HAK-İŞ EMEKLİLİK RAPORUNU AÇIKLADI
Arslan, ülkemiz ve ekonominin büyümesine rağmen sosyal güvenlik sistemimize yeterli kaynağın aktarılmadığının altını çizdi. HAK-İŞ Akademi tarafından, Türkiye’deki Emeklilik Sistemi’nin sorun ve çözüm önerilerinin alanında uzman akademisyenler tarafından ele alındığı “Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu” düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşıldı. Konfederasyonun resmi internet sitesinde açıklamalarına yer verilen Arslan, Sosyal Güvenlik Kurumu kaynaklarının geçmişten itibaren verimli kullanılmadığını söyledi.
HAK-İŞ Akademi Önemli Çalışmalara İmza Atıyor
Raporu açıklayan Genel Başkan Mahmut Arslan, HAK-İŞ Akademinin kuruluşunun üzerinden kısa bir süre geçmesine karşın önemli çalışmalara imza attığını belirterek, ülkemizi ve çalışma hayatını ilgilendiren önemli konular hakkında alanında uzman akademisyenler tarafından raporlar hazırladığını ve kamuoyu ile paylaştığını belirtti. Akdeminin öncelikle gelir dağılımı adaletsizliği ve vergi sistemi konusunda “Vergi ve Sosyal Politikalar Raporu” hazırladığını anımsatan Arslan, bugün de “Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu”nu kamuoyuna sunmak amacıyla bir araya gelindiğini ifade etti.
“HAK-İŞ Her Zaman Yapıcı Bir Rol Üstleniyor”
Sosyal güvenlik sistemini iyileştirme konusunda HAK-İŞ’in her zaman yapıcı bir rol üstlendiğini ifade eden Arslan, HAK-İŞ Konfederasyonu’nun ilkesel olarak sadece sorunu tespit etmekle yetinmediğini, aynı zamanda çözüm önerilerini de beraberinde sunduğunu ifade etti.
“Sosyal Güvenlik Kurumu Kaynakları Verimli Olarak Kullanılamadı”
Arslan, Sosyal güvenlik sisteminde yaşanan sorunlara değinerek, sosyal güvenlik sisteminin primli bir sistem olmasına karşın, kuruluşundan 1970’li yılların ortalarına kadar kaynakların verimli kullanılamamasından dolayı günümüze sarkan sorunların ortaya çıktığını ifade etti. Sosyal güvenlik sisteminde önemli gelişmelerin de olduğunu ancak sistemde eksikliklerin büyük ölçüde devam ettiğinin altını çizen Arslan, 2002 yılında yüzde 70’ler düzeyinde bulunan sosyal güvenlik sisteminin kapsamının günümüzde yüzde 89’a ulaşmasının olumlu, ancak yeterli olmadığını söyledi.
“Ülkemiz Büyüyor Ancak Emeklilerin GSMH’den Aldığı Pay Düşüyor”
Emeklilerin GSMH’den aldığı payın da ülkemizin büyümesine karşın her geçen gün düşen bir ivme ile hareket ettiğine dikkat çeken Arslan, ülkemiz ve ekonominin büyümesine rağmen sosyal güvenlik sistemimize yeterli kaynağın aktarılmadığının altını çizdi.
“Aktüeryal Dengenin Bozulması Konusunda Kamuoyunda Yanlış Bir Algı Var”
Sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesinin bozulması konusunda kamuoyunda yanlış bir algı olduğunu vurgulayan Arslan, “kamuoyunda EYT ve emekli maaşlarının bozduğu konusunda yanlış bir algı var. Aslında doğrusu kayıt dışı istihdam ve prim gelirlerinin tahsil edilememesidir. Dolayısıyla sosyal güvenlik sistemimizden kayıt dışı istihdamı ortadan kaldırırsak veya asgariye indirirsek prim alacaklarımızı tahsil edersek aslında sosyal güvenlik kurumumuzun bu kamuoyunda algı oluşturmaya çalışan kötüdür, batmıştır, yok olmuştur gibi algıları da değiştirmiş olacağız” dedi.
Sendikal Örgütlülüğün Önemi
Ülkemizde sendikal örgütlülüğün arttırılması ile yine sosyal güvenlik sistemini etkileyen birçok sorunun da çözüme kavuşması noktasında önemli atılımların gerçekleştirileceğinin altını çizen Arslan, sendikal örgütlülüğün yüzde 15’lerden yüzde 50’lere çıkması durumunda, “Sendikal örgütlülük hem gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırıyor, Hem sosyal güvenlik sistemimizin prim gelirlerini arttırıyor, hem de iş kazalarındaki ölüm oranlarını asgariye indiriyor. Dolayısıyla biz, sosyal güvenlik sistemimizi gerçekten ayağa kaldırmak istiyorsak, kayıt dışı istihdamı yüzde 30’lardan makul bir noktaya çekmemiz, prim gelirlerimizin tahsilatını en yüksek noktaya taşımamız gerekiyor” dedi.
“HAK-İŞ Olarak Büyük Bir Reform İstiyoruz”
Emeklilik sistemiyle ilgili HAK-İŞ’in büyük bir reformdan bahsettiğini vurgulayan Arslan şöyle dedi:
“O nedenle biz HAK-İŞ olarak belirttiğimiz çözümleri bu soruna köklü bir çözüm olarak görüyoruz ve sosyal güvenlik sistemimizin sadece bugün konjonktürel olarak önümüze gelen, 2024 yılında emekli olan bir işçinin 2025 yılında emekli olduğunda yüzde 35’e varan gelir kaybını tartışmaktan öteye büyük bir reformun gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz”
“Kırk Katır mı Kırk Satır mı”
Emekli olmakla karşı karşıya olanların zorunlu bir tercih karşı karşıya olduğunu ve her iki tercihin de sorunlu durumlar içerdiğini ifade eden Arslan, detaylı açıklamalarda bulundu. Arslan, “Sistem, 2008 yılında reform gerçekleştirilirken enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan o günkü konjöktüre göre kurgulanmış. Bu hesaplama bugün gelip duvara toslattı bizi. Şimdi insanlar bir tercih yapmak zorunda. 2025 yılında emeklilik hakkını elde edecek olan için büyük bir sıkıntı var. Bu sene emekli olamıyor. Emeklilik hakkı gelmemiş, 2025 yılında emekli olduğu zaman da bu sene emekli olana göre yüzde 35 gelir kaybına uğruyor. Bu haksızlık, bu adaletsizlik çünkü daha fazla prim ödüyor. Ama daha az maaş alıyor veya 2024 yılında emekli olan bir arkadaşımız emekliliğini ertelerse, ertelediği zaman da yüzde 35 bir kayıpla karşı karşıya, o zaman kırk katır mı, kırk satır mı diye bir soru akla geliyor” dedi.