“Eğitim satın alınabilir bir hizmete dönüştürüldü”


 CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, AK Parti döneminde nitelikli eğitimin bir hak olmaktan çıkarılıp, satın alınabilir bir hizmete dönüştürüldüğünü savundu. Tanburoğlu, “Uygulanan sınav sistemleri, kamu okullarında yaşanan nitelik kaybı, okullarda yaşanan güvenlik ve hijyen eksikliği, kalabalık sınıf mevcutları, öğretmen eksikliği gibi sorunlar aileleri özel okullara mecbur hale getirmiştir. Çocuklarının nitelikli, bilimsel ve laik eğitim almasını isteyen veliler çareyi özel okullarda bulmuştur. Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP’nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür” dedi.
Tanburoğlu, AK Parti iktidarının eğitim sistemini bilerek ve isteyerek siyasallaştırdığını ileri sürerek, "22 yıllık AKP iktidarında eğitim sistemi ideolojik hedefler için bir araç haline getirilmiştir. Bu süreçte, mevcut sorunlar çözülmek yerine yeni sorunlar eklenmiştir. 9 Milli Eğitim Bakanı değişmiş, her gelen bakan kendi sistemini uygulamaya koymuş ve öncekinin eleştirisini yapmıştır" dedi.
Zorunlu eğitim kapsamında, devlet okullarında örgün eğitim içerisinde 15 milyon 887 bin 296 öğrenci bulunduğunu kaydeden CHP İl Başkanı Tanburoğlu, konuyla ilgili kısaca şunları dile getirdi:
“MEB'in bütçesi ise 1.092.129.668.000 TL’dir. Okullara her eğitim öğretim yılının başında eğitim öğretime hazırlık amacı ile öğrenci başına en az 1000 lira bütçe gönderilmelidir. Öğrenci başına 1000 lira gönderildiği takdirde MEB'in bütçesinin sadece 15,88 milyar lirası (yüzde 1,45) kullanılmış olacaktır. MEB bütçesi yıllar içinde giderek erimiş, yalnızca personel bütçesine dönmüştür. 2016 yılından bu yana MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı giderek azalmıştır. 2016 yılında MEB’in payı yüzde 13,38 iken 2024 yılında bu oran yüzde 9,84’e gerilemiştir. Aynı şekilde 2016 yılında MEB bütçesinin GSYH’ye oranı yüzde 2,93’iken 2023 yılında bu oran yüzde 2,65’e gerilemiştir. MEB bütçesinin yüzde 81’i personel giderleri için harcanmaktadır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2024 yılı itibariyle bu oran yüzde 9,15’e gerilemiştir. Öte yandan öğretmenler açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmiştir. Tüm eğitimciler yoksulluk sınırının altında ücretlerle çalışmaktadır. 2002 yılında yeni göreve başlayan öğretmen 540 lira olan maaşı ile 17 çeyrek altın alabilirken, 2024 yılında göreve başlayan öğretmen 41 bin lira olan maşı ile 9 çeyrek altın alabilmektedir”
BİR ÖĞÜN YEMEK VERECEK BÜTÇEYİ AYIRAMADI
22 yıllık AK Parti iktidarında çocuklarımıza okullarda bir öğün yemek verecek bütçenin ayrılamadığını ileri süren Anıl Tanburoğlu, “Ülke genelinde okul yemeği tüm öğrenciler için temel bir hak ve talep iken, okul öncesi eğitimdeki okul yemeği uygulaması yalnızca bir dönem uygulandıktan sonra kaldırılmıştır. Okul yemeği programlarının eğitime eşit erişim sağlaması, özellikle dezavantajlı çocukların okula devamlılığını artırması, çocukların sağlığını güçlendirmesi, ailelerin üzerindeki maddi yükü azaltması gibi bu kadar çok faydası varken, her kademede çocuklarımıza en az bir öğün yemek verilmesinin önemi ortadayken, Bakanlık sadece okul öncesiyle sınırlı olan programı bile iptal etti. Çocuklarımıza bir öğün yemek verilemediği gibi, çocukların saatlerini geçirdiği okullarda bir bardak temiz içme suyuna dahi erişimi yoktur. Çocuklarımız sularını evden getirmekte, bittiği takdirde ise kantinden parayla su almak durumunda kalmaktadır. Parası olmayan çocuklarımız ise ya susuz kalmakta ya da musluktan akan suları içmek durumunda kalmaktadır. Devlet okullarında örgün eğitim kapsamında 15.887.296 öğrencimiz bulunmaktadır. Bu öğrencilerin 1 milyon 165 bini taşımalı eğitim kapsamında, 284.034’ü ise yatılı ve pansiyonlu okullarda öğle yemeğine erişebilmektedir. Geriye kalan 14.438.262 öğrencimize ise okullarda öğle yemeği verilmemektedir. Yatılı ve pansiyonlu okullara öğrenci başına her öğün için yaklaşık 52 lira ödenek gönderilmektedir. Elbette bu tutar yeterli değildir. Ancak bu tutar üzerinden yaptığımız hesaplamaya göre 14.438.262 öğrencimizin öğle yemeği gideri yıllık 135 milyar 142 milyon yapmaktadır. Bu tutar da MEB bütçesinin yüzde 12,3’üne karşılık gelmektedir. Milli Eğitim Bakanı artık okul zilinin çocuklarımızın midesinde çaldığını görmelidir” dedi.
Tanburoğlu açıklamasını kısaca şöyle tamamladı:
“Birleşik Kamu-İş’in yaptığı Okula Başlama Maliyetleri Araştırmasına göre; 2023 yılına kıyasla, 2024 yılında okula başlama maliyetleri okul öncesi düzeyde %98,9; ilkokul düzeyinde %84,25; ortaokul düzeyinde %91,91; lise düzeyinde ise %80,46 oranında artmıştır. Tüm kademelerde ortalama artış %88,8 olmuştur. Asgari ücretle hayatını devam ettiren bir aile, ilkokula başlayan çocuğu için, bir aylık maaşından fazlasını, en düşük maaş alan memur ise maaşının yarısını okul masrafı olarak harcamak zorundadır. Tüm çocuklara eşit ve ücretsiz sunulması gereken nitelikli eğitim için devlet değil aileler para harcar hale gelmiştir. Kamusal ve parasız eğitim bitirilmiştir. AKP iktidarında nitelikli eğitim bir hak olmaktan çıkarılmış, satın alınabilir bir hizmet haline dönüşmüştür. Uygulanan sınav sistemleri, kamu okullarında yaşanan nitelik kaybı, okullarda yaşanan güvenlik ve hijyen eksikliği, kalabalık sınıf mevcutları, öğretmen eksikliği gibi sorunlar aileleri özel okullara mecbur hale getirmiştir. Çocuklarının nitelikli, bilimsel ve laik eğitim almasını isteyen veliler çareyi özel okullarda bulmuştur. Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP’nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür.
2014-15 eğitim öğretim yılında 15.397 okul taşınırken 2022-2023 eğitim öğretim yılında 18.291 okul taşınır olmuştur. Her gün 1,2 milyon öğrencimiz taşımalı eğitim kapsamındaki okullara gitmek zorunda bırakılmıştır. Son yapılan düzenlemeyle birlikte 30 km üzerindeki mesafelerde taşımalı eğitim sonlandırılmış, öğrenciler yatılı okullara yönlendirilmiştir. Köy okullarını açmak, öğrencilerin yaşadığı yerde okula gitmesini sağlamak yerine, taşınan öğrenci sayısını düşürmek için böyle bir düzenlemeye başvurulmuştur. MEB verilerine baktığımızda, 2002 eğitim öğretim yılında köylerde 32.401 okul, 3.275.579 öğrenci bulunmaktaydı. 22 yılın ardından 2023 yılında köylerdeki okul sayısı 13.969’a öğrenci sayısı ise 623.902’ye gerilemiştir. AKP iktidarları boyunca 18.432 köy okulu kapatılmıştır. Ülkemizin kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında Maarif Kongresini toplayarak eğitimin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Bundan 100 yıl önce, savaş günlerinde, koşullar elvermese dahi eğitimin önemine vurgu yapan Atamızın izinde, biz de eğitim sistemimizi bugünden daha iyiye götürmek, 22 yıllık iktidarın açtığı yaraları sarmak için canla başla çalışacağız. Çocuğun ve gencin üstün yararını gözeten, nitelikli, laik, bilimsel, kamusal ve erişilebilir bir eğitim için mücadele etmeye, Cumhuriyet aydınlanmasından aldığımız ilhamla çalışmaya devam edeceğiz.”