AFLOTOKSİN TEHLİKESİNE DİKKAT!
“KÜFLENMİŞ HER ÜRÜNE ŞÜPHEYLE YAKLAŞIN”
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan Egemen Gazetesine Çarpıcı Açıklamalarda Bulundu.
Yeni yıla sayılı günler kala, özellikle Türkiye’den yurt dışına ihraç edilen kuruyemiş ve kuru meyvelerde görülen Aflatoksin tehlikesi bir kez daha gündemde. Egemen Gazetesi’ne konuşan Şehmus Alparslan, Aflatoksin maddesinin bilinmeyen yönlerini anlatarak vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.
AFLOTOKSİN NEDİR?
Alparslan, Aflatoksin’in Aspergillus flavus adlı küf türü tarafından üretilen son derece toksik bir madde olduğunu belirtti. Bu toksin, süt, kuru meyve ve kuruyemiş gibi birçok gıda ürününde bulunabilir. Ancak en büyük sorun, hangi küfün toksin ürettiğini gözle anlamanın mümkün olmamasıdır: “Bir ürün küflendiyse, o küfün Aflatoksin üreten türden olup olmadığını anlamamız için laboratuvar ortamında analiz yapılması gerekir.”
KÜFLÜ PEYNİRLER NEDEN GÜVENLİ?
Küflü peynirlerin güvenli olduğunu söyleyen Alparslan, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Küflü peynirler, kontrollü koşullarda ve toksin üretmeyen küf çeşitleriyle üretiliyor. Bu nedenle sağlığa zararı yok. Ancak evde veya kontrolsüz şekilde küflenmiş ürünler için aynı şeyi söyleyemeyiz.”Kontrolsüz koşullarda oluşan küflerin ne tür olduğunu bilmediğimiz için her küflü ürünü şüpheli kabul etmek gerekiyor.
AFLOTOKSİNİN SAĞLIĞA ZARARLARI
Aflatoksin’in sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çeken Alparslan, şu bilgileri verdi: “Yüksek dozlarda Aflatoksin ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Ancak daha tehlikeli olanı, uzun süreli ve düşük dozlu maruziyettir.” Aflatoksin, böbreklerde, karaciğerde ve tiroit gibi organlarda birikerek zamanla ciddi hasarlar oluşturabilir. Kanserojen etkileri sağlık literatüründe de kanıtlanmıştır.
KÜFLÜ ÜRÜNLERDEN KAÇININ!
Küflenmiş ürünlerin tüketilmesinin ciddi bir risk olduğunu belirten Alparslan, özellikle şu konulara dikkat çekti: 1. Evde veya kontrolsüz depolama koşullarında küflenen ürünler asla tüketilmemelidir.
2. Gözle görülmeyen küfler bile Aflatoksin üretme potansiyeline sahiptir.
3. Üretim ve hasat süreçlerinde küflenmeye maruz kalan ürünlerin tüketimi risklidir.
“SAĞLIĞINIZI KÜFLÜ ÜRÜNLERE TESLİM ETMEYİN”
Alparslan, vatandaşlara şu çarpıcı mesajı verdi:
“Küflü ürünlere her zaman şüpheyle yaklaşın. Kontrollü şekilde üretilmeyen hiçbir küflü ürünü tüketmeyin. Sağlığınızı korumak için bilinçli hareket edin ve güvenilir gıdalara yönelin.” Bu uyarılar, yılbaşı alışverişlerinde kuru meyve ve kuruyemiş alacak vatandaşlar için büyük önem taşıyor. Aflatoksin tehlikesine karşı tedbir alın, sağlığınızı riske atmayın!
GIDA MÜHENDİSLERİNDEN ÇARPICI UYARI: SAHTE ALKOL CAN ALIYOR!
Şehmus Alparslan, sahte alkol tehlikesine dair kritik açıklamalarda bulundu. Yeni yılın yaklaştığı şu günlerde sahte alkol kullanımı yeniden gündemde. Şehmus Alparslan, sahte içki konusunda vatandaşları uyararak, bu sorunun temelinde ekonomik koşulların yattığını vurguladı.
“SAHTE ALKOLÜN SEBEBİ EKONOMİK SORUNLAR”
Şehmus Alparslan, sahte içki kullanımının artmasındaki en büyük nedenin, alkol fiyatlarına uygulanan yüksek vergiler olduğunu belirtti: “İçki sağlığa zararlıdır, bunu vurgulamak gerekiyor. Ancak insanlar tüketiyor ve bu bir realite. Tüketimin devam ettiği bir durumda, alkol fiyatlarının erişilebilir seviyede olması gerekiyor. Şu anda neredeyse maliyetinin 3-4 katı bir fiyatlandırma var. Ekonomik zorluklar nedeniyle insanlar daha ucuz yollara yöneliyor.”
“EVDE ÜRETİM TEHLİKESİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Alparslan, son dönemde birçok kişinin evde alkol üretmeye çalıştığını belirterek, bu durumun büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade etti: “Evde alkol üretimi arttı. İnsanlar internetten tarifler öğreniyor ve maalesef kimyasal bilgisi olmadan üretim yapmaya çalışıyor. Sadece alkol değil, temizlik maddesi gibi ürünler de evde üretiliyor. Bu durum ciddi sağlık risklerine yol açıyor.”
METİL ALKOL: ÖLÜM VE GERİ DÖNÜLMEZ HASAR
Sahte alkol üretiminde en büyük tehlikenin metil alkol olduğunu vurgulayan Alparslan, bu maddenin ölümcül etkilerini şöyle açıkladı: “Metil alkol, etil alkolden daha ucuz olduğu için kullanılıyor. Ancak metil alkol zehirlenmelere yol açıyor. Ölümler, görme kaybı gibi geri dönülmez hasarlar bırakıyor.” İnsanların iki ürün arasındaki farkı gözle ayırt etmesinin imkânsız olduğunu söyleyen Alparslan, bu farkın ancak laboratuvar ortamında anlaşılabileceğini belirtti.
“EKONOMİK SORUNLAR ÇÖZÜLMEDEN BU SORUN BİTMEZ”
Sahte alkolün önlenebilmesi için fiyat politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Alparslan, çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
1. Vergilendirme sistemi yeniden düzenlenmeli ve fiyatlar erişilebilir seviyeye çekilmelidir.
2. İnsanların sahte alkol üretimine yönelmesini engellemek için ekonomik koşullar iyileştirilmelidir.
3. Halk, sahte alkol konusunda bilinçlendirilmeli ve metil alkolün tehlikeleri daha fazla duyurulmalıdır.
“VATANDAŞLARIMIZ DİKKATLİ OLSUN”
Alparslan, konuşmasında vatandaşlara yönelik önemli bir uyarı yaptı: “Sahte içki üretimi ve tüketimi büyük bir sağlık riski taşır. Metil alkol fark edilmesi zor bir zehirdir ve dönülmez sonuçlar doğurur. Vatandaşlarımız dikkatli olmalı, şüpheli ürünlerden uzak durmalı. Ancak bu sorunların temelinde ekonomi yatıyorsa, çözüm de ekonomideki iyileşmelerden geçer.”
BİLİNÇSİZ PESTİSİT KULLANIMI SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDİYOR!
Alparslan, pestisit kullanımındaki yanlışların gıda güvenliği ve ihracatta yarattığı tehlikelere de dikkat çekti. Türkiye’nin tarımsal üretiminde ve gıda ihracatında bilinçsiz pestisit kullanımı büyük bir tehdit oluşturuyor. Egemen Gazetesi’ne konuşan Şehmus Alparslan, bu sorunun yalnızca çiftçiler ve ihracatçılarla sınırlı kalmadığını, devletin ilgili birimlerinin ortak müdahalesini gerektirdiğini belirtti.
PESTİSİT KALINTILARI İHRACATI TEHLİKEYE ATIYOR
Alparslan, pestisit kalıntılarının Türkiye’nin gıda ihracatında ciddi sorunlar yarattığını vurguladı: “Pestisit kalıntıları, etik hatalar ve mikotoksinler gibi nedenler ihraç ürünlerinin geri dönüşüne yol açıyor. Bu durum sadece üreticiyi değil, ülke imajını da olumsuz etkiliyor. Çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi, denetimlerin sıklaştırılması ve doğru uygulamaların yaygınlaştırılması şart.”
BİLİNÇSİZ KULLANIM SAĞLIK RİSKLERİNİ ARTIRIYOR
Pestisitlerin doğru kullanımında, etken maddelerin ne amaçla ve hangi dozda kullanılacağına dair detayların önemli olduğunu belirten Alparslan, yanlış uygulamaların sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi: “Her pestisitin kullanım amacı, dozu ve zamanı bellidir. Örneğin, yabancı ot mücadelesinde kullanılan bir ilacı, domates veya maydanoz gibi farklı ürünlere aynı şekilde uygulamak büyük hatalara yol açabilir.”
“Her ürün için önerilen doz miktarı, günlük tüketim miktarlarına göre belirleniyor. Ancak çiftçilerimiz, ‘O da ilaç, bu da ilaç’ diyerek farklı ürünlerde aynı uygulamayı yapabiliyor. Bu durum, tüketicinin vücuduna alınan kimyasal miktarını artırabiliyor.”
ÇİFTÇİLERİN BİLGİLENDİRİLMESİ ŞART
Pestisitlerin doğru kullanımına yönelik eğitimlerin önemine vurgu yapan Alparslan, şunları kaydetti:
“Çiftçilerimizin her detayı bilmeleri belki mümkün değil. Ancak ilaçların kullanım kurallarına uyulması gerektiği açıkça belirtiliyor. Tarım Bakanlığı’nın çiftçileri eğitmesi ve bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık vermesi gerekiyor. Ayrıca, etkili bir kontrol mekanizmasıyla bu süreç denetlenmeli.”
DOĞRU PESTİSİT KULLANIMI SAĞLIK RİSKLERİNİ MİNİMUMA İNDİRİYOR
Codex Alimentarius gibi uluslararası standartların, pestisitlerin kullanımına dair çok net kurallar koyduğunu belirten Alparslan, doğru uygulamaların bu riskleri en aza indirebileceğini ifade etti: “Ürünlerin ne zaman ve nasıl ilaçlanacağı belirlenmiştir. Örneğin, bir maydanoz üreticisi, hangi yabancı ot için hangi etken maddeyi, hangi dozda ve hasattan kaç gün önce uygulayacağını bilir. Bu kurallara uyulduğunda sağlık riskleri minimuma iner.”
PESTİSİT YERİNE DOĞAL YÖNTEMLER MÜMKÜN MÜ?
Tarımsal ilaçların yerine doğal yöntemlerin tercih edilip edilemeyeceği tartışmalarına da değinen Alparslan, şu değerlendirmede bulundu: “Ekolojik bakış açısıyla geliştirilen doğal yöntemler elbette önemli. Ancak modern tarımda pestisitler, ot ve böcek mücadelesi gibi konularda hâlâ kritik rol oynuyor. Bu ilaçlar, bilinçli kullanıldığında zararsız hale gelebilir.”
GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN ORTAK ÇALIŞMA ŞART
Alparslan, pestisit sorununun çözümünün yalnızca çiftçilerin ve üreticilerin değil, ilgili bakanlıkların ve tüketicilerin de sorumluluğunda olduğunu belirtti: “Bu bir zincirdir. Çiftçi bilinçlendirilmeli, bakanlıklar etkin denetim yapmalı, tüketiciler de bilinçli davranmalıdır. Ancak bu şekilde hem halk sağlığını koruyabilir hem de Türkiye’nin gıda ihracatındaki imajını güçlendirebiliriz.”
Alparslan’ın açıklamaları, bilinçsiz pestisit kullanımının sadece bireysel değil, ulusal bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Çözüm, eğitim, denetim ve bilinçli tarım uygulamalarından geçiyor.