Kısacık: Öğretmenlerimiz Bir Anne, Bir Baba, Bir Abla, Bir Ağabeydir
Öğretmenlerimiz Çocuklarımızın Derdiyle Dertlenen Rehberlerimizdir
Öğretmenlerin ülkelerin geleceğine doğrudan katkı sunan eğitim sisteminde ağır bir sorumlulukla görev yaptığına değinen Kısacık, “Bir ülkenin her dönemde araştıran, sorgulayan, ileriye bakan, geleceğe her zaman hazır, bilime ve teknolojiye inanan, kendine güvenen yetişmiş bireylere ihtiyacı vardır. Birey için bu yetişme bir süreçtir. Süreçteki en temel faktör eğitim, eğitimde anahtar rolü üstlenenler ise şüphesiz çok değerli öğretmenlerimizdir. Geleceğimiz olan çocuklarımızı ideal ve nitelikli insanlar olarak yetiştirmek gibi son derece önemli bir sorumlulukla bu kutsal mesleği icra eden öğretmenlerimiz, her bir öğrenciyi evladı gibi görür ve kabul eder. Bir anne ve baba sadece evinin ve evladının derdiyle dertlenirken, öğretmenlerimiz her bir öğrencisinin derdiyle dertlenir ve elinden geldiğince öğrencisinin derdine derman olmaya çalışır. İşte bu sebeptendir ki dilimizde, ‘Öğretmenim’ diye hitap ettiğimiz bu kıymetli insanlar gönlümüzde; bir anne, bir baba, bir abla, bir ağabey, bir kardeş gibi hayatımızda rol model aldığımız rehberlerimizdir” sözleriyle öğretmenlerin, sadece kurumsal değil toplumsal bir rol üstlenen rehberler olduklarını belirtti.
Öğretmenlerimizin Yaşadığı Olumsuzlukları Değil; Mesleki Gelişimlerini ve Sosyal, Ekonomik Refahlarını Konuşmalıyız!
Yaşanan ekonomik krizin eğitim sistemini ve öğretmenlik mesleğini de olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Kısacık, 24 Kasım’da öğretmenler hakkında yaşanan sorunlarla anmanın güç ve kabul edilemez olduğunu ifade etti: “Ülke olarak çocuklarımızın eğitimine verdiğimiz önemi, yegane eğitim neferlerimiz olan öğretmenlerimize de vermemiz gerekmektedir. Ancak öğretmenlerimiz, ülkemizde uygulanan eğitim sisteminden atama usulüne kadar pek çok sorunla boğuşmakta, ekonomik krizin kurumsal olumsuzluklarıyla da ayrıca mücadele etmekle karşı karşıyadır. 24 Kasım gibi çok anlamlı bir günde, Öğretmenlerimizi bu sorunlarla karşı karşıya bulmak ve bu sorunları böylesi bir günde anmak gerçekten çok üzücü ve kabul edilemez bir durum! Güçlü ve dinamik bir Türkiye’ye eğitim ve öğretim yolu ile ulaşmak istiyorsak, öğretmenlerimizin yaşadığı şiddet olaylarını, atama ve sosyal hak adaletsizlerini değil; mesleki gelişimlerini, eğitim sistemimize sağladıkları katkıyı artırmayı ve sosyal – ekonomik refahlarını konuşmalıyız. Öğretmenlik mesleğinin geleceğini ve verimliliğini tehdit eden tüm olumsuzlukların ve sorunların, bir an evvel, kalıcı çözümlerle öğretmenlerimizin hayatından çıkartılması gerekmektedir.”
Öğretmenlerin binbir güçlükle ve zorlukla ülkemize hizmet ettiğinin altını çizen Kısacık, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerimizi aklın ve bilimin ışığında, manevi değerlerimize bağlı, değişen Dünya şartlarının bilgi ve donanımına sahip, açık fikirli bir şekilde, her türlü zorlu koşullarda, yetiştirmeye çalışan tüm değerli öğretmenlerimizin, 24 Kasım Öğretmenler Gününü en içten duygularımla kutuluyorum”