KİM DURDURACAK?

Türkiye sağlıkta şiddetle bir kez daha sarsıldı! Adana’nın Seyhan ilçesindeki Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Dr. Can Cevher Gürler, işe giriş raporu isteyen bir hasta yakını tarafından çaydanlıkla başından darp edilerek ağır yaralandı. Sağlık çalışanları canını tehlikeye atarak hizmet vermeye devam ederken, yetkililer ise sessiz kalmayı sürdürüyor!

GÖREV YAPMAK SUÇ MU?

Doktorlar ve sağlık çalışanları her gün canını tehlikeye atarak insanlara şifa dağıtmaya çalışırken, şiddetin önü alınamıyor! Dr. Can Cevher Gürler, sırf görevini yaptığı için canına kast edilen bir başka isim olarak bu kara listeye eklendi. İşe giriş raporu almak için merkeze gelen Seracettin D., yasal gerekçelerle talebinin yerine getirilemeyeceği cevabını alınca öfkeyle saldırıya geçti. Sıradan bir işlemde yaşanan bu şiddet, artık sağlıkta şiddetin basit bir olgu değil, bir sistem sorunu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

SAĞLIKÇILAR HEDEFTE!

Sağlık sistemi çökmüş, çalışanlar can derdine düşmüş durumda! Seracettin D. isimli şahıs, doktorun yalnızca yasal sınırlar içinde yapabileceği bir işlemi gerçekleştirdiğini bile bile, kendini adeta linç ruh haliyle kaybedip çaydanlıkla vahşi bir saldırıya girişti. Dr. Gürler’in başına aldığı darbeyle kafa tası çatladı, omzu çıktı ve vücudunda birçok açık yara oluştu. Şiddetin bu denli pervasızlaşmasının ardında, sağlık çalışanlarının korunmasız bırakılması yatmıyor mu? Çalışanların hayatları bu kadar mı değersiz?

YOĞUN BAKIMDA YAŞAM MÜCADELESİ

Dr. Can Cevher Gürler şu an yoğun bakımda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Kendi hastalarına şifa dağıtırken, şiddetin hedefi olan bir doktorun hayati tehlike altında olması, sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların geldiği noktayı acı bir şekilde ortaya koyuyor. Doktorlar hayat kurtarmak için mücadele ederken, kiminin yaşamı hastane odalarında kurtarılmaya çalışılıyor. Sağlıkta şiddet olayları, can kaybı yaşanmadan mı ciddiye alınacak?

YETKİLİLER NEREDE?

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının her geçen gün artmasına rağmen, yetkililerden caydırıcı ve kararlı bir adım hâlâ yok! Bu durum, sağlıkta şiddetin neredeyse meşru görüldüğü bir ortam yaratıyor. Göstermelik yasalar ve yüzeysel önlemlerle bu vahşetin önüne nasıl geçilecek? Şiddet uygulayan kişiler birkaç gün gözaltında kalıp serbest bırakıldığında, bu toplum nasıl iyileşecek? Bu sorunun yanıtı hâlâ yok. Oysa Dr. Gürler gibi birçok sağlık çalışanı her gün ölümle burun buruna çalışmak zorunda.

“CANIMIZ TEHLİKEDE!”

Sağlık çalışanları, bu saldırının ardından bir kez daha isyan etti. “Biz şifa dağıtmak için çalışıyoruz, ama canımızı hiçe sayıyorlar! Kimse bize sahip çıkmıyor!” diyen doktorlar ve hemşireler, artık can güvenliği için ciddi adımlar atılmasını talep ediyor. Her gün daha çok sayıda sağlık çalışanı, fiziksel ve psikolojik şiddetin kurbanı olurken, yetkililerin sessizliği kabul edilemez hale geldi. Hastanelerde doktorların etrafında güvenlik önlemleri mi artırılmalı? Yoksa saldırganlara caydırıcı cezalar mı verilmeli?

SUSKUNLUK ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRIYOR

Bu olay, sağlık sektöründe çalışan herkesin her an potansiyel bir şiddet mağduru olabileceğini acı şekilde hatırlatıyor. Ancak sessiz kalmak bu şiddetin devam etmesine göz yummak değil midir? Sağlık çalışanlarının hayatını koruyacak düzenlemeler nerede? Sorumsuz ve şiddet eğilimli bireylerin elini kolunu sallayarak dolaştığı bir ülkede, sağlık hizmetleri nasıl sürdürülebilir?

ARTIK YETER!

Toplumun sağlık çalışanlarına karşı duyarsız kalması, her geçen gün daha fazla canın yanmasına neden oluyor. Adana'daki bu korkunç saldırı bir uyanış çağrısıdır! Yetkililerin harekete geçmemesi ve kamuoyunun sessiz kalması, bu şiddet sarmalını daha da büyütüyor. Dr. Can Cevher Gürler’in durumu ciddiyetini korurken, bu olay bir milat olmalı ve sağlıkta şiddete karşı daha güçlü adımlar atılmalıdır. Türkiye, sağlık çalışanlarını koruyacak mı, yoksa bir sonraki vahşet haberini mi bekleyecek?