“Kadın öğrenci ve akademisyen oranlarımız OECD standartlarında”
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, istihdam piyasalarının beklentilerine vaktinde ve etkin cevap verebilmek adına yükseköğretim politikalarında ve üniversitelerde gerekli olan beceri ve yetkinliklerin öğretilmesi ve kazandırılması vizyonunu uygulamaya koyduklarını belirterek, “Bu amaçla başlattığımız dijital ve yeşil beceriler inisiyatifinin dikkate alınmasını ve bunun üzerinde durulmasını bilhassa istirham ediyorum.” dedi.
YÖK’ün internet sitesinde konuşmasına yer verilen Özvar, dijital ve yeşil becerilerin, geleceğin istihdam piyasalarında, mezunların çok daha kısa sürede belki daha yüksek ücretlerle iş bulmalarına imkan verecek beceriler olduğunu vurgulayarak, “Bu bakımdan Yükseköğretim Kurulunun bu planını üniversitelerimizin de paylaşmasını, sadece birer program açmak suretiyle bu becerilerin kazandırılmasını değil bütün programlara bu becerilerin enjekte edilebilmesi veya içine sokulabilmesi için her türlü düzenlemeyi dikkate almasını ve buna uygun çalışmalar yapmasını istiyoruz. Üniversitelerimiz bununla yükümlüdür.” şeklinde konuştu.
2025-2029 Strateji ve Paydaşlar Zirvesi, "İş Birliği ile Güçlü Gelecek" temasıyla Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, temel hedeflerinin Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmek olduğunu belirtti. Özvar, bu hedef doğrultusunda, araştırma ve uygulama merkezlerinin kapasitesini ve üretkenliğini artırmaya yönelik gerekli idari ve hukuki düzenlemelerin hayata geçirildiğini vurguladı.
-“Kalite” ve “akreditasyon” vurgusu-
Özvar, “Yükseköğretimde kalite ve akreditasyon odaklı yaklaşımımız çerçevesinde, lisansüstü programlar için akreditasyon ve nitelikli yayın koşulları getirdik. Bu, yükseköğretim sistemimizin niteliğini artırmaya yönelik önemli bir adımdır. Bugün itibarıyla yükseköğretim kurumlarımızın yüzde 35’inin kurumsal akreditasyona sahip olması, bu alanda alınan mesafenin somut bir göstergesidir. Bu oranın 2027 yılına kadar yüzde 100'e ulaşmasını istiyoruz.” dedi. Özvar, YÖKAK tarafından yetkilendirilen ulusal ve uluslararası kuruluşlarca verilen program akreditasyonlarına göre ise mevcut programların yüzde 17’sinin akredite durumda olduğu bilgisini verdi. Özvar, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere çalışma yürütüldüğünü de vurguladı.
“Kadın öğrenci ve akademisyen sayısında OECD standartlarını yakaladık”
2024 YKS sonuçlarına göre programların doluluk oranının devlet üniversitelerinde yüzde 98,8 gibi yüksek bir seviyede gerçekleştiğini ifade eden Özvar, “Kadın adaylar yaklaşık yüzde 55 erkeklerse yüzde 45’lik oranlarda bir programa yerleşme hakkı elde etmiştir. Bu oranlar, Türk yükseköğretiminin erişim, kapsayıcılık ve fırsat eşitliği bakımından ulaştığı yüksek standartların açık bir göstergesidir.” dedi. Özvar, “Yükseköğretimde kadınların rolü, yalnızca öğrenci olarak değil, akademisyen olarak da artış göstermeye devam ediyor. Kadın öğrencilerin yükseköğretime erişimdeki artışı, üniversitelerdeki kadın öğretim elemanı oranlarını da OECD standartlarına taşıdı. Bu oranlar, Türkiye’nin cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık konusunda kastettiği yolu işaret ediyor.” şeklinde konuştu.
“Tek tip üniversite modelinin önüne geçiyoruz”
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, ekonomik, sosyal, kültürel ve beşerî kaynakları geliştirmek ve bilimsel üretkenliği artırmak adına ülkenin özelliklerine uygun misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma modelleri geliştirip uyguladıklarını belirterek, “Üniversitelerimizin tek tipleşmesinin önüne geçecek ve güçlü yanlarını ön plana çıkaracak projelere ağırlık veriyoruz.” dedi. Bu kapsamda, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı ile 25, Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı ile 16, Öncelikli Alanlarda Uzmanlaşan Üniversiteler Projesi ile de 25 üniversiteyi desteklediklerini ifade eden Özvar, sadece Türkiye’ye değil, bölgeye de örnek olacak özgün projelere devam edeceklerini ifade etti.
“Küresel akademik ve öğrenim hareketliliğinin odağı olmak istiyoruz”
Özvar, Türk yükseköğretiminin uluslararasılaşma hedeflerinin, yalnızca öğrenci sayılarıyla değil, nitelikli akademik iş birlikleriyle de desteklendiğini belirterek, “Uluslararasılaşma hedefinin özünü, Türk yükseköğretimini bölgesel ve küresel akademik ve öğrenim hareketliliğinin ve etkileşimin odaklarından biri haline getirmek oluşturmaktadır.” şeklinde konuştu. Özvar şöyle devam etti:
“Yükseköğretim Kurulu olarak Türkiye’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olma hedefini destekleyen bir anlayışla hareket ediyoruz. Uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye ve üniversitelerimize olan ilgisinin artması bu bakımdan çok önemlidir. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir.”
Özvar, son dönemde, uluslararasılaşma bağlamında attıkları önemli adımlardan birinin de üniversite iş birliklerini sınır ötesi ortaklıklara varacak şekilde genişletmek olduğunu vurgulayarak, “Bu yıl Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi öğretime başlamış bulunuyor. Benzer iş birliği modellerini Türk dünyası başta olmak üzere İslam dünyasında, Afrika’da ve Balkanlarda yaygınlaştırmaya ve köklü üniversitelerimizin yurtdışı birimler açmasını desteklemeye devam edeceğiz. En son geçen hafta Kahire’de yaptığımız temaslarla Türkiye-Mısır Üniversitesinin kuruluşuyla alakalı çalışmaları başlattığımızı buradan sizlere duyurmak isterim, bu bizim açımızdan fevkalade kritik konulardan bir tanesini oluşturmaktadır.” şeklinde konuştu.