"SAVAŞLAR GEZEGENİMİZİ YOK EDİYOR"
Dünya Barış Günü’nde TEMA Vakfı, savaşların yalnızca insan hayatını değil, aynı zamanda gezegenimizin ekosistemini de yok ettiğine dikkat çekti. Savaşların yıkıcı etkileri, sadece can ve mal kaybıyla sınırlı kalmıyor; ekolojik tahribat da, savaşın gizli ve uzun vadeli kurbanları arasında. Son yıllarda yaşanan savaşlarda, fosil yakıtların ve patlayıcıların kullanımı, hem savaş anında hem de barış zamanlarında büyük miktarda sera gazı salımına yol açıyor. Bu durum, iklim krizini körükleyerek gezegenimizin geleceğini tehdit ediyor.
"SAVAŞIN YIKICI ETKİSİ CAN VE MAL KAYBI, EKOLOJİK TAHRİBAT"
Gazze örneğinde olduğu gibi, savaşların çevresel sonuçları trajik bir şekilde ortaya çıkıyor. Uzmanlar, Gazze'deki savaşın tarım arazileri, enerji ve su altyapısını büyük ölçüde tahrip ettiğini ve bunun sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin yıllar süreceğini belirtiyor. TEMA Vakfı, savaşların neden olduğu ekolojik tahribatın sadece doğayı değil, insanlığı da derinden etkilediğini vurguluyor. Ormansızlaşma, hava kirliliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve arazi bozulumu gibi sorunlar, savaşın bıraktığı kalıcı izler arasında.
"EKOLOJİK TAHRİBAT YALNIZCA BARIŞ İLE ÇÖZÜLÜR"
Bu tahribatlar, doğal kaynakların azalmasına ve su varlıklarının kirlenmesine yol açıyor, dolayısıyla ekosistemlerin dengesi bozuluyor. TEMA Vakfı, Dünya Barış Günü'nde tüm insanlığa seslenerek, savaşların yarattığı ekolojik yıkıma karşı durma çağrısında bulunuyor. Vakıf, barışın sadece toplumsal değil, çevresel bir gereklilik olduğunu belirterek, “Doğayla ve toplumla barış içinde yaşamadan, sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmak mümkün değil” diyor. Savaşların yol açtığı ekolojik tahribatın, tüm dünyayı etkileyen bir krize dönüştüğünü ve bu krizin yalnızca barış yoluyla çözülebileceğini vurguluyor.