ORMANLAR KAPİTALİST POLİTİKALARIN KURBANI OLDU
Türkiye, son yıllarda artan orman yangınları ile mücadele ederken, uzmanlar ve sivil toplum örgütleri, yangınların sadece doğal afet olarak değil, aynı zamanda rant odaklı politikaların sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Tarım Orman İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş’un çarpıcı açıklamaları, orman yangınlarına ilişkin ihmalleri ve rant odaklı yaklaşımları bir kez daha gözler önüne serdi. Durmuş, "Yangınlar, Türkiye’de siyasi iradenin ve orman kurumlarını yönetenlerin bilinçli tercihlerinin sonucudur," diyerek, yıllardır süregelen kapitalist politikaların ormanları nasıl tükettiğine dikkat çekti. 185 yıllık Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) yangın söndürme konusunda birinci derecede sorumlu olduğunu hatırlatan Durmuş, "Ancak AKP iktidarıyla birlikte ormanlar, ekonomik çıkarlar uğruna göz göre göre yok ediliyor," dedi.
YANGINLAR ÖNLENEBİLİRDİ: İHMAL, LİYAKATSİZLİK VE YANDAŞLIK
Durmuş, AKP’nin iktidara geldiği ilk yıllarda dönemin Orman Bakanı Osman Pepe’nin, “IMF’ye olan borcu 2B alanlarını satarak ödeyeceğiz” sözleriyle başlayan sürecin, ormanların adım adım ranta kurban edilmesinin ilk adımı olduğunu belirtti. “Ormanlar, ekosistem olarak değil, ekonomik getiri sağlayacak bir kaynak olarak görülüyor. Bu zihniyet, doğayı korumak yerine, sürekli kesim ve satışlarla orman alanlarını rant uğruna yok ediyor," ifadelerini kullandı. Orman yangınlarıyla mücadelenin sadece yangın sırasında değil, yangın öncesinde alınacak önlemlerle mümkün olduğunu vurgulayan Durmuş, insan kaynaklarının ve liyakatın önemine dikkat çekti. “Yangın öncesinde alınması gereken koruyucu önlemler, maalesef iktidarın liyakatsiz ve yandaş kadroları yüzünden göz ardı ediliyor. Orman köylüleriyle barışık bir politika yerine, sermaye odaklı bir anlayışla hareket ediliyor. Bu durum, sadece yangınların artmasına değil, aynı zamanda yangınla mücadelede büyük zafiyetlere neden oluyor," dedi.
MAĞDURLAR İSYANDA: "BU YANGINLAR ÖNLENEBİLİRDİ!"
Durmuş ayrıca, orman yangınlarının büyük bir bölümünün enerji nakliyat hatlarından kaynaklandığını, bu hatların kontrolünün ise yeterince yapılmadığını belirtti. "Cengiz, Limak ve Kolin gibi şirketlerin ortaklığında yürütülen enerji nakliyatları, yangınların başlıca nedeni. Ancak OGM, bu şirketlerin çıkarlarını korumaktan öteye gitmiyor," diye ekledi. İzmir’de Yamanlar Dağı’nda yaşanan ve 4 bin 312 hektarlık alanı küle çeviren yangın sonrası, bölge halkı geç müdahaleye tepki gösterdi. Evi yanan bir vatandaş, "Çoluğumu çocuğumu evden zor çıkardım. Suyla müdahale etmeye çalıştım ama nafile! Bu yangın daha buraya ulaşmadan söndürülebilirdi," diyerek ihmalleri gözler önüne serdi. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, yangından etkilenen mahallelerde 23 evin zarar gördüğünü açıklarken, mağdurların ortak tepkisi, “Bu yangın daha önceden önlenebilirdi. Büyük bir ihmal var,” şeklinde oldu.
ÖNÜMÜZDEKİ 10 GÜN RİSK BÜYÜK!
Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ise, sosyal medyadan yaptığı uyarıda, önümüzdeki 10 gün boyunca birçok ilde orman yangını riski bulunduğunu belirtti. Yayımlanan açıklamada, “Sıcak hava, düşük nem ve şiddetli rüzgarın ihmalle birleşmesi felaketi kaçınılmaz kılar. Hep birlikte çok daha dikkatli olmalı, orman yangınlarına karşı duyarlı olmalıyız,” denildi. Ancak, uzmanlar ve sivil toplum örgütleri, bu uyarıların yeterli olmadığını, asıl çözümün rant odaklı politikalardan vazgeçerek, koruyucu önlemleri artırmak olduğunu belirtiyor Sonuç olarak, Türkiye'nin ormanları sadece doğal afetlerin değil, aynı zamanda bilinçli politikaların kurbanı olmaya devam ediyor. Uzmanlar, ekosistemi koruyacak çevreci bir anlayışın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurgularken, iktidarın bu uyarılara kulak verip vermeyeceği ise büyük bir soru işareti olarak duruyor.