ÇERKEZOĞLU: "TÜRKİYE BİR ASGARİ ÜCRET ÜLKESİ OLMAKTAN KURTULMALI"

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türkiye’deki asgari ücret politikasını sert sözlerle eleştirdi. Açlık sınırının 20 bin TL’yi, yoksulluk sınırının ise 70 bin TL’yi aştığı bir dönemde, 17.002 TL’lik asgari ücretin milyonlarca işçiyi ve ailelerini insanca yaşamdan mahrum bıraktığını ifade eden Çerkezoğlu, sistemde köklü değişiklikler gerektiğine dikkat çekti.

"ASGARİ ÜCRET TÜM ÇALIŞANLARI ETKİLİYOR"

Çerkezoğlu, asgari ücretin yalnızca işçilerin değil, emeklilerin, kamu çalışanlarının ve tüm emeğiyle geçinenlerin yaşam koşullarını belirleyen bir unsur olduğuna vurgu yaptı. Şu anda Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısının yetersiz olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, “Asgari ücret, gerçek bir toplu pazarlık gücüyle belirlenmelidir” diyerek, sendikalaşmanın önemini vurguladı.

"ASGARİ ÜCRET ÜLKESİ OLMAK EMEĞİN DEĞERİNİ YOK SAYAN SİSTEMİN SONUCUDUR"

Türkiye’nin neredeyse tamamı asgari ücretle geçinen bir ülke haline geldiğini belirten Çerkezoğlu, bu tablonun değişmesi gerektiğini ifade etti. Sendikalı işçi sayısının artmasının ve toplu sözleşme kapsamının genişletilmesinin şart olduğunu dile getirerek, “Asgari ücret ülkesi olmak, emeğin değerini yok sayan bir sistemin sonucudur. Bu sistemden çıkış yolu, sendikalaşma ve toplu pazarlık hakkının yaygınlaştırılmasıdır” dedi.

"GERÇEK ENFLASYON KAYIPLARI GİDERİLMELİ"

Türkiye’de gıda enflasyonunun dünyanın en yüksek seviyelerinde olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu, artan fiyatlar karşısında alım gücünün hızla eridiğine dikkat çekti. “Bu şartlar altında belirlenen asgari ücret rakamları, kısa süre içinde anlamını yitiriyor” diyen Çerkezoğlu, enflasyona ve ekonomik büyümeye bağlı bir ücret belirleme sisteminin gerekliliğini vurguladı.

ASGARİ ÜCRET NASIL BELİRLENMELİ?

Çerkezoğlu, asgari ücretin insanca yaşam koşullarına göre hesaplanması gerektiğini şu sözlerle ifade etti:
Asgari ücret, bir işçinin ailesiyle birlikte geçimini sağlayabileceği bir düzeyde olmalı.
Uluslararası standartlara uygun bir hesaplama yapılmalı.
Gerçek enflasyon karşısındaki kayıplar giderilmeli.
Ekonomik büyümeden ve milli gelir artışından hak edilen pay alınmalı.
Bir hanede iki kişinin çalıştığı durumda toplam gelirin yoksulluk sınırını karşılaması şart olmalı.
Yüksek enflasyon dönemlerinde asgari ücret yılda dört kez gözden geçirilmeli.

"ENFLASYON VE ÜCRET KAYIPLARI BİR KISIR DÖNGÜYE DÖNÜŞTÜ"

Çerkezoğlu, mevcut ekonomik tabloda belirlenen ücretlerin hızla anlamını yitirdiğini ve bunun çalışanlar için sürdürülemez bir durum yarattığını söyledi. “Gerçek bir ücret politikası, enflasyon karşısında emeği koruyan, insanca yaşamı garanti altına alan bir sistemle mümkündür” diyerek, hükümeti somut adımlar atmaya çağırdı.

"SİSTEMDE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK KAÇINILMAZ"

Asgari ücret tartışmalarının çözümünün, işçilerin sendikalaşması ve toplu pazarlık hakkının genişletilmesinden geçtiğini belirten Çerkezoğlu, "Bu mesele yalnızca bir ücret tartışması değil, toplumsal bir adalet mücadelesidir" diye konuştu.