çıkmadan 30 dakika önce uygulamanız çok önemli. En az iki saatte bir yenilenmesi gereken güneş koruyucuları yüzdükten, terledikten ve suya her maruz kaldıktan sonra yeniden sürmeyi de ihmal etmeyin.
SPF değerine dikkat edin
Açılımı “Sun Protection Factor” olan SPF değeri cildin minimal eritem dozunu (MED) kaç kat uzatabildiğini gösteriyor. Yani, yanmadan güneşte kalabileceğiniz süreyi tanımlıyor. Genelde kullanacağınız ürünün 15-50 SPF aralığında yer alması gerekiyor. Klinik çalışmalar 50 SPF üstünün koruyuculuğunda bir fark olmadığını ortaya koyuyor. SPF 15 doğru şekilde ve yeterli miktarda uygulandığında yüzde 93, SPF 50 ise yüzde 98 oranında koruyor.
Güneş altında bırakmayın
Güneş altında veya yüksek ısıda uzun süre bekletildiklerinde kıvamı koyulaşan güneş koruyucular ciltteki gözenekleri kapatıyor ve bunun sonucunda sivilcelenmeye yol açabiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, “Bu nedenle güneş koruyucular güneş altında asla bırakılmamalı ve normal oda ısısında saklanmalıdır” diyor.
Yüz ve boyuna 1 çay kaşığı şart!
Güneş kremini vücudunuza doğru miktarda sürmeniz çok önemli. Zira, az sürdüğünüzde cildiniz yeteri kadar korunmuyor. Fazla sürdüğünüzde ise ürün ciltteki gözenekleri kapatarak sivilcelenmeye neden olabiliyor. Ayrıca organik güneş koruyucuları cilde fazla sürmek etken maddelerin sistemik dolaşıma katılma miktarını arttırabiliyor. Bunun sonucunda bazı toksik reaksiyonlar gelişebiliyor. Etkin bir koruma için güneş koruyucu ürünü; tüm yüz ve boyuna 1 çay kaşığı, ön ve arka gövdeye 2 çay kaşığı, her üst ekstremiteye 1 çay kaşığı ve her alt ekstremiteye 2 çay kaşığı miktarında sürmeniz gerekiyor.
Çocuklarda bu hataları asla yapmayın!
Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, çocuklarda fiziksel (inorganik) güneş koruyucuların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “6 aya kadar güneş koruyucu kullanmak gerekmez” diyor. Dr. Figen Akın, çocuklarda güneş kremini kullanırken dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor: “Solumayı engellememek için sprey formundaki güneş kremleri asla rüzgar yönüne sıkılmamalı ve yine asla yüz veya ağız yakınına püskürtülmemelidir. Ayrıca yüze doğrudan püskürtüldüğünde ağız ve burun yoluyla solunması riski nedeniyle koruyucu önce ellere sıkılmalı, ardından yüz ve diğer alanlara uygulanmalıdır. Yaz aylarında böcek kovucu sürülen çocuklarda güneş kremleri daha sık tekrarlanmalı, ancak böcek kovucuların deriden emilimini arttırdığı için aynı anda uygulanmamalıdır. Bunların yanı sıra sistemik emilim riski nedeniyle nano partiküllü güneş kremleri çocuklarda kullanılmamalıdır.”