“Emekçinin Sesi Kocaeli’den Yükseldi”
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Yunus Değirmenci Başkanlığında Kocaeli Anıtpark önünde toplanan HAK-İŞ üyesi emekçiler ile birlikte “Örgütlenme ve Kayıt Dışı İle Mücadele” konulu taleplerini dile getirdiler. Toplantıya, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Yunus Değirmenci’nin yanı sıra Genel Sekreter Yardımcısı Fatma Zengin, HAK-İŞ Kocaeli İl Başkanı Muharrem Şubaşı, Sendikaların Genel Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, çevre illerinden İl, Bölge ve Şube Başkanları, üyeler ve teşkilat mensupları katıldı.
Değirmenci, Genel Başkan Mahmut Arslan’ın liderliğinde HAK-İŞ Konfederasyonu’nun her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçilerin sesini tüm dünyaya duyurabilmek için tarihi bir adım attığını anımsatarak, Genel Başkan Arslan’ın HAK-İŞ teşkilatına ve Kocaeli halkına selamlarını iletti.
“Bu Yıl 1 Mayıs’ta Rize’deyiz”
Değirmenci, Konfederasyonlarının 1 Mayıs haftası etkinliklerine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Genel Başkanımız Mahmut Arslan’ın başkanlığında HAK-İŞ Yönetim Kurulu olarak, 1 Mayıs’ı sadece bir güne değil, bir haftaya yayma kararı aldık. 22-29 Nisan tarihleri arasında Kocaeli, Van, Aydın, Konya ve Gaziantep illerinde basın açıklamaları yapmayı kararlaştırdık. En nihayetinde de; 1 Mayıs’ı her yıl ayrı bir ilde kutlama anlayışımıza uygun olarak, bu yıl 1 Mayıs Kitlesel Mitingimizi Karadeniz’in incisi Rize’de gerçekleştireceğiz. HAK-İŞ olarak, 1 Mayıs’ta emeğin onurunu, alın terinin kutsallığını, dayanışmanın gücünü haykırmak için hep birlikte Rize’de olacağız. Bugün, Türkiye sanayisinin kalbi, emeğin alın teriyle yoğrulduğu güçlü şehir; Kocaeli’deyiz” dedi.
“Emeği Kutsal Bilen Bir Gelenekten Geliyoruz”
Değirmenci, Konfederasyonları HAK-İŞ’in emek ve alın terini en yüce değer sayan bir gelenekten geldiğini dile getirerek, “HAK-İŞ olarak, bu değeri yalnızca söylemlerde değil, sahada, mücadelede, politikada, kısacası sesimizi duyurabileceğimiz her alanda savunuyoruz. Sendikalı olmak, yalnızca bir hak değil, aynı zamanda kayıt dışı istihdama karşı bir sigortadır. Sendikalı olmak, sadece toplu sözleşme yapmak değil; iş kazalarını önlemek, işçinin hakkını aramasını kolaylaştırmak, güvenceli bir gelecek demektir” şeklinde konuştu.
“Kayıt Dışı İstihdam Sadece Ekonomik Bir Mesele Değil, Aynı Zamanda Bir İnsanlık Meselesidir”
Emek hareketinin “Örgütlenme ve Kayıt Dışı ile Mücadele” konularına dikkat çeken Değirmenci, kayıt dışı istihdamın sadece ekonomik bir mesele olmadığını, aynı zamanda bir insanlık meselesi olduğuna vurgu yaptı. Değirmenci, “Sosyal güvenlikten mahrum kalan bir işçi, iş kazası geçirdiğinde hakkını arayamayan, yaşlandığında emekli olamayan, geleceğini göremeyen bir emekçidir. Kısacası kayıt dışılığın olduğu yerde, ne işçi sağlığından ne iş güvenliğinden ne de adil ücretten söz edebiliriz” dedi.
“Emeğin Sesine Kulak Vermeliyiz”
Ülkemizde sendikalaşma oranının düşük olduğunun altını çizen Değirmenci, “Sahada yaşanan gerçekler, anayasal bir hak olan sendikalaşmanın ne kadar zorlaştırıldığını bizlere açıkça gösteriyor. Sendikalı işçiler işten çıkarılıyor. Yetki davaları yıllarca sürüyor. Sendikal baskılar hala birçok işyerinde devam ediyor. Hukuki boşluklar ve yaptırımlar caydırıcı olmuyor. Bu ortamda işçinin özgürce örgütlenmesi mümkün değildir. Gerçek anlamda bir demokrasi ve sosyal adalet istiyorsak, önce emeğin sesine kulak vermeliyiz. Güvencesiz çalışmayı ve kayıt dışı istihdamı sona erdirmeliyiz. HAK-İŞ olarak, bu sorunlara çözüm üretmek için var gücümüzle durmaksızın çalışıyoruz, politikalar geliştiriyoruz” dedi.
Değirmenci, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması ve kayıt dışıyla topyekûn mücadele için belirlediğimiz taleplerini kamuoyu ile paylaştı. Değirmenci, şunları kaydetti:
“HAK-İŞ olarak, örgütlenme özgürlüğü ve kayıtlı istihdam, daha güçlü bir ekonomi, daha huzurlu bir toplum ve daha adil bir gelecek için haykırıyoruz; Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı, Sendikalı işyerlerine ilave teşvikler sağlanmalı, Yetki tespiti davaları hızlandırılmalı, İşe iade hakkı etkin şekilde uygulanmalı, Kayıt dışı çalışmanın yoğun olduğu sektörlerde özel denetim mekanizmaları kurulmalı, Ev hizmetlerinde çalışanlar sosyal güvenlik kapsamına alınmalı, Vergi sisteminde adalet sağlanmalı, Aile bireyleri ve çocuk sayısı dikkate alınarak adil bir vergi dilimi oluşturulmalı, Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyona karşı önlemler artırılmalı, Aile bireylerine bakım veren kişiler sosyal güvenlik sistemine dahil edilmeli, Kadınlar, engelliler ve diğer dezavantajlı grupların işgücü piyasasına katılımı artırılmalı, Eğitim ve istihdam arasındaki bağ güçlendirilmeli, Tüm emekçiler için daha fazla iş güvencesi sağlanmalıdır.”