“Okullarda temizlik lüks değildir”
Toprak, İşgücü Uyum Programı (İUP) ile okulların en temel ihtiyacı olan temizlik ve hijyen konusunda tasarruf tedbirleriyle kısıtlandığını ileri sürdü. Toprak, okullarda temizliğin bir lüks değil zorunluluk olduğuna dikkat çekti.
Sendika binasında, şube yöneticilerinin katılımıyla basın toplantısı düzenleyen Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, İUP ile okullarda haftada yalnızca 3 gün yardımcı hizmet personeli çalıştırılacağını dile getirerek, bu personelin asgari ücretin altında bir ücretle görevlendirileceğini söyledi. Toprak, yardımcı hizmet personeline sadece çalıştıkları günler için sigortasının yapılacağını ancak bu sürenin de emekliliğe sayılmayacağını dile getirirken, “Bu koşullarda kim bu işi yapmak ister? Üç gün yeter mi? Çocuklarımızın sağlığı bu kadar ucuz mu?” diye sordu.
Hijyenden Tasarruf Edilemez!
Okullarda temizliğin bir lüks değil, zorunluluk olduğunu vurgulayan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, bir çocuğun sağlıklı bir ortamda eğitim almasının, en temel insan haklarından birisi olduğunu kaydetti.
Toprak, şöyle devam etti:
“Fakat bu sorumluluğu yerine getirmek yerine, hükümet geçici ve güvencesiz çözümlerle bizi oyalıyor. Okullarımızda hijyen eksikliği nedeniyle yaşanacak salgın hastalıklar kapıda. Bu, sadece bugünün değil, çocuklarımızın geleceğinin sağlığıyla oynamak demektir. Geçici iş gücüyle değil, kadrolu ve güvenceli istihdamla bu sorun çözülebilir!
Veliler, Bu Sorun Hepimizin!
Çocuklarımızın sağlığını ve eğitim hakkını korumak hepimizin görevi. Veliler olarak, bu soruna sessiz kalmamalısınız! Okullarda hijyenin sağlanması, sağlıklı içme suyu ve her çocuğa bir öğün yemek sağlanması öğrencinin en temel hakkıdır. Her gün çocukların karşı karşıya olduğu bu sorunları çözmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Eğer bugün harekete geçmezsek, çocukların geleceğini kaybedeceğiz.
Tasarruf adı altında, çocuklarımızın sağlığı ve geleceği riske atılamaz. Eğitim Sen olarak, her çocuğun hijyenik koşullarda eğitim alması için kadrolu ve güvenceli temizlik personeli istihdam edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, her öğrenciye bir öğün yemek ve temiz içme suyu sağlanması, kamusal eğitimin bir parçası olarak kabul edilmelidir. Bu, çocuklarımızın sadece bugünü değil, yarınını da güvence altına alacak bir adımdır.
Velileri ve Eğitimcileri Mücadeleye Çağırıyoruz!
Bu sorunu hep birlikte sahiplenmezsek, çocuklarımızın sağlığı, eğitim hakkı ve geleceği daha da tehlikeye girecek. Veliler, öğretmenler, eğitim çalışanları! Gelin, hep birlikte sesimizi yükseltelim. Kamusal eğitim hakkını savunalım, çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim alması için mücadele edelim. Bu mücadele, yalnızca öğretmenlerin değil, tüm toplumun mücadelesidir. Geleceğimizi ellerine teslim ettiğimiz çocuklarımızın haklarını birlikte savunmalıyız. Eğitime bütçe, okullara ödenek talebimizi daha güçlü bir şekilde haykırmak için sizleri yanımızda görmek istiyoruz. Geçici çözümlerle değil, kalıcı politikalarla eğitimi koruyalım! Gelecek çocuklarımızın, onların hakkını savunmak bizim görevimizdir!”